Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2017/1706 E. 2018/294 K. 15.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2017/1706
KARAR NO : 2018/294
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/04/2017
NUMARASI : 2014/808 E- 2017/492K
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ :15/03/2018
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle, dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: davacı şirkete ait … plakalı otomobilin davalıya ait serviste 08/11/2012 tarihinde 80.000 km büyük bakımdan geçtikten sonra 15.12,2012 günü araç seyir halindeyken sağ ön tekerleğin rotil başı somununun çıkması sonucu tek taraflı maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, Üsküdar 1 Asliye Hukuk Mahkemesinde 2012/49 D.İş dosyası ile yapılan tespit sonrası alınan bilirkişi raporunda , bakımdan geçen aracın rotil başına ait somunun uygun bir metodla ve kuralına uygun olarak sıkılmadığı ve çözülmesine karşı gerekli tedbirlerin alınmadığı, somunun bu sebeple zaman içinde gevşeyerek çözüldüğü ve kazaya sebebiyet verdiğinin tesbit edildiğini kazadan kaynaklı hasar bedelinin 5.225,93 TL olduğunu, olayın davalı servisin ayıplı hizmeti nedeniyle meydana geldiğini beyanla, onarım ücreti olan 5.225,93 TL’nin kaza tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Tüketici mahkemesinde açılan davada Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu belirtilerek görevsizlik kararı verilmiş,yargılamaya Asliye Hukuk Mahkemesinde devam edilmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; kaza ve araçtaki hasarın araç bakımından kaynaklı sıkılmamış somundan kaynaklanmasının söz konusu olmadığını, bu şekilde olsa idi, olayın daha erken meydana gelmesi gerektiğini, nitekim bakımdan 40 gün ve 1500 km sonra somunun çıkmış olduğunu, 2005 model aracın somunun eskime nedeniyle kendi kendine gevşeyip, çukur yada kasis nedeniyle rot balans ayarı bozulabileceği gibi, vibrasyon yada başka bir yerde tamir görmesi sonucunda da oluşabileceğini, davalının bakım hizmetini eksiksiz yerine getirdiğini ve üretici imalatçı olmadığını, olayın tüketici hukukuna tabi olmadığını beyanla, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, bilirkişi incelemeleri ile meydana gelen kazanın “aracın sağ ön rotil somununun zamanla gevşemesi sonucunda meydana geldiği, rotil üzerindeki inceleme ile somunun uygun torkta sıkılmamış olduğu, her periyodik bakımda kontrol edilmesi gereken aksamlardan olan direksiyon ve teker askı sistemi elemanlarındaki somunlu bağlantıların periyodik bakım sırasında özellikle kontrol edilmesi gerektiği, periyodik bakımları düzenli olarak davalı servisinde yapılmış olan araçtaki kazaya, bakım sırasında uygun sıkma torklarına ve montaja uyulmamış olması, gerekli kontrollerin ve önleyici bakımın uygun şekilde yapılmamış olmasının neden olduğu anlaşıldığından, davalı firmanın personelinin kusurundan sorumlu olduğu gerekçesiyle “Davanın kabulü ile; 5.225,93 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacı tarafa verilmesine” karar verilmiştir.
Mahkemenin bu kararına karşı davalı vekili istinaf talebinde bulunmuştur. İstinaf dilekçesinde, kazanın, “sağ ön rotil somununun zamanla gevşemesi sonucunda meydana geldiği” bunun da somunun uygun torkta sıkılmamış olmasından meydana geldiği belirtilmişsede, rotil somununun gevşemesinin, sadece bakım sırasında uygun şekilde sıkılmadığı sonucuna bağlanamayacağı,dava konusu aracın 2005 model ve olay tarihinde 7 yaşında olduğu, 81.700 km de iken 07.11.2012 tarihinde bakıma geldiği,bakımdan sonra 40 gün ve 1.500 km yol yaptığı,aracın yaşı, performansı, bozuk hali bozuk olabilecek yollarda 40 gün boyunca çalıştığı, 1.500 km yol gitmesi karşısında , aracın rotil somununun sıkılmamış olduğunu iddia etmenin mantıklı olmadığı,aracın hangi koşullarda ve hangi yol şartlarında kullanıldığının belli olmadığı, somun tam olarak sıkılmamış olsaydı, bu kadar yol gitmesinin mümkün olmadığı, hemen birkaç kilometre sonra çıkması gerektiği, davacının iyiniyetli olmadığı, aracın 15.12.2012 tarihinde çekici ile davalı servise bırakıldığı, davacı tarafça tamir işleminin başlatılmadığı, 3 aydan fazla bir süre aracın tamir ettirilmediği, davalının tamir işlemlerinin başlatılmasını istemesi üzerine davacının kazadan 3 ay sonra bu iddiayı ileri sürdüğü,hükme esas tespitlerin hatalı olduğunu, rotil başına ait somunun yapıştırıcı ile yapıştırılması şeklinde bir uygulama olmadığını, hareket aksamından olan rot ve rotil başı somununun gevşemesi halinde bunu bir yapıştırıcının tutamayacağının açık olduğunu belirterek kararın kaldırılmasının talep etmiştir.
Hükme dayanak bilirkişi raporu ile mahkeme tespit bilirkişi raporu birbiri ile örtüşmektedir. Tüm dosya kapsamı değerlendirildiğinde, teknik bilirkişi tespitlerinde araç kaza sebebinin sağ ön rotil somununun zamanla gevşemesi ve sağ ön rotil somununun aracın davalının yaptığı son periyodik bakım esnasında uygun torkla sıkılmamış olmasından kaynaklandığı belirlenmekle, davalının dava konusu aracın son periyodik bakımında gerekli kontrol ve uygun şekilde bakım yapmadığının açıklığa kavuştuğu anlaşılmıştır. Ayrıca, uygun torkta, sıkılmamış olan somunun çok uzun kullanım sonrasında bu arızaya verebileceği, teknik detayları ile bilirkişi raporunda belirtilmiştir. Bu nedenle, davalı vekili kök rapora karşı ek bilirkişi raporu alınmasını talep etmiş ise de, yeni alınacak bilirkişi ek raporunun olaya etkisi olmayacağı açıktır.
Hükme dayanak yapılan bilirkişi raporu usule uygun ve denetime elverişli olduğundan, davalının istinaf başvurusu yerinde bulunmamış ve istinaf sebepleri ile sınırlı yapılan inceleme sonrası, davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 madde gereği reddine karar vermek gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davalının istinaf talebinin HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince reddine,
Alınması gereken 356,98 TL istinaf karar ve ilam harcından peşin alınan 89,25 TL harcın mahsubu ile bakiye 267,73 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine,
Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 15/03/2018