Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2017/1675 E. 2018/293 K. 15.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2017/1675
KARAR NO : 2018/293
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/03/2017
NUMARASI : 2015/703 E – 2017/166 K
DAVANIN KONUSU : İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 15/03/2018
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, dava dilekçesinde; davalı şirketin İSKİ’ye kayıtlı olduğunu ve Beylidüzü Organize Sanayi Bölgesi (OSB) Bakır ve Pirinç Sanayi Sitesinde faaliyetini yürüttüğünü, davacının önceden İSKİ’den değil tankerden su aldığını, ancak sözleşme uyarınca İSKİ’ye 99.917,00 TL KSUB bedeli ödendiğini, ayrıca nakit ödeme ile kartına belli miktarda su yükleterek İSKİ’den su satın aldığını, bu sözleşme gereği de davacıdan 61.20 TL KSUB bedeli tahsil edildiğini, toplamda davacının davalıya 99.978,20 TL haksız ödeme yaptığından bahisle, tahakkuk ettirilen KSUB bedellerine son verilmesi ve fazlaya dair hakları saklı kalmak koşulu ile hukuka aykırı olarak tahsil edilmiş olan 99.978,20 TL KSUB bedelinin her bir fatura için ödeme gününden itibaren başlayacak ticari avans faizleriyle beraber davacıya iadesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve özetle; zaman aşımına itirazı ile açılan davanın haksız ve hukuka aykırı olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Asliye Ticaret Mahkemesinde açılan davada, mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı verdiği, kararın temyizi üzerine Yargıtay 3. Hukuk Dairesi Başkanlığının 2014/5448 E. – 12426 K. sayılı ilamı ile görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğu gerekçesiyle kararın bozularak mahkemesine iade edildiği anlaşılmıştır.
Yargılamanın devamında ,davacının aboneliklerine ilişkin kayıtlar İSKİ’den getirtilmiş, bilirkişi incelemesi yapılarak kök ve ek bilirkişi raporu alındıktan sonra mahkemece, 09/08/2016 tarihli bilirkişi raporunda; davacının 2005-2013 yılları ticari defterlerinin 2011 ve 2012 yılları hariç olmak üzere açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun olarak yapıldığı, defterlerdeki kayıtların V.U.K. hükümlerine uygun olduğu, 2011-2012 yılları haricindeki ticari defterlere TTK ilgli hükümleri yönünden usulüne uygun tutulduğu, İski faturaları ile bu faturala ilişki ödemelerin ticari defterlere kayıt edildiği, Ocak 2011-Haziran 2013 döneminde İski’ye ödenen faturalar içerisinde toplam 57.162,46 TL KSUB bedeli olduğu, 2005-2007 yıllarında ise toplam 30.653,24 TL ödemenin yapıldığı ancak bu dönemle ilgili İski faturalarına ulaşılamadığından bu ödemeler içerisinde ne miktarın KSUB bedeli olduğu konusunda tespit yapılamadığı, 2008 yılında davacı ticari defterinin Vergi Denetim Başkanlığı’nca istenilmiş olup, yevmiye kayıtları davacının tüm ödemelerini içerdiğinden İSKİ’ye yapılan ödemelerin ayrıştırılamadığı, …nce mahkemeye gönderilen 17/80/2015 tarih 410186 yazı içeriğine göre; davacı şirketin KSUB bedellerine yaptığı itiraz kabul edilerek 99.917,00 TL bedelli 29/05/2015 tarihli iade faturasının düzenlendiği, Beylikdüzü OSB Yönetim Kurulunca gönderilen 01/03/2016 tarih ve 9463 sayılı yazı içeriğine göre; davacının yer aldığı sanayi bölgesi arıtma tesinin 2012 yılından beri faal olarak işletildiği, 4562 sayılı OSB yasasının 21/b maddesi uyarınca arıtma tesisi işleten OSB ‘den atık su bedeli alınmaması gerektiği, İSKİ tarafından düzenlenen fatura ile davacının KSUB bedellerinden dolayı 99.917,00 TL alacaklı olduğunun, davalı tarafından da doğrulandığı belirtilmekle, itiraz üzerine alınan 21/12/2016 tarihli ek bilirkişi raporunda; davacı yanın 2008-2010 yılına ait ticari defterlerinin vergi denetim kurulunda incelenmesinin mümkün olmadığı, davacının incelemeye sadece 2011-2013 yılına ait 29 adet İSKİ faturasını ibraz ettiği, OSB içerisindeki firmaların aynı taleple açmış oldukları davaların da firmalar lehine sonuçlandığı ve kesinleştiği gerçeği karşısında kök rapordaki değerlendirmelerin yerinde olduğunun belirtildiği, alınan bilirkişi raporuna göre; davacı şirketin faaliyet gösterdiği Beylikdüzü OSB ‘nin kendisine ait atık su arıtma tesisinin mevcut olduğu, 4562 sayılı OSB Kanununun 21/2 mad.uyarınca davalının davacıdan atık su arıtma bedeli isteyemeyeceği, bu durumun davacının itirazı üzerine davalı tarafça kabulü sonucu, 99.917,00 TL bedelli 29/05/2013 tarihli “itiraz” başlıklı faturanın düzenlendiği ve son ödeme tarihinin 19/06/2013 olarak belirtildiği, davalı yanın düzenlediği fatura ile bağlı sayılması gerektiği ve bu kapsamda 99.917,00 TL tutarındaki KSUB bedelinin davacıya iadesi gerektiği gerekçesiyle, “Davanın kısmen kabulüne, 99.917,00 TL’nin 19/06/2013 tarihinden itibaren yürütülecek avans faizi ile birlikte davacı yararına davalıdan istirdatına, fazla istemin reddine” karar verilmiştir.
