Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2017/1744 E. 2018/1832 K. 19.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2017/1744
KARAR NO : 2018/1832
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/05/2017
NUMARASI : 2015/769 E – 2017/368K
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 19/12/2018
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin Avcılar’daki ofis binasında davalı ile… tesisat numaralı 15kw gücünde sözleşme imzaladığını , davalının 3×10 Amperlik bir sayaç yerine 100/5 oranında bir sayaç taktığını, böyle bir sayaç gerekli olmadığı halde davacı şirketin fabrika olduğunu düşünerek bu yola gittiğini, daha sonra bu yanlışlığın davalı kurum tarafından kabul edildiğini, yanlış takılan sayacın çarpanının 20 olmasına rağmen takılması gereken doğru sayacın çarpanın 1 olarak kabul edildiğini, davalı elemanlarınca boş olan büroya ait sayacın 100/5 amper gücünde olduğu ve çarpanın 20 olması gerektiğine dair tutanak tuttuğunu, davalı kurumun harcanan enerji çarpanını 20 olarak değiştirdiğini, davacıya 24.11.2014 ödeme tarihli 19.339,10-TL bedelli fatura gönderdiğini, davalı tarafça 100/5 amperlik sayaç sökülerek 3×10 amperlik yeni sayaç takıldığını ve çarpanı doğru olan sayacın çalışmaya başladığını, davalının yanlış sayacın çarpanı ile kestiği 19.339,10-TL bedelli faturayı ise iptal etmediğini belirterek, davalı tarafından davacıya gönderilen 24.11.2014 ödeme tarihli 19.339,10 TL bedelli faturanın iptali ile borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir. Davacı tarafça, yargılama sırasında borcun ödenmek zorunda kalındığı bildirilerek, dava istirdat davasına dönüştürülmüştür.Davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle, tesisatın bulunduğu davacıya ait işyerinde 31.12.2011 tarihinden itibaren 100/5A sayaç takılı bulunduğunu, bu sayacın çarpan oranının 20 olduğunu, davacıya 13.11.2014 tarihine kadar yapılan faturalandırmalarda çarpanın sisteme yanlışlıkla 1 olarak girildiğini ve eksik tahakkuk yapıldığını, yapılan tespite istinaden davacının faturalandırılmada çarpanın hatalı olarak 1 alındığı 31.12.2011 ile 17.09.2014 döneminde sayaçta görülen 2.850,01 kwh lik endeks 19 ile çarpılmak suretiyle bulunan 54.150,21kwh lik eksik tüketim miktarının, 13.11.2014 tarihli 2014/11 dönemi normal tüketim faturasına yansıtılarak davacıya bildirildiğini, davalı tarafından yapılan tahakkuk ve faturalandırmaların tamamen EPDK mevzuat ve tarifelerine uygun olduğunu yapılan işlemlerde herhangi bir hata olmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece ,benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda , davacının işyerine tesis edilen sayacın teknik açıdan bir sakıncasının bulunmadığı,sayacın (100/5) akım trafosu ile kullanıldığı için tüketimleri 1/20 oranında kaydettiği, davalının tüketim miktarını hesaplarken sayaçtan okunan endeks değerlerini sayaç çarpanı ile çarpmadığını ve bundan dolayı tüketim bedellerinin 1/20’sinin faturalaştırıldığını, davalı, durumu fark edince 31.12.2011-17.09.2014 tarihleri arasında 991 günlük eksik bedelini gecikme zammı dahil 8.301,46 TL olarak hesapladığını ,davacının 23.139,27 TL ödediği gerekçesi ile davanın kısmen kabulü ile davacının davalıya 14.837,81-TL borçlu olmadığının tespiti ile bu bedelin ödeme tarihi olan 18/02/2016 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Sözkonusu kararı ,davalı vekili istinaf etmiştir. Kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, hükme esas alınan bilirkişi kök ve raporlarının davanın esasını aydınlatacak yeterliliğe sahip olmadığını, ,davacının tesisatına takalı sayacın teknik açıdan bir sakıncasının olmadığının tartışmasız olduğunu ,uyuşmazlığın sayacın eksik hesaplanan tüketim hesabının kaç gün üzerinden yapılacağı noktasında olduğunu ,bilirkişinin , hesaplamasını adeta sayaç bozukluğu varmışcasına