Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi 2017/2046 E. 2018/192 K. 08.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
28. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2017/2046
KARAR NO : 2018/192
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/02/2017
NUMARASI : 2014/40Esas, 2017/119 Karar
DAVANIN KONUSU : Tazminat
DAVA TARİHİ : 27/09/2011
KARAR TARİHİ : 08/02/2018
Mahalli mahkemesinden verilen karara karşı davacı vekili 25/04/2017 tarihinde istinaf kanun yoluna başvurmuş ve dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderilmiş olmakla dosya incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
İDDİANIN ÖZETİ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkili firmanın enerji ve enerji otomasyonu sektöründe, merkezi İstanbul Kadıköy’de bulunan ve sektörün önde gelenleri arasında bulunan kurumsal bir firma olduğunu, müvekkili firmanın kamu ve özel kuruluşlara otomasyon sistemleri dizaynı, temini ve kurulumu hizmeti ile gerekli yazılım sistemlerinin kurulumu hizmetiğini verdiğini, davalının 2009 yılı Nisan ayından, iş akdinin haklı nedenle fesh edildiği 17.06.2011 tarihine kadar hizmet akdi ile müvekkili firmada proje teknik sorumlusu olarak çalıştığını, aralarında 5 yıl süreli hizmet sözleşmesi imzalandığını, davalının bu sözleşme süresine uymadığını, 14,15,16 Haziran tarihlerinde işe gelmediğini ve akıbetinde iş akdine haklı nedenle son verildiğini, bu tarihten itibaren davalıya bir daha ulaşılamadığını, görevindeki son gününde diğer firma çalışanlarını müvekkili firma yönetimine karşı topyekün ayaklanmaya ve toplu iş bırakmaya ve istifaya teşfik ettiğini, firma çalışanlarının motivasyonlarını olumsuz etkileyerek çalışma sevklerini kırdığını, daha sonra müvekkili şirket yetkililerinin yapmış olduğu araştırma sonucu davalının müvekkili firmanın en önemli müşterisi olan … isimli şirketin Ankara’daki merkezinde mühendislik bölümünde dizayn mühendisi olarak çalışmaya başladığını, davalının müvekkili şirketteki görevinin, müvekkilinin bu şirkete yapmış veya yapmakta olduğu projeleri incelemek ve denetlemek olduğunu, davalının bu firmada görev başlamasından sonra en önemli müşteri konumunda olan … ile müvekkili firma arasında bir takım sorunlar çıkmaya başladığını, davalının müvekkili firmanın teknik sırlarını, ticari sırlarını ve çalışma spensiplerini, …. firmasına verilen yazılım hizmetleri ile ilgili tüm teknik detayların davalı tarafından bilindiğini ve bu hususları kendi lehine kullandığını, sonuçta … firması ile olan iyi iş ilişkisinin sona erdiğini ve müvekkilinin ekonomik zarara uğradığını, davalının hizmet sözleşmesinde belirtilen rekabet yasağına aykırı hareket ettiğini belirterek, şimdilik 5.000,00 TL maddi, 20.00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, masraf ve ücreti vekaletin davala tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve iddia etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Müvekkilinin Elektronik Mühendisi olarak davacı firmada nisan 2009 yılında işten çıkarıldığı 13/06/2011 tarihine kadar çalıştığını, müvekkilinin sigorta primlerini aldığı maaşın dörtte biri nispetinde asgari ücret olarak sigortasının gösterilmesi ve ücrete ilişkin yükümlülüklerinin yerine getirilmesini istemesi üzerine 13/06/2011 tarihinde işten çıkarıldığını, bu sebeple davacı aleyhine Kadıköy 2. İş Mahkemesinin 2011/566 Esas nolu dosyası ile hizmet tespiti davası ile 2011/567 Esas sayılı dosyası ile alacak davası açtığını, davacının maddi ve manevi tazminat talebinin haksız olup açılan davanın reddine karar verilmesini talep ve savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
