Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi 2022/616 E. 2023/424 K. 28.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
2. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/616
KARAR NO: 2023/424
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/12/2021
NUMARASI: 2020/342 Esas, 2021/1222 Karar
DAVANIN KONUSU: Tapu İptali Ve Tescil (Satın Almaya Dayalı)
DAVA TARİHİ: 10/06/2020
KARAR TARİHİ: 28/02/2023
İstinaf yoluna başvuran taraf vekillerinin istinaf başvurusu üzerine Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/342 Esas dosyası ve dava dosyasında verilen 21/12/2021 tarih ve 2021/1222 Karar sayılı gerekçeli kararı incelendi.Ön inceleme raporunda belirtildiği üzere dosyada ön inceleme sonucu karar verilecek nitelikte bir eksikliğin bulunmadığı ve HMK 353. maddesi uyarınca duruşma yapılmaksızın usul yönünden incelenebileceği anlaşılmakla, dosya ve HMK 354. maddesi uyarınca yapılan görevlendirme gereği sunulan inceleme raporu incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Tarafların İddia ve Savunmaları: Davacı vekili, 10/06/2020 tarihli dava dilekçesi ile, müvekkil şirketin uzun yıllardır kumaş alım satım işi yaptığını, satılan kumaşların tek ve tedarikçi firmasının davalı … San. Ve Tic. A.Ş olduğunu, davalı şirketin 2019 yılından sonra taahhüt ettiği ettiği kumaşları istenilen miktarda vermemeye ve parasını peşin istemeye başladığını, taşınmaz teminatı istediğini, müvekkilin piyasa taleplerini karşılayabilmek için İstanbul ili, Güngören ilçesi, … mahallesi, … ada … nolu parsel … nolu, … nol ve … nolu bağımsız bölümleri davalıya devrettiğini, davalının taşınmazlar için bedel ödemediğini, yapılan ticari alım satımın teminatı olarak verildiğini, davalının belli süre sonra kumaş tedarik işini kestiğini, müvekkil şirketin teminat olarak verilen taşınmazların iadesini talep ettiğini, davalının taşınmazları iade etmediğini, taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile müvekkil adına tescilinin gerektiğini, bunun mümkün olamaması halinde ise bedelinin yasal faizi ile tahsilinin gerektiğini, bu sebeple iş bu davayı açtıklarını belirtmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, taşınmazların tapuda gösterilen değer üzerinden müvekkil şirkete satıldığını, müvekkil şirketin taşınmazları üzerindeki banka ipoteği ile kabul ettiğini ve banka borcunu halen ödediğini, müvekkil ile davacı şirket arasında uzun yıllara dayalı ticari ilişki olduğunu, davacının şirkete olan borçlarını ödemediğini, davacı söz konusu taşınmazları kira sözleşmesi ile halen kullandığını, kira borçlarını ödemediği için icra takibi başlatıldığını, açılan davanın reddinin gerektiğini bildirmiştir. İlk Derece Mahkemesi Kararı:Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/342 esas ve 2021/1222 karar sayılı 21/12/2021 tarihli kararı ile; davacının davasının reddine karar verilmiştir. Gerekçeli karar taraflara usulüne uygun tebliğ edilmiştir. İleri Sürülen İstinaf Sebepleri:Davacı ve davalı süresi içerisinde gerekli harçları yatırarak istinaf talebinde bulunmuştur. İstinaf dilekçesi karşılıklı taraflara tebliğ edilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, mahkemenin delillerini toplamadığını, taşınmazları görmeden karar verdiğini, keşif yapılmadığını, mahkemenin ödeme belgelerini dikkate almadığını, müvekkil şirketin davalıya borcunun olmadığını, 27 adet taşınmazın davalıya bedel alınmadan devredildiğini, ticari defterlere işlenmeyen ve elden yapılan ödemeler olduğunu, kumaşlar için davalıya 25 adet toplam 1.250.000 USD tutarlı çek verildiğini, davalının kumaş vermediğini, mahkeme kararının hatalı olduğunu ve kaldırılmasının gerektiğini bildirmiştir.Davalı vekili istinaf dilekçesi ile, taraflar arasında 12/06/2019 tarihli protokol yapıldığını, buna göre taşınmazların devredildiğini, taşınmazların banka borçlarını müvekkilin halen ödediğini, ticari defterlerin incelenmesinde taşınmazların teminat olarak verildiğine dair kayıt olmadığını, bilirkişi incelemesi yapıldığını, bununla birlikte davacının eksik harç tamamlama işlemi yapmadığını ve lehlerine maktu vekalet ücretine hükmedildiğini, mahkeme kararının bu yönüyle hatalı olduğunu bildirmiştir.
