Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2017/1589 E. 2020/730 K. 03.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2017/1589
KARAR NO: 2020/730
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/04/2017
NUMARASI: 2014/1312 E – 2017/525 K
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 03/09/2020
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı şirketten alacaklarının tahsili bakımından İstanbul Sağlık İl Müdürlüğündeki adına tahakkuk etmiş ve edecek olan 560.000,00 TL alacağını 05/03/2004 tarihinde Kadıköy … Noterliğinin … yevmiye nolu temliknamesi ile müvekkiline temlik ettiğini, ancak temlik bedelinin, temliknamenin sahte olduğu ileri sürülerek ödenmediğini, temliknamenin sahteliği iddiasıyla davalılar aleyhine açılan ve Kadıköy 2.Ağır Ceza Mahkemesinin 2010/126 E. sayılı dosyası ile yapılan yargılama sonucunda davalı şirket yetkilisi olan … ile …’un sahte temlikname tanzim edip kullandıklarından dolayı cezalandırılmalarına, diğer davalı noter … hakkında davanın zamanaşımı yönünden ortadan kaldırılmasına karar verildiğini, temliknameyi sahte olarak düzenleyip kullanarak birlikte hareket eden davalı şirket, şirket yetkilisi … ile …’un bu temlikname sebebiyle müvekkiline borçlu olduklarını, temliknamenin tasdik edildiği noter … ve temliknamede imzası bulunan çalışanı …’nın da sorumlu olduklarını belirterek 560.000,00 TL tazminat alacağının temlik tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar … A.Ş. ve … vekili cevap dilekçesinde özetle; aynı konuda dersdest dava olduğunu, dava konusu temliknamenin zamanaşımına uğradığını, temliknamenin şirket çalışanı … tarafından yetkisi olmadığı halde sahte kaşe ve imza ile düzenlendiğinden müvekkillerine husumet yöneltilemeyeceğini belirterek usuli itirazlarda bulunmuş, esasa ilişkin olarak da; davacı ile müvekkilleri arasında hiç bir ticari ilişki bulunmadığını, dava konusu temliknamenin eski çalışan … tarafından sahte olarak düzenlendiğini, hakkında suç duyurusunda bulunulduğunu, temliknamenin sahte olduğunun mahkemelerce tespit edildiğinden davacının müvekkili şirketten herhangi bir alacağı olmasının mümkün olmadığını belirterek davanın usulden, olmadığı taktirde esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar … ve … vekili cevap dilekçesinde özetle; temlik sözleşmelerinin onaylama şeklindeki noterlik işlemi mesnet gösterilerek iddia edilen zararın doğumuna sebebiyet verildiği gerekçesiyle, husumetin notere ve başkatibine karşı yöneltilmesinin tamamen haksız ve hukuka aykırı olduğunu, taleplerin zamanaşımına uğradığını, davacının her durumda, iddia ettiği 560,000,00 TL miktarındaki alacağını, muteber delillerle ispatlamak zorunda olduğunu, noterlik onay işlemi ile iddia edilen zarar arasında uygun illiyet bağının hiç doğmadığını, temlik sözleşmesinin hukuki nitelikçe borç doğuran bir sözleşme olmadığı ve temlik sözleşmesinin illi bir işlem olduğu bu nedenle temel işlemin geçersizliğinin temlik sözleşmesini de geçersiz kılacağı nazara alındığında, somut olaydaki iddia edilen zarara hiçbir şekilde temlik sözleşmesinin onaylama şeklindeki noterlik işleminin sebebiyet veremeyeceğinin aşikar olduğunu belirterek öncelikle zamanaşımına uğrayan tazminat taleplerinin reddine, mümkün olmaması halinde davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı …’a tebligat yapıldığı ancak davaya cevap vermediği anlaşılmıştır. Feri müdahil vekili dilekçesinde özetle; Türkiye Noterler Birliğinin noterlerin mesleki sorumluluk sigortasını müvekkili … Sigorta Şirketine yaptırdığını, davalı noter …’nın mesleki