Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2017/1133 E. 2018/1419 K. 24.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2017/1133
KARAR NO : 2018/1419
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/02/2017
NUMARASI : 2014/1270 E – 2017/113 K
DAVANIN KONUSU: Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 24/10/2018
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili 2014/1270 E sayılı dava dosyasında dava dilekçesinin özetinde; müvekkili şirketin davalı şirketten sözleşme gereğince elektrik enerjisi temin ettiğini, davalı şirketin müvekkili şirketin aldığı elektrik enerjisinin miktarlarını ve faturalandırmaya esas bilgilerini sayaç okuyarak belirlediğini, ancak bu sayaç okuma bedeli, sayaç başına sabit bir ücret olması gerekirken, davalı şirketçe tüketilen enerji miktarı üzerinden nispi ücret olarak tahsil edildiğini, Danıştay 13. Dairesinin bu hususta 06/04/2011 tarih ve 2008/269-2011/1368 E/K sayılı kararı ile nispi sayaç okuma bedelini iptal ettiğini, bu kararın geçmişe de etkili olduğunu, bu nedenle davalı şirketin müvekkili davacı şirketten Eylül 2006 – Aralık 2010 dönemleri arasında fazladan perakende satış hizmet bedeli tahsil ettiğini bildirmek suretiyle müvekkili şirketin aboneliklerine ilişkin 2007 Nisan döneminde 9 adet fatura ile davacıdan fazladan tahsil edilen 7.492,56 TL perakende satış hizmet bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle husumet itirazında bulunduklarını, davada zamanaşımı itirazında bulunduklarını, davanın esasına ilişkin olarak; müvekkili davalı şirketin tarife ve yönetmelikler kapsamında iş gördüğünü ve EPDK kararları dışına çıkmadığını, davacı tarafından açılan mesnetsiz, hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Davacı vekili birleşen Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/430 E sayılı dava dosyasında dava dilekçesinin özetinde; 2014/1270 E sayılı dava dosyasındaki dava dilekçesinde belirttiği vakıaları belirtmek suretiyle, Danıştay 13. Dairesi tarafından EPDK’nın 875. sayılı kararının iptal edilerek kesinleştiğini, bu karara istinaden davalının davacıdan fazladan tahsilat yaptığının anlaşıldığını, bunun tahsili için fazlaya dair hakları saklı tutularak Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/1270 E sayılı dosyasında dava açıldığını, bu davada alınan bilirkişi raporundan alacak taleplerinin haklı görüldüğünü bildirmek suretiyle belirlenen alacak haklarının tahsili için bakiye 351.307,60 TL’nin ödeme tarihlerinden itibaren kamu alacaklarına uygulanan gecikme zammı ve KDV’si ile birlikte tahsiline karar verilmesine ve davanın halen derdest olan Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/1270 E sayılı dosyası üzerinde birleştirilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davada zamanaşımı itirazında bulunduklarını, davanın esasına ilişkin olarak; davacı tarafca psh bedeli ve sayaç okuma bedeli aynı anlama gelmiyormuş gibi açıklamalar yapıldığını ve dava dilekçesinde iadesi talep edilen kalemler arasında çelişkiler mevcut olduğunu, müvekkili davalı şirketin tarife ve yönetmelikler kapsamında iş gördüğünü ve EPDK kararları dışına çıkmadığını, davacı tarafından açılan mesnetsiz, hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.