Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2017/1214 E. 2019/1296 K. 10.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2017/1214
KARAR NO : 2019/1296
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/04/2017
NUMARASI : 2014/576 E – 2017/295 K
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 10/09/2019
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin Temmuz 2013 tarihinden beri gıda ambalaj üretimi yaptığını ve o tarihten beri ticarethane statüsünde … nolu elektrik abonesi olduğunu, davalı şirket tarafından bir önceki sayacın uzaktan okuma modemi ile uyumsuzluğu gerekçe gösterilerek müvekkili şirketin talebi olmaksızın 3-4 ay önce değiştirildiğini, yerine … marka … seri numaralı başka bir sayaç takıldığını, bu dönemde 2 ay kadar fatura gelmediğini, 28.06.2014 tarihinde adrese gelen … görevlilerince sayaç üzerinde yapılan incelemede sayaç etiketi üzerindeki seri no ile optik porttan alınan seri no.nun birbiriyle uyumsuz olduğu bildiriminde bulunulduğunu ve kaçak/usulsüz elektrik tespit tutanağı tutulduğunu ve akabinde müvekkili şirkete inceleme sürecindeki iki aylık tüketime istinaden 68.289,80 TL’lik fatura ile 107.935,60 TL’lik kaçak kullanıma ilişkin diğer bir faturanın daha düzenlendiğini, müvekkili şirketin ortalama aylık 30.000 TL, 35.000 TL civarında elektrik faturası tutarı ödediği göz önüne alındığında, iki aylık sürece ilişkin tahakkuk ettirilen 68.289,80 TL’lik borcu ödemeye hazır olmakla birlikte kaçak usulsüz kullanımı asla kabul etmedikleri için 09.07.2014 tarihli dilekçe ile şikayette bulunduğunu, müvekkili şirketin ticaret alanında etik kurallara göre hareket eden, basiretli bir tacir olduğunu, haklarında kaçak/usulsüz elektrik tespit tutanağı tutulmasını kabul edemediklerini, aylık tüketimleri göz önüne alındığında haksız tahakkuk ettirilen 107.935,60 TL’lik borçlarının bulunmadığını ileri sürerek müvekkili şirketin davalıya 107.935,60 TL tutarında borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Yargılamanın devamı sırasında, borçlu olunmadığının tespiti talep edilen 107.935,60 TL’nin zorunlu ödendiği belirtilerek, menfi tespit davası istirdada dönüştürülerek bu miktarın davalıdan tahsiline karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı şirketin elektrik tesisatında 02.06.2014 tarihinde yapılan kontrolde, mahalde bulunan … marka … seri numaralı sayacın sökülerek laboratuvar muayenesine gönderildiğini, muayenede “sayacın gövde kapak açılma ikaz anahtarı yapıştırılarak, devre dışı bırakılmış olup sayaç etiketi üzerindeki seri numarası ile optik porttan alınan seri numarası birbiriyle uyuşmadığından, kaçak işlemi uygun olduğu yönünde görüş bildirildiğini, laboratuvar raporuna istinaden davacı şirket adına … seri no.lu tutanağın tanzim edildiğini, tutanak için yapılan tahakkukta, günlük ortalama tüketim değerleri referans alınarak ihtilafsız dönem için mevzuata uygun hesaplama yapıldığını, 107.935,60 TL kaçak bedeli ve 68.289,80 TL kaçak ek tahakkuk bedeli olmak üzere toplam 176.225,40 TL bedelin tahakkuk ettirildiğini, mevzuat hükümleri doğrultusunda sayacın son okuma tarihinden (09.12.2013) itibaren sayaç değişim tarihine kadar fatura tahakkuk etmediği göz önüne alınarak 90 gün kaçak bedeli ve 87 gün kaçak ek tüketim olmak üzere toplamda 09.12.2013-02.06.2014 tarihleri arasında sayacın kayıt yapmadığı döneme ilişkin faturalandırma tarihinden 3-4 ay önce değil abonelik tarihinden (29.03.2013) kısa bir süre sonra (08.04.2013) ilgili tesisatta kayıt altına alındığının görüldüğünü belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.İlk derece mahkemesi tarafından kaçak elektrik ile ilgili tutulan tutanaklar, abonman sözleşmesi, davacı şirketin elektrik kullanımını gösterir endeks dökümü, davalı şirkete yapılan ödemelere ilişkin dekontlar incelenmiş, bilirkişi incelemesi yaptırılmış ve davacının sayaca müdahale ettiği, kaçak/usulsüz elektrik tespit tutanağının doğru olduğu, kaçak elektrik kullanım bedelinin 123.476,94 TL olduğu, davalının bu miktardan daha az olarak 107.935,60 TL tahakkuk yaptığı gerekçesiyle davacının davasının reddine karar verilmiştir. Söz konusu kararı davacı vekili istinaf etmiş olup, istinaf dilekçesinde özetle; bilirkişi raporunun temelinin doğru olmadığını, müvekkilinin kaçak elektrik kullanmadığını ve sayaca müdahale etmediğini, bağımsız bilirkişi incelemesi yapılmadığını, davalının tutanak ve beyanlarının