Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2017/1185 E. 2018/246 K. 01.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2017/1185
KARAR NO : 2018/246
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/05/2017
NUMARASI : 2014/1396 E – 2017/470 K
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) – Alacak
KARAR TARİHİ : 01/03/2018
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Asıl dava dosyasında davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalının abonesi olduğunu, davalı … enerjisi şirketinin düzenlemiş olduğu faturalar ile müvekkilinden kayıp kaçak, iletim, dağıtım vb. adı altında haksız bedeller tahsil ettiğini bu nedene 91.560,00 TL üzerinden ilamsız icra takibine yapılan itirazın haksız olduğunu bildirmek suretiyle itirazın iptali ile takibin devamına, icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen dava dosyasında davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalının abonesi olduğunu, davalı … enerjisi şirketinin düzenlemiş olduğu faturalar ile müvekkilinden kayıp kaçak, iletim, dağıtım vb. adı altında haksız bedeller tahsil ettiğini bildirmek suretiyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL’nin yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; kayıp kaçak bedellerin ilgili mevzuat çerçevesinde abonelere yansıtıldığını ve uygulamanın yasal bir zorunluluk olduğunu bildirmek suretiyle davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
İlk derece mahkemesince, 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunun 17. maddesine 6719 sayılı Kanunun 21. maddesi ile eklenen 10 fıkra hükmü ve 6719 sayılı Kanunla eklenen geçici 20. madde hükmü esas olmak üzere davanın ve birleşen davanın reddine karar verilmiş, hükme karşı davacı vekili tarafından süresi içinde istinafa başvurulmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesinin Anayasa Mahkemesi başvurularını bekletici mesele yapması gerektiğini, Yargıtay kararlarında kayıp kaçak bedelinin abonelere yansıtılmasının hukuka aykırı olduğunun belirlendiğini, bu nedenle 6719 sayılı yasanın olaya uygulanmaması gerektiğini, söz konusu yasanın Anayasaya aykırı olduğunu, bilirkişi raporu alınmış ise de, ek rapora karşı itirazlarının değerlendirilmediğini, bilirkişi raporunda 20.02.2012-30.06.2014 tarihleri arasındaki 58 adet faturanın kayıp kaçak bedeli hesabı aktif tüketim bedeli oranları dikkate alınarak yapıldığını, dava konusu yapılan faturalarda tahsil edilen kayıp kaçak bedelleri açıkça belirtilmiş olup, bu bedellerin toplamı hesabından icra takibi başlatıldığını, faturalarda tahsil edilen ve dolayısıyla iadesi gereken tutarlar açıkça belli iken, aktif tüketim oranı üzerinden hesaplama yapılmasına gerek bulunmadığı gibi, bu hesaplama şeklinin hatalı olduğunu, faturalarda kayıp kaçak bedeli yada kayıp kaçak bedeli adı altında müvekkilinden haksız tahsil edilen tutarların belli ve gösterilmiş olduğunu, toplam tutarın 91.575,53 TL olduğunu, bilirkişi raporunda hesaplanan 90.473,92 TL asıl alacak tutarının hatalı olduğunu, herhangi bir yasal dayanağı bulunmadığını bildirmek suretiyle ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Davacının istinaf sebepleriyle sınırlı olarak ilk derece mahkeme kararının incelemesiyle; 6719 sayılı Kanunun 26. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na eklenen; 6719 sayılı Kanunun 26. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na eklenen; geçici madde 19; “Bu maddeyi ihdas eden Kanunla öngörülen düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar, kurul tarafından yürürlüğe konulan mevcut yönetmelik, tebliğ ve kurul kararlarının, bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur” hükmünü, geçici madde 20; “Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17. madde hükümleri uygulanır,” hükmünü içermektedir. Hal böyle olunca, dava tarihinden sonra yürürlüğe girmiş bulunan bu yasa değişiklikleri, yürürlük tarihi öncesi dönemde geçerli olan EPDK kararlarına dayanılarak alınmış olan ve dava konusu yapılan kayıp-kaçak, dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti ve iletim bedelleri ile ilgili olarak açılan ve halen devam eden davalarda da geçmişe etkili olacak şekilde (bu yasa değişikliği öncesinde açılan ve halen görülmekte olan davalarda) uygulanması gereken hükümler içerdiğinden 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 17. geçici 19. ile 20. maddeleri, iptal edilmedikleri veya yürürlükten kaldırılmadıkları sürece uygulanacaktır. Anayasa Mahkemesi, işin kendisine noksansız olarak gelişinden başlamak üzere beş ay içinde kararını verir ve açıklar. (Anayasa m. 152,III; An. Mah. m. 28,IV c,2) Aksi halde, Anayasa Mahkemesine başvurmuş ve onun kararını beklemekte olan mahkeme, beklemeye son vererek, davayı yürürlükteki kanun hükümlerine göre sonuçlandırabilir. Dolayısıyla, mahkemece, Anayasanın m. 152,III; Any. Mah.Kuruluş Kn m. 28,IVzin, yürürlükteki 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na, 04.06.2016 tarihli ve 6719 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un hükümlerine göre somut olayı sonuçlandırılması ve Anayasa Mahkemesine yapılan başvuruları bekletici mesele yapılmaması hukuka aykırı bulunmamıştır.