sorumluluk sigorta poliçesinin müvekkili şirket nezdinde olduğunu, görülmekte olan işbu davanın davalı noter aleyhine bitmesi durumunda poliçe teminatı kapsamında müvekkilinin de zarar göreceğinden, davanın noter lehine sonuçlanmasında müvekkilimin hukuki yararı bulunduğunu, bu nedenle davalı … yanında feri müdahil olarak davada yer almasına karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi tarafından; SGK Müdürlüğü cevabi yazıları, temlikname örneği, Kadıköy 2.Ağır Ceza Mahkemesinin 2010/126 esas sayılı doyası incelenmiş, davalı şirketin ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonunda; davacının davalı şirketten gerçekten temliknamede belirtilen bir alacağı olduğu hususunu ve zarar iddiası ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Söz konusu kararı davacı vekili istinaf etmiştir. İstinaf başvurusunda önceki iddialarını tekrarla birlikte özetle; müvekkili ile davalı … şirketler grubunun 30 yılı aşkın süredir tanıştıklarını, müvekkilinin ortağı olduğu şirketler aracılığıyla davalılara yıllarca mal verip ticari ilişkiye girdiğini, zaman zaman da nakit ihtiyaçlarını karşılamak için elden borç paralar verdiğini, son olarak davalıların borçlarını ödeme güçlüğüne girdikleri sırada, borçların tasfiyesi amacıyla müvekkili ve ortağı bulunduğu şirketlerle protokoller yapılıp, çek ve bonoların alındığını, bir kısım alacaklarının ise dava konusu temlikname ile tasfiyesinin amaçlandığını, borç tasfiyesini amaçlayan temlikname var iken ayrıca alacağın kaynağın açıklanmasına gerek olmadığını, davalı …’un, … grubunda çalıştığını ve bu şekilde bir çok borçlanmasının … tarafından kabul edilerek, çeklerin ve temliklerin ödendiğini, mahkemece rapora itirazlarının değerlendirilmediğini, temliknamenin şirket yetkilisi tarafından düzenlenmemiş olsa dahi noterde düzenlenen bir belgenin imzanın ilgilisi tarafından imzalanmasının noterin sorumluluğunda olup, noterin kendisinin ve katibinin işlemlerden kusursuz sorumlu olduğunu, müvekkilinin temliknamenin ödenmemesi nedeniyle zarara uğradığını, noter tasdikine güvenmiş olduğunu, temlikname sebebiyle … grubuyla verilen borç için yapılan protokol ve borç sözleşmelerinin iptal edildiğini, çek ve bono gibi kıymetli evrakların iade edildiğini, emsal olan İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/2 ve 2013/3 E. sayılı dosyaları ile İstanbul 11. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/387 E. sayılı dosyalarında noter aleyhine tazminata hükmedildiğini ileri sürerek, kararın kaldırılmasını talep etmiş, belirttiği emsal dosya kararlarını dilekçesine eklemiştir. Bilahare sunduğu 15/03/2019 tarihli dilekçesi ile emsal Yargıtay bozma ilamını sunmuş ve bu doğrultuda ceza mahkemesi dosya sonucunun beklenmesini istemiştir. Davalılar … ve … vekili istinafa cevap ve katılma yoluyla yaptığı istinaf başvurusunda özet olarak; dava konusu alacağın haksız fiil zamanaşımı süresinden sonra açıldığını, talebin zamanaşımına uğradığı yönünde defi bilirkişi raporu ile de tespit edildiği halde yerinde görülmemiş ve gerekçeli kararda dava konusu olan ceza zamanaşımına tabi olduğu ve ceza zamanaşımı süresi içinde açıldığı açıklanmış ise de ileri sürdükleri zamanaşımı defiinin zaten ceza zamanaşımını da içerdiğini, dava konusu temliknamenin tarihi bazında alacağın tarihi 05.03.2004 olup davanın açıldığı 27.03.2014 tarihinde zamanaşımı süresinin dolduğunu, yerel mahkemece temliknamelere uygulanan ceza dava zamanaşımı ve eski/yeni TCK karışıklığı ile yanılgıya düşüldüğünü ve herhangi bir süre belirtilmeksizin ceza zamanaşımı süresi