1-Davanın REDDİNE,
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
1-Yerel Mahkemenin gerekçeli kararında da belirtildiği üzere davalı sigorta primlerinin eksik yatırıldığı iddiası iddiası ile İstanbul Anadolu 4. İş Mahkemesinin 2015/446 Esas (Bozma Sonrası) (Eski Kadıköy 2. İş Mahkemesinin 2011/566 Esas) sayılı dosyası ile tespit davası açmıştır. Akıbetinde de yerel mahkeme huzurunda yapmış olduğu savunmalarında sigorta primlerinin davacı işveren tarafından eksik yatırılmış olması sebebiyle iş akdinin haklı nedenle fesh edildiğini, iş akdini haklı nedenle fesh eden işçin iş sözleşmesindeki haksız rekabet nedeniyle talep edilebilecek cezai şarttan ve tazminatlardan sorumlu olmayacağını belirtmiştir. Bu konuda da açmış olduğu mahkeme dosyalarını delil olarak göstermiştir. Oysaki Yerel Mahkeme davalının açmış olduğu tespit davasının akıbetini araştırmamıştır. Davalı işçinin sigorta primlerinin eksik yatırıldığı iddiası ile İstanbul Anadolu 4. İş Mahkemesinin 2015/446 Esas (Bozma Sonrası) (Eski Kadıköy 2. İş Mahkemesinin 2011/566 Esas) sayılı dosyası ile açmış olduğu tespit davası ilk olarak 11.07.2014 tarihinde reddedilmiştir. Bu karar Yargıtay 21. Hukuk Dairesinin 2014/17422 Esas sayılı dosyası ile 18.06.2015 tarihinde bozulmuştur. Bozma kararına İlgili İş Mahkemesince uyulmuş ve Yargıtay 21. Hukuk Dairesinin Bozma ilamındaki eksiklikler giderilmiş, iş yerinde inceleme yapılmak suretiyle yeninden dosya bilirkişiye gönderilmiştir. Bilirkişi raporunda da sabit olduğu üzere davalının sigorta primlerinin eksik yatırılmadığı tespit edilmiş ve bu rapor doğrultusunda Davalının açmış olduğu tespit davası tekrardan 17.01.2017 tarihinde reddedilmiştir.
2- Davalı işçi İstanbul Anadolu 4. İş Mahkemesinin 2014/257 Esas (Bozma Sonrası) (Eski Kadıköy 2. İş Mahkemesinin 2011/567 Esas) sayılı dosyası ile sigorta primlerinin eksik yatırıldığından bahisle alacak davası açmıştır. Bu dava ilk olarak 13.12.2012 tarihinde kabul edilmiş, daha sonra Yargıtay 22. Hukuk Dairesinin 2013/3156 Esas sayılı dosyası ile 06.02.2013 tarihinde bozulmuştur. Bozma gerekçesi ise tespit davasının sonucunun beklenmesinin gerektiğidir. Bozma sonrası dosya İstanbul Anadolu 4. İş Mahkemesinin 2014/257 sayılı Esasına kaydedilmiş olup dava halen derdesttir.
3- Davalının iş akdinin feshini haklı göstermiş olduğu sigorta primlerinin eksik yatırıldığı iddiası ile açmış olduğu davası İstanbul Anadolu 4. İş Mahkemesine 2015/446 Esas sayılı dosyası ile reddedilmiştir. Bu suretle davalının iş akdinin haksız ve hukuka aykırı bir şekilde tek taraflı olarak feshettiği sabittir. davalının haksız rekabet teşkil eden eylemlerinden dolayı Müvekkil şirkete vermiş olduğu maddi zararın hesaplanması için dosyayı ek rapora göndermiştir. Bilirkişilerden Mali Müşavir … hazırlamış olduğu 24.08.2016 tarihli ek raporunda davalının haksız rekabet teşkil eden eylemleri neticesinde Müvekkil şirketin 105.830,00 TL maddi zararının olduğunu tespit etmiştir. Tüm bu somut durum karşısında Yerel Mahkemenin hukuki bir dayanağı kalmayan gerekçe ile davamızı reddetmesi hukuki vahamettir.
UYUŞMAZLIK KONUSU HUSUSLAR:
1-Davalının primlerin eksik yatırıldığına dair açmış olduğu Anadolu 4. İş Mahkemesinin 2015/446 E. Sayılı dava reddedilmiş, bu nedenle sözleşmenin davalı tarafından haklı nedenle feshedildiğine yönelik tespit dayanaksız kalmıştır.
2-Davalının iş akdini haklı nedenle feshettiğinden bahisle Anadolu 4. İş Mahkemesinin 2014/257 E.sayılı dosyası ile açmış olduğu alacak davası halen derdesttir. Bu davanın ve huzurdaki davanın tek dayanağı tespit davası olup sonucunun beklenmesi gerekir.
3-Yerel mahkeme yeterli inceleme yapmadan eksik ve hatalı hüküm kurmuştur.
DELİLLER:
1.Davacı tanıkları
2.İşyeri ve SGK kayıtları
3.Bilirkişi incelemesi
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER :
İlk derece mahkemesi tarafından “Davanın reddine” şeklinde karar oluşturulmuştur.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 355.maddesi uyarınca istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır.
İncelemeler :
A-Başvuru dilekçesindeki itirazlar gözetilerek belirlenen uyuşmazlık konusu hususlar, teker teker aşağıda irdelenmiştir:
İstinaf yoluna başvuran davacı yönünden anlaşmazlık konusu hususların incelenmesi:
1-Davalı işçinin açtığı primlerin eksik yatırıldığına dair tespit davası Anadolu 4. İş Mahkemesinin 2015/446 E.sayılı dosyası ile reddedilmiş, karar henüz kesinleşmemiştir.
Davalı işçinin açtığı işçilik alacağı davası Anadolu 4. İş Mahkemesinin 2014/257 E.sayılı dosyası ile görülmekte olup halen derdesttir.
Yerel mahkeme gerekçesinde iş sözleşmesinin 9. maddesi ile herhangi bir coğrafi sınır olmaksızın 2 yıl süre ile işçinin aynı sektörde çalışamayacağını, bunun işçinin ekonomik geleceğini tehlikeye düşürecek şekilde bir kelepçeleme sözleşmesi olduğu ve buna ilişkin cezai şartın geçersiz olduğunu belirttikten sonra;
Ayrıca derdest işçilik alacağı davasında alınan bilirkişi raporuna göre işverenin fesihte haksız olduğu ve rekabet yasağının geçersiz olduğunu belirterek davanın reddine karar vermiştir.
Her ne kadar davalı taraf davacı tarafından açılan tespit ve alacak davalarının bekletici mesele yapılması gerektiğini ileri sürmüş ise de, Anayasa’nın 48. maddesi uyarınca herkesin çalışma hürriyetine sahip olduğu, uyuşmazlığa uygulanması gereken 6098 sayılı B.K.nun 20, 26 ve 27. ve TMK’nın 23’ncü maddeleri karşısında davalının sözleşmenin sona ermesinden sonra herhangi bir coğrafi sınır belirlemeksizin 2 yıl süre ile aynı alanda faaliyet gösteren bir başka şirkette hiçbir görevde çalışamamasının bir rekabet etmeme koşulu değil kelepçeleme sözleşmesi niteliğinde olduğu, davalının ekonomik özgürlüğünü kısıtladığını, buna dayalı cezai şart koşulunun da geçersiz olacağı anlaşıldığından istinaf talebinin reddi gerekecektir.
B-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmalıdır talebi vardır. 6100 sayılı HMK.nun 353.maddesi duruşma yapılmadan verilecek kararları hüküm altına almıştır. Gerek usul ve gerek esas yönünden maddede belirtilen haller varsa duruşma yapılmaz. Somut olayda yukarıda açıklanan gerekçelerle duruşma açılmasına yasal olanak görülmemektedir.
C-Kamu düzeni açısından maddi-hukuki durumun incelenmesinde; ilk derece mahkemesinin kararında Dairemizce re’sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık hallerinden hiç birisinin bulunmadığı saptanmıştır.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 14/02/2017 tarih ve 2014/40 Esas 2017/119 Karar sayılı kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1 maddesi gereğince davacı vekilinin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
Alınması gereken 35,90 TL karar ve ilam harcından peşin yatırılan 31,40 TL nispi harcın mahsubu ile eksik kalan 4,50TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına
Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davalı yararına istinaf vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Karar tebliğ ve harç tahsil müzekkeresi işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 24.11.2016 tarih ve 6763 sayılı Kanunun 5.maddesiyle değişik 8.maddesi uyarınca KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 08/02/2018