Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2017/1613 E. 2018/353 K. 29.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2017/1613
KARAR NO : 2018/353
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/04/2017
NUMARASI : 2016/542 E- 2017/294K
DAVANIN KONUSU :Alacak
KARAR TARİHİ :29/03/2018
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalıdan 2011-2012-2013 yıllarında dava dilekçesinde belirttiği hesap numaraları ile elektrik satın aldığını müvekkili adına düzenlenen anılan yıllardaki elektrik faturasına yansıtılan kayıp kaçak bedeli, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, dağıtım bedeli,iletim bedeli, aktif enerji birim fiyatı içerisine kayıp kaçak birim fiyatının da eklenmesi suretiyle mükerrer olarak kayıp kaçak bedeli tahsil edildiğini fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla bu bedeller dahil edilerek hesaplanmış %18 KDV, %2 TRT payı, %1 Enerji Fonu, %5 Belediye Tüketim Vergisi içindeki kayıp kaçak, sayaç okuma bedeli, perakende satış hizmeti, dağıtım bedeli, iletim bedellerine isabet eden farkın şimdilik 300.000,00 TL sinin (HMK Madde 107 göre) dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile geri ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davalının dava konusu olan dağıtım, sayaç okuma, iletim, kayıp kaçak, TRT payı, sektör altyapı giderleri katılım payı ve belediye tüketim vergisi bedellerini 4628 ve 6446 sayılı kanunlara ve bu kanunlar uyarınca çıkartılan yönetmelikler ve EPDK’nın kurul kararları ve tebliğlerine taraflar arasındaki 28/02/2011 tarihli Elektrik Enerjisi Satış Sözleşmesi’nin 5.2 ve 5.3 üncü maddelerine uygun olarak bahse konu faturalar üzerinde ayrıca ve açıkça göstermek suretiyle tahsil ettiğini, davacının bu faturalara süresinde ve bugüne kadar herhangi bir itirazının olmadığını davalının tahsil ettiği bu bedellerin tamamını ilgili mevzuat gereğince ve 01/03/2010 tarihli dağıtım sistem kullanım sözleşmesi uyarınca dava dışı dağıtım şirketi …’a ödediğini, davalının bu işlemler sonucunda sebepli ya da sebepsiz zenginleşmesinin söz konusu olmadığını beyanla, hukuka, usule ve 6719 sayılı yasa ile değişik 6446 sayılı yasaya açıkça aykırı olan davanın esastan reddine, itirazları kabul edilmeyip dava görülmeye devam olunduğu ve yargılama sonunda farzı mahal davacı şirkete herhangi bir ödemede bulunmalarına hükmedildiği takdirde dava dışı dağıtım şirketine karşı rücu haklarını kullanmak zorunda kalacak olmaları sebebiyle davanın …’a ihbarına karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece , 17.06.2016 gün ve 29745 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren) 6719 sayılı Kanunla yapılan değişiklikler ile; Kurul tarafından belirlenen esaslara göre hazırlanıp Kurul tarafından onaylanan tarifelere uygun şekilde tahakkuk ettirilen faturalarda yer alan kayıp-kaçak, perakende satış hizmet maliyeti vb gibi dava konusu edilen bedellerin Kurum düzenleyici işlemlerine aykırı olduğu ileri sürülmemiş, bu alacak kalemlerinin tahsil edilmesinin hukuka aykırı olduğu iddia edilmiş olmakla, Kurum düzenleyici işlemlerine aykırılık bulunduğu yönünde bir iddia mevcut olmadığından, 6446 sayılı Kanunun 6719 sayılı Kanunla değişik 17.maddesi 10 fıkra hükmü ve Geçici 20. maddesi davanın reddine karar verilmiştir.
Sözkonusu kararı taraflar istinaf etmiştir.Davacı tarafın istinaf sebepleri , 6719 sayılı yasanın olaya uygulanmaması gerektiği, söz konusu yasanın Anayasaya aykırı olduğu,kanunların geriye yürümezliği ilkesinin ihlal edildiği,dava tarihindeki mevzuat, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 21.05.2014 tarih ve 2013/7-2454 Esas 2014/679 K. Sayılı kararı ve Yargıtay kararları gereği içtihat durumuna göre davacının dava açmakta haklı olduğu yargılama giderlerinden sorumlu tutulamayacağı ,yargılama sırasında yürürlüğe giren geçmişe yürür yasa gereğince davanın konusuz kalması dikkate alınarak ,davalı lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği şeklindedir.
Davalı tarafın istinaf sebepleri özetle, dava, 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nda 6719 sayılı Kanunla yapılan değişiklikler öncesinde, diğer bir deyişle açıldığı tarih itibariyle dahi hukuka aykırı olduğu; davanın bu sebeple reddiyle yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılması ile davalı şirket lehine vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekirken , dava konusu taleplerin anılan kanun değişikliği öncesinde istenebilir olduğundan bahisle davacı tarafın yargılama giderlerinden sorumlu tutulmamasının hukuka aykırı olduğuna yöneliktir.