içinde açıldığı tespitinin yapıldığını, alacağın zamanaşımına uğradığının de tespiti ile usulden de reddedilmesi gerektiğini ileri sürerek davanın zamanaşımı nedeniyle usulden reddine karar verilmesini istemiş, davacının istinaf başvurusu yönünden ise davacının zarara uğradığını ispatlayamadığını, haksız fiil şartları bakımından alacağın varlığı, illiyet rabıtası ve zararın somut olarak ortaya koyulmadığını, davacı asilin de ceza davasında … ile işbirliği içinde ve gerçekte vermediği ve ticari ilişki içinde olmadığı halde yazılmış bir bedelli temlikname tarafı olduğundan bahisle sanık olarak yargılandığını, alacağının varlığını, ticari yahut ödünç ilişkisini ispatlaması gerektiğini, alacak miktarını ve dayanağını somut olarak ortaya koyması gerektiğini, davacının davalı … ile ticari ilişkisi olmadığını ve parayı dostluk ilişkisinden dolayı …ın zor durumu nedeniyle borç para verdiğini ceza dosyasındaki beyanında kabul ettiğini, çek ve senetlerle ilgili açılan hukuk davalarında parayı verdiğini ispatlayamaması nedeniyle davaların reddine karar verildiğini, böylelikle taraflar arasında ticari ilişkinin olmadığının kesin olduğunu, ödünç ilişkisine dayalı banka dekontu ödeme makbuzu da sunamayan davacının alacağını ispat edemediğinin kesinleşmiş mahkeme ilamı ile kesinleştiğini, ayrıca davacının … şirketlerinin imza yetkisini kontrol etmemesi üzerine TTK 39/1 gereği iyiniyetli olduğunu iddia edemeyeceğinin de hüküm altına alındığını, temliknamenin borç tasfiyesi için verilmişse bile bunun somut alacak verileri ile ortaya koyulmasının yasal zorunluluk olduğunu, müvekkillerinin sadece onaylama kurumu olarak denetim ihmali nedeniyle düzenlemesinde görevi olmayan belgeyi onayladığını, bu belgenin içeriğinden sorumlu tutulamayacağını, ileri sürerek davacının istinaf talebinin reddine karar verilmesini istemiştir. Dava; sahte temlikname nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir. Dosya kapsamından; davaya konu 05/03/2004 tarihli, Kadıköy …Noteri … tarafından düzenlenen, … yevmiye sayılı temlikname ile İstanbul Sağlık İşleri İl Müdürlüğünde, … Anonim Şirketi adına tahakkuk etmiş veya edecek olan (560.000.000,000.)TL. (Y/Beşyüzatmışmilyar..TL) alacakların …’a temlik edildiği, temliknamedeki imzanın …’a ait olmadığının, Kadıköy 2.Ağır Ceza Mahkemesinin 2010/126 esas, 2012/191 karar sayılı dosyasında Katılan sanıklar …, … ve sanık … ile birlikte çok sayıda sanık hakkında; sanık … yönünden davaya konu temlikname ile birlikte başkaca senetleri şirketi temsile yetkili olmamasına rağmen şirket kaşesini kullanarak şirketin SSK’dan olan alacağı ile ilgili müştek iimzasının taklit ederek işlem ekoyduğu iddiasıyla sahtecilik, güven ikötüye kullanma, görevi kötüye kullanma suçlarından yargılanması istemiyle; sanık … hakkında bu dosya ile birleştirilen bir kısım ceza davalarında dolandırıcılık ve resmi evrakta sahtecilik suçlarından ve … hakkında dolandırıcılık ve resmi evrakta sahtecilik suçlarından cezalandırılmaları istemiyle kamu davası açıldığı, mahkemesince yapılan yargılama sonunda; sanık … ve … ve çok sayıda sanık hakkında; …’ın şikayeti üzerine, sanık … ile birlikte fikir ve eylem birliği içinde hareket ettiği ve böylece asli iştirak halinde olduğu iddia olunan sanıkların ticari kıymeti bulunan resmi belge ve alacakların temliki suretiyle … şirketlerini zarara uğrattıkları, icra takibi ve alacak davaları açtıkları ileri sürülmüş ise de, toplanan tüm delillerden … şirketler grubunun sahibi ve yasal temsilcisi olan sanık … ile şirketin finans müdürü olan sanık …’un fikir ve eylem birliği