Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2017/1397 E. 2019/27 K. 16.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2017/1397
KARAR NO : 2019/27
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/02/2017
NUMARASI : 2015/1670 E – 2017/206 K
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 16/01/2019
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı taraf dava dilekçesinde özetle, dava dışı işçi … Tepebaşı Belediyesinde çeşitli taşeron şirketlerlerde, son olarak da davacı şirket bünyesinde ve fakat belediye işçisi olarak çalıştığını, işten ayrılmasından sonra, işçilik alacaklarının tahsili için dava açtığını, Eskişehir 1.İş Mahkemesinin 2014/650 E., 2015/374 K. sayılı ilamıyla işçi lehine çeşitli işçilik alacaklarına hükmedildiğini, bu alacakların Eskişehir … İcra Dairesinin … sayılı dosyasıyla takibe konduğunu ve dosya borcunun tamamının müvekkili şirketten tahsil edildiğini, bu tazminatdan ilgili dönemlerde işçiyi çalıştıran diğer taşeron şirketlerin sorumlu olduğunu ileri sürerek dava dışı işçi için ödenen tazminattan davalının sorumluluk payı oranında ve ferileriyle birlikte olmak üzere şimdilik 1.000,00 TL’nin reeskont faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı … Ltd. Şti. vekili cevap dilekçesinde özetle,görev ve yetki itirazı ile talebin zamanaşımına uğradığını, davanın kendilerine ihbarı sağlanmadığından tazminattan da sorumlu olmayacaklarını, kendi dönemlerinde fazla mesai yapılmadığını, yıllık izin ücretinden de son iş verenin sorumlu olacağını, işçi ile akdi ilişkilerinin son bulduğunu, herhangi bir işçilik alacağının da doğmadığını, tüm ödemelerin zamanında ve eksiksiz yerine getirildiğini, yargılama gideri avukatlık ücreti ve masraflar yönünden de rücu isteğinin haksız olduğunu beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı … Ltd. Şti. vekili cevap dilekçesinde özetle, dava konusu edilen işçilik alacağına ilişkin davada taraf olmadıklarından, davada husumet düşmediğini, davanın kendilerine ihbarı sağlanmadığından tazminattan da sorumlu olmayacaklarını beyanla ,davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Davacı taraf talebini yargılama sırasında ıslah dilekçesi ile arttırarak, toplam 14.645,26 TL’nin 3.889,70 TL’sinin …Ltd. Şti’den 10.755,56 TL’sinin …. Ltd. Şti’den alınarak davacıya ödenmesini, alacağın 1.000,00 TL’sine dava tarihinden itibaren, ıslah edilen tutar olan 13.645,26 TL’ye ıslah tarihinden itibaren reeskont faizi işletilmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, işçinin daha önceki işverenleri durumundaki davalı şirketlerin, kendi dönemleri ve sorumluluk payları oranında tazminattan mesul olduğu gerekçesi ile, davanın kabulü ile, 3.889,70 TL alacağın 500,00 TL’sinin dava tarihi olan 16/12/2015 tarihinden itibaren, 3.389,70 TL’sinin ıslah tarihi olan 08/12/2016 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalı … Tic. Ltd. Şti’den alınarak davacıya verilmesine, 10.755,56 TL alacağın 500,00 TL’sinin dava tarihi olan 16/12/2015 tarihinden itibaren, 10.255,56 TL’sinin ıslah tarihi olan 08/12/2016 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalı … Ltd. Şti’den alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.Sözkonusu kararı davalı … Tic. Ltd Şti vekili istinaf etmiştir. Davalı şirket vekili istinaf dilekçesinde özetle, Asliye Ticaret Mahkemelerinin işbu davaya bakmakla görevli olmadığı, rücu davasının esasını davacının ödediğini iddia ettiği işçilik alacakları oluşturduğundan ve uyuşmazlık İş Kanunu ile alakalı olduğundan davanın İş Mahkemesinde görülmesi gerektiği, davanın zamanaşımı süresinden sonra açıldığı, müvekkilinin dava dışı işçiyi çalıştırdığı tarihten sonra dava dışı işçi ihaleyi