Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2017/1999
KARAR NO : 2020/154
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/03/2017
NUMARASI : 2011/554 E – 2017/143 K
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 11/02/2020
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı …’un müvekkiline krom madeni işletmeciliğinde ortaklık teklif edip ikna ettiğini, davalılar … ve …’in davalı şirket üzerinden elde ettikleri krom madeni işletme ruhsatı ve taahhüt ettikleri yıllık 7.000 tonluk üretim kapesitesi nedeniyle cazip ve karlı gösterdikleri için müvekkilinin ortaklığı kabul ettiğini, müvekkiliyle davalı şirket arasında 15/10/2009 tarihinde krom madeni işletmesi ortaklık sözleşmesi adı altında adi yazılı sözleşme akdedildiğini, sözleşme uyarınca müvekkilinin Gaziantep Şahinbey Sofalıca köyünde bulunan krom madeninin işletilmesi için maden işletme ruhsatına sahip olan davalı şirketle %50 oranında ortak olduklarını, sözleşmede krom sahasının işletmesi ile ilgili tüm yatırım ve harcamaların müvekkili tarafından yapılacağını, madenin çıkarılması ile ilgili her türlü çalışmanın ise … ve davalı …’in babası …nezaretinde yapılacağı, krom madeninin müvekkili ile davalı şirket tarafından 3 yıl süre için çıkartılmasının kararlaştırıldığını, madenin çıkarılması için tarafların madencilik şirketi kuracağını, müvekkilinin %50 davalılar…n %25 oranda paydaş olacaklarını, davalı şirket ile yeni kurulacak şirket arasında bir rödövans sözleşmesi yapılacağının kararlaştırıldığını, müvekkilinin sözleşme gereği üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirdiğini, 24/11/2009 tarihinde…ve Müşavirlik Hizmetleri Turizm İnşaat Sanayi Ticaret Ltd Şti ismiyle şirket kurduklarını, müdürlük yetkisinin müvekkili ile davalı …’a verildiğini, davalı şirket ile yeni kurulan bu şirket arasında 01/01/2010 tarihinde rödövans sözleşmesi imzalandığını, müvekkilinin hem ortaklık sözleşmesi hem de rödövans sözleşmesi gereği yatırım ve işletme yükümlülüğünü karşıladığını, davalılar …r’in katkıda bulunmamaları nedeniyle yeni kurulan …ı Ltd. Şti’nin harcamalarının müvekkili tarafından karşılandığını, davalı şirketin işletme ruhsatını diğer iki davalının kusurlu davranışları nedeniyle 07/06/2010 tarihinde aldığını, Gaziantep Orman İşletmeden iznin 10/08/2010 tarihinde, dinamit kullanma izninin ise Mart 2011 tarihinde alınabildiğini, üretim için taahhüt edilen yıllık 7.000 tonun çok altında 10 ayda 200-250 ton üretim yapılması nedeniyle davalıların zarar ettiklerini ileri sürerek müvekkiline pay ödemeye yanaşmadıklarını, davalılar tarafından 22/04/2011 tarihinde işletme giderlerinin karşılanması aksi halde rödövans sözleşmesinin feshedileceğini ihtar ettiklerini, daha sonra ikinci bir ihtarnameyle rödövans sözleşmesini tek taraflı feshini bildirdiklerini ve maden işletmesinin demirbaşlarına, müvekkilinin yaptığı yatırım ve işletme giderlerine el koyduklarını, davadan önce almış oldukları hukuki mütaalada davalıların kötü niyet ve muvazaalarının belirlendiğini ileri sürerek, krom madeni işletme sürecinde davalıların kusurlu ve kasıtlı davranışlarıyla yol açtıkları zarar ile işletmenin üretime geçtiği tarihden itibaren üretilip satılan kromdan müvekkiline düşen miktarın tespiti ile HMK 107 maddesi gereğince tahkikat süresinde belirlenecek miktarda arttrılmak kaydıyla şimdilik 100.000,00 TL’nin ticari temerrüt faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında yapılan görüşmeler esnasında ve her iki sözleşmenin imzalanması sürecinde davacıya yapacağı yatırım ile ilgili tüm bilgilerin ayrıntılı şekilde verildiğini, davacının tüm aşamalarda yapacağı yatırım ve altına gireceği sorumlulukların bilinciyle