Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2017/1810 E. 2018/1196 K. 27.09.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2017/1810
KARAR NO : 2018/1196
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/05/2017
NUMARASI : 2016/8 E – 2017/311 K
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 27/09/2018
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; taraflar arasında Elektrik Enerjisi Satış Sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşme gereği kullandığı elektrik bedelleri ile ilgili olarak davalıya faturalar gönderildiğini, cari hesapta kayıtlı fatura bedellerinin ödenmemesi üzerine hakkında takibe geçildiğini, davalı borçlunun sadece fatura bedeli kadar ödeme yaparak faiz, masraf ve ücreti vekaletle ilgili olarak ödemede bulunmadığını, yapılan ödemelerden öncelik ve faiz ve masrafların düşülerek kalan borcun hesaplanmasının gerektiğini belirterek, davalının takip dosyasındaki haksız itirazının iptaline, takibin devamına ve inkar tazminatı ile sorumlu tutulmasına karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, müvekillinin davacı şirketten aldığı hizmetin karşılığı tüm fatura bedellerini eksiksiz ödediğini, Bursa 10. Noterliği aracılıyla gönderilen 04/06/2015 tarih 19570 yevmiye nolu ihtarname ile sözleşmenin fesholunduğunu, davacının sanayi sicil belgesini vize ettirmediğinden sanayi abone gurubundan çıkıp ticarethane abone gurubuna girdiği gerekçesiyle Aralık 2014 Ocak-Mart 2015 dönemleri ile ilgili olarak geçmişe yönelik 10/06/2015 tarihli fatura düzenlenerek gönderdiğini, ancak 05/11/2012 belge tarihli sanayi sicil belgesinin süresi dolmadan 20/10/2014 tarihinde vize ettirdiklerini, davacının bildirim yükümlülüğünü yerine getirmediğini, bu nedenle 10/06/2015 tarihli faturanın kabul edilmeyerek süresi içinde iade edildiğini, bu faturaya dayalı takibin haksız ve dayanaksız olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda, alınan kök rapor ve maddi hatanın düzeltildiği ek rapor benimsenmek suretiyle, davalı abonenin süresi içinde sanayi belgesini vize ettirmediği iddiasıyla sanayi abone grubundan çıkartılarak ticarethane abone grubuna dahil edildiği ve 2014 Aralık ile 2015 Ocak-Şubat-Mart dönemine ilişkin olarak geçmişe yönelik farklar için 10/06/2015 tarihli fatura düzenlenerek davalıya gönderildiği, taraflar arasındaki çekişmenin de bu faturadan kaynaklandığı, davalı şirketin 05/11/2012 tarihli sanayi sicil belgesini 2 yıllık süresi dolmadan 20/10/2014 tarihinde vize ettirdiği,bu durumun davacı şirkete bildirilmediği iddiasıyla uyuşmazlık konusu fatura düzenlenmiş ise de, davacı şirket tarafından davalıya belgenin vizesinin yaptırılması konusunda yazılı bildirimde bulunulmadığı, her ne kadar davacı tarafından gönderilen 28//08/2014 tarihli yazı ile bildirimde bulunulduğu iddia edilmiş ise de; bu yazının davalı şirkete usulünce tebliğ edildiğinin dosya içeriği delillerle kanıtlanamadığı, bu sebeple davacı şirket bildirim yükümlülüğünü yerine getirdiğini kanıtlayamadığından ve davalı tarafça süresi içinde sanayi sicil belgesinin vizesinin yenilendiği anlaşılmakla; davalının sanayi abone grubundan çıkartılarak ticarethane abone grubuna dahil edilmesi ve bu tarifeye göre 75.049,25 TL tutarında 4 adet fark faturasının düzenlenmesinin dayanağının bulunmadığı, bu faturalardan dolayı davalının davacıya borçlu olduğu sonucuna varılamayacağı ve takip dosyasındaki itirazının yerinde olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, davacının takibinde haksız olmakla birlikte kötü niyetli olduğu kanıtlanamadığı gerekçesiyle de davalı yanın kötü niyet tazminatı istemi reddedilmiştir.