alan diğer firma çalışanı olarak kesintisiz olarak işine devam etmiş olduğundan iş yeri devri hükümlerine göre tüm sorumlulukların son işverene ait olup, müvekkilinin devirden sonraki sorumluluğunun iki yıl ile sınırlı olduğu, bu süre de geçmiş olduğundan müvekkilinin sorumluluğunun bulunmadığı, davacı yanın dava dilekçesinde talebini 1.000,00 TL olarak gösterdiği, hangi davalıdan hangi miktarda talepte bulunduğunun dava ve ıslah dilekçesinde belli olmadığını, ilk talebin ikiye bölünerek değerlendirilmesinin tarafların talebiyle bağlı olduğu ilkesine aykırı olduğunu ,esasa ilişkin itirazlar olarak da davacı yan tarafından rücu talebinin esasını oluşturan dava dışı işçi tarafından aleyhine açıldığı iddia edilen Eskişehir 1. İş Mahkemesi’nin dayanak davasında davacı tarafça gereği gibi savunma yapılmadığı, davanın kendilerine ihbar edilmediği, davacı şirketçe temyiz hakkının da kullanılamadığı, müvekkilinin güvenlik hizmetini yürüttüğü ihale dönemi boyunca fazla mesai yaptırmadığı, nadiren olan fazla mesailerin ise karşılığının ödendiği, sunulan maaş bordroları ve banka kayıtları incelendiğinde bu hususun tesbit edileceği,fazla mesai alacaklarından üst işveren kamu kurumunun sorumlu olduğu, bu nedenle müvekkiline rücu etme olanağı bulunmadığı, dayanak İş Mahkemesinde hatalı hukuki değerlendirme yapılarak dava dışı işçinin taleplerinin kabulüne karar verildiği ileri sürülerek , usul ve yasaya aykırı mahkeme kararının kaldırılarak, davanın reddine karar verilmesi talep edilmiştir. Davalı … Tic. Ltd Şti’nin ileri sürdüğü istinaf sebeplerine bağlı kalınarak yapılan incelemede; davada ileri sürülen alacak, davacı şirketin dava dışı işçi için ödediğini beyan ettiği işçilik haklarından kaynaklanmaktadır. Rücu hakkı, başkasına ait bir borcu yerine getiren kişinin malvarlığında meydana gelen kaybı gidermeye yönelen tazminat niteliğinde bir talep hakkıdır. Davacı tarafça, dava dışı işçinin daha önceki işverenleri durumunda olan davalı şirketlerin, kendi dönemleri ve payları oranında tazminattan mesul oldukları ileri sürülerek rücuen alacak talep edilmiştir.Davanın rücuen alacak talebine ilişkin olduğu,ödeme tarihi ile dava tarihi arasndaki süreye göre, TBK 82. maddede öngörülen 2 yıllık dava açma süresi dava tarihi itibarıyla dolmadığından, davalının zamanaşımı itirazının reddine karar verilmesinde usul ve hukuka aykırılık bulunmamaktadır. Yine, yukarıda açıklandığı üzere, davacı tarafça,d ava dışı işçinin daha önceki işverenleri durumunda olan davalı şirketlerin, kendi dönemleri ve payları oranında tazminattan mesul oldukları ileri sürülerek rücuen alacak talep edilmekle, ödemenin dayanağı işçilik alacağına ilişkin ilam ise de, rücu davası alt işverenler arasında genel hükümlere göre açılan dava olduğundan, davanın İş Mahkemesinin görevine girmemesi sebebiyle mahkemenin görevli olduğu açıktır.Diğer istinaf sebeplerinin incelenmesiyle, dosya kapsamına göre, davalılar davacıdan önceki alt işverenlerdir. Davanın tarafları arasında yazılı olmayan, yasadan kaynaklanan bir işyeri devri mevcutur. Dava dilekçesinde davalıların her birinden istenen miktar açıklanmadan toplam ödeme tutarının (1.000,00 TL) tahsili istenmiş ise de, aslında her bir davalının, dava dışı işçi ile belli dönemle sınırlı hizmet sözleşmesi olduğu ileri sürülmektedir. Bu nedenle, taraflar arasında sözleşme ilişkisinden kaynaklanan rücu isteminin hukuki niteliği gereği, aksi yasada öngörülmedikçe, her bir davalı yönünden ayrı ayrı değerlendirme yapılması gereklidir. Davacının, dava dilekçesinde toplam 1.000,00 TL’nin tahsilini talep etmiş olması sebebiyle , mahkemece bu miktarın her bir davalıdan eşit oranda istendiğinin kabul edilmesinde hukuka aykırılık bulunmamaktadır. Dava dışı işçi tarafından açılan davada Eskişehir 1.