Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2017/1196 E. 2018/205 K. 21.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2017/1196
KARAR NO : 2018/205
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/03/2017
NUMARASI : 2013/121 E – 2017/161 K
DAVANIN KONUSU: Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 21/02/2018
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; sözleşmeye rağmen müvekkiline ait iş yerinde 05/12/2012 tarihinde 20.981,50 TL ceza kesildiği gerekçe yapılarak, elektrik kaçak kullanıldığına ilişkin tutanak düzenlendiğini, sözleşme ile ceza kesilmesi arasında yaklaşık dört ay gibi süre olmasına rağmen böyle bir işlem yapılmasının hukuka aykırı olduğunu, imar yerleşim alanı dışında beş iş günü içerisinde müşterinin ölçü cihazları ve devrelerinin uygunluğu kontrol edilerek sayaç ve ölçü devrelerinin ilgili bölümleri mühürlenerek, sayaç okuması yapılmak suretiyle tespit edilen ilk endeks değeri ile sisteme bağlantı yapılması hakkında tutanak düzenlenmesi gerektiğini, bu hükümlere rağmen tesisat bağlantısının yapılmadığını, davalı tarafın edimleri yerine getirmediğini, bunun yanı sıra fazla miktarda ceza kesildiğini bildirmek suretiyle tahakkuk ettirilen cezanın iptali ile fazla ödenen paranın iadesini talep ve dava etmiştir. Davalı cevap dilekçesinde özetle; davacı adına …. nolu tesisatın kurulu olduğu …. Mah. …. Cad. …. Sok. No:…. … …/….. adresinde 05/12/2012 tarihinde ……….nolu tutanak düzenlendiğini, tutanak kapsamında davacı hakkında 20.981,50 TL’lik kaçak elektrik bedeli tahakkuk ettirildiğini, davacı tarafından kaçak elektrik borcunun taksitlendirildiğini, tahakkukun EPDK mevzuatına uygun olduğunu bildirmek suretiyle davanın reddini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince, davalı kurum tarafından tahakkuk ettirilen faturaya karşı açılan menfi tespit ve istirdat davasında, tarafların tüm itirazlarını karşılıyan üçüncü ek rapor esas alınarak, davacının 1.064,75 TL fazla ödeme yaptığı belirtilmek suretiyle, davanın kısmen kabulü ile, 1.064,75 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hükme karşı davacı vekili süresi içinde istinafa başvurulmuştur.Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; bilirkişi raporları arasında çelişkinin giderilmediğini, kaçak elektrik kullanıldığı iddia olunan tarihten önce, davalı ile arasında perakende sözleşmesi yapıldığını, sözleşme yapıldıktan sonra üç gün içinde dağıtım sistemine bağlanmayarak, davacının mağdur edildiğini, bu nedenle müvekkilinin kaçak kullanımının söz konusu edildiğini, oysa olsa olsa usulsüz kullanım tarifesinden hesaplanması gerektiği halde, 125 günün kaçak elektrik tarifesi üzerinden hesaplanmasının hukuka aykırı olduğunu bildirmek suretiyle mahkeme kararının kaldırılmasını, yeniden yargılama yapılarak, talebi gibi davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.Somut olayda; davacının işyerine gelen davalı elemanlarınca, 02.08.2012 tarihli …………no’lu tutanak düzenlendiği, tutanak ile; abonesiz sayaçtan elektrik kullandığı tespit edilerek, elektriğin kesildiği,1.703,80 TL’lik fatura tahakkuk ettirildiği, davacı tarafça borcun 27.11.2012 tarihinde ödendiği, sonrasında davacı ile davalı arasında 03.08.2012 tarihli abonelik sözleşmesi yapıldığı, bu faturanın uyuşmazlık konusu edilmediği anlaşılmaktadır.Kaçak takip ekipleri