Mahkemenin bu kararına karşı davacı ve davalı vekili tarafından ayrı ayrı istinaf talebinde bulunulmuştur.
Davacı vekilinin istinaf dilekçesinde; davanın kısmen kabulüne karar verildiği, kabul edilen kısım dışında eksik hesaplanan ve diğer tesisat numarasından dolayı ödenmiş olan 61,20 TL’nin de ödeme tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte davacıya iadesi gerekirken, bu kısmın reddedildiği, kısmen redde ilişkin kararın usule uygun olmadığı, katılma yoluyla istinaf talebinde bulundukları belirtilerek, kararın kısmen reddedilen miktar yönünden kaldırılması talep edilmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde; hükme dayanak bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olmadığını, davacı tarafça 2011-2012 ve 2013 yılına ait 29 adet İski faturasının ibraz edildiğini, davacının 2008-2009 ve 2010 yılı ticari defterlerinin sunulmadığını, Belediye Kanunuyla, belediyenin su ve kanalizasyon tesislerinden yararlananlardan belediye adına alınacak katılma paylarını belirlediğini, ayrıca 17. Madde gereğince kanalizasyon şebekesine bağlanma zorunluluğunun düzenlendiğini, 23 ve 24. Maddelerde buna ilişkin düzenlemelerin yapıldığını, 4562 sayılı Organize Sanayi Bölgeleri Kuruluş Yapım ve İşletilmesi Esasını Belirleyen Kanun’da alt yapı tesislerini kurma, kullanma ve işletme haklarını düzenleyen 20 ve 21. maddelerinde özel düzenlemeler olduğunu, OSB’lerin atıkların ortak arıtma tesisinin kabul edebileceği standartlara düşürülmesi amacıyla ön arıtma tesisi yapılması gerektiğini, OSB’lerin atık su yönetimi başlıklı 108. maddesi ve Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliği koşullarına uyulması kaydıyla, atıksu alt yapı tesislerinin inşası, bakımı ve işletilmesinden sorumlu olduğu, ayrıca OSB bölgeleri İstanbul Belediye sınırları içerisinde ise 2563 sayılı Kanunun 17. ve 19. maddeleri gereği, ister öncesinde arıtmaya tabi tutulsun isterse tutulmasın, atık suların kanalizasyona bağlanmasının zorunlu olduğunu, bu durumda 4562 sayılı OSB Kanunu’nun 20 ve 21. maddesi ile 2560 sayılı yasa birlikte değerlendirildiğinde OSB atık su alt yapı tesislerini kendileri kurmuş olsalar dahi, işletim, bakım ve onarımının kendileri tarafından yapılmadığı, nihai deşarj için yine davalı …’nin büyük çaplı kanallarından faydalandığı, 21. madde ile getirilen muafiyetin ise atık su arıtma tesislerini kendilerinin yapması, tam kapasitede çalıştırılması, deşarj limitlerini sağlaması ve idarenin atık su kanallarından faydalanmaması halinde tanınmış bir muafiyet olduğunu, sonuç olarak atık suların davalı idare kanallarına deşarj edilmesi ile ilgili firmaların bu hizmetin karşılığını ödemesi gerektiğini, Beylikdüzü OSB’de arıtma tesisi işletmesi gereken firmalara idare tarafından deşarj, kalite kontrol ruhsatı almak ve kanalı deşarj standartlarına uyumlarını sağlamakla mükellef olduğu Beylikdüzü OSB’nin ise atık su şebekesinin bakım ve onarım işlerini idareye bıraktığı fakat hizmet bedelinin tahsili konusunda yardımcı olmadığı, hatta bunlarla ilgili alt yapı tesisleri, yapım ve maliyetlerine iştirak payları için OSB’deki firmalara büyük oranda indirimli tarife uygulandığı, emsal Yargıtay kararları çerçevesinde, atık suların uzaklaştırılması konusunda idare tarafından verilen hizmetlerden yararlanması ve atık suların kanalizasyon şebekesi vasıtasıyla uzaklaştırılması halinde tarife ile atık su bedelinden sorumlu tutulması gerektiğinin hükme bağlandığı belirterek, davanın kısmen kabulüne dair kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davacı vekili her ne kadar reddedilen kısım için katılma yolu ile istinaf talebinde bulunduğunu belirtmiş ise de, davacının istinaf dilekçesinin normal istinaf süresi içerisinde sunulduğu anlaşılmıştır. Ayrıca, davacı reddedilen 61,20 TL’lik kısma yönelik istinaf talebinde bulunmakta ise de, davacı istinafına konu tutar 61,20 TL olduğundan, bu kısım karar tarihi itibariyla kesinlik sınırı altında kalmakla, davacının istinaf dilekçesinin HMK 346 ve 352/1-b maddeleri gereğince reddi gerekmiştir.
Davalı istinafı yönünden ise; bilirkişi raporunda 30.653,24 TL’lik kısım için ayrıntısı gösterilmeden (kirli su uzaklaştırma bedeli olarak), ayrıca 57.162,46 TL için kirli su uzaklaştırma bedeli ayrıntısı da gözetilerek davacı ticari defterlerinde belirlemelerin yapıldığı, davalı idarenin ise 99.917,00 TL’lik 19/06/2013 tarihli iade faturası tanzim etmesi rağmen, iade faturasını davacıya gönderdiği ancak iade faturasına konu bedeli ödemediği anlaşıldığından, haklı olarak bilirkişi raporunda kirli su uzaklaştırma bedeli olarak davacının iadeye konu alacağının, davalının iade faturası gereğince 99.917,00 TL olarak belirlendiği, hatta bir aboneliğin iptal edildiği, iade faturasının bundan sonra düzenlendiği anlaşılmıştır.
Beylikdüzü OSB’de kirli su arıtma tesislerinin bulunduğu, bu nedenle OSB 4562 sayılı yasanın 20 ve 21. Maddeleri gereğince atık su arıtma tesisi işleten OSB’lerden atık su bedeli alınmaması gerektiğinden, buna ilişkin dosyada bulunan İstanbul 16. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/100 E. – 2011/59 K. sayılı ve bu kararın temyiz incelemesine ilişkin Yargıtay 7 Hukuk Dairesinin 2012/3206 – 7851 Esas ve karar sayılı düzeltilerek onama kararı, yine İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2009/771 E. 2010/591 K. Sayılı ve bu kararın temyiz incelemesine ilişkin Yargıtay 13 Hukuk Dairesinin 2011/5892 – 14828 esas ve karar sayılı kararları çerçevesinde dava konusu aynı Beylikdüzü OSB Bakır ve Pirinç Sanayi Sitesinden kirli su uzaklaştırma bedeli alınamayacağına dair emsal Yargıtay kararları ve tüm dosya kapsamı ile alınan bilirkişi raporu denetlemeye ve hüküm kurmaya elverişli olduğundan, yeniden bilirkişi raporu alınmasının davaya katkı sağlamayacağı anlaşılmıştır.
Bu nedenle davalının istinaf başvurusu yerinde bulunmadığından, mahkemenin kararı usul ve yasaya uygun görülmekle, davalının istinaf başvurusunun ise HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddi gerekmiştir. Sonuç olarak, davacının istinaf dilekçesinin, istinafa konu ettiği miktarın kesinlik sınırı altında kalması nedeniyle HMK 346 ve 352/1-b maddeleri uyarınca reddine; ayrıca davalının istinaf başvurusunun ise HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
I-Davacının istinaf dilekçesinin, istinafa konu miktar, davacı açısından HMK 346 ve 352/1-b maddeleri uyarınca kesinlik sınırı altında kalmakla reddine,
II-Davalının istinaf başvurusunun ise, HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine,
Davacıdan peşin alınan istinaf karar harcının istinaf edene isteği halinde iadesine
Davalıdan alınması gereken 6.825,33 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 1.792,03 TL harcın mahsubu ile bakiye 5.033.30 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa istinaf edenlere ilk derece mahkemesince iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 15/03/2018