hareket ettiğini, bu nedenle davacının iradesinin etkilenmesi, aldatılması, yanıltıcı bilgilerle sözleşmeyi imzalamaya zorlanmasının söz konusu olmadığını, sözleşmede yer alan maddeleri davacının muhasebecisi ile birlikte bizzat düzenleyip imzalattığını, taraflar arasındaki rödövans sözleşmesine göre işletmeci konumunda olan ….Ltd. Şti’nin işletme konusunun belirlendiğini, sözleşme uyarınca işletme giderleriyle diğer giderlerin işletmeci tarafından ve ortaklık sözleşmesinin 1. maddesi uyarınca davacı tarafından karşılanacağının belirlendiğini, rödövans sözleşmesinin 9. maddesinde ilk 3 aylık etüt döneminde rödövans ödemesi yapılmayacağını, bu 3 aylık dönemden sonra işletmeci ….Ltd Şti tarafından yatırım yapmaya elverişli miktar ve kalitede cevher tespit edilirse yatırım çalışmalarının sonunda üretilecek konsantre ürünler için ruhsat sahibi olan davalı şirkete %2 oranında rödövans ödemesi yapılacağını, bu oranın sembolik olarak belirlendiğini ve davacıya korumaya yönelik düzenleme olduğunu, bunlara rağmen davacının 1 yılı aşkın süre sonunda yatırım ve harcamalara ilişkin yükümlülüklerini yerine getirmemesi nedeniyle dava dışı …Ltd Şti’ye ihtarname keşide edildiğini, ihtarnameye rağmen sorumluluklarını yerine getirmemesi nedeniyle rödövans sözleşmesini haklı nedenlerle tek taraflı olarak feshettiklerini, somut olayda müvekkilleri … ve …’e husumet yöneltilemeyeceğini, davacının ortaklık sözleşmesini … Ltd Şti ile imzalamış olduğunu, davacının üzerine düşen yükümlülükleri gereği gibi yerine getirmemesi nedeniyle kusurlu davranışlarıyla hedeflenen üretim miktarına ulaşılamadığını, davacının ödemesi gereken işçi maaşı, harçlar, SSK primleri, vergi borçları, elektrik borcu, dinamit bedeli, akaryakıt bedeli ve çalışan SSK girişini yapmadığını, Orman ve Harita Mühendisine ödemesi gereken ücretleri eksik ödediği madenin çıkarılması için işleri süresinde yapmadığını, patlayıcı madde taşımacılığının yapıldığı kamyonetin sigortasını yenilemediğini, işçilerin kumanyalarına ilişkin borcunu ödemediğini, köy bakkalına olan ekmek borcunun dahi ödenmediğini, böylelikle ortaklık sözleşmesinin 1. maddesi gereği üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmediği, müvekkili şirketin Maden İşleri Genel Müdürlüğünden işletme iznini alırken hazırladığı projede yıllık krom üretim miktarını 7.000 ton olarak taahhüt ettiğini, taahhüt edilen bu miktarın altında üretim yapıldığında belli müeyyidelere tabi tutulduğunu, davacının yükümlüklerini yerine getirmemesi nedeniyle taahhüde uyulamadığını ve davalı şirketin devlete fazladan ödeme yapma durumuna karşı karşıya kaldığını, işçi ödemeleri yapılmaması nedeniyle işi bırakmalarını ve çalışmanın durmasına davacının sebep olduğunu, bu nedenle sözleşmenin haklı nedenle feshedildiğini, davacının çevre uyum teminatını yasal süre içerisinde ödememesi nedeniyle ruhsat sahibi olan müvekkili şirketin önceden yatırdığı ruhsat teminatını irat kaydedilmesine neden olduğunu, kurum nezdinde itibar kaybettiğini, davacının herhangi zararının olmadığını, 800.000 USD tutarında yatırım yapmadığının şirket mizanında dahi belli olduğunu, davacının müvekkili şirket ile yapmış olduğu ortaklık sözleşmesine göre yatırım ve harcamaya yönelik yükümlülüklerini dava dışı … Ltd Şti’nin işletmecesi üzerinden gerçekleştirdiğini, müvekkili şirketin davacıya borcu olmadığını, aksine alacaklı olduğunu, davacının yükümlülüğündeki yatırım ve harcamanın zorunlu olarak ruhsat sahibi müvekkili şirket tarafından yapıldığını, ortaklık sözleşmesinde davacının sözleşmenin sıralanan maddelerindeki şartlar dahilinde %50 ortak olacağı konusunda anlaşma yapıldığını, davacının kurulan madencilik şiketinde sahip