tarafından 05.12.2012 tarihinde yapılan kontrollerde davacının işyerinde ….. tesisata kayıtlı …. marka … seri numaralı sayaçtan elektrik kullandığından bahisle tutanak düzenlendiği, ….. no’lu tutanak ile; abonesiz sayaçtan elektrik kullandığı tespit edilerek, elektriğin kesildiği, davacıya ait …. l adlı işyerinin Beyazıt Vergi dairesine kayıtlı olduğu, kullanılan kayıtsız sayaç endeksinin …………….. okunduğu, çekilen akımların R: 47 A, S: 33 A, T: 52 Amper ölçüldüğü, bu şekilde sayacın kaydı bulunmadığı, davacı adına 20.981,50 TL’lik fatura tahakkuk ettirildiği, davacı ile davalı arasında protokol imzalandığı, protokol tarihinde borcun 21.186,43 TL’ye ulaştığı, davalı tarafından borcun taksitlenildirmesi ile, borçtan düşme yapıldığı, bu şekilde 17.387, 96 TL üzerinden sekiz ay olarak taksitlendirildiği, davacı tarafça 01.11.2013 tarihinde borcun ödendiği ve taksitle ödeme devam ederken, 14.04.2013 tarihinde iş bu menfi tespit davasının 13.781,00 TL tutar üzerinden açıldığı anlaşılmaktadır. 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanununa dayanılarak hazırlanan ve 25 Eylül 2002 günlü Resmi Gazetede yayınlanarak 01.03.2003 tarihinde yürürlüğe giren Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 13. maddesi hükmünde, gerçek veya tüzel kişiler tarafından, yasal şekilde tesis edilmiş sayaçtan geçirilmeden mevzuata aykırı bir şekilde elektrik enerjisi tüketmesi, kaçak elektrik enerjisi tüketimi olarak kabul edilmiş; 15. madde hükmünde de, kaçak ve usulsüz elektrik enerjisi kullanımına ilişkin tespit, süre, tüketim miktarı hesaplama, tahakkuk, ödeme yöntemleri ile diğer usul ve esasların dağıtım lisansı sahibi tüzel kişiler tarafından belirlenerek kuruma sunulacağı ve kurul onayı ile uygulamaya konulacağı açıklanmıştır.Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği’nin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları düzenlemek üzere Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından, 1 Ocak 2006 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere, dağıtım lisansı sahibi tüzel kişiler tarafından uygulanacak “Kaçak ve Usulsüz Elektrik Enerjisi Kullanılması Durumunda Yapılacak İşlemlere İlişkin Usul ve Esaslar” hakkında 622 sayılı karar alınmıştır. Davacı iddiasında Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 7. maddesinin sisteme bağlantı yapılması bölümünde, “sisteme bağlantı yapılmadan önce, dağıtım lisansı sahibi tüzel kişi tarafından, üç iş günü içerisinde müşterinin ölçü cihazları ve devrelerinin uygunluğunun kontrol edilerek sayaç ve ölçü devrelerinin ilgili bölümleri mühürlenip sayaç okuması yapılarak tespit edilen ilk endeks değeri ve sisteme bağlantı yapılması hakkında tutanak düzenleneceğine” dair düzenleme olmasına karşın, davalının abonelik sözleşmesi kapsamında yükümlülüğünü yerine getirmediği gibi, aksine kendisi hakkında kaçak elektrik kullanmaktan tutanak düzenlemesinin hukuka aykırı olduğunu, abonelik sözleşmesi yapıldığı halde, sisteme bağlantının yapılmadığı ileri sürerek, bu durumdan davalı sorumlu olduğu gibi, yönetmelik gereği faturanın 90 günü geçmemesi gerektiği halde, 12 ay üzerinden tahakkuk ettirmesinin de hukuka aykırı olduğu, bu şekilde faturanın iptal ettirilmesi gerektiğini ileri sürerek, 13.781,00 TL tutar üzerinden harç değeri gösterildiği anlaşılmaktadır. Taraflar arasında 03.08.2012 