Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2017/1970 E. 2018/795 K. 22.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2017/1970
KARAR NO : 2018/795
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/03/2017
NUMARASI : 2015/553 E- 2017/196K
DAVANIN KONUSU : Alacak
KARAR TARİHİ :22/06/2018
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının iş yeri adresinde kullandığı elektrik faturalarında hizmet bedeli karşılığı olmayan kayıp kaçak bedeli gibi adlar altında bedel alındığını, … A.Ş.’nin tahsil ettiği belirtilen, kayıp kaçak elektrik bedeli için 1.000,00 TL, perakende satış hizmeti bedeli için 500,00 TL, dağıtım sistemi kullanım bedeli için 500,00 TL, iletim sistemi kullanım bedeli için 500,00 TL olmak üzere toplamda 2.500,00 TL’nin, ….Ş.’nin tahsil ettiği belirtilen kayıp kaçak elektrik bedeli için 1.000,00 TL, dağıtım bedeli için 500,00 TL ve iletim bedeli için 500,00 TL olmak üzere toplamda 2.000,00 TL’nin, … A.Ş.’nin tahsil ettiği belirtilen kayıp kaçak elektrik bedeli için 1.000,00 TL, dağıtım bedeli için 500,00 TL, iletim bedeli için 500,00 TL olmak üzere toplamda 2.000,00 TL’nin, … A.Ş.’nin tahsil ettiği belirtilen kayıp kaçak elektrik bedeli için 1.000,00 TL, iletim sistemi kullanım bedeli için 500,00 TL, dağıtım sistemi kullanım bedeli için 500,00 TL olmak üzere toplamda 2.000,00 TL’nin, …. A.Ş.’nin tahsil ettiği belirtilen kayıp kaçak elektrik bedeli için 1.000,00 TL, dağıtım sistemi bedeli için 500,00 TL, iletim hattı kullanım bedeli için 500,00 TL ve perakende satış hizmeti bedeli için 500,00 TL olmak üzere toplamda 2.500,00 TL’nin tahsil tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davacı şirkete iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekilleri cevap dilekçelerinde özetle, özetle; elektrik faturalarında yer alan kayıp kaçak bedelinin perakende satış tarifesinin bir unsuru olarak faturalarda yer aldığını, bu bedellerin belirlenmesi için alınan kurul kararı EPDK’nın bir düzenleyici işlemi olarak tüm tüzel ve gerçek kişileri bağladığını, kanuni zorunluluklar gereği tahsil edilen bedellerin 6719 Sayılı Yasa ile maliyet unsuru olarak düzenlendiğini beyanla, davanın reddi talep edilmiştir.
Mahkemece, yargılama sırasında yürürlüğe giren 6719 sayılı yasanın getirdiği düzenleme sebebiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Söz konusu kararı, davacı taraf ile davalı .. vekilleri istinaf etmiştir. Davacı tarafça istinaf sebepleri olarak, mahkemece Anayasa’ya aykırılık iddiasının ve bekletici mesele taleplerinin değerlendirilmediğini,yasa değişikliğine ilişkin olarak ise davanın reddine değil konusuz kalması sebebiyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği, davacı lehine yargılama giderlerine ve vekalet ücretine hükmedilmemesinin hukuka aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
Davalılar … vekillerince ise, davalılar lehine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemesinin hukuka aykırı olduğu istinaf sebebi olarak ileri sürülmüştür.
HMK.nun 355. maddesi uyarınca, taraf vekillerinin istinaf dilekçesinde ileri sürdükleri istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonucunda; yargılama sırasında 17.06.2016 tarih ve 29745 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı kanunun 21. maddesi ile 6446 Sayılı Elektrik Piyasası Kanunu Kanunu’nun 17. maddesinin birinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları ile altıncı fıkrasının (a), (ç), (d) ve (f) bentleri değiştirilmiş ve aynı maddeye eklenen 10. bend ile; “Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda; tüketici hakem heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin, Kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır.” hükmü getirilerek,Tüketici Hakem Heyetlerinin ve Mahkemelerin bu konularda açılacak davalarda inceleme ve araştırma yetkileri sadece bu dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedellerinin Kurumun bu konulardaki düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlanmış, bu bedellerin alınmasında esas olan ilgili tarifelerin düzenlenmesinde Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun Kanundaki yetkileri genişletilerek, yukarıda sözü edilen bedeller maliyet unsuru kapsamına dahil edilmiştir.
Yine, 6719 sayılı kanunun 26. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na eklenen; geçici madde 19; “Bu maddeyi ihdas eden Kanunla öngörülen düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar, kurul tarafından yürürlüğe konulan mevcut yönetmelik, tebliğ ve kurul kararlarının bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur” hükmünü, geçici madde 20; “Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17. madde hükümleri uygulanır.” hükmünü içermektedir. Görüldüğü üzere, 6719 sayılı kanunun 21. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanununun 17. maddesine eklenen 10. bend ile dava konusu uyuşmazlığın da özünü oluşturan bedeller konusunda, davanın açıldığı tarihteki içtihat durumundan farklı ve yeni bir düzenleme getirmiş; hem de, geçici 20. maddeyle, anılan düzenleme devam etmekte olan davalarda da uygulanacak şekilde geçmişe yürütülmüştür.
