Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2017/1541 E. 2018/250 K. 02.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2017/1541
KARAR NO : 2018/250
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/06/2017
NUMARASI : 2014/77 E- 2017/470K
DAVANIN KONUSU : İstirdat
KARAR TARİHİ :02/03/2018
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle ,davacı şirketin …İstanbul adresinde bir dönem ticari faaliyette bulunduğunu, burada kurulu olan .. sayılı tesisattan enerji kullandığını, 09/09/2008 tarihinde taşınarak bu iş yerini … isimli kişiye kiraladığını, kiracının mevcut bu iş yerini 09/09/2008 tarihinden 04/09/2013 tarihine kadar kullandığını, fakat davalı şirkete başvuru yaparak aboneliği kendi üzerine geçirmediğini, bu dönem içerisinde davalı tarafından tahakkuk ettirilen 21 adet elektrik faturasını ödemediğini, 2011 yılında elektrik borçlarına af getiren torba yasadan faydalanan kiracının bu 21 adet fatura borcunun kendi kullanım dönemine ait olduğunu beyan ederek bununla ilgili resmi belgeleri davalı tarafa sunduğunu ve borcu kendi adına taksitlendirerek elektrik sayacını 29/04/2011 tarihinde kendi üzerine aldığını, ancak taksitlendirdiği borcu ödemediğini, …’ın kullandığı tesisattaki abonelik davacı adına kayıtlı kaldığından davalı kurumun kiracı olan bu kişiye ait borcu davacı şirket hesabına aktardığını, bu borcun ait olduğu tesisat dışında davacının faaliyet gösterdiği iş yerine ait borcu olmayan 5486397, 5486398 nolu tesisatların elektriğini kestiklerini,müvekkili şirketin, davalının mevzuat hükümlerine aykırı olarak adına haksız ve mesnetsiz olarak tahakkuk ettirdiği faturalar nedeniyle cebri baskı altında 40.664,10 TL ödemek zorunda kaldığı gibi, bakiye 35.349.- TL de davalı kuruma borçlu görünmekte olduğunu ileri sürerek ,ihtiyati tedbir kararı verilmesini,davalı tarafça haksız ve mesnetsiz olarak tahakkuk ettirilen borçla ilgili olarak cebri baskı altında ödedikleri 40.664,10’nin istirdatı ile, kalan 35.349,15-TL’nin toplamı olan 76.476,65 borçtan dolayı ,fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 20.000,00 borçlu bulunmadıklarının tespitini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı şirketin aboneliğinin 29/04/2011 tarihine kadar devam ettiğini, abonenin taşınmazdan ayrılıp ayrılmadığının borçtan sorumluluğuna bir etkisinin olamayacağını, zira davacı abonenin taşınmazdan ayrılmış olsa dahi davacının sorumluluğunun fiili kullanıcı ile birlikte müteselsilen devam etmesi gerektiğini, 5486396 nolu tesisatın aboneliğinin davacı adına kayıtlı olduğundan, faturaların onun adına tanzim edilmiş olduğunu ,yapılan tahakkukların kurul kararlarına ve mevzuata uygun olduğunu beyanla davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, yapılan yargılama sonunda ,davacının kendisinden abonelik sözleşmesi uyarınca tahsil edilen paranın haksız tahsil edildiğinden bahisle istirdadını ve anılan sözleşme uyarınca tahakkuk ettirilen borçtan dolayı borçlu olmadığının tespitini talep ettiği ,davacı vekilinin davalı olarak sözleşme imzaladığı ….’ni davalı göstererek iş bu davayı açmış ise de,davalı şirketin 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 3.maddesinin 1.fıkrası uyarınca kısmi bölünme yoluyla bölündüğü ve bölünen şirketin …. adını aldığı,davalı ….’den elektrik hizmeti satın alan aboneler ile yapılmış olan parekende satış abonelik sözleşmeleri ile bu sözleşmelerden kaynaklanan tüm hak,alacak ve borçların kül halinde Boğaziçi Elektrik Parakende Satış A.Ş.’ne devredildiği,buna göre davanın açılış tarihi itibariyle bölünen şirkete açılması gerektiği,her ne kadar davacı sözleşmeyi davalı şirket ile yapmış ise de,kendi dayandığı deliller arasında yer alan tahsilat makbuzları incelendiğinde,bu makbuzların dava dışı Boğaziçi Elektrik Perakende Satış A.Ş. tarafından düzenlendiği,bu nedenle davacının bölünen şirketin varlığından haberdar olduğu ve davasını bu şirkete yöneltmesi gerekirken davalı şirkete yönelttiği, davalı şirketin davada pasif husumetinin bulunmadığı gerekçesi ile ,davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir.
Sözkonusu kararı ,davacı taraf istinaf etmiştir. Yapılan istinaf incelemesinde , Yargıtay 3.Hukuk Dairesi’nin benzer uyuşmazlık ile ilgili olarak verdiği 8.10.2015 tarih ve 2014/18311 E.-2015/15438 K. sayılı ilamında da açıklandığı üzere , tedarikçi ve pazarlayıcı konumunda bulunan şirketlerin ,dava konusu bedellerin iadesinden müteselsilen sorumlu oldukları benimsenmiştir. .Bu sebeple , her ne kadar bölünme sözkonusu ise de , davalı … şirketinin ,dava dışı perakende şirketi ile müteselsil sorumluluğu bulunduğu gözetilmeksizin ,davanın yazılı gerekçe ile reddine karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olmadığı, müteselsil sorumluluk ilkesi dikkate alınarak,davacının istirdat ve menfi tesbit talebine konu ettiği borç miktarlarının,hesaplamaya ilişkin bilirkişi raporlarının yerel mahkemece tartışılıp değerlendirildikten sonra sonucuna uygun bir karar verilmesi gerektiğinden , istinaf konusu kararın …nun 353/1-a-6 maddesine göre kaldırılmasına,davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilgili mahkemeye iadesine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davacı tarafın istinaf talebinin kabulü ile;
İstinaf konusu kararın HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
Peşin alınan istinaf karar harcının, istinaf edene isteği halinde ilk derece mahkemesince iadesine,
İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa, karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine,
Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 02/03/2018