İlk derece mahkemesince, dosyadaki kanıt ve belgeler, bilirkişi asıl ve ek raporlarına ve tüm dosya kapsamına göre; davacı şirketin davalı dağıtım şirketinden temin ve tedarik ettiği enerji bedellerinin ödenmesi sırasında asıl ve birleşen davalar yönünden; belirtilen dönemlerde düzenlenen faturalarda PSH bedelini tüketilen enerji miktarı üzerinden nispi olarak tahsil ettiği, Danıştay Kararlarına göre; PSH bedelinin TL abone bazında tahsil edilmesi gerektiği, davalının ihtilaflı dönemlere ilişkin davacıdan asıl dava itibariyle 7.575,64 TL birleşen dava yönünden; 332.134,39 TL fazla tahsilat yaptığı, bu bedellerin davacıya iadesi gerektiği belirtilmek suretiyle davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiş, hükme karşı davalı ve davacı vekilleri tarafından istinafa başvurulmuştur.Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; hükme esas alınan bilirkişi raporu tarife tablosuna aykırı olarak 2006 yılı için eksik hesaplama içerdiğinden verilen hüküm, birleşen davanın reddedilen kısmı yönünden hukuka ve fiili duruma aykırı olduğunu, kararın birleşen davanın reddedilen kısmı yönünden usul ve yasaya aykırı olduğunu bildirmek suretiyle reddedilen kısım yönünden karar kaldırılarak, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Danıştay 13. Hukuk Dairesi 2008/2695 E., 2011/1368 K. sayılı ilamı sonucunda iptal edilen yönetmelik hükmü gereğince ödenen bedellerin talep edildiğini, 20 dağıtım şirketi için Gelir Gereksinimi Hesaplanması ve Tarife Metodolojisi 2-B maddesinde belirtilen usul ve esaslara uygun perakende satış hizmeti bedeli belirlendiğini, düzenleyici işlemler olan elektrik faturalarındaki perakende satış hizmet bedeli de dahil bedellerin yer aldığı fonsuz elektrik tarifelerinin onaylandığı EPDK kararları olduğunu, bu kararlar çerçevesinde tahsil edildiğini, dava konusu edilen kWh üzerinden uygulanmış olan perakende satış hizmet bedelinin geçmişe yönelik olarak sabit bir bedel şeklinde uygulanması ancak tarife metodolojisinin iptal edilen söz konusu hükmü ile birlikte aynı dönemde yürürlükte olan kurul kararlarının da iptali ile mümkün olabileceğini, söz konusu dönemlerde uygulanan mezkur kurul kararlarına ilişkin herhangi bir iptal kararı olmadığından Danıştay’ın mezkur iptal kararının geçmişe yönelik uygulanması da kesinlikle doğru olmadığını bildirmek suretiyle usul ve yasaya aykırı mahkeme kararı kaldırılarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı tarafın kwh bazında belirlenen perakende satış hizmeti bedeli uygulamasının dayanağı olarak gösterilen EPDK’nın 875 sayılı Kurul Kararı’nın Danıştay 13. Dairesi tarafından iptali üzerine davacı tarafın bu uygulamanın dayanaksız kaldığını ileri sürerek, söz konusu uygulama dolayısıyla fazladan ödemiş olduğu, davalının faturalara yansıttığı Perakende Satış Hizmet Bedeli/ Sayaç Okuma Bedelinin maktu yerine nisbi olarak yansıtılması nedeniyle fazladan alınan bedelin iadesi için açılan alacak davasıdır.Dava konusu alacak ile ilgili faturalar,hesap ekstreleri ile Danıştay 13. Dairesinin 2008/2695 E-2011/1368 K sayılı kararı ile bu kararın onanmasına dair Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun 24.05.2012 tarih 2011/1901 E-2012/798 K sayılı kararı dosyaya ibraz edilmiştir.Dava konusu alacak 10 yıllık zamanaşımı süresine tabi olup fatura tarihleri ile dava tarihi arasında bu süre dolmadığından davalının zamanaşımı itirazı red edilmiştir.Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu’nun 875 sayılı kararı ile belirlenen Geçiş Dönemi Tarife Uygulamaları başlıklı Ü. bölümün B bendinin iptali istemiyle açılan davada, Danıştay 13. Dairesi’nin 06/04/2001 tarih ve 2008/2695 E – 2011/1368 K sayılı kararı ile Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu’nun 875 sayılı kararı ile belirlenen geçiş dönemi tarife uygulamaları başlıklı Ü. bölümün B bendinin ve başvurunun reddine ilişkin 23/01/2008 tarih ve 2073 sayılı işlemin iptaline karar verilmiş olup, Danıştay 13.Dairesi’nin kararının gerekçesinde; sayaç okuma ve faturalama hizmetlerine ilişkin maliyetlerin, abone grubuna ve tüketilen enerji miktarına göre değişiklik gösterecek maliyetler olmadığı ve bu nedenle abone başına sabit bir ücret olarak uygulanması gerektiğinden bahisle EPDK’nın 24.08.2006 tarihli, 875 sayılı kararın iptal edildiği anlaşılmıştır.EPDK tarafından da bu 875 sayılı karar sonrasında geçici 9. maddedeki yetki ile Bakanlar Kurulu tarafından uygulamaya konulan Ekonomik Politikalara göre gerekli duyulan tarihlerde tarifelerde “güncelleme yapma” kararları uyarınca her yıl başında veya yıl içerisinde değişik tarihlerde tüketicilere uygulanacak tarifeleri oluşturan kalemlerde Bakanlar kurulunun kararlarına uygun olarak EPDK nın değişik tarihlerdeki “düzenleyici işlem sayılan” kararları ile tarifeler güncellenerek karar eklerindeki tablolar onaylanmış ve Resmi Gazetede yayınlanarak ilan edilmiş ve ilan edilen bu tarifeler tüm dağıtım (perakende satış) şirketlerince hesaplama ve faturalandırma işlemlerinde (PSH bedeli tahsilinde) kullanılmıştır.875 sayılı karar ekinde kabul edilen tarifeler ile daha sonra bu tarifelerde yapılan güncellemeler ile revize edilen kısım düzenleyici işlemin bir bölümüdür. Bu iptale konu işlemin iptal kararına kadarki yürürlükte kaldığı süre içinde Bakanlar Kurulunun güncelleme yapılmasına dair dayanak kararları ile değişik tarihlerde “tarife güncelleştirme ve onaylamaları” yapılarak gerçekleşen Resmi Gazetede de ilan edilen EPDK’nın tebliğleri de ayrı bir dava açılıp iptali sağlanmadığı sürece elektrik piyasasının “düzenleyici idari işlemleri” olarak Elektrik Piyasasında geçerliliklerini devam ettirmiş sayılır.Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 2017/10926 E, 2018/ 8303 K sayılı ilamı dikkate alınarak, davaya konu olan yıllar itibariyle EPDK tarafından 875 sayılı kararın eki olan tarifelerin müteakip yıllar için yapılan güncellemeler ile yürürlüğe giren PSH tarifelerinin her biri birer düzenleyici idari işlem sayılmakla bunların yürürlüğe girmelerini müteakiben iptal davasına konu edilip edilmediği ile bu davalar sonucunda iptalinin sağlanıp sağlanmadığı EPDK’dan araştırılarak, iptal edilen tarife olduğunda ise ancak bu iptal edilen tarife bakımından talebin değerlendirilmesi gerekeceği dikkate alınarak ve 6719 sayılı Kanun ile 6446 sayılı Kanunda yapılan değişikliklerin birlikte değerlendirilmesi yapılarak ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisinin usul ve yasaya aykırı olduğu, bu şekilde bu deliller toplanarak, değerlendirme yapılmamış olduğu ve karar gerekçesinde tartışılmamış olduğundan, davalının istinaf başvurusunun kabulü ile, HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca ilk derece mahkeme kararı kaldırılarak, bu açıklamalara uygun yeniden yargılama yapılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, davacının istinaf talebinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davalının istinaf başvurusunun kabulü ile, HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca ilk derece mahkeme kararı kaldırılarak, yeniden yargılama yapılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine,
2-Davacının istinaf talebinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, Peşin alınan istinaf karar harcının istinaf eden taraflara istekleri halinde iadesine İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa istinaf eden taraglara ilk derece mahkemesince iadesine,Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 352/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 24/10/2018