Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi 2021/2243 E. 2022/1620 K. 11.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
2. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/2243
KARAR NO: 2022/1620
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 23/09/2021
NUMARASI: 2020/534 Esas, 2021/809 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat
DAVA TARİHİ: 19/08/2020
KARAR TARİHİ: 11/10/2022
İstinaf yoluna başvuran davalı vekilinin istinaf başvurusu üzerine Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/534 Esas dosyası ve dava dosyasında verilen 23/09/2021 tarih ve 2021/809 Karar sayılı gerekçeli kararı incelendi.Ön inceleme raporunda belirtildiği üzere dosyada ön inceleme sonucu karar verilecek nitelikte bir eksikliğin bulunmadığı ve HMK 353. maddesi uyarınca duruşma yapılmaksızın usul yönünden incelenebileceği anlaşılmakla, dosya ve HMK 354. maddesi uyarınca yapılan görevlendirme gereği sunulan inceleme raporu incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Tarafların İddia ve Savunmaları: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili … A.Ş.’nin 01 Kasım 2007 yılında inşaat malzemesi imalatı alanında … Mah. … Sok. No:…-…, Zeytinburnu/İstanbul adresinde (Davutpaşa VD …) brüt 1.400 m2 bir alanda faaliyetine başladığını, müvekkili firmanın kısa sürede büyüme ivmesi yakalamış olduğundan yeni yatırımlar yapma kararı aldığını ve Düzce 1. Organize Sanayi Bölgesi … Ada … Parsel üzerinde kurulu (…, … Parsel) 10.567,23 m2 sanayi arsası ve 2.600 m2 kapalı alanı olan hazır kurulu fabrikayı toplam 2.250.000 TL’ye satın aldığını, davaya konu taşınmazın satın alındığı tarihten önce … Limited Şirketi ile davalı … Anonim Şirketi arasında 15.06.2011 tarihinde başlamak 14.07.2012 tarihinde bitmek üzere kira sözleşmesi akdedildiğini, konusu kira kontratının 3 kira dönemi uzatıldığı öğrenildiğini belirterek davacının maliki olduğu taşınmazı davalının haksız ve hukuka aykırı fiilleri ile kullanamadığının tespitine, 14.07.2014 ile 01.09.2017 tarihleri arasında müvekkilinin ödediği kira ve aidat bedelinin tahsil ettiği kira ve aidat bedelinden mahsubu sonucunda kalan bedelin faizi ile birlikte tahsiline,15.01..2018 tarihinden günümüze kadar mülkü kullanamamadan kaynaklı tahsil edilemeyen kira ve aidat bedellerinin faizi ile birlikte tahsiline, taşınmaz üzerine tedbir şerhi işlenmesi ve açılan davadan dolayı taşınmazın teminat olarak kullanılamamasından dolayı uğranılan zararın faizi ile birlikte tanzimine, şirketin ticari hayatını olumsuz etkilediğinden uğranılan 10.000,00 TL manevi zararın davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının haksız ve yasal dayanaktan yoksun davanın usulden ve esastan reddine, yargılama giderleri ve karşı vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini beyan etmiştir.
İlk Derece Mahkemesi Kararı: Mahkemece; “Davacının davasının HMK 114/1-c maddesi kapsamında mahkememizin görevli olmaması sebebiyle HMK 115/2 maddesi gereğince USULDEN REDDİNE,” karar verilmiştir.
İleri Sürülen İstinaf Sebepleri: Davalı vekili tarafından süresinde istinaf yoluna başvurulmuş olup, davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemedeki beyanlarını tekrarla, eksik inceleme ve değerlendirme ile karar verildiğini, davanın hiçbir yasal ve hukuksal dayanağının bulunmadığını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İstinafa Cevap: Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; yerel mahkemedeki beyanlarını tekrarla, davalı tarafın istinaf taleplerinin gerçeği yansıtmadığını belirterek istinaf taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Gerekçe ve Sonuç: HMK’nın 355. Maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden hususlar hariç tutularak, istinaf neden ve gerekçeleri ile sınırlı olmak üzere yapılan incelemede; Dava, taşınmazın haksız kullanımından kaynaklanan maddi ve manevi zararın tazmini istemine ilişkindir. Mahkemece taraflar arasında kira ilişkisi bulunduğunun iddia edildiği, kira sözleşmesinin değerlendirilmesinin sulh hukuk mahkemesinin görevinde olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilmiş ise de; Davacı; dava konusu taşınmazı 14.01.2014 tarihinde tapuda satın aldığını, davalı şirketin kira sözleşmesinin sonu olan 14.07.2014 tarihinden itibaren taşınmazı tahliyesinin ihtar edildiğini ve 6 ay süre verildiğini buna rağmen davalının haksız olarak kullanmaya devam ettiğini, tahliye davası sonunda tahliye kararı verilmesine rağmen taşınmazın uzun süre boşaltılmadığını beyan ederek, davacı şirketin maliki olduğu taşınmazı davalının hukuka aykırı fiilleri ile kullanamadığının tespitine; 14.07.2014 ile 01.09.2017 tarihleri arasında müvekkilin ödediği kira ve aidat bedelinin tahsil ettiği kira ve aidat bedelinden mahsubu sonucunda kalan bedelin faizi ile birlikte tahsiline; 15.01..2018 tarihinden günümüze kadar mülkü kullanamamadan kaynaklı tahsil edilemeyen kira ve aidat bedellerinin faizi ile birlikte tahsiline; taşınmaz üzerine tedbir şerhi işlenmesi ve açılan davadan dolayı taşınmazın teminat olarak kullanılamamasından dolayı uğranılan zararın faizi ile birlikte tanzimine; şirketin ