Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2017/1788 E. 2019/1857 K. 26.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2017/1788
KARAR NO : 2019/1857
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/05/2017
NUMARASI : 2015/242 E – 2017/451 K
DAVANIN KONUSU: Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 26/11/2019
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin tekstil sektöründe faaliyet gösterdiğini, 2010 ve 2011 yıllarında ticari merkezi … 7.D63768 IIösbach/Almanya adresinde bulunan … unvanlı şirket ile ticari ilişkide bulunduğunu, bu ticari ilişkide anılan şirketten “…” markalı ütü makineleri ile hava basıncı ve vakum tüpleri satın aldığını, davalılardan … unvanlı şirketin ticari merkezinin Almanya’da bulunması sebebiyle, “….'” markasının ve şirketin diğer ürünlerinin Türkiye’deki satış, pazarlama, tedarikini ve Almanya’da bulunan şirket adına tahsilatlar ve diğer tüm işlemleri gerçekleştirdiğini, diğer davalı …’inde, davalı …’a bağlı olarak, onun kontrol ve denetiminde tüm bu işlemleri gerçekleştirdiğini, …’ın internet sitesinden alman belgeler incelendiğinde “…” markasını kendi yelpazesine kattığını ve indupress marka timlerin “… A.Ş, güvencesi altında hazır giyim sektörüne sunulduğu ve yetkilisinin … numaralı hattı kullanan … olduğunun belirtildiğini, müvekkilinin 2010 ve 2011 yıllarında … ile bulunan ticari ilişki kapsamında, davalılara ve çalışanlarına Almanya’daki şirkete gönderilmek üzere, davalı … adına çalışan dava dışı … çekler teslim etliğini ve davalı …’e nakit ödeme yaptığını, 09.06.2011 tarihinde davalı …’e … ödemesi olarak 31.600,00 Euro elden nakit ödeme yapıldığını, ödeme makbuzunda … ödemesi olarak açıkça yazılı olduğunu, dava dışı …, daha sonra müvekkili şirketten alacağı olduğu iddiası ile Gaziosmanpaşa ….İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, takibe itiraz ettiklerini ve dava dışı şirket tarafından İstanbul 1 Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/261 E. sayılı dosya ile müvekkili aleyhine itirazın iptali davası açıldığını, davanın derdest olduğunu, anılı dosyaya 31.600,00 Euro’luk makbuzun ibraz edildiğini ancak davacı tarafın ödemeyi kabul etmediğini, davalıların müvekkili tarafından ödenen 31.600,00 Euro’yu Almanya’da bulunan şirkete teslim etmeyerek zimmetlerine geçirdiğini, davalıların söz konusu olayda müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarını, 31,600,00 Euro alacağın fiili ödeme günüdeki kurdan, 09.06.2011 tarihinden itibaren işleyecek Kamu Bankalarınca 1 yıl vadeli Euro hesabına uygulanan en yüksek faizi ile birlikte tahsilini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin köklü bir ticaret şirketi olduğunu, … markasının yetkili olarak satıcılığını yaptığını, şu anda ise portföyünde bulunmadığını, davacının iddia ettiği tahsilatın 09.06.2011 tarihinde yapıldığını, bu nedenle zamanaşımına uğradığını, davada müvekkiline husumet yönlendirilmesinin mümkün olmadığını, davaya dayanak evrakta bulunan imzanın gerçekliği hakkında müvekkilinin beyanda bulunma imkanı olmadığını, makbuzun gerçek olduğu kabul edilse dahi müvekkiline husumet yönlendirilemeyeceğini, müvekkilinin bir dönem Indupress markasının Türkiye’de satışını yaptığını, ancak davacının satın almak istediği makineleri müvekkil şirket yerine, doğrudan dava dışı şirketten ithal ettiğini, müvekkilinin bahsi geçen makinelere ilişkin davacıya kestiği bir fatura ve tahsil ettiği bir bedel bulunmadığını, davacının banka yolu ile para göndermesi gerekirken elden para verdiğini iddia etmesinin mantıklı olmadığını, dava dışı şirket ile davacı arasında İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/261 E. sayılı dosya ile itirazın iptali davası açıldığını, huzurdaki davanın davacısının, davalı vasfı ile 2013/261 E. sayılı dosyaya vermiş olduğu cevapta, dava dışı şirkete borcu kalmadığını, montaj bedeli altında bir borcu olmadığını beyan ettiğini, ödemelere ilişkin çek bilgilerinden bahsettiğini, bu dilekçede ne müvekkilinden ne de …’den ne de 09.06.2011 tarihli 31.600,00 Euro bedelli makbuzdan bahsedilmediğini, anılı dava dosyası incelendiğinde çeklere ilişkin ödemeler ile ithalata ilişkin belgelerin yer aldığını ve bunların