yaptığını ,oysa dava konusu maddi hataya ilişkin tahakkuk hesabının , çarpan değeri sehven ”20” yerine ”1” olarak girilmesinden doğan eksik hesaba ilişkin olduğunu , eksik tüketimin sebebinin sayacın eksik/yanlış okuması ya da kaçak elektrik tüketimi vs. olmadığını ,davalı şirketin hesaplamaya 991 günü esas almasına hukuken bir engel bulunmadığını ,bilirkişi tarafından Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği’ nin 13. maddesindeki 12 aya ilişkin azami sürenin somut olayda uygulanmasının söz konusu olamayacağını ileri sürerek, kararın kaldırılmasını, davanın tümden reddine karar verilmesini talep etmiştir. HMK 355.maddesi gereğince taraflarca ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda ,davacı tarafça her ne kadar dava menfi tesbit davası olarak açılmış ise de, yargılama sırasında borcun ödendiği bildirilerek ,davaya istirdat davası olarak devam edilmiştir.Tutanak tarihi 08/11/2014 olup, ,bu tarih itibarıyla Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği yürürlükte bulunduğundan,dava konusu kaçak elektrik bedelinin Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından yayımlanan ve tutanak tarihi itibariyle yürürlükte olan “Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği” dikkate alınarak hesaplanması gerektiği kuşkusuzdur.Anılan Yönetmeliğin “Faturalarda ve Faturalamaya Esas Unsurlarda Hata Tesbiti” başlıklı 13. maddesinin 1. fıkrasında “bu madde kapsamındaki hatalar,sayacın hatalı okunması ,yanlış tarife veya reaktif ve aktif enerjiye ilişkin yanlış çarpım faktörü uygulanması ,tüketim miktarı ve/veya bedelinin hatalı hesaplanması gibi hususlardır” şeklinde düzenleme mevcut olup,6. fıkrada ,bu madde çerçevesinde dağıtım şirketi ve veya ilgili tedarikçi tarafından hatalı tesbitte bulunulduğu sonucuna varılması halinde ,yapılan tesbitin dağıtım şirketinin ve/veya tedarikçinin lehine olması durumunda ,tüketim miktarının hesabına esa alınacak sürenin ,doğru bulgu ve belgenin bulunması halinde 12 ayı ,bulunmaması halinde ise doksan günü aşamayacağı düzenlenmiştir.Somut olayda , tesisatın bulunduğu davacıya ait işyerinde 31.12.2011 tarihinden itibaren 100/5A sayaç takılı bulunduğu, bu sayacın çarpan oranının 20 olduğu , davacıya 13.11.2014 tarihine kadar yapılan faturalandırmalarda çarpanın sisteme yanlışlıkla 1 olarak girildiği,böylece Yönetmelik 13/1 maddesinde düzenlendiği şekilde faturalandırmaya esas unsurda davalı tarafça hata yapıldığı tesbit edilmiş ise de,bu durumda hesaplamaya esas alınacak sürenin 12 ayı aşamayacağına ilişkin düzenleme sebebiyle davalı tarafça sürenin 991 gün olarak alınmasının yasal dayanağı bulunmamaktadır. Bilirkişi raporu bu yönüyle ve hesaplama tekniği ve hesaplamaya esas alınan süre bakımından yönetmeliğe uygun bulunmaktadır.Bu sebeple tutanak tarihindeki yönetmeliğe uygun olrak tanzim edilen bilirkişi raporunun hükme esas alınmasında hukuka aykırılık bulunmadığından, davalının istinaf sebebiyle sınırlı yapılan inceleme sonucu yerinde görülmeyen istinaf talebinin HMK 353/1-b-1 madde gereğince reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davalının istinaf sebebiyle sınırlı yapılan inceleme sonucu, istinaf talebinin HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince reddine,
Harçlar Yasası gereğince alınması gerekli 1.013,57 TL nisbi istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 296,95 TL harcın mahsubu ile bakiye 736,62 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
Peşin alınan istinaf karar harcının istinaf eden davalı üzerinde bırakılmasına,
İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden davalı üzerinde bırakılmasına, davacı tarafça yapılan masraf bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa, karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine,
Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 19/12/2018