olacağı %50 hissesi ile işletmeciliğe ortak olacağını kurulan … Ltd Şti’nin %50 hissesi dışında maden işletmeceliği ile ilgili müvekkilinden alacağının bulunmadığını, davacının … Ltd Şti’de bulunan %50 oranındaki hissesiyle ile ilgili taleplerinin muhattabıda müvekkil şirket olmadığını, davacının Kadıköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/889 E. sayılı dosyasıyla … Ltd Şti ve şirketin diğer ortakları olan müvekkilleri … ve … aleyhine zararların tespiti ve şirketin fesih ve tasfiyesine yönelik başka bir dava açtığını ileri sürerek öncelikle müvekkilleri …aleyhine açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle ve esastan reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonunda; ortaklık sözleşmesi ve rödovans sözleşmesi ile davalılara yüklenilen sorumluluğun ihlal edildiğine ilişkin, davacı iddiasını ispatlayamadığından davanın reddine karar verilmiştir.Söz konusu kararı davacı vekili istinaf etmiştir. İstinaf dilekçesinde özetle; bilirkişi raporuna itirazda bulunduklarını ve yeni bir heyetten rapor alınmasını istedikleri halde mahkemece bu taleplerinin gerekçesiz olarak reddedildiğini, suç duyurusunda bulunma taleplerinin kabul edilmediğini, reddi hakim talebinde bulunduklarını, bu taleplerinin gerekçesiz olarak reddine karar verildiğini, mahkeme hakimi ile reddi hakim talebinin reddine karar veren hakim hakkında HSK’ya şikayet dilekçesi verdiklerini, bilirkişiler hakkındada C.Başsavcılığına gerçeğe aykırı bilirkişilik ve görevi kötüye kullanma hakkında şikayette bulunduklarını, mahkemece şikayet nedeniyle husumet oluşan hakimin davaya bakarak hüküm kurması ve dosyadaki kanıtlar ve kesinleşmiş mahkeme ilamı karar verilmesi nedeniyle hükmün kaldırılarak dosyasının aynı yargı çevresindeki başka bir mahkemeye gönderilmesi ya da usulü eksikliklerin giderilmesi ve yeniden karar verilmesi gerektiğini, kesinleşmiş mahkeme kararının değerlendirilmediğini, raporun kendi içinde tutuarsız olduğunu, dosya içerisindeki somut gerçeklerin çarpıtıldığını, raporda bilirkişi heyetinin ”gerek ortaklık sözleşmesinde gerekse rödövans sözleşmesinde ruhsat ve izinlerin belirli bir tarihe kadar davalılar tarafından alınması gerektiği ve yine davalılar tarafından yıllık 7.000 ton üretim yapılacağı yönünde herhangi bir hüküm bulunmadığı bu nedenle davacı iddialarının geçerli delillerle kanıtlanamadığı” şeklinde davanın esasını etkileyecek hatalı değerlendirme yapıldığını, oysa davalı şirket tarafından MİGEM’e sunulan projede 7.000 ton üretim yapılacağının taahhüt edildiğini, bu hususun davalılarında kabulünde olduğunu, Gaziantep 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/6 sayılı talimat dosyasında alınan raporda da bunun belirlenmiş olduğunu, bilirkişilerin, davalılar lehine rödövans sözleşmesinin feshi ve 199,42 ton krom cevherinin satışı konularını çarpıtmış olduklarını, raporda sözleşmenin 18/08/2011 tarihinde feshedilmesinden sonra 25/08/2011 tarihinde 199,42 ton krom cevheri satıldığının belirtildiğini, dosyadaki bilgilere göre rödövans sözleşmesi davanın tarafları arasında olmayıp … ile ….şirketleri arasında düzenlendiğini ve davalı gerçek kişilerin, sözleşmeye taraf olmayan müvekkiline karşı fesih ihbarının usulsüz yapıldığını, bilirkişilerin fesih ihbarını keşide eden davalıları bilinçli olarak birbirine karıştırmış olduğunu, kesinleşmiş mahkeme kararında fesih ihbarının usulsüz ve geçersiz kabul edildiğini, yapılan krom satışının davalı … tarafından yasal ve meşru işlem olarak gösterildiğini, rapor dosya içindeki bilgi ve belgelere aykırı olduğu gibi açık ve anlaşılır olmadığından hukuka aykırı olduğunu, bu rapora dayanarak hüküm kurulamayacağını ileri sürmüştür.
