Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2017/1939 E. 2018/494 K. 26.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2017/1939
KARAR NO : 2018/494
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/07/2017
NUMARASI : 2016/588 E – 2017/657 K
DAVANIN KONUSU : Alacak
KARAR TARİHİ : 26/04/2018
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının kayıp kaçak bedeli, sayaç okuma bedeli, perakende satış hizmetleri bedeli, , dağıtım bedeli gibi adlar altında faturalara yansıtılan sözleşmelere ve kanuna aykırı olarak tahakkuk ettirilerek, tahsil edilen bedellerin haksız olduğunu bildirmek suretiyle, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 133.000,00 TL nin davalıdan ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek ticari faiz ile birlikte tahsil edilerek, davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, EPDK mevzuatı ve kurul kararları gereği tespit edilen tarifelere göre faturaların tahakkuk ettirildiğini,bu bedellerin elektrik maliyetinin bir unsuru olduğunu, söz konusu bedellere ilişkin kurul kararı yürürlükte ve mevzuatın bir parçası olduğundan bu bedellerin tahsil edilmesinde hukuka bir aykırılık olmadığını bildirmek suretiyle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince, 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunun 17. maddesine 6719 sayılı Kanunun 21. maddesi ile eklenen 10. fıkra hükmü ve 6719 sayılı kanunla eklenen geçici 20. madde hükmü esas olmak üzere dava konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hükme karşı davalı ve davacı vekilleri tarafından süresi içinde istinafa başvurulmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 6719 sayılı yasanın olaya uygulanmaması gerektiğini, kanunların yürürlüğünün geriye yürümezliğinin Anayasa Mahkemesi ve AİHM kararları ile sabit olduğunu, davanın esasına girilerek, karar verilmesi gerekirken, davanın konusu kalmadığından bahisle karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu bildirmek suretiyle mahkemenin kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 6446 sayılı Kanunun 17. maddesinde değişiklik yapan 6719 sayılı Kanun gereğince davanın reddi yerine, davanın konusu kalmadığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilerek , buna göre de davacı yararına vekalet ücretine hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu bildirmek suretiyle kararın kaldırılmasına, davanın reddine, müvekkili yararına vekalet ücretine ve yargılama giderine hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava ,elektrik abonesinden kayıp kaçak ve diğer adlar atında davalı tarafça tahsil edilen bedellerin haksız olarak alındığı iddiasına dayalı alacak talebine ilişkindir.
Davacı ve davalının istinaf sebepleriyle sınırlı olarak ilk derece mahkeme kararının incelemesiyle; yargılama sırasında 17.06.2016 tarih ve 29745 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı kanunun 21. maddesi ile 6446 Sayılı Elektrik Piyasası Kanunu Kanunu’nun 17. maddesinin birinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları ile altıncı fıkrasının (a), (ç), (d) ve (f) bentleri değiştirilmiş ve aynı maddeye eklenen 10. bend ile; “Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda; tüketici hakem heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin, Kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır.” hükmü getirilerek,Tüketici Hakem Heyetlerinin ve Mahkemelerin bu konularda açılacak davalarda inceleme ve araştırma yetkileri sadece bu dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedellerinin Kurumun bu konulardaki düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlanmış, bu bedellerin alınmasında esas olan ilgili tarifelerin düzenlenmesinde Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun Kanundaki yetkileri genişletilerek, yukarıda sözü edilen bedeller maliyet unsuru kapsamına dahil edilmiştir.Yine, 6719 sayılı kanunun 26. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na eklenen ,geçici madde 19; “Bu maddeyi ihdas eden Kanunla öngörülen düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar, Kurul tarafından yürürlüğe konulan mevcut yönetmelik, tebliğ ve Kurul kararlarının bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.” hükmünü, Geçici madde 20; “Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17 nci madde hükümleri uygulanır.” hükmünü içermektedir. Görüldüğü üzere, 6719 sayılı kanunun 21. maddesi ile 6446 Sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 17. maddesine eklenen 10. bend ile dava konusu uyuşmazlığın da özünü oluşturan bedeller konusunda, davanın açıldığı tarihteki içtihat durumundan farklı ve yeni bir düzenleme getirmiş; hem de, geçici 20. maddeyle, anılan düzenleme devam etmekte olan davalarda da uygulanacak şekilde geçmişe yürütülmüştür.
