Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2017/1115 E. 2018/470 K. 20.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2017/1115
KARAR NO : 2018/470
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : … 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/02/2017
NUMARASI : 2015/934 E – 2017/84 K
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 20/04/2018
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil şirketin … abone numarası ile abonesi olduğu tesisata ait haksız olarak tahakkuk edilen 14/08/2015 tarihli faturanın iptalini, İSKİ’nin Yenikapı’da yer alan Avrupa Yakası 2. kısım Atıksu Tünel İnşaatı işini yapmakta iken mülkiyeti kendisine ait elektrik panosunu kullandığını, daha sonra müvekkilinin işini tamamlaması sonucu, 23/08/2013 tarihinde işin geçici kabulün yapıldığını, atık su tünelinin işletilmeye açıldığını ve yeni işi İSKİ’nin Baltalimanı projesini yapmak üzere çoktan burayı terk ettiğini, İSKİ’nin davalıya hitaben yazmış olduğu 20/08/2015 tarihli yazı ile de bu durumun sabit olduğunu bildirmek suretiyle, davalı kurum tarafından haksız olarak tahakkuk ettirilen 45.011,60 TL’lik faturanın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; HMK 114. maddesinin d bendi gereğince tarafların dava ehliyetine sahip olması gerektiğini, ancak huzurdaki dava davacısının “…. Ltd. Şti Adi ortaklığı olarak göründüğünü, adi ortaklığın aktif ya da pasif dava ehliyeti bulunmadığını, adi ortaklığın tüzel kişiliği bulunmadığından taraf ehliyeti de bulunmadığını, adi ortaklık dava açamayacağı gibi ortaklığa karşı da dava açılamayacağın, bildirmek suretiyle yargılama esnasında ortaya çıkacak nedenlerle fazlaya ve sair hususlara ilişkin hakları saklı kalmak üzere dava dilekçesinde yazılı aleyhe hususları kabul etmemekle birlikte, hukuki dayanaktan yoksun bulunan davanın tüm talepler açısından reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince, dava konusu edilen tahakkuk ettirilen 2014/10 döneminde, davacı tarafın dava konusu tesisatın beslemiş olduğu şantiyedeki işi tamamlayarak, iş sahibi İSKİ’ye devrettiği, yani bu tarihten sonra ilgili tesisattan elektrik tüketiminin söz konusu olmadığı, davaya konu fatura düzenlenmesinin yönetmelik hükümlerine uygun bulunmadığı, bu nedenle “0” kabul edilerek, faturadaki diğer alacak kalemlerinin tespitini belirleyecek şekilde, daha önce rapor tanzim bilirkişilerden ek rapor alınarak, 14/01/2017 tarihli raporda, fatura bedelinin 26,82 TL olduğunun tespit edildiği, bu nedenle bilirkişi raporuna itibar edildiği belirtilmek suretiyle davanın kısmen kabulü ile davaya konu 14/08/2015 tarihli .. sıra nolu 45.011,60 TL bedelli faturanın 44.984,78 TL’lik kısmının iptali ile, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hükme karşı davalı vekili tarafından süresi içinde istinafa başvurulmuştur.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; keşif sonucu davacının sayacı kaldırdığının tespit edilmesi sonucu, 28.11.2014-14.08.2015 tarihleri arasında hiç fatura çıkmadığından, 119.99,980 kwh tüketim hesaplandığını ve fatura tahakkuk ettirildiğini, davalının vermiş olduğu cevapta, sayaç ve panonun kaybolabileceğinin söylediğini, kök rapordan tamamen farklı ek rapora itiraz ettikleri halde, itirazlarının dikkate alınmadığını, farklı raporlar karşısında, farkılık giderilmeden karar verilemeyeceğini, yeni bilirkişi incelemesi yapılması gerektiğini,davacının aboneliği devam ettiği sürece, EPDK kararlarına göre, tesisat ve sayaçtan sorumlu olduğunu, bu nedenle yetersiz rapora dayalı verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu bildirmek suretiyle mahkeme kararı düzeltilerek, yeniden esas hakkında davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dosya kapsamında mahkemece alınan 24/06/2016 tarihli bilirkişi raporunda; taraflar arasında akdedilmiş olan abonelik sözleşmesi gereği davacı tarafın fatura çıkmamış olan 2014/11- 2015/08 dönemleri arasındaki tüketimlerden davalı idareye karşı sorumlu olduğu, dosyadaki tüm bilgiler ışığında ilgili tesisata ait sayacın bulunduğu elektrik panosunun kaldırılmış veya çalınmış olması nedeniyle dava konusu 2014/11-2015/08 dönemleri arasında ilgili tesisat adına fatura tahakkuk ettirilemediği, işbu durumun abonenin kusuru dışında gerçekleştiği kanaatine istinaden EPDK Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği 14. maddesi çerçevesinde yapılan değerlendirmelere göre dava konusu dönemlere ilişkin davalı idare tarafından hesaplanıp davacı adına tahakkuk ettirilmiş olan 45.011,48 TL bedelindeki faturanın kadri marufunda olduğu, bununla birlikte davalı idarenin tutanak düzenlemeyerek tüketim bedelinin belirlenebilmesine engel olması ve ilgili tesisatı 9 aylık bir gecikme ile kontrol etmesi ve davacı tarafın zararının artmasında müterafik kusurunun olduğu tespitine istinaden 45.011,48 TL borçtan %50’lik bir indirim yapılarak borcun 22.505,74 TL’ye düşürülmesinin hakkaniyete uygun olacağını mütalaa etmiştir.
Dosya kapsamında alınan ve mahkeme isteği üzerine hazırlanan 14/01/2017 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; elektrik faturası çıkmamış olan 28/11/2014- 14/08/2015 tarihleri arasında dava konusu elektrik tesisatındaki şantiye işi ile ilgili elektrik tüketiminin “0” olduğu kabul edilerek yapılan hesaplamalardaki, alternatif fatura bedelinin 26,82 TL olduğunu mütalaa etmiş olup, mahkemece ek rapora itibar edilerek karar verilmiştir.
Somut olayda; dava dışı İSKİ’nin Yenikapı’da yer alan Avrupa Yakası 2.kısım Atıksu Tünel İnşaatı işinin yapımı sırasında, inşaat sahasında kullanılmak üzere yüklenici davacı şirket ile davalı elektrik şirketi arasında 2012 tarihinde yapılan abonelik sözleşmesi ile, şantiye aboneliği kurulduğu, taşınmazda şantiye elektriği kullandığı, inşaat alanında bulunan panoda sayacın takılı olduğu, 2012-2014/10 dönemlerini içeren faturaların tahakkuk ettirildiği, 27.10.2014 tarihinde iş sahibi İSKİ’ nin kabulü ile, atık su tünelinin işletilmeye alındığı, böylece inşaat işinin sona erdiği, işin kabulü ile tünelin işletmesinin İSKİ’nin aboneliği bünyesinde bulunduğu, zaten İSKİ’nin bünyesinde bulunan atık su tünelinde elektrik kullanımı ile ilgili bir uyuşmazlık bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Yukarıda belirtildiği gibi taraflar arasında yapılan 2012 tarihli abonelik sözleşmesinin 9. Maddesine göre, abonelik sözleşmesinin süresi, geçici kullanım amaçlı bağlantılar için yapılanlar hariç olmak üzere süresiz, geçici kullanım amaçlı bağlantılar için yapılanlarda ise, bağlantı anlaşmasında belirtilen süre kadardır. Taraflar arasında öncesinde 20.03.2012 tarihinde bağlantı sözleşmesi yapıldığı ve bu sözleşmenin 2. maddesinde, “kullanıcının geçici olarak dağıtım sistemini kullanmak istemesi durumunda, geçici bağlantı, bağlantı noktasına kadar tesislerin tamamının kullanıcı tarafından yapılması ve işletme bakım, onarım ve yenileme işleminin kullanıcıya ait olması şartıyla gerçekleştirilir. Kullanıcının geçici bağlantı ihtiyacı ortadan kalktıktan sonra transformatör ve besleme hattı kalıcı olarak tesis edilmemiş ise tesislerin kullanıcı tarafından söküleceği”, perakende sözleşmesinin 9. maddesinde de “geçici kullanım amaçlı bağlantılar için yapılanlarda ise, bağlantı anlaşmasında belirtilen süre kadar” olduğuna dair düzenlenmeler gözetildiğinde, inşaat alanında geçici şantiye aboneliği kurulduğu ve bağlantı sözleşmesinin 2. maddesine göre, kullanıcının ihtiyacı bittiğinde teçhizatı sökme yetkisi olduğu, bilirkişi heyetinin kök raporunda tarafların arasındaki sözleşme hükümleri değerlendirme konusu yapılmaksızın, davalının faturayı tahakkuk ettirmesinin % 50 haklı olduğuna dair düzenlenen rapora mahkemece itibar edilmemesinin yerinde olduğu anlaşılmıştır.
Dosya kapsamında bulunan İSKİ yazısından anlaşıldığı üzere, davacının 27.10.2014 tarihinde işi bitirdiği ve iş sahibine teslim ettiği ve bu şekilde kullanıcı olan davacı yüklenicinin şantiye elektrik kullanım ihtiyacının ortadan kalktığı ve böylece geçici bağlantı kurulan inşaat alanında her hangi bir işlem yapmadan sözleşmenin kendiliğinden sona erdiği, davalı elektrik idaresinin de bu durumu bildiği, buna rağmen 10 ay gibi bir süre sonra elektrik faturası tahakkuk ettirmesinin iyi niyetli olmadığı anlaşılmaktadır.
Elektrik sayacı en basit tabirle, kullanılan elektriğin ne kadar ücreti olduğunu hesaplamaya yarar. Davacı şantiye alanında faaliyeti sona erdiği ve inşaatı bitirdiği ve tesisi teslim ettiği, davalının şantiye aboneliği üzerinden abonesiz sayaç takılarak usulsüz elektrik kullanılmasına sebebiyet verilmesine dair tespitinin de bulunmadığı anlaşıldığından HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince davalının istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davalının istinaf talebinin HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine,
Alınması gereken 3.072,91 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 768,22 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.304,69 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine,
Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 20/04/2018