esas alınmış olduğunu, sayaca müdahale edildiyse bile bunun müsebbebinin müvekkili olmadığını, bu hususta bilirkişi incelemesi yapılmadığını, kilit altında olan sayaca müvekkilinin müdahale edemeyeceğini, yapılan hesabın EPDTHY uygun olmadığını ileri sürerek kararın kaldırılmasını istemiştir.Dava, elektrik abonesi olan davacının tahakkuk ettirilen borç nedeniyle menfi tespit talebine ilişkin olup yargılama sırasında borcun ferileriyle beraber ödendiği iddiası nedeniyle istirdatı talebine dönüşmüştür.Dairemizce yapılan inceleme sırasında sayaç sökme tutanağı dosyada bulunmadığından davalı kurumdan istenerek dosyaya girmesi sağlanmıştır.Elektrik Piyasası Kanununa dayanılarak hazırlanan ve 8 Mayıs 2014 günlü Resmî Gazetenin 28994 sayısında yayınlanarak yürürlüğe giren Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliğinin 26. maddesi hükmünde, gerçek veya tüzel kişiler tarafından, şekilde tesis edilmiş sayaçtan geçirilmeden mevzuata aykırı bir şekilde elektrik enerjisi tüketmesi, kaçak elektrik enerjisi tüketimi olarak kabul edilmiş; 27 ve 28. madde hükümlerinde de, kaçak ve usulsüz elektrik enerjisi kullanımına ilişkin tespit, süre, tüketim miktarı hesaplama, tahakkuk, ödeme yöntemleri ile diğer usul ve esasların dağıtım lisansı sahibi tüzel kişiler tarafından belirlenerek Kuruma sunulacağı ve kurul onayı ile uygulamaya konulacağı açıklanmıştır Somut olaya gelince; gönderilen 02.06.2016 tarihli tutanak içeriğine göre kurum görevlilerince yapılan genel muayene sırasında “sayacın gövde kapak açılma ikaz anahtarı yapıştırılarak devre dışı bırakılmış, sayaç etiketi üzerindeki seri no ile optik porttan alınan seri no birbiri ile uyumsuzdur” tespiti ile sayaç muayene ve kontrol tutanağı düzenlenerek sayacın labaratuvara gönderildiği, 24.06.2014 tarihli yapılan muayenede sayaçla oynandığı tespit edilerek kaçak işlemi yapıldığı, konusunda uzman bilirkişinin hazırladığı ve denetime elverişli rapora göre davacının aboneilik başlangıç tarihinin 29.03.2013 olduğu, tutanak öncesindeki son sayaç okumasının 09.12.2013 olduğu, yönetmeliğin 29. maddesine göre sayacın söküldüğü 02/06/2014 tarihi ile bu işlemden önceki en son sayaç okuma tarihi olan 09/12/2013 tarihi arasındaki dönem için kaçak tüketim tahakkukunun yapılması gerektiği, bu sürenin ise 177 gün olduğu, EPTHY’nin 29. maddesinin 1. fıkrasının b bendine göre kaçak kullanım süresinin 90 günü aşamayacağından geriye dönük 05.03.2014 tarihine kadar olan 90 günlük sürenin esas alınması gerektiği, bu nedenle 90 gün üzerinden EPTHY’nin 30.maddesi gereğince normal birim fiyatının 1,5 katı üzerinden hesaplama yapılması, 09/12/2013 – 05/03/2014 tarihi arasındaki 87 gün içinde normal birim fiyat üzerinden ek tahakkuk yapılması gerektiği, yönetmeliğe göre 2.843,88 KWH / gün değerindeki ihtilafsız dönem tüketimine göre kaçak tüketim bedeli hesaplandığında 123.476,94 TL hesaplandığı, davalının kaçak tüketim bedelini hesaplarken ihtilafsız dönem günlük tüketimini 2.262 KWH/gün alması nedeniyle tüketim bedelinin 107.935,60 TL olarak tahakkuk ettirdiği, bu nedenle davalı tarafça belirlenen kaçak tüketim bedelinin uygun olduğu, eksik tüketim bedeli hesaplandığında (2.843,88 KWH/gün üzerinden) 85.856,88 TL olduğu halde davalı tarafça 68.289,80 TL olarak hesapladığı aradaki farkın çarpan farkından kaynaklandığı anlaşılmıştır. Davacının istinaf nedenleriyle sınırlı yapılan değerlendirme sonucunda; sayaç muayene raporuyla sayaca yapılan müdahalenin kanıtlanmış olduğu, buna ilişkin sunulan fotoğrafların bilirkişi tarafından raporda tespitinin de yapıldığı, bu nedenle davalının kaçak ve ek tüketime yönelik istinaf itirazlarının yerinde olmadığı, davalı tarafından yapılan hesabın talep ve tahakkuk miktarı ile, raporda saptanan değerler arasında, tahakkukun daha düşük olduğu da dikkate alınarak, yönetmeliğe uygun olduğu anlaşılmıştır. Bu sebeple, taleple bağlılık kuralı dikkate alınarak kaçak ve ek tüketim tahakkukuna yönelik, davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle;Davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine,Alınması gereken 44,40 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 13,00 TL’nin istinaf eden davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden davacı üzerinde bırakılmasına,İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesinleşince istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 10/09/2019