Anılan yasanın bazı maddelerinin Anayasaya aykırılığı iddiası ile Anayasa Mahkemesine yapılan iptal başvurularının bekletici mesele yapılmamasına ilişkin istinaf sebeplerinin incelenmesinde , dava tarihinden sonra yürürlüğe giren 6719 sayılı yasanın yürürlük tarihi gözetildiğinde çok sayıda mahkemenin Anayasaya aykırılık başvurularının, istinafa konu kararın karar tarihi itibariyle yasal karara bağlama süresinin geçtiği ve henüz sonuçlanmadığı, bazı mahkemelerinin başvurularının da usulden reddedildiği anlaşılmaktadır. Anayasa Mahkemesi, işin kendisine noksansız olarak gelişinden başlamak üzere beş ay içinde kararını verir ve açıklar( Anayasa m. 152,III; An. Mah. m. 28,IV c,2). Aksi halde, Anayasa Mahkemesine başvurmuş ve onun kararını beklemekte olan mahkeme, beklemeye son vererek, davayı yürürlükteki kanun hükümlerine göre sonuçlandırabilir. Dolayısıyla, mahkemenin, Anayasanın m. 152,III; Any. Mah.Kuruluş Kn m. 28,IV c,2 gereğince, Anayasa Mahkemesine başvurunun esastan incelenmesini beklemeksizin, yürürlükteki 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na, 04.06.2016 tarihli ve 6719 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un hükümlerine göre somut olayı sonuçlandırılması ve Anayasa Mahkemesine yapılan başvuruları bekletici mesele yapmaması hukuka aykırı bulunmamıştır.
Tarafların vekalet ücreti ve yargılama giderlerine ilişkin istinaf taleplerinin incelenmesine gelince; yargılama sırasında yürürlüğe giren geçmişe etkili yasa değişikliklerinin, dava konusu hakkın özünü ortadan kaldırdığı açıktır. Diğer bir anlatımla, geçmişe etkili yeni yasa nedeniyle dava konusuz kalmıştır. Bu sebeple mahkemece davanın reddi yerine ” konusuz kaldığından; esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına” karar verilmesi ve HMK nun 331/1 maddesi uyarınca yargılama giderleri ve bu kapsamda maktu vekalet ücretinin haksız tarafa yükletilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve hukuka aykırlık oluşturmaktadır.Bu sebeple; davacının, davanın açıldığı andaki mevzuat ve içtihat durumuna göre dava açmakta haklı olduğu, davaya konu bedelleri tahsil eden davalı, davanın açılmasına sebebiyet verdiğinden, yargılama harç ve giderlerinin haksız çıkan tarafa yükletileceği kuralı karşısında, davalı lehine vekalet ücreti ve yargılama giderlerine hükmedilemeyeceğinden, davalı tarafın istinaf talebi yerinde görülmemiştir. Yukarıda yazılı gerekçeye binaen dava tarihindeki haklılık durumu sebebiyle davacı lehine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmemesi ise usul ve hukuka aykırı olduğundan, davacı tarafın istinaf başvurusunun kabulü ile, karar HMK 353/1-b-2 maddesi gereği düzeltilerek yeniden esas hakkında “dava konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına” karar verilmesi ve davacı lehine maktu vekalet ücreti ile yargılama giderlerine hükmedilmesi ,davalıların istinaf taleplerinin ise HMK nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
A-Davalı tarafların istinaf talebinin HMK nun 353/1-b-1 maddesi gereğince reddine,
B-Davacının istinaf talebinin kabulü ile HMK 353/1-b-2 maddesi uyarınca istinaf konusu karar düzeltilerek, yeniden esas hakkında;
1-Dava konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
2-Harçlar Kanunu’na göre alınması gereken 31,40 TL karar ve ilam harcının peşin alınan harçtan mahsubu ile 156,46 TL bakiye karar ve ilam harcının davalılardan tahsili ile Hazineye irad kaydına,
3-Davacıdan alınan 31,40 TL karar ve ilam harcının davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafça yapılan toplam 423,50 TL yargılama giderinin, davalılardan alınarak davacı tarafa verilmesine,
5-Davacı vekille temsil edildiğinden, davacı yararına karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince takdir edilen 1.980,00 TL maktu avukatlık ücretinin davalılardan alınarak, davacıya verilmesine,
6-Karar şekline göre ,davalılar yararına avukatlık ücreti ve yargılama gideri takdirine yer olmadığına,
7-Tarafların yatırmış olduğu gider/delil avansından varsa kullanılmayan kısmının, kararın kesinleşmesinden sonra resen ilgili taraflara iadesine,
Sair istinaf taleplerinin reddine,
Peşin alınan istinaf karar harcının, davacı tarafa isteği halinde ilk derece mahkemesince iadesine,
Davacı tarafça istinaf sebebiye yapılan toplam 32,- TL yargılama giderinin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
Davalı taraflarca yatırılan istinaf peşin karar harçlarının ve istinaf sebebiyle yapılan masrafın üzerlerinde bırakılmasına,
İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa, karar kesinleştiğinde istinaf edenlere ilk derece mahkemesince iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 22/06/2018