Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2017/1801 E. 2018/533 K. 10.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2017/1801
KARAR NO : 2018/533
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/01/2017
NUMARASI : 2015/203 E- 2017/43K
DAVANIN KONUSU : Alacak
KARAR TARİHİ :10/05/2018
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesiyle özetle , elektrik abonesi olan davacıdan , davalı şirketler tarafından düzenlenen ve tahsil edilen faturalarla, kayıp kaçak bedeli, perakende satış bedeli, sayaç okuma bedeli, dağıtım bedeli, iletim bedeli, TRT Fon payı KDV ‘lerinin hukuksuz olarak tahsil edildiğini belirterek, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla bu haksız kesintiler ve KDV’leri olmak üzere şimdilik 5.000,00 TL.’nin her bir davalının sorumlu olduğu dönemle sınırlı olarak faizi ile davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekilleri cevap dilekçelerinde ,davanın reddine karar verilmesini istemişlerdir.
Mahkemece, yargılama sırasında yürürlüğe giren 6719 sayılı yasanın getirdiği düzenleme sebebiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Söz konusu kararı, davacı taraf ile davalı BEDAŞ istinaf etmiştir.Davacı tarafça , mahkemece Anayasa’ya aykırılık iddiasının ve bekletici mesele taleplerinin değerlendirilmemesi , davanın konusuz kalması sebebiyle esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmemesi ve davacı lehine yargılama giderlerine ile vekalet ücretine hükmedilmemesi hususlarının hukuka aykırılık oluşturduğu ileri sürülerek,kararın kaldırılması ve davanın kabulüne karar verilmesi talep edilmiştir.
Davalı BEDAŞ vekili ise, davalı lehine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemesinin hukuka aykırı olduğu istinaf sebebi olarak ileri sürülmüştür.
HMK.nun 355. maddesi uyarınca, taraf vekillerinin ileri sürdükleri istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; yargılama sırasında 17.06.2016 tarih ve 29745 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı kanunun 21. maddesi ile 6446 Sayılı Elektrik Piyasası Kanunu Kanunu’nun 17. maddesinin birinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları ile altıncı fıkrasının (a), (ç), (d) ve (f) bentleri değiştirilmiş ve aynı maddeye eklenen 10. bend ile; “Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda; tüketici hakem heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin, Kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır.” hükmü getirilerek,Tüketici Hakem Heyetlerinin ve Mahkemelerin bu konularda açılacak davalarda inceleme ve araştırma yetkileri sadece bu dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedellerinin Kurumun bu konulardaki düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlanmış, bu bedellerin alınmasında esas olan ilgili tarifelerin düzenlenmesinde Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun Kanundaki yetkileri genişletilerek, yukarıda sözü edilen bedeller maliyet unsuru kapsamına dahil edilmiştir.Yine, geçici 20. maddeyle, anılan düzenleme devam etmekte olan davalarda da uygulanacak şekilde geçmişe yürütülmüştür.
Anılan yasanın bazı maddelerinin Anayasaya aykırılığı iddiası ile Anayasa Mahkemesine yapılan iptal başvurularının bekletici mesele yapılmamasına ilişkin istinaf sebeplerinin incelenmesinde , dava tarihinden sonra yürürlüğe giren 6719 sayılı yasanın yürürlük tarihi gözetildiğinde çok sayıda mahkemenin Anayasaya aykırılık başvurularının, istinafa konu kararın karar tarihi itibariyle yasal karara bağlama süresinin geçtiği ve henüz sonuçlanmadığı, bazı mahkemelerinin başvurularının da usulden reddedildiği anlaşılmaktadır. Anayasa Mahkemesi, işin kendisine noksansız olarak gelişinden başlamak üzere beş ay içinde kararını verir ve açıklar( Anayasa m. 152,III; An. Mah. m. 28,IV c,2). Aksi halde, Anayasa Mahkemesine başvurmuş ve onun kararını beklemekte olan mahkeme, beklemeye son vererek, davayı yürürlükteki kanun hükümlerine göre sonuçlandırabilir. Dolayısıyla, mahkemenin, Anayasanın m. 152,III; Any. Mah.Kuruluş Kn m. 28,IV c,2 gereğince, Anayasa Mahkemesine başvurunun esastan incelenmesini beklemeksizin, yürürlükteki 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na, 04.06.2016 tarihli ve 6719 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un hükümlerine göre somut olayı sonuçlandırılması ve Anayasa Mahkemesine yapılan başvuruları bekletici mesele yapmaması hukuka aykırı bulunmamıştır.Davacı tarafın ,bu yönlere ilişkin istinaf talepleri yerinde görülmediğinden reddine karar verilmesi gerekmiştir.