HKM 355. maddesi gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda ;davacı tarafın Anayasa Mahkemesindeki davaların bekletici mesele yapılmamasına ilişkin istinaf sebepleri yönünden;dava tarihinden sonra yürürlüğe giren 6719 sayılı yasanın yürürlük tarihi gözetildiğinde, çok sayıda mahkemenin Anayasaya aykırılık başvurularının, istinafa konu kararın karar tarihi itibariyle yasal karara bağlama süresinin geçtiği ve henüz sonuçlanmadığı, bazı mahkemelerinin başvurularının da usulden reddedildiği anlaşılmaktadır. Anayasa Mahkemesi, işin kendisine noksansız olarak gelişinden başlamak üzere beş ay içinde kararını verir ve açıklar( Anayasa m. 152,III; An. Mah. m. 28,IV c,2). Aksi halde, Anayasa Mahkemesine başvurmuş ve onun kararını beklemekte olan mahkeme, beklemeye son vererek, davayı yürürlükteki kanun hükümlerine göre sonuçlandırabilir . Dolayasıyla, mahkemenin, Anayasanın m. 152,III; Any. Mah.Kuruluş Kn m. 28,IV c,2 gereğince, Anayasa Mahkemesine başvurunun esastan incelenmesini beklemeksizin, yürürlükteki 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na, 4.6.2016 tarihli ve 6719 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un hükümlerine göre somut olayı sonuçlandırılması ve Anayasa Mahkemesine yapılan başvuruları bekletici mesele yapmaması hukuka aykırı bulunmamıştır. Bu sebeple davacı tarafın buna ilişkin istinaf talebi yerinde görülmemiştir.
Diğer yandan,yargılama sırasında yürürlüğe giren geçmişe de etkili 6719 Sayılı Kanunun 21. maddesi ile 6446 Sayılı kanunun 17. maddesinin birinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları ile altıncı fıkrasının (a), (ç), (d) ve (f) bentleri değiştirilmiş , bu bedellerin alınmasında esas olan ilgili tarifelerin düzenlenmesinde EPDK.nun Kanundaki yetkileri genişletilerek ,yukarıda sözü edilen bedeller maliyet unsuru kapsamına dahil edilmiştir. Yine, 6719 sayılı kanunun 26. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na eklenen;geçici madde 19; “Bu maddeyi ihdas eden Kanunla öngörülen düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar, Kurul tarafından yürürlüğe konulan mevcut yönetmelik, tebliğ ve Kurul kararlarının bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.” hükmünü,Geçici madde 20; “Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17 nci madde hükümleri uygulanır.” hükmünü içermektedir.Bu sebeple , yasa değişikliği ve getirilen yeni düzenleme sebebiyle,bu bedeller maliyet unsuruna dahil edildiğinden ve bu düzenlemelerin eldeki davalara da uygulanacağı 17. maddede belirtildiğinden, mahkemelerin ve tüketici hakem heyetlerinin bu konudaki yetkileri , denetim görevi ile sınırlandırılmıştır.
Davacı tarafça dava dilekçesinde ,faturalara yansıtılan ve tahsil edilen TRT payı, BTV ve KDV bedellerinin kayıp- kaçak bedelleri eklenmiş fatura tutarlaları üzerinden hesaplandığı,tüm bu bedellerin üzerinden % 18 KDV tahsil edildiği ,bu şekilde davacıdan haksız ve fazla olarak tahsilat yapıldığı ileri sürülmüştür. Bu sebeple 3093 sayılı TRT Gelirleri Hakkında Kanun’un 4/c maddesi ile ile 2464 Sayılı Belediye Gelirleri Kanununun 37 .maddesi,Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 24. maddesi hükümleri de gözetilerek bu kalemlerin ,aktif tüketim bedeli üzerinden mi ,yoksa giydirilmiş bedel üzerinden mi faturalara yansıtılacağı tesbit edilerek mahkemece uzman bilirkişi raporu alınmak suretiyle dava dilekçesinde ileri sürülen ve yukarıda açıklanan fatura kalemleri ve talepler sebebiyle, hesaplamada esas alınması gereken matrahlar gözetilerek ,buna göre alınması gereken miktarların ve KDV lerinin tesbiti ile davacı taraftan bu hususta yapılan fazla tahsilat olup olmadığı ve miktarının belirlenmesi gerektiği halde, ,davacı tarafın bu hususta gösterdiği esasa ilişkin bu deliller hiç toplanmadan/değerlendirilmeden karar verilmesi HMK nun 6. maddesine aykırılık teşkil ettiğinden ,davacının istinaf talebinin HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca kabulü ile istinaf konusu kararın kaldırılmasına, yeniden yargılamak yapılmak üzere dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, davalının istinaf talebinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına,karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davacının istinaf talebinin kabulü ile HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca karar kaldırılarak yeniden yargılama yapılması için dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE ,
Davalının istinaf talebinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına,
Peşin alınan istinaf karar harcının, istinaf edene isteği halinde ilk derece mahkemesince iadesine,
İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa, karar kesinleştiğinde/karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine,
Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 29/03/2018