Gerekçe Ve Sonuç: HMK’nın 355. Maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden hususlar hariç tutularak, istinaf neden ve gerekçeleri ile sınırlı olmak üzere yapılan incelemede;Dava, inanç sözleşmesi hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil ile bu mümkün olmaz ise bedel istemine ilişkindir. Mahkemece dava konusu taşınmazlara ilişkin tapu kayıtları dosya içerisine getirtilmiştir. İncelenmesinden; 2 nolu bağımsız bölümün kat mülkiyetine tabii olduğu, dubleks işyeri vasfında olduğu, 3 nolu ve 4 nolu bağımsız bölümlerin işyeri vasfında olduğu, 04/04/2019 tarihinde satış işlemi ile … Sanayi ve Ticaret A.Ş adına tescil edildiği, satış bedelinin toplam 5.795.000,00 TL olduğu, üzerlerinde 27/05/2015 tarihli … A.Ş’ye ait 15.500.000,00 TL bedelli banka ipoteği olduğu anlaşılmıştır.Davalı, … ve …’a … San. Ve Tic. Ltd. Şti.’nin borçlarını ödediğine dair banka dekont örneklerini ve bankalarla yapılan uzlaşma belgelerini dosya içerisine sunmuştur. … San. Ve Tic. Ltd. İle … San. Ve Tic. A.Ş arasında yapılan 12/06/2019 tarihli protokolün incelenmesinden; … adına protokolü yetkilisi …’un imzaladığı, buna göre … Şirketinin … Şirketinin banka borçlarını üstlendiği, kalan borcu için … Şirketine 23 adet senet düzenlendiği, … Şirketine 750. 000 USD limit açtığı, Tekirdağ ilinde, Selimpaşa ilçesinde ve İstanbul ilindeki taşınmazların … Şirketine devredileceğinin düzenlendiği anlaşılmıştır.Aynı protokolde dava konusu taşınmazların davacıya kiraya verileceği belirtilmiş ve ekine yapılan kira sözleşmesi konulmuştur.Davalı, Bakırköy … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasında davacı aleyhine yaptığı icra takibinin bir örneğini dosya içerisine sunmuştur.Mahkemece, dosya yeminli mali müşavir bilirkişiye tevdi edilmiştir. Bilirkişi raporunda; taraf beyanlarını, sunulan belgeleri, davalı şirketin ticari defterlerini inceleyerek, taşınmazların teminat amaçlı verildiğine dair bir kaydın olmadığını, davacının davalı şirkete taşınmazların devir tarihi itibarıyla 21.745.931,21 TL borcunun olduğunu ve taşınmazların satış parası olan 5.795.000,00 TL’nin borçtan düşüldüğünü belirtmiştir. Yapılan yargılama sonucu mahkemece davanın reddine karar verilmişse de, dava taşınmazın aynına ilişkin tapu iptal ve tescil istemine ilişkin olup; 492 sayılı Harçlar Kanunu 16. Maddesine göre, ” Değer ölçüsüne göre harca tabi işlemlerde (1) sayılı tarifede yazılı değerler esastır. Müdahelenin men’i,tescil ve tapu kayıt iptali gibi gayrimenkulün aynına taallük eden davalarda gayrimenkulün değeri nazara alınır.” Aynı Kanunun 30. Maddesine göre, ” Muhakeme sırasında tesbit olunan değerin, dava dilekçesinde bildirilen değerden fazla olduğu anlaşılırsa, yalnız o celse için muhakemeye devam olunur, takip eden celseye kadar noksan değer üzerinden peşin karar ve ilam harcı tamamlanmadıkça davaya devam olunmaz. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 409 uncu maddesinde gösterilen süre içinde dosyanın muameleye konulması, noksan olan harcın ödenmesine bağlıdır.” Kanunun 32. Maddesine göre ise, “Yargı işlemlerinden alınacak harclar ödenmedikçe mütaakıp işlemler yapılmaz. Ancak ilgilisi tarafından ödenmiyen harcları diğer taraf öderse işleme devam olunmakla beraber bu para muhakeme neticesinde ayrıca bir isteğe hacet kalmaksızın hükümde nazara alınır.” hükümlerine havidir. Görüldüğü üzere, Harçlar Kanunu, harç alınmasını veya tamamlanmasını yanların isteklerine bırakmamış; değinilen yönün mahkemece kendiliğinden (re’sen) gözetilmesini hükme bağlamıştır. Ayrıca Bölge Adliye Mahkemesi dairesinin verdiği karara karşı temyiz yasa yolunun açık olup olmadığı, bir başka anlatımla verilecek kararın kesin olup olmayacağı da HMK’nın 362/-a maddesi gereği dava değerinin tespit edilmiş olmasına bağlıdır.İstinaf konusu eldeki davada, dava değerinin dava dilekçesinde 10.000,00 TL olarak gösterildiği ve bu miktar üzerinden harcın yatırıldığı, mahkemece keşif yapılmadığı ve keşfen dava tarihi itibariyle dava konusu taşınmazın değerinin ne kadar olduğunun belirlenmediği, bu durumda taşınmazın toplam değeri üzerinden harç alınması gerektiği halde yargılama sırasında harç ikmal ettirilmediği ve dava dilekçesinde gösterilen değer üzerinden davanın sonuçlandırıldığı anlaşılmaktadır.Yukarıda değinilen eksikliklerden yargı harcının tamamlatılmamış olması kamu düzenine ilişkin olup, davanın görülme şartıdır.Taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı kabulü ile, HMK 353/1-a-4 maddesi gereğince, kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-İstinaf başvurularının esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin KABULÜ ile; Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 21/12/2021 tarih, 2020/342 Esas, 2021/1222 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1.a.4. maddesi gereği KALDIRILMASINA,2-Dosyanın, davanın yeniden görülerek bir karar verilmek üzere mahalli mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,3-İstinaf talebinde bulunan davacı tarafından yatırılan 161,40 TL istinaf peşin harçlarının istek halinde İlk Derece Mahkemesince istinaf talebinde bulunan davacıya iadesine,4-İstinaf talebinde bulunan davalı tarafından yatırılan 80,70 TL istinaf peşin harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince istinaf talebinde bulunan davalıya iadesine,5-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından istinaf kanun yoluna başvuran taraflar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,6-Taraflar tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 Sayılı HMK’nın 362/1.g. bendi gereğince kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.28/02/2023