Anılan yasanın bazı maddelerinin Anayasaya aykırılığı iddiası ile Anayasa Mahkemesine yapılan iptal başvurularının bekletici mesele yapılmamasına ilişkin istinaf sebeplerinin incelenmesinde , dava tarihinden sonra yürürlüğe giren 6719 sayılı yasanın yürürlük tarihi gözetildiğinde çok sayıda mahkemenin Anayasaya aykırılık başvurularının, istinafa konu kararın karar tarihi itibariyle yasal karara bağlama süresinin geçtiği ve henüz sonuçlanmadığı, bazı mahkemelerinin başvurularının da usulden reddedildiği anlaşılmaktadır. Anayasa Mahkemesi, işin kendisine noksansız olarak gelişinden başlamak üzere beş ay içinde kararını verir ve açıklar( Anayasa m. 152,III; An. Mah. m. 28,IV c,2). Aksi halde, Anayasa Mahkemesine başvurmuş ve onun kararını beklemekte olan mahkeme, beklemeye son vererek, davayı yürürlükteki kanun hükümlerine göre sonuçlandırabilir . Dolayasıyla, mahkemenin, Anayasanın m. 152,III; Any. Mah.Kuruluş Kn m. 28,IV c,2 gereğince, Anayasa Mahkemesine başvurunun esastan incelenmesini beklemeksizin, yürürlükteki 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na, 4.6.2016 tarihli ve 6719 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un hükümlerine göre somut olayı sonuçlandırılması ve Anayasa Mahkemesine yapılan başvuruları bekletici mesele yapmaması hukuka aykırı bulunmamıştır.Bu sebeple ,davacı tarafın bu hususlara yönelik istinaf talepleri yerinde görülmediğinden HMK nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca davacı tarafın istinaf talebinin esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı tarafın ileri sürdüğü sebeplerine gelince ,yukarıda açıklandığı üzere yargılama sırasında yürürlüğe giren geçmişe etkili yasa değişikliklerinin, dava konusu hakkın özünü ortadan kaldırdığı açıktır. Diğer bir anlatımla, geçmişe etkili yeni yasa nedeniyle dava konusuz kalmıştır. Ancak, davacı, davanın açıldığı andaki mevzuat ve içtihat durumuna göre dava açmakta haklıdır. Davaya konu bedelleri tahsil eden davalı, davanın açılmasına sebebiyet vermiştir. Bu sebeple ; ilk derece mahkemesince, yargılama sırasında yürürlüğe giren yasa değişiklikleri nedeniyle davanın konusuz kalması nedeni ile esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilerek, HMK 331/1.maddesi kapsamında davacının dava açmasında haksız sayılmayacağı da gözetilerek, davacı yararına maktu vekalet ücreti takdir edilmesi ve yapmış olduğu diğer yargılama giderlerinin davalıdan tahsiline karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olduğu,aynı sebeple davalı yararına avukatlık ücreti ve yargılama giderlerine hükmedilemeyeceğinden davalının istinaf başvurusunun da HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Tarafların istinaf başvurularının HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca ayrı ayrı reddine,
İstinaf eden taraflardan ayrı ayrı alınması gereken 35,90 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan istinaf karar harçlarının mahsubu ile, bakiye 4,50 TL karar harçlarının istinaf eden taraflardan ilk derece mahkemesince ayrı ayrı tahsili ile hazineye irat kaydına,
İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa istinaf eden taraflara karar kesinleştiğinde ilk derece mahkemesince iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2
hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 26/04/2018