tarihli abonelik sözleşmesi yapıldığı halde, davacının sisteme bağlanmadığı, yukarıda izah edildiği üzere öncesinde davalı tarafça davacının 02.08.2012 tarihinde abonesiz kaçak kullanımdan dolayı hakkında 1.703,80 TL fatura tahakkuk ettirdiği ve borcun davacı tarafından 27.11.2012 tarihinde ödendiği gözetildiğinde davalının elektrik borcu olan davacıyı sisteme bağlamak için, bir işlem yapmasının beklenemeyeceği, iyi niyetli müşteri olarak davacının borcunu ödemesi ve buna göre, sayacın kayıtlanmasını sağlaması gerektiği, aksine davacının kayıtsız sayaçtan elektrik kullanmaya devam etmesinin iyi niyetli olmadığı, herkesin kendi kusurlu davranışından hak elde etmesinin ve bunun hukuk tarafından korunmasının mümkün olmadığı, bu şekilde davalının yönetmeliğinin 7. maddesine aykırı davrandığı iddiasının dinlenemeyeceği anlaşılmaktadır.Dosya kapsamındaki 26.05.2014 tarihli bilirkişi raporunda belirtilen Yönetmelik ve 622 sayılı EPDK kararı esas alınarak, hesaplama yöntemine uygun davalı tarafça davacının işyerinde abonesiz sayaçtan elektrik kullandığının tespit edildiği, dava konusu edilen ve davacının işyerinde kaçak elektrik kullandığı tespit edilen 123 gün olmasına rağmen, 125 gün esas alınarak, sözleşmede belirlenen güç 48,21 kw üzerinden 20.961,50 TL olarak fatura tahakkuk ettirdiği, bu itibarla bilirkişi raporunda davacının ilk düzenlenen tutanak kapsamı üzerinden kaçak elektrik kullanma süresinin 90 günden fazla olduğu belge ve kayıtlarla ispatlanmış olduğundan, 90 günden fazla süre üzerinden davacının kaçak elektrik kullanımı üzerinden hesaplama yapılabileceği belirtilmiş olup, hesaplamada süresi 02.08.2012 / 05.12.2012 tarihleri arası123 gün esas alınması gerektiği halde, 125 gün esas alınsa da, hesaplamada 123 x 48,21 x 0.6 x 8.33= 29.637,29 x 14.548,63 TL olduğu, kayıp kaçak ve benzeri adlara yansıtılan tutarın 20.981,50 TL’ye yaklaşık bir değer olacağı ve davalının zaten borcu 17.387,96 TL olarak indirdiği gözetildiğinde bu hususta bilirkişiden yeniden ek rapor alınmasına gerek olmadığı anlaşılmaktadır.Bilirkişinin ek üçüncü raporunda sanki 21.186,43 TL üzerinden taksitlenme yapılmış gibi, mevcut protokolden farklı bir hesaplama tablosu hazırladığı ve ödemeleri de bu tutar üzerinden yapılmış gibi kabul ettiği, halbuki davalının 21.186,43 TL borcu ödeme kolaylığı sağlamak üzere 17.387,96 TL indirdiği ve buna göre ödeme tablosu oluşturduğu, davacı tarafından da ilk taksidin 2.057,81TL olarak ödenmeye başlandığı her ay ödemenin 2.057,81 ile 2.288,60 TL arası değişen miktarla devam ettiği ve üzerine çıkmadığı, bilirkişinin raporunda tespit edilen hesaplamanın, taraflar arasındaki protokol ile belirlenen hesaplama biçiminden tamamen farklı olması nedeniyle bu haliyle rapora itibar edilmeyecek ise de, bu konuda davalının istinafı olmadığı gözetilerek, davacının indirilen miktar 17.387,96 TL üzerinden borçlu olduğu, fazla bir ödemesinin de olmadığı anlaşılmakla davacının istinaf başvurusunun reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle;Davacının istinaf talebinin HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine, Alınması gereken 35,90 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 4,50 TL’nin istinaf eden davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine,Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 21/02/2018