Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1126 Esas
KARAR NO: 2021/910 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/09/2017
NUMARASI: 2017/825 Esas, 2017/759 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 05/04/2021
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının yasal süresi içerisinde istinaf yolu ile incelenmesi talep edilmiş olup, dosya dairemize gönderilmiş olmakla, üye hakim tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosyadaki tüm belgeler okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp, düşünüldü.
İDDİANIN ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin, … Mahallesi … Caddesi No: … adresinde … namı altında butik otel belgeli olarak yıllardır turizm faaliyetini devam ettirdiğini, söz konusu otel binası müvekkil şirket tarafından Vakıflar Genel Müdürlüğünden Yap-İşlet-Devret modeli ile uzun süreli kiralandığını ve halen kiracılık ve turizm/otelcilik faaliyetini sürdürdüğünü, Davalı … Ltd. Şti ile Davalı … Ltd Şti arasında mekanik tesisatlarla ilgili taahhüt anlaşması akdedildiğini, daha sonra davalılar arasında çıkan alacak ve borç ihtilafı Yargıya intikal ettiğini, Davalı … Ltd Şti davalı … Tic. Ltd. Ştiye karşı açmış olduğu davayı lehine sonuçlandırdığını, ilam borçlusu aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğünde takibe geçtiğini, söz konusu icra işlemine karşın İstanbul 19. İcra hukuk mahkemesinde 2016/1684 esas sayılı dosyasıyla istihkak davası açarak ve haczedilen malların muhafaza altına alınmasını engellemek için zararın daha fazla artmaması için ihtiyati tedbir talebinde bulunulduğunu, mahkemece taleplerinin kabul edildiğini ve muhafazanın tedbiren durdurulduğunu, buna rağmen alacaklı tarafça 14/08/2017 tarihinde yeniden haciz talep edildiğini,sözlü olarak haciz tehdidinde bulunulduğunu , müvekkilinin haklarını etkileyebilecek mevcut ya da ileride başlatılabilecek her türlü cebri icra takibinin hiçbir hakkı halel gelmeyecek şekilde HMK m 389 hükmü uyarınca işbu dava neticelenene kadar tedbiren durdurulmasını, muarazanın men’ine, mülkiyetin ve tüm hakların müvekkil şirkete ait olduğunun, davalı … Ltd. Şti ile ilgili olmadığının tespitini, 10.000-TL maddi tazminata, 30.000-TL manevi tazminata, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince “Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirilmesi sonucunda; Davacı tarafça haciz edilen malların mülkiyetinin ve tüm hakların davacı şirkete ait olduğu ve davalı taraf ile ilgisi olmadığının tespiti talebi ile muarazanın meni talepli eldeki davanın açıldığı, davacı tarafın talebinin hacizde istihkak iddiasına ilişkin olduğu, bu nedenle eldeki davanın takip hukukuna yönelik istihkak davası olmakla icra hukuk mahkemesi nezdinde açılması gerektiğinden mahkememizin bu davaya bakmakla görevli olmadığı, maddi-manevi tazminat talebininde istihkak talebine bağlı olmakla birlikte değerlendirilmesi gerektiği nazara alınarak mahkememizce icra mahkemesine görevsizlik kararı verilemeyeceğinden davanın görev dava şartı yokluğundan usulden reddine” dair karar verildiği görülmüştür.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; huzurdaki davada mülkiyet hakkına dayalı hacizde istihkak iddiasının yanı sıra mülkiyetin tespiti talebi de ileri sürülmüş olup genel mahkemelerin görevli ve yetkili olduğunu, hakimin tarafların ileri sürdüğü vakıalarla bağlı olmakla birlikte tarafların hukuki nitelendirmeleriyle bağlı olmadığını, zira hakimin, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 33. Maddesi uyarınca hukuku re’sen uyguladığını, bu kapsamda somut olaya yönelik hukuki nitelendirmeyi de hakimin yapacağını, dava dilekçesinin netice-i talep kısmında 2 no.lu talep incelendiğinde hacze konu menkullerin mülkiyetinin davacıya ait olduğunun tespitinin talep edildiğini, mülkiyet temelli bir davanın dar yetkili icra mahkemelerince değil, genel yetkili mahkemelerce incelenmesi ve karara bağlanması gerektiğini, bu konuda bir çok Yargıtay kararı olduğunu, ayrıca huzurdaki yargılamada davacı tüzel kişi tacir olduğu için ve tacirin tüm işlerinin ticari olması esas olduğu