Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2017/1980 E. 2018/1434 K. 25.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2017/1980
KARAR NO : 2018/1434
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
BAŞKAN : ÖZNUR ÖZTÜRK (30216)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/03/2017
NUMARASI : 2015/156 E – 2017/334 K
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 25/10/2018
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; abone olan davacıdan, davalı tarafça düzenlenen elektrik faturalarında, her hangi bir tüketim karşılığı olmayan, kayıp kaçak, iletim, dağıtım, perakende satış hizmet bedeli ve sayaç okuma bedeli ile TRT payı gibi bir kısım adlar altında tahakkuk ettirilen ve haksız olarak tahsil edildiğini ileri sürdüğü bedellerden, şimdilik 5.000,00 TL’nin ticari faizi ile birlikte davalılardan tahsili ile davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekilleri cevap dilekçesinde özetle, kayıp kaçak ve diğer bedellerin perakende satış tarifesinin bir unsuru olarak faturalarda yer aldığını, 6446 sayılı EPDK’nın verdiği yetki ile bu bedellerin belirlenmesi için alınan EPDK kararlarının ve belirlediği tarifelerin tüm tüzel ve gerçek kişileri bağladığını, kanuni zorunluluklar gereği tahsil edilen bedellerin iadesinin talep edilemeyeceğini beyanla, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, yargılama sırasında yürürlüğe giren 6719 sayılı yasanın getirdiği düzenleme sebebiyle dava konusuz kaldığından, esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına ve davacı lehine masraf ve vekalet ücretine karar verilmiştir.
Söz konusu karara karşı davalılardan TEDAŞ vekili istinaf talebinde bulunmuştur. İstinaf dilekçesinde özetle; davalı Tedaş’ın 24/07/2006 tarihinde işletme devir hakkı sözleşmesiyle Anadolu yakasındaki faaliyetini Ayedaş’a devrettiğini, kendileri hakkındaki davanın pasif husumet nedeniyle reddi gerektiğini, ayrıca davacı dava başında haklı olmadığından, davanın reddi yerine konusuz kalma kararı verildiğini, yine kararda aleyhlerine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmiş olması ile kendileri lehine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemiş olmasının hukuka aykırı olduğunu beyanla, ilk derece mahkeme kararının bu yönden kaldırılmasını istemiştir.
İstinaf sebepleriyle sınırlı olarak ilk derece mahkeme kararının incelemesiyle; 6719 sayılı Kanunun 26. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na eklenen; 6719 sayılı kanunun 26. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na eklenen; geçici madde 19; “Bu maddeyi ihdas eden Kanunla öngörülen düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar, kurul tarafından yürürlüğe konulan mevcut yönetmelik, tebliğ ve kurul kararlarının bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.” hükmünü, geçici madde 20; “Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17. madde hükümleri uygulanır,” hükmünü içermektedir. Hal böyle olunca, dava tarihinden sonra yürürlüğe girmiş bulunan bu yasa değişiklikleri, yürürlük tarihi öncesi dönemde geçerli olan EPDK kararlarına dayanılarak alınmış olan ve dava konusu yapılan kayıp-kaçak, dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti ve iletim bedelleri ile ilgili olarak açılan ve halen devam eden davalarda da geçmişe etkili olacak şekilde (bu yasa değişikliği öncesinde açılan ve halen görülmekte olan davalarda) uygulanması gereken hükümler içerdiğinden 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 17. geçici 19. ile 20. maddeleri, iptal edilmedikleri veya yürürlükten kaldırılmadıkları sürece uygulanacaktır. O halde, davalı dağıtıcı şirket, mevcut yasal düzenleme ile dava konusu bedellerin tahsilini talep edebilecektir.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin benzer davalarda, eldeki davalara yönelik, yürürlüğe giren bu yasa nedeniyle davanın konusunun kalmadığına dair karar verilmesi gerektiği yolundaki emsal 2017/13140 E – 2017/16544 K sayılı ve 2017/13142 E – 2017/16545 K sayılı kararlarındaki gibi davanın konusunun kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi usul ve hukuka uygun bulunmuştur.
Özelleştirme Yüksek Kurulu’nun 2004 yılındaki, TEDAŞ’ın özelleştrilmesini kapsama alması sonucu, 21 adet dağıtım şirketi oluşturulmuş, 2006 yılında da, bu dağıtım şirketleriyle işletme hakkı devir sözleşmesi imzalanmıştır. 2006 yılındaki bu kısmi bölünmelerle, TEDAŞ yanısıra, 21 adet dağıtım şirketi bilançoları yeniden yapılandırılmıştır.
Davalının pasif husumet yönündeki istinaf sebebinin bu çerçevede incelenmesinde ise; konuya ilişkin Yargıtay 3.Hukuk Dairesi Başkanlığının 2016/11060 E.2017/976 K. sayılı kararında belirtildiği üzere, “02/10/2018 tarihli Elektrik Piyasası Düzenleme Kurumunun 27.09.2012 tarih 28424 sayılı resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 12.09.2012 tarihli 4019 sayılı kurul kararı ile Elektrik Piyasası Kanununun 3. maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi hükmü çerçevesinde, dağıtım ve perakende satış faaliyetlerinin dağıtım şirketleri tarafından 01/01/2013 tarihinden itibaren ayrı tüzel kişilikler altında yürütülmesine ilişkin hazırlanan, “Dağıtım Ve Perakende Satış Faaliyetlerinin Hukuki Ayrıştırılmasına İlişkin Usul Ve Esaslar”ın kabul edilerek, dağıtım lisansı sahibi tüzel kişiler tarafından dağıtım ve perakende satış faaliyetlerinin 01/01/2013 tarihinden itibaren ayrı tüzel kişilikler altında yürütülmesine karar verilmiştir.
İstanbul Anadolu Yakası Elektrik Dağıtım Anonim Şirketi de 01.01.2013 tarihli bölünme sözleşmesi ile İstanbul Anadolu Yakası Elektrik Perakende Satış A.Ş ve davalı İstanbul Anadolu Yakası Elektrik Dağıtım A.Ş olarak ikiye bölünmüştür. 01.01.2013 tarihli bölünme sözleşmesi ile davaya konu abonelik sözleşmesinden kaynaklanan borç ve alacakların aidiyetine ilişkin hükümler TBK 203. maddesine göre davacı bakımından hüküm doğurmaz. Davacı ile abonelik sözleşmesi imzalayan şirketin bölünme sözleşmesi imzaladıktan sonra davacı abonenin, abonelikten doğan hak ve alacaklarının hangi şirkette kaldığını takip etme gibi bir yükümlülüğü olamayacağı gibi davalı şirketin davacı abone bakımından tedarikçi sıfatı ile de sorumluluğu devam ettiğinden dava tarihi itibariyle bu davada taraf sıfatı bulunmaktadır. Bölünme sözleşmesi iç ilişkiyi ilgilendirir. Davacı ile yaptığı abone sözleşmesinin tarafı olarak akdi sorumluluğu, bölünme sözleşmesi ile ortadan kalkmaz, davalının tedarikçi (dağıtıcı) sıfatından kaynaklanan sorumluluğu devam etmektedir. Ayrıca, TEDAŞ’ın yaptığı işletme hakkı devir sözleşmesi 2006 tarihli olup, dava tarihi ve geriye doğru talep süresi dikkate alındığında, anılan açıklamalar çerçevesinde, husumet itirazı yerinde görülmemiştir.
Bunun yanında; TBK 196 ve BK 174 maddelerine göre; borcun nakli ancak alacaklının muvafakati ile olur. Bölünme sözleşmesinin borcun nakli mahiyetinde olduğu kabul edilse bile alacaklının muvafakati söz konusu olmadığından da, husumet itirazı yerinde görülmemiştir.
Ayrıca Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 18/11/2009 gün, 2009/18-421 E., 2009/526 K. sayılı ilamında belirttiği üzere, “Dava tarihinde davasında haklı olan davacının sonradan yürürlüğe giren yasa nedeniyle haksız duruma düşmesi söz konusu olmadığından, davacı lehine masraf ve vekalet ücretine” hükmedilmesi gerekir. Somut davada; dava açıldığı tarihte davacının, dava açmakta haklı olduğu, yargılama harç ve giderlerinin haksız çıkan tarafa yükletileceği kuralı karşısında, davalı lehine masraf ve vekalet ücreti taktir edilmemesine ilişkin karar usul ve yasaya uygun olup bu nedenle davalı lehine masraf ve vekalet ücretine hükmedilemeyeceğinden, davalı Tedaş’ın tüm istinaf talepleri yerinde görülmemiştir.
Açıklanan sebeplerle davalı Tedaş’ın istinaf taleplerinin HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davalı TEDAŞ’ın istinaf talebinin HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine,
Harçlar Yasası gereğince alınması gerekli 35,90 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 4,50 TL’nin istinaf eden davalı TEDAŞ’tan alınarak Hazineye irat kaydına,
İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına,
İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa, karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine,
Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 25/10/2018