müvekkili ile ilgisi olmadığını, davacının 2013/261 E. sayılı dosyada, davalıdan toplanı 311.810,00 EURO’luk mal aldığını ve ithalatını dava dışı şirketten yaptığını, alıcının ve satıcının belli olduğunu, makinelerin müvekkilinden alındığının iddia edilmesinin anlaşılamadığını, davacının, İstanbul 1 ATM 2013/261 E. Sayılı dosyasında ilk olarak 07.03.2014 tarihli dilekçesinde 09.06.2011 tarihinde 31.600,00 EURO olarak …’e ödeme yapıldığının iddia edildiğini, müvekkiline ait hiçbir beyan ve atıfta bulunulmadığını, anılı dosyada alman bilirkişi raporunda, davalının davacıya 86,845,00 EUR miktarında borçlu olduğunun tespit edildiğini, gelinen durum itibari ile tarafların ödeme konusunda sulh olduklarını, dava konusu edilen makbuzun gerçekliğini …’in beyanları ile anlaşılacağını, davacı tarafından düzenlenen makbuzun tediye makbuzu olduğunu, VUK hükümlerine göre 8,000,00 TL’nin üzerindeki nakit işlemlerinin banka yolu ile yapılması gerektiğini, İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/261 E. sayılı dosyada ilk başlarda bu ödemeden bahsedilmediğini, sonradan bahsedildiğini, dava sırasında kabul edilmeyen ödeme ile ilgili tarafların ne anlaştıklarım bilmediklerini, davacının talep hakkının zamanaşımına uğramış olması nedeniyle davanın reddini, müvekkili bakımından davanın husumetten reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini istemiştir.Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının talep ettiği alacağın zamanaşımına uğradığını, davacının, müvekkili aracılığı ile dava dışı şirkete 31,600,00 Euro ödeme yaptığını iddia ettiğini, bu miktardaki bir paranın dava dışı şirkete teslim edilip edilmediğinin teyit edilmemesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, kabul anlamına gelmemekle birlikte, dava dışı şirketin davacı aleyhine 2013 yılında alacak davası açtığım, o halde dava dışı şirkete iade edilmesi için teslim edilen paranın dava dışı şirkete teslim edilmediğini bildiğini, davacının tanık olarak bildirdiği, …’na, Indupresse şirketinin Genel Koordinatörü …. attığı mailde, dava dışı şirketin kestiği faturalar ve alınan ödemelerin yazıldığı tablonun gönderildiğini, gönderilen tabloda 31.600,00 Euro ödemenin yazmadığını, bu durumun davacı şirketin iddia ettiği ödemenin dava dışı şirkete gitmediğini 08.03.2012 tarihinde dahi bildiğini, müvekkilinin diğer davalı …’ta 2006-2014 yılları arasında çalıştığını ve Indupresse marka ürünlerin satış ve pazarlamasını yaptığını, davacı ile dava dışı Hornung… şirketi arasında ticari ilişki olduğunu, müvekkilinin davacı firmaya aracı olarak gittiğinde, kendisine duydukları güvenden dolayı dava dışı şirkete elden para götürmesini teklif ettiklerini ve hazırladıkları makbuzu müvekkiline imzalattırdıklarını, ancak müvekkilinin makbuzu imzalamasına rağmen paranın yüksek olması nedeniyle teslim almadığını, davacı şirketin müvekkiline hak vererek tediye makbuzunu yırtıp atacağını beyan ettiğini, müvekkilinin parayı ve tediye makbuzunun bir nüshasını almadığını, işbu nedenle davacının makbuz üzerinde değişiklik yapabileceğini, müvekkilinin davaya konu olaydan sonra 3 yıl daha davalı …’ta çalıştığını, alındığı iddia edilen 31.600,00 Euro dava dışı şirkete iletilmedi ise neden müvekkiline başvurulmadığını, ayrıca VUK 320 Sıra nolu genel tebliği uyarınca, 8.000,00 TL’yi aşan tahsilat ve ödemelerin Banka veya Özel Finans Kuramlarından yapılması gerektiğini, davacının bu konu ile ilgili olarak müvekkili hakkında suç duyurusunda bulunduğunu, davacının Savcılığa verdiği suç duyurusunda, müvekkilinin para sayarken mevcut görüntülerinin de ibraz edileceğini, davacının paranın bir kısmını bankadan bir kısmını elden ödediğini beyan ettiğini, davanın öncelikle husumet yokluğundan ve zamanaşımından reddini, esasa girilmesi halinde de haksız ve kötüniyetli davanın reddini talep etmiştir.İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/261 E. sayılı ile Gaziosmanpaşa 13. Asliye Ceza Mahkemesinin 2015/871 E. sayılı dosya suretleri getirtilmiş, tarafların şirket kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda; alınan bilirkişi raporu ve İstanbul 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/261 esas sayılı dosyasından alınan bilirkişi raporu ile 31600 Euroluk ödemenin, davacı ve davalı şirket defterlerinde kayıtlı olmadığı, davalı tarafın yeminli beyanlarında davaya konu parayı almadıklarını beyan ettikleri, davacı tarafından makbuz dışında davalıya ödeme yapıldığına ilişkin başkaca delil sunulmadığı, imzası ikrar edilmiş ancak ödeme hususu kabul edilmemiş bir belgeye konu ödemenin, davacı kayıtlarında dahi yer almamış olması halinde ödemenin yapıldığına kanaat getirilemeyeceği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.Söz konusu kararı davacı ve davalılar vekilleri istinaf etmiştir.Davacı vekili istinaf başvurusunda önceki iddialarını tekrarla birlikte özetle; mahkemece taraflar arasındaki hukuki ve ticari ilişki ile delilleri değerlendirilmeden karar verildiğini, dava konusu 36.000 Euronun davalı …’a, … teslim edilmek üzere verildiğini, makbuzdaki imzanın davalı tarafından ikrar edildiğini, Hornung tarafından açılan dava sonunda bu miktarın yeniden ödenmek zorunda kalındığını, davacı tarafından daha önceki ödemelerin de … teslim edilmek üzere yapıldığını ve ticari defterlerinde gözükmediğini, davalının ceza yargılamasının devam etmekte olduğunu, ispat yükü nedeniyle davalı yemininin hükme esas alınmasının usule aykırı olduğunu ileri sürerek, kararın kaldırılmasını istemiştir.Davalılar vekilleri ise, istinaf başvurularında, davalılar arasında müşterek ve müteselsil sorumluluk söz konusu olmadığından tek bir vekalet ücertine hükmedilmesinin usule aykırı olduğunu ileri sürmüşlerdir.Dava, dava dışı …ye teslim edilmek üzere davalı …’e yapıldığı iddia olunan 31.600,00 Euro nakit ödemenin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili istemine ilişkindir.Dosya kapsamından; 09.06.2011 tarihinde davalı …’e … ödemesi olarak 31.600,00 Euro elden nakit ödeme yapıldığı, makbuz üzerindeki imzanın davalı …’a ait olduğu konusunda ihtilaf bulunmadığı görülmektedir.Mahkemece dava konusu ödemenin tarafların ticari defterlerinde yer almadığı, davalının da davaya konu parayı almadığına dair yemin ettiği gerekçe gösterilmiştir.Davacı tarafından dosyaya sunulan 09.06.2011 tarihli makbuzda 31.600 Euronun “… ödemesi olarak nakit” ödendiği yazılıdır. Aksi yazılı olarak kanıtlanmadığı takdirde ödemeyi içeren belge imzası davalı … tarafından ikrar edilen senet niteliğindedir ve davacının bu parayı verdiği iddiasını ispat için yeterli olduğunun kabulü gerekir. Aksini, davalı ancak yazılı delil ile kanıtlayabilir. Bu durumda senet aksini ispat yükü davalıda olduğuna göre, yemin teklif etme hakkı, savunmasına göre davalıya aittir.Somut olayda, senet niteliğindeki belgeye rağmen ispat yükünün yanılgılı değerlendirilmesi sonucu yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olduğu gibi, davalı … hakkında açıldığı ifade edilen ceza dosyası getirtilerek sonucunun tartışılmaması da usul ve yasaya aykırı bulunmuştur.Açıklanan nedenlerle; davacının istinaf başvurusunun kabulü ile HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca ilk derece mahkeme kararı kaldırılıp, yeniden yargılama yapılarak, davalı … hakkındaki ceza dosyası ve içeriğinin bu davaya etkisi ve sonucunun beklenmesi gerekip gerekmediği tartışılarak, ayrıca bunun devamında da,bu davalı tarafından yemin deliline dayanıldığından, davalıya savunması yönünden bu delilin hatırlatılması gerektiği halde bu delillerin hiç toplanıp karar gerekçesinde tartışılmaması nedeniyle, buna uygun yargılama yapılmasını temin için dosyanın mahkemesine geri gönderilmesine, davalıların istinaf başvurularının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle;A-Davacının istinaf başvurusunun kabulü ile HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca ilk derece mahkeme kararı kaldırılıp, yeniden yargılama yapılarak, sonucuna göre değerlendirme yapılmak üzere dosyanın mahkemesine geri gönderilmesine,B-Davalıların istinaf başvurularının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına,Peşin alınan istinaf karar harcının, istinaf edenlere isteği halinde ilk derece mahkemesince iadesine,
İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa, karar kesin olmakla istinaf edenlere ilk derece mahkemesince iadesine,Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 26/11/2019