İş Mahkemesinin 2014/650 E., 2015/374 K. sayılı ilamıyla işçi lehine çeşitli işçilik alacaklarına hükmedildiği,sözkonusu davanın davalılarının Tepebaşı Belediyesi,bu dosyadaki davacı …Ltd. Şti ile …Ltd Şti, …Ltd. Şti, dava İHBAR EDİLENİN ise bu dosyadaki davalı-istinaf eden … Ltd. Şti olduğu görülmüştür.Her ne kadar, kararı istinaf eden davalı …Ltd. Şti sözkonusu davada davalı değil ise de, istinaf konusu davada dava dışı Tepebaşı Belediyesi ile bu şirket arasında sözleşme mevcut olup,dava dışı işçinin davalı şirkette çalıştığı dönemler bellidir.Davalı tarafın istinaf dilekçesinde, iş mahkemesindeki davada davacının yeterince savunma yapmadığı, kararı temyiz etmediği, talep edilen dönemlerde istisnai olarak yaptırılan fazla mesai ücretlerinin ödendiğinin banka kayıtları, maaş bordroları vs ile ispatlanabileceğine ilişkin istinaf sebebi yönünden yapılan incelemede, rücuen alacağın dayanağı olan İş Mahkemesindeki davanın yargılamasında, davalı şirkete dava ihbar edilmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 61 vd maddelerinde düzenlenen davanın ihbarı ile taraflardan biri davayı kaybettiği taktirde, 3. kişiye veya 3. kişinin kendisine rücu edeceğini düşünüyorsa, tahkikat sonuçlanıncaya kadar davayı 3.kişiye ihbar edebilir. Dava ihbar olunan kişi, davaya cevap verip fer’i müdahil olabilir veya sessiz kalabilir. Davaya katılmayan ihbar olunana, bundan sonra herhangi bir tebligat yapılmaz. İhbar olunanın, aleyhine hüküm kurulmadıkça kararı temyiz hakkı yoktur. Somut olayda, mahkemece davalıya davanın ihbarı yapıldığından, davalının savunma hakkının kısıtlanması sözkonusu değildir. Kaldı ki, tarafın davayı üçüncü kişiye ihbar etmemiş olması,doktrin ve Yargıtay uygulaması dikkate alındığında , üçüncü kişiye karşı olan rücu hakkının düşmesini gerektirmez. Davanın ihbar edilmemesinin hukuki sonucu , davayı ihbar etmemiş olan tarafın her türlü kusurundan sorumlu olmasıdır. Davayı ihbar etmeyen tarafın kusuru nedeniyle davayı kaybettiğini ispat yükü (külfeti), üçüncü kişiye düşer. (Hukuk Muhakemeleri Usulü, Prof. Dr. Baki Kuru, 2001, s.3541-3542, Yargıtay 11. H.D’nin 2016/10060 esas, 2018/3689 karar sayılı 17/052018 tarihli kararı) Bu sebeple, dava kendisine ihbar edilen davalının, bu yöne ilişkin istinaf sebepleri de yerinde görülmemiştir. Davacı şirketçe icra dosyasına ödenen miktar ,bilirkişi raporu ve belgelere göre belli olup,bu konuda uyuşmazlık da bulunmamaktadır.Mahkemece alınan bilirkişi raporunda, her bir davalının alt işveren olduğu dönemler itibariyle sorumlu olduğu alacak miktarları hesaplanmıştır. Rücuya konu fazla çalışma ücreti miktarı kesinleşen mahkeme kararı ile sabit olmakla, dava dışı işçinin davalı şirketlerdeki çalışma sürelerine göre, bu miktardan davalı şirketlerin sorumlu oldukları tutarların belirlenmesine yönelik hesaplama ve alınan bilirkişi raporu, ilk dava davalıya ihbar da edildiğinden hükme dayanak yapılacak yeterlilikte görülmüş, mahkemece hükme esas alınmasında usul ve yasaya aykırılık sözkonusu olmadığından, davalının istinaf talebinin HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davalı … Ltd. Şti.’nin istinaf talebinin HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine ,Alınması gereken 1.000,41 TL istinaf karar ve ilam harcından peşin alınan 103,00 TL’nin mahsubu ile bakiye 897,41 TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,İstinaf sebebiyle davalı tarafından yapılan masrafın üzerinde bırakılmasına ,İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa, karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine,Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 16/01/2019