O halde davalı dağıtıcı şirket, mevcut yasal düzenleme ile dava konusu bedelleri abonelerden tahsil edilebileceğini göz önünde bulundurması gereken mahkemece, dava tarihinde, davacı tarafından davalıdan kayıp-kaçak, dağıtım, iletim, perakende satış hizmeti ve sayaç okuma bedellerinin tahsilinin talep edildiği davada, 6719 sayılı yasanın yürürlüğe girmesi ile birlikte “konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına” dair karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi isabetsiz olsa da, ancak bu yanlışlığını düzeltilmesi yeniden yargılama gerektirmediğinden davacının bu yöndeki istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile, HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına, HMK 331/1. maddesi gereğince davacı tarafın dava tarihi itibariyle uygulamanın haksız olduğu iddiası ile açmış olduğu ve haksız tahsil edilen kayıp kaçak ve diğer bedellerin tahsilini talep edebileceği dikkate alındığında, davaya konu bedelleri tahsil eden davalının, davanın açılmasına sebebiyet verdiği ve bu nedenle davacının dava açmasında haksız sayılmayacağı gözetilerek, davacı yararına maktu vekalet ücreti takdir edilmesi ve yapmış olduğu diğer yargılama giderlerinin davalıdan tahsiline, davacının diğer istinaf başvuru sebeplerinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davacının istinaf talebinin kısmen kabulü ile, HMK 353/1-b-2 maddesi uyarınca karar düzeltilerek, yeniden esas hakkında;
A-ASIL DAVA YÖNÜNDEN
1-Asıl davada davanın konusuz kalması nedeni ile davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
2-Bu dava sebebiyle 31,40 TL karar ve ilam harcı alınması gerektiğinden peşin alınan 1.106,10 TL den mahsubu ile fazla alınan 1.074,70 TL nin davacı tarafa iadesine,
3-Bu dava nedeniyle; davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden AAÜT’ye göre, 1.980,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsil edilerek, davacıya verilmesine,
4-Bu dava nedeniyle yatırılan 31.40 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
B-BİRLEŞEN DAVA YÖNÜNDEN
1-Birleşen İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/511 E. sayılı dosyasında, davanın konusuz kalması nedeni ile davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
2-Bu dava sebebiyle 31,40 TL karar ve ilam harcı alınması gerektiğinden peşin alınan 29,20 TL’nin mahsubu ile bakiye 2,20 TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Bu dava nedeniyle; davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden AAÜT’ye göre, 1.980,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsil edilerek, davacıya verilmesine,
4-Bu dava nedeniyle yatırılan 29,20 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Asıl ve birleşen davada davacı tarafından yapılan 2.125,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Yatırılan gider avansından artan kısmın, HMK’nun 333. maddesi uyarınca, kararın kesinleşmesinden sonra taraflara iadesine,
Davacının diğer istinaf sebepleri yerinde olmadığından bu yöndeki başvurusunun reddine,
Asıl dosya için alınması gereken 35,90 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile, 4,50 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsil edilerek hazineye irat kaydına, davacının yatırdığı 31,40 TL’nin ise isteği halinde davacıya iadesine,
Birleşen dosya için alınması gereken 35,90 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile, 4,50 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsil edilerek hazineye irat kaydına, davacının yatırdığı 31,40 TL’nin ise isteği halinde davacıya iadesine,
İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa istinaf eden taraflara ilk derece mahkemesince iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 01/03/2018