Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2018/2741 E. 2018/1370 K. 10.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2018/2741
KARAR NO : 2018/1370
TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2017/313 Esas, 2018/237 Karar
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ: 29/03/2017
KARAR TARİHİ: 10/10/2018
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 15/10/2018
Mahalli mahkemesinden verilen karara karşı davacı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuş ve dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderilmiş olmakla;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava; İlamsız takibe vaki itirazın iptaline ilişkindir.
İddia;Davacı vekili, müvekkili davacının çalıştığı davalı şirketin merkezinin Almanya’da olduğunu, Almanya’ da bulunan şirket merkezi tarafından Türkiye mağazalarının üst düzey çalışanlarına araç alınması için davalı şirkete verilen bir limit bulunduğunu, bu limitin bütün Dünyadaki şubelerde 50.000,00 Euro olarak uygulandığını, şirket merkezi Alman menşeili olduğu için Alman arabaların tercih edildiğini, Türkiyede vergiler yüksek olduğu için alınan arabaların Almanya’ nın limiti olan 50.000,00 Euro üstünde kaldığını, bu sorunun üstesinden gelmek için davalı şirketin müvekkiline ve diğer çalışanlar için farklı bir uygulamaya gidildiğini, bu uygulamaya göre Alman arabaların davalı şirket adına alınıp tüm ödemelerinde yine şirketin yapacağını, beğenilen aracın fiyatı 50.000,00 Euro üzerinde ise araçları kullanan kişilere şirket merkezinin belirlediği bu limitin üzerinde kalan miktar için araç katılım faturası kesileceğini, yine 50.000,00 Euro üzerinde kalan bu bedellerin personelin maaşı yada piriminden kesileceğini, müvekkiline bu kapsamda … plakalı BMW marka araç verildiğini, araç değerinin 50.000,00 Euro üstünde olduğu için dava konusu 7.000,00 Euro tutarındaki bedelin müvekkilinin 2008 yılı Şubat-Mart ayları içerisinde verilen prim alacağından kesildiğini, yapılan ödeme/kesintiler araçlar üç sene yada 100.000 km sonunda satıldığında ilgili kişilere geri ödeneceğini, ancak müvekkilinin davalı şirket tarafından işten çıkarıldığını, kendisine belirtilen alacağa ait 7.000,00 Euro bedelin ödeneceğinin söylendiğini, ancak bir ödeme yapılmadığını, müvekkilininde bu alacak için İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyasında takip başlattığını, davalının haksız itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek, davalının itirazının iptaline, takibin devamına ve % 20′ den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Savunma;Davalı vekili, davanın usulüne uygun açılmadığını, yine davanın 2008 yılı Şubat-Mart ayları içerisinde verilen prim alacaklarından yapılan kesintiye ilişkin olması nedeniyle görevli mahkemenin İş Mahkemeleri olduğunu, alacağın zamanaşımına uğradığı gibi kabul etmemekle birlikte aksi durumda dahi davacının 2008 yılında hak kazandığı prim alacağının hesaplanmasının gerektiğini, kaldı ki davacının herhangi bir ihtirazi kayıt sunmaksızın prim alacağını kabul etmiş olduğunu, işten ayrıldığı döneme kadarda bu alacağını talep dahi etmemiş olduğunu, işten ayrıldıktan 5 yıl sonra bu alacağın talep edilmesinin davacının kötüniyetinin göstergesi olduğunu, yine kötüniyet tazminatı taleplerininde yerinde olmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; “…davacının takibe ve davaya konu talebinin, davalı şirkette çalıştığı 2008 yılı prim alacağından yapılan kesintiye ilişkin olduğu, bu alacağın işçilik alacağı niteliğinde olduğu, bu nedenlerle iş bu dava açısından mahkemelerinin görevli olmadığı, İş Mahkemesinin görevli olduğu,” gerekçesiyle görevsizlik sebebiyle davanın usulden reddine karar verildiği görülmüştür.
Davacı vekili istinaf sebepleri olarak;müvekkili davacının alacağının işçilik alacağı olmayıp bu nedenle davaya bakmakla Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olduğunu belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep ettiklerini bildirmiştir.
Dosya muhteviyatı incelenmiştir.
Gerekçe;
Dosyadaki bilgilere göre davacının davalı şirkette 01/07/2007-10/10/2012 tarihleri arasında mağaza yetkilisi olarak çalıştığı, takip ve davaya konu edilen alacağa dair iddia edilene vakıalarında bu çalışma süresinde vuku bulduğu, dolayısıyla alacak konusu vakıaların davacı ile davalı şirket arasında işçi işveren ilişkisinin olduğu dönemde gerçekleşmiş olduğu, yine takip ve davaya konu tahsili istenen paranın işçiye tahsis edilen aracın alım bedeline kısmen katkıya dair davacının prim alacaklarından yapılan kesinti bedellerinin tahsiline ilişkin olduğu, prim alacağına ilişkin olması yanında araç tahsisinin işçiye sosyal yardım kapsamında değerlendirilmesi halinde dahi istenen söz konusu paranın bir nevi işçilik alacaklarından kaynaklandığının anlaşıldığı, işçi işveren ilişkisinden kaynaklanan alacaklarla ilgili yargılama yapma görevinin İş Mahkemelerinde olduğu, böylece Asliye Ticaret Mahkemesince verilen görevsizlik kararında usule aykırılık bulunmadığı, davacı vekilinin istinaf itirazlarının yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle mahkeme kararında neticeten usul ve yasaya aykırılık olmadığı anlaşıldığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair inceleyen üye hakimin görüşü heyetçe de benimsenerek Dairemizce aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İlk derece mahkemesinin kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli 35,90 TL istinaf karar harcı davacı tarafça peşin yatırılmış olduğundan başka harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi duruşma açılmaksızın dosya üzerinden neticelendirildiğinden davalı lehine istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
5-Kararın tebliğ işleminin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 s. HMK ‘nun 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere 10/10/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.