Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2017/1625 E. 2018/318 K. 22.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2017/1625
KARAR NO : 2018/318
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/05/2017
NUMARASI : 2015/362 E- 2017/459K
DAVANIN KONUSU : Alacak
KARAR TARİHİ :22/03/2018
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı dağıtım şirketinin, elektrik abonesi olan davacı şirketten düzenlediği faturalar ile hukuka aykırı olarak kayıp-kaçak bedeli tahsil ettiğini ileri sürerek; 48.454,62 TL kayıp-kaçak bedelinin davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; talep edilen bedellerin yasal mevzuat çerçevesinde zorunlu olarak tahsil edildiğini beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece , alınan bilirkişi raporunda davacıdan tahsil edilen bedellerin kurumun düzenleyici işlemlerine ve bu işlemler çerçevesinde düzenlenen tarifelere uygun olduğunun belirtildiği ,kaldı ki davacının faturaların EPDK’ nun düzenleyici işlemlerine ve tarifelerine aykırı düzenlendiğinin de zaten dava konusu yapılmadığı hususu dikkate alınarak , davadan sonra yürürlüğe giren mevzuat hükümlerine göre davanın reddine karar verilmiştir.
Sözkonusu kararı her iki taraf da istinaf etmiştir.Davacı tarafın istinaf sebepleri özetle,Anayasa Mahkemesindeki davanın bekletici mesele yapılmamasının hukuka aykırı olduğu,ancak yargılama giderinin, davacı tarafın dava tarihindeki haklılığı göz önünde bulundurulduğunda, davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine, talep edilen alacaklar yönünden davacı tarafın dava tarihindeki haklılığı göz önünde bulundurulduğunda, vekalet ücreti takdirine yer olmadığına ilişkin hükmün hukuka ve hakkaniyete uygun olarak verildiği , bu itibarla hükmün onanması halinde yargılama masrafları ve vekalet ücretine ilişkin herhangi bir itirazlarının bulunmadığı ,esasa ilişkin istinaf başvurusunun haklı görülmemesi halinde ,vekalet ücreti ve masraflara ilişkin kısmın bu haliyle onanması talep edilmiştir.
Davalı taraf ise , istinaf sebepleri olarak , davalı lehine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmemesinin usul ve hukuka aykırı olduğunu ileri sürmüştür.
…nun 355. maddesi uyarınca, taraf vekillerinin ileri sürdüğü sebepleri ile sınırlı olarak yapılan istinaf inceleme sonucunda ; yargılama sırasında 17.06.2016 tarih ve 29745 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı kanunun 21. maddesi ile 6446 Sayılı Elektrik Piyasası Kanunu Kanunu’nun 17. maddesinin birinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları ile altıncı fıkrasının (a), (ç), (d) ve (f) bentleri değiştirilmiş ve aynı maddeye eklenen 10. bend ile; “Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda; tüketici hakem heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin, Kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır.” hükmü getirilerek,Tüketici Hakem Heyetlerinin ve Mahkemelerin bu konularda açılacak davalarda inceleme ve araştırma yetkileri sadece bu dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedellerinin Kurumun bu konulardaki düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlanmış, bu bedellerin alınmasında esas olan ilgili tarifelerin düzenlenmesinde Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun Kanundaki yetkileri genişletilerek, yukarıda sözü edilen bedeller maliyet unsuru kapsamına dahil edilmiştir.Yine, 6719 sayılı kanunun 26. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na eklenen; geçici madde 19; “Bu maddeyi ihdas eden Kanunla öngörülen düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar, Kurul tarafından yürürlüğe konulan mevcut yönetmelik, tebliğ ve kurul kararlarının bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur” hükmünü, geçici madde 20; “Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17 nci madde hükümleri uygulanır.” hükmünü içermektedir. Görüldüğü üzere, 6719 sayılı kanunun 21. maddesi ile 6446 Sayılı Elektrik Piyasası Kanununun 17. maddesine eklenen 10. bend ile dava konusu uyuşmazlığın da özünü oluşturan bedeller konusunda, davanın açıldığı tarihteki içtihat durumundan farklı ve yeni bir düzenleme getirmiş; hem de, geçici 20. maddeyle, anılan düzenleme devam etmekte olan davalarda da uygulanacak şekilde geçmişe yürütülmüştür.
Anılan yasanın bazı maddelerinin Anayasaya aykırılığı iddiası ile Anayasa Mahkemesine yapılan iptal başvurularının bekletici mesele yapılmamasına ilişkin istinaf sebeplerinin incelenmesinde , dava tarihinden sonra yürürlüğe giren 6719 sayılı yasanın yürürlük tarihi gözetildiğinde çok sayıda mahkemenin Anayasaya aykırılık başvurularının, istinafa konu kararın karar tarihi itibariyle yasal karara bağlama süresinin geçtiği ve henüz sonuçlanmadığı, bazı mahkemelerinin başvurularının da usulden reddedildiği anlaşılmaktadır. Anayasa Mahkemesi, işin kendisine noksansız olarak gelişinden başlamak üzere beş ay içinde kararını verir ve açıklar( Anayasa m. 152,III; An. Mah. m. 28,IV c,2). Aksi halde, Anayasa Mahkemesine başvurmuş ve onun kararını beklemekte olan mahkeme, beklemeye son vererek, davayı yürürlükteki kanun hükümlerine göre sonuçlandırabilir. Dolayısıyla, mahkemenin, Anayasanın m. 152,III; Any. Mah.Kuruluş Kn m. 28,IV c,2 gereğince, Anayasa Mahkemesine başvurunun esastan incelenmesini beklemeksizin, yürürlükteki 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na, 4.6.2016 tarihli ve 6719 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un hükümlerine göre somut olayı sonuçlandırılması ve Anayasa Mahkemesine yapılan başvuruları bekletici mesele yapmaması hukuka aykırı bulunmadığından ,davacı tarafın hükmün esasına yönelik istinaf başvurusunun HMK nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir.
Davalı tarafın vekalet ücreti ve yargılama giderlerine ilişkin istinaf taleplerinin incelenmesiyle, yargılama sırasında yürürlüğe giren geçmişe etkili yasa değişikliklerinin, dava konusu hakkın özünü ortadan kaldırdığı açıktır. Davacının, davanın açıldığı andaki mevzuat ve içtihat durumuna göre dava açmakta haklı olduğu, davaya konu bedelleri tahsil eden davalı, davanın açılmasına sebebiyet verdiğinden, yargılama harç ve giderlerinin haksız çıkan tarafa yükletileceği kuralı karşısında, davalı lehine vekalet ücreti ve yargılama giderlerine hükmedilemeyeceğinden davalı tarafın istinaf talebinin yerinde olmadığından reddi gerekmiştir.
Davacı tarafça istinaf dilekçesinde , hükmün onanması halinde yargılama masrafları ve vekalet ücretine ilişkin hüküm bölümüne herhangi bir itirazlarının bulunmadığı ,esasa ilişkin istinaf başvurusunun haklı görülmemesi halinde ,vekalet ücreti ve masraflara ilişkin kısmın bu haliyle onanması talep edilmiş olmakla ,ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı inceleme yapıldığından ,hükmün bu hususlara yönelik bölümünün istinaf edilmemesi sebebiyle ,aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Tarafların istinaf taleplerinin HMK nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ayrı ayrı reddine,
Peşin alınan istinaf karar harçlarının istinaf edenler üzerinde bırakılmasına ,
Taraflarca istinaf sebebiye yapılan masrafların üzerlerinde bırakılmasına,
İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa, karar kesinleştiğinde istinaf edenlere ilk derece mahkemesince iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 22/03/2018