Tarafların vekalet ücreti ve yargılama giderlerine ilişkin istinaf taleplerinin incelenmesine gelince; yargılama sırasında yürürlüğe giren geçmişe etkili yasa değişikliklerinin, dava konusu hakkın özünü ortadan kaldırdığı açıktır.Davacının ,lehine vekalet ücreti takdiri gerektiği ve davalıların da lehlerine vekalet ücreti ve yergılama gideri takdiri gerektiği yolundaki istinafları yönünden yapılan incelemeye göre ise; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 18/11/2009 gün, 2009/18-421 E., 2009/526 K. sayılı ilamında belirttiği üzere, “Dava tarihinde davasında haklı olan davacının sonradan yürürlüğe giren yasa nedeniyle haksız duruma düşmesi söz konusu olmadığından, davacı lehine masraf ve vekalet ücretine” hükmedilmesi gerekir.Yargılama sırasında yürürlüğe giren geçmişe etkili yasa değişikliklerinin, dava konusu hakkın özünü ortadan kaldırdığı açıktır. Diğer bir anlatımla, geçmişe etkili yeni yasa nedeniyle dava konusuz kalmıştır. Bu sebeple mahkemece davanın reddi yerine “dava konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına” karar verilmesi ve HMK nun 331/1 maddesi uyarınca yargılama giderleri ve bu kapsamda maktu vekalet ücretinin haksız tarafa yükletilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve hukuka aykırlık oluşturmaktadır.Buna göre ; davacının, davanın açıldığı andaki mevzuat ve içtihat durumuna göre dava açmakta haklı olduğu, davaya konu bedelleri tahsil eden davalı, davanın açılmasına sebebiyet verdiğinden, yargılama harç ve giderlerinin haksız çıkan tarafa yükletileceği kuralı karşısında, davalı lehine vekalet ücreti ve yargılama giderlerine hükmedilemeyeceğinden , davalı tarafın istinaf talebinin, yerinde olmadığından reddi gerekmiştir. Yukarıda açıklanan gerekçeye binaen , dava tarihindeki haklılık durumu sebebiyle davacı lehine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmemesi ise usul ve hukuka aykırı olduğundan, davacı tarafın istinaf başvurusunun kabulü ile, karar HMK 353/1-b-2 maddesi gereği düzeltilerek, bu konuda yeniden yargılama yapılması gerekmediğinden, yeniden esas hakkında aşağıda yazılı olduğu şekilde karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
A-Davalının istinaf talebinin HMK nun 353/1-b-1 maddesi gereğince reddine,
B-Davacının istinaf talebinin kısmen kabulü ile HMK 353/1-b-2 maddesi uyarınca istinaf konusu karar düzeltilerek, yeniden esas hakkında;
1-Dava konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
2-Harçlar Kanunu’na göre alınması gereken 31,40 TL karar ve ilam harcının peşin alınan harçtan mahsubu ile 53,99 bakiye karar ve ilam harcının talebi halinde davacıya iadesine,
3-Davacıdan alınan 31,40 TL karar ve ilam harcının davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafça yapılan toplam 790,-TL yargılama giderinin, davalılardan alınarak davacı tarafa verilmesine,
5-Davacı vekille temsil edildiğinden, davacı yararına karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince takdir edilen 1.980,00 TL maktu avukatlık ücretinin davalılardan alınarak, davacıya verilmesine,
6-Davalı taraflarca yapılan masrafın üzerinde bırakılmasına ,
7-Tarafların yatırmış olduğu gider/delil avansından varsa kullanılmayan kısmının, kararın kesinleşmesinden sonra resen ilgili taraflara iadesine,
Davacının diğer istinaf taleplerinin reddine,
Peşin alınan istinaf karar harcının, davacı tarafa isteği halinde ilk derece mahkemesince iadesine,
Davacı tarafça istinaf sebebiye yapılan toplam 26,40 TL yargılama giderinin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
Davalı tarafça yatırılan istinaf peşin karar harcının mahsubu ile ,bakiye 4,5 TL harcın davalıdan ilk derece mahkkemesince alınarak hazineye gelir kaydına,
Davalının istinaf sebebiyle yapılan masrafın üzerinde bırakılmasına,
İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa, karar kesinleştiğinde istinaf edenlere ilk derece mahkemesince iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 10/05/2018