içinde ciddi ekonomik sıkıntı içinde olan şirkete finans sağlama niyetiyle birlikte hareket ederek, piyasadan kayıt dışı para topladıkları, karşılığında güven sağlamak için dava konusu kıymetli evrakların tanzim edilip verildiği, bu hareketlerde şirketi temsilde yetkili …’ın talimatı ve bilgisi dahilinde imza yetkisi olmayan sanık …’un imzalarının kullanıldığı ve iki sanığın birlikte resmi belgede sahtecilik suçlarını işlediklerii kabul olunarak ve hatta haklarındaki soruşturmaların gidişatını etkilemek için evrakların lehdarları aleyhine suç duyurusunda bulundukları değerlendirilerek, delil yetersizliğinden beraatlerine karar verildiği; sanıklar … ve …’ın birleşen bir çok dosyada mahkumiyetine karar verildiği, sanık …’nın sahtecilik suçundan beraatine, görevi kötüye kullanma ve görevi ihmal suçundan açılan davaların zamanaşımı nedeniyle ortadan kaldırılmasına karar verildiği, kararın temyizi üzerine, UYAP üzerinden yapılan sorgulamada; Yargıtay 11. Ceza Dairesinin 19/01/2017 tarih ve 2016/11411 E. – 2017/387 K. sayılı ilamı ile özetle; … ve diğer sanıklar hakkındaki delil yetersizliğinden beraate ilişkin kararların kaldırılarak zamanaşımı nedeniyle kamu davasının düşürülmesine, sanıklar … hakkındaki davanın zamanaşımı nedeniyle düşürülmesine, sanık … hakkındaki resmi belgede sahtecilik suçundan verilen zamanaşımı nedeniyle ortadan kaldırılma kararının bozulmasına, kabule göre sanıklar … hakkında eyleminin sahtecilik suçunu oluşturduğu halde suç vasfında yanılgıya düşerek görevi kötüye kullanma suçundan zamanaşımı nedeniyle ortadan kaldırılma karar verilmesi ve … ve … hakkındaki hükümlerin eksik ceza tayini yönünden hatalı olduğuna karar verildiği, ceza dosyasının bu haliyle sonuçlanmamış olduğu tespit edilmiştir. Bu itibarla; İstanbul Anadolu 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2010/126 esas sayılı dosyasıyla görülen ceza davasında davacı şirket yetkilisi … ile …’un işbirliği halinde sahte resmi evrak düzenlemek ve resmi belgede sahtecilik suçlamasıyla yargılandıkları ve söz konusu ceza kararının da henüz kesinleşmediği anlaşılmıştır. TBK’nun 74. maddesi uyarınca ceza mahkemesince verilen kararın maddi olguya ilişkin kısmı hukuk hakimini bağlayacağından söz konusu ceza davasında davacı şirket yetkilisinin yargılanması nedeniyle ağır ceza mahkemesinde görülen davanın sonucu beklenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken mahkemece eksik inceleme ile karar verilmesi usul ve yasaya uygun olmadığından davacının istinaf başvurusunun kabulü ile, kararın HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca kaldırılmasına, İstanbul Anadolu 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 2010/126 E. sayılı dosyasının kesinleşmesinin beklenilmesi ile kararın kesinleşmesinden sonra delillerin ve zamanaşımı itirazlarının değerlendirilmesi için ilk derece mahkemesine geri gönderilmesine, sair istinafsebeplerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının istinaf başvurusunun kabulü ile, kararın HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca kaldırılmasına, İstanbul Anadolu 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 2010/126 E. sayılı dosyasının kesinleşmesinin beklenilmesi ile kararın kesinleşmesinden sonra delillerin ve zamanaşımı itirazlarının değerlendirilmesi için ilk derece mahkemesine geri gönderilmesine, Sair istinaf sebeplerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, Peşin alınan istinaf karar harcının istinaf edene istekleri halinde iadesine, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 03/09/2020