Söz konusu kararla ilgili olarak taraflarca istinaf yoluna başvurulmuştur. Davacı tarafça, davacının bildirim yükümlülüğünü yerine getirdiği, dosyada iadeli taahhütlü mektupla bildirim yapıldığına dair belgenin bulunduğu, bu belgenin usulüne uygun şekilde tebliğ edilmediği şeklindeki mahkeme gerekçesinin kabul edilemeyeceği, yazılı bildirim şartının böylece yerine getirildiği, davalının ise yenilenen vizesi sicil belgesini ibraz etme yükümlülüğünü yerine getirmediğini, ayrıca sözleşme gereğince müvekkilinin defterlerinin kesin delil niteliği taşıdığını, bu şekilde alacaklı olduklarını ispat etmelerine rağmen davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğu istinaf sebepleri olarak ileri sürülmüştür.
Davalı tarafça, haksız icra takibi sebebiyle davalı lehine kötüniyet tazminatına hükmedilmemesinin hatalı bulunduğu istinaf sebebi olarak ileri sürülmüştür.HMK 355. maddesi gereğince taraflarca ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonucunda; dava, davalı aboneye ait sanayi sicil belgesi vizesinin geçerliliğinin sona erdiği gerekçesiyle elektrik tüketim bedeline indirimli tarifenin uygulanmaması nedeniyle tahakkuk ettirilen elektrik fark faturasının tahsili için yapılan icra takibinde borca itirazın iptaline ilişkindir. Takip dosyasında, takip tarihi 20/10/2015 olup, borcun sebebi “19/10/2015 tarihli cari hesap dökümü” olarak açıklanmıştır. Borç, Aralık 2014, Ocak 2015, Şubat 2015, Mart 2015 dönemlerine ilişkin olarak geçmişe yönelik farklar için düzenlenen 10/06/2015 tarihli faturaya ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacı şirketin davalıya ait 2012 yılı sanayi sicil belgesi vize işlemini yaptırması hususunda, davalıya usulüne uygun şekilde ve süresinde bildirim yapıp yapmadığı ve davalının da vize işlemini yaptırarak davacıya süresi içinde bu belgeyi ibraz edip etmediği noktasında toplanmaktadır. 6948 sayılı Sanayi Sicil Kanunu’nun 2. maddesinde, sanayi işletmelerinin sanayi siciline kaydettirilmesi ve karşılığında alınacak sanayi sicil belgesinin gerektiğinde yetkili memurlara ibraz olunmasının zorunlu olduğu hükme bağlanmıştır.Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu’nun 29.12.2010 tarih ve 3002 sayılı kararının eki olan “21 Dağıtım Şirketi İçin Tarife Uygulamalarına İlişkin Usul ve Esaslar”ın 1. maddesinin A bendinde “… Sanayi sicil belgelerinin vize bitim tarihinin içinde bulunduğu fatura döneminden sonraki ilk fatura dönemi sonuna kadar yenilenerek dilekçe ekinde ibraz edilmemesi halinde tüketimleri ticarethane abone grubu tarifesinden faturalandırılır.” denilmektedir.
Somut olayda, davacı, bildirim yükümlülüğünü yerine getirdiğine dair 28/08/2014 tarihli mektup ve bunun iadeli taahhütlü gönderim kartını ibraz etmiştir. Davalının işyerinde mektubun teslim edildiği bellidir. Davalı ise, mektubun kime teslim edildiğine ve içeriğine dair bu belgede açıklık olmadığını ileri sürmektedir. İçerik yönünden, mektup tarihi ile tebliğ tarihine göre, şirkete iadeli taahhütlü gönderilen belgenin ihtar mektubu olduğu açıktır. Kaldı ki, davalı taraf sözkonusu tarihi kapsayan dönemde başka bir konuya ilişkin tebligat yapıldığını ileri sürmemektedir. Bu sebeple, bu yöne ilişkin davalı savnuması yerinde görülmemiştir. Böylece, davacının bildirim yükümlülüğünü yerine getirdiği kabul edilmekle, bu kez davalının süresinde vize yenileme işlemini yaptırıp yaptırmadığı ve yaptırmış ise belgeyi süresinde ibraz edip etmediği konularının irdelenmesi gereklidir. Davalının 05/11/2012 tarihli sanayi sicil belgesinin vize geçerlilik süresi 2 yıldır. Buna göre vize süresi 05/11/2014 tarihinde dolmaktadır. Davalı tarafın 20/10/2014 tarihinde belgeyi vize ettirdiği dosyadaki belgelerden anlaşılmaktadır. Davalı vizenin yenilendiğini süresinde davacıya bildirmemiştir. Davalı taraf, bu hususu fark eder etmez davacıya bildiridiğini beyan etmiş ise de, bu yönde herhangi bir kayıt ve belge ibraz edememiştir. Bu durumda, davalı vizesini yenilemiş ise de, bu hususta davacı şirkete sözkonusu belgeyi ibraz etmediğinden, davacı şirketin dava konusu edilen dönem için indirimsiz tarife uygulaması yerindedir.