Dava, adi ortaklık ilişkisinden kaynaklı tazminat ve alacak istemine ilişkindir.Dosya kapsamından; davacı ile davalı şirket arasında 15.10.2009 tarihli ortaklık sözleşmesi yapıldığı, sözleşme ile krom madeni işletilmesi için tüm yatırım ve masraflar davacı tarafından karşılanmak üzere yeni bir şirketin kurulacağı, kurulan bu şirketin işletme hakkını davalı …şirketiyle rödövans sözleşmesi ile kiralayacağı, kurulacak şirketin %50 hissesinin davacı, % 25 hissesinin …, %25 hissesinin ise …’e ait olacağının kararlaştırıldığı, sözleşme gereğince de 18.11.2009 tarihinde… Madencilik Jeotermal Jeofizik Etüt Proje ve Müşavirlik Hizmetleri Turizm İnşaat Sanayi Ticaret Ltd Şti’nin kurulduğu, 15.10.2009 tarihinde ise …ı..Ltd. Şti. ile davalı şirket arasında rödovans sözleşmesinin imzalandığı, bilrkişi raporuna göre davacının ortaklık sözleşmesi ile krom sahasının işletilmesi ile ilgili tüm harcamalar ve yatırımların yapılacağına dair edimini yerine getirmediğinin saptandığı görülmüştür.Dosya içeriğinde bulunan İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 09.12.2015 tarih ve 2011/889 E 2015/969 K sayılı karar örneğine göre davacı … tarafından davalılar …, … ve … Madencilik Ltd. Şti. aleyhine davalı gerçek kişilerin davalı şirkete zarar verici eylem ve davranışlarının bulunup bulunmadığı, böyle bir davranış varsa zarar kapsamının ve tutarının belirlenmesi, davalı şirketin feshi için yasal koşulların bulunup bulunmadığı, davacının yaptığı yatırım, davacının yatırımları karşılayıp karşılamadığı, sözleşmeye aykırı davranışının bulunup bulunmadığı, davalıların rödovans sözleşmesinin haklı ve usule uygun feshedip etmediklerini tespitinin istendiği, mahkemece zararlar ve fesihle ilgili olarak açılan 2011/554 E sayılı dosyasının konusunu oluşturduğu ve tarafların şirketin feshini talep ettikleri gerekçesiyle davanın kabulüne ve şirketin feshine karar verildiği, yapılan UYAP sorgulamasında kararın temyizi üzerine Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 21/05/2018 tarih ve 2018/1970 E- 2018/3769 K sayılı kararıyla “..dava dilekçesindeki tespit istemiyle ilgili olarak hüküm fıkrasında davacının bu talebine ilişkin olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi doğru görülmemiş, ayrıca, davalı şirketin feshi ile birlikte şirketin tasfiyesine ve tasfiye memuru atanmasına da karar verilmesi gerekirken bu konuda bir karar verilmemiş olması isabetli görülmemiş..” gerekçeleriyle bozulmasına karar verildiği görülmüştür.Buna göre yapılan değerlendirmede; davacı ile davalı … Ltd. Şti. arasında yapılan adi ortaklık sözleşmesi kuruluş amacının krom madeni işletilmesi olduğu, sözleşmede bu işin yürütülmesi için ayrı bir şirket kurulmasının öngörüldüğü ve bu amaçla da … Ltd. Şti’nin 18.11.2009 tarihinde kurulduğu, ortaklarının davacı ile bir kısım davalılar olduğu, kuruluş amacı doğrultusunda … ile … şirketleri arasında rödövans sözleşmesi imzalandığı, adi ortaklığın şirketleşme suretiyle… Ltd. Şti’ne dönüştüğü görülmektedir. … Ltd. Şti hakkında fesih ve ortakların şirketin zararına hareket etmeleri iddiası ise dava konusu yapılmış ve yargılaması devam etmektedir. Dava sonunda şirketin feshine karar verilmesi halinde bunun doğal sonucunun da tasfiye olacağı açıktır. Görülmekte olan bu davanın, şirketin feshi ile birlikte şirketin tasfiyesine ve tasfiye memuru atanması noktasında bozulduğu görüldüğünden adi ortaklığın amacını gerçekleştirmek için … ltd. Şti.’nin kurulmasıyla, açıklanan hukuki seyir nedeniyle … Ltd. Şti’nin atanacak tasfiye memuru ile tasfiyesi yapılıp, tarafların hak ve alacaklarının tasfiye sürecinde belirleneceği açıktır. Dolayısıyla bu davadaki iddianın ileri sürülüşüne göre, artık adi ortaklığın şirkete dönüşmesinden dolayı,mahkemece, adi ortaklığa yönelik davacı alacağı bulunmadığı gerekçesiyle verilen karar, sonucu itibariyle usul ve yasaya uygundur.
Bu itibarla, ilk derece mahkemesince verilen kararında yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine,
Alınması gereken 54,40 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,00 TL’nin istinaf eden davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden davacı üzerinde bırakılmasına,
İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesinleştiğinde istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 11/02/2020