için davacının iddialarının incelenmesi ve hükme bağlanması bakımından görevli mahkemenin asliye ticaret mahkemesi olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını ve görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Her ne kadar İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi tarafından 25/03/2021 tarihinde “Dava konusu uyuşmazlık ve istinaf istemi; İİK 96 vd. Maddelerine dayanan istihkak talebine ilişkindir. Davacı vekili dava dilekçesinde, haczedilen malların mülkiyetinin davacı şirkete ait olduğu ve davalı tarafla ilgisi olmadığını belirterek bunun tespiti, murazanın men’i ve maddi ve manevi tazminat talebinde bulunmuş, mahkemece görev yönünden icra hukuk mahkemesi görevli olduğu gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir. Bu durumda istinaf isteğini inceleme görevi; Hâkimler ve Savcılar Kurulu Birinci Dairesinin 25/06/2020 tarihli ve 564 sayılı kararı ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri ve Ceza Daireleri arasında 01/09/2020 tarihinden itibaren geçerli olan İş Bölümü uyarınca, İcra İflas Kanunu 96 vd. Maddeleri uyarınca açılan istihkak davaları ile icra müdürlüğünün haczin uygulanması işlemlerine yönelik davalara bakma görevi İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 20., 21., 22.ve 23. Hukuk Daireleri görevli bulunmaktadır. ” gerekçesi ile görevsizlik kararı verilmiş ise de incelenen dosya kapsamına göre davacı tarafından müvekkilinin işyerinde uygulanan haciz nedeni ile İstanbul 19.İcra Hukuk Mahkemesine istihkak davası açıldığı,bu davanın derdest olduğu, istinaf konu olan eldeki davada ise davacının mülkiyetin tesbiti ile birlikte haksız haciz nedeni ile maddi ve manevi tazminat talep ettiği, davanın açıldığı Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından davanın istihkak davası olarak nitelendirilmesi ile görevsizlik kararı verildiği, davacı tarafın talebinin mülkiyetin tesbiti olduğunu yineleyerek istinaf talebinde bulunduğu anlaşılmıştır. HMK’nun 33. maddesi gereğince hukuki tavsif hakime aittir. Hakim, bir davada sadece tarafların ileri sürdükleri maddi vakıalar ve neticei taleplerle bağlı olup, dayandıkları kanun hükümleri ve onların tavsifleri ile bağlı değildir. Kanunları resen tatbik ederek iddia ve müdafaadaki neticei talepleri karara bağlamakla mükelleftir (4.6.1958 ve 15/6 sayılı İBK). Somut olayda davacı daha önce icra hukuk mahkemesine istihkak davası açtığını ve bu davanın derdest olduğunu söyleyerek haciz tehdidinin devam etmesi nedeni ile mülkiyetin tesbitini ve uğradığı maddi-manevi zararın tazminini istemiştir. Bu hali ile davacının talebinin icra hukuku içerisinde istihkak değil genel hükümler doğrultusunda mülkiyetin tesbiti ve zararının tazminine yönelik olduğu açıktır. Davacı bu talebini Asliye Ticaret Mahkemesine yapmış ve istinafa konu kararda Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilmiş görevsizlik kararıdır. Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Birinci Dairesinin 02/09/2020 tarihli İş Bölümü kararı uyarınca dairemizin sadece ” İCRA MAHKEMELERİ” tarafından verilmiş kararları inceleme yetkisi bulunmakta olup bunun tek istisnası Sulh Hukuk Mahkemelerince verilmiş ortaklığın giderilmesine ilişkin kararlar sonucu yapılan ihalenin feshi talepleri olup, dosyada görevli daire menkul eşyalara ilişkin mülkiyetin tesbiti taleplerine ilişkin hüküm ve kararları incelemekle görevli İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. 9. ve 40. Hukuk Daireleri olmakla ,dairemizin görevsizliğine, görevli Dairenin İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8.,9.,40. Hukuk Dairesi olduğuna dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1- Dairemizin GÖREVSİZLİĞİNE, 2-Görevli Dairenin İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. -9. – 40. Hukuk Dairesi OLDUĞUNA, Dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonunda 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemesi ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkındaki Kanunun 35.maddesinin 1.fıkrasının 1.bendi hükümleri saklı kalmak kaydıyla oy birliği ile karar verildi.05/04/2021