Bu nedenlerle; davalı istinafı yönünden, davacının takibinde haksız olmakla birlikte, kötü niyetli olduğu kanıtlanamadığından, davalı yanın kötü niyet tazminatı isteminin reddine karar verilmesinde usul ve hukuka aykırılık bulunmadığından, davalının istinaf talebinin HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir.
Davacı tarafın istinafı yönünden ise, yukarıda izah edildiği üzere, davalı vizesini yenilemiş ise de, bu hususta davacı şirkete bu belgeyi ibraz etmediğinden, davacı şirketin uyuşmazlık konusu olan dönem için indirimsiz tarife uygulaması yerinde olmasına rağmen, mahkemece davanın reddine karar verilmesi usul ve hukuka aykırı olmakla, davacının istinaf talebinin kabulü ile HMK 353/1-b-2 maddesi uyarınca ilk derece mahkeme kararı düzeltilerek, yeniden esas hakkında aşağıda yazılı olduğu şekilde karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
A) I-Davalının istinaf talebinin HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine,
II-Davacının istinaf talebinin kabulü ile HMK 353/1-b-2 maddesi uyarınca ilk derece mahkeme kararı düzeltilerek, yeniden esas hakkında;
1-Davanın kısmen kabulü ile, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasındaki takibin, 75.050,06 TL asıl alacak üzerinden, takipten itibaren bu alacağa, takipte belirtilen %16,8’den fazla olmamak üzere işleyecek değişen oranlarda avans faizi ile tahsil edilecek şekilde devamına, davalı takipten evvel temerrüde düşürülmediğinden işlemiş faiz talep edilemeyeceğinden fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Hükmolunan 75.050,06 TL üzerinden, alacak likit ve hesaplanabilir kabul edildiğinden, %20 oranında icra inkar tazminatının, davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Davacının takibinde haksız olmakla birlikte kötü niyetli olduğu kanıtlanamadığından davalı tarafın tazminat isteminin reddine,
4- Harçlar Yasası gereğince alınması gerekli 5.126,66 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 970,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 4.156,31 TL harcın davalıdan tahsiline,
5-Davacı tarafça yatırılan 970,30 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince davacı yararına kabul edilen kısım üzerinden hesaplanan 8.605,50 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7- Davacı tarafça yapılan toplam 619,70 TL yargılama giderden kabul edilen kısma göre takdiren 576,32 TL’lik kısmının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,bakiye masrafın davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Reddedilen miktar üzerinden davalı yararına AAÜT uyarınca takdir edilen 1.980,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-Taraflarca yatırılan gider avansı bakiyeleri varsa ,karar kesinleştiğinde taraflara iadesine ,
10- Davalı tarafından yapılan masraf bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
B-İstinaf incelemesi sebebiyle Harçlar Yasası gereğince alınması gerekli 35,90 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 4,50 TL nin davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına, peşin alınan harcın davalı üzerinde bırakılmasına,
Davacı taraftan peşin alınan istinaf karar harcının isteği halinde ilk derece mahkemesince iadesine,
Davacı tarafça istinaf sebebiyle yapılan 58,00 TL masrafın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davalı tarafça yapılan istinaf masrafının üzerinde bırakılmasına,
İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa, karar kesinleştiğinde istinaf edenlere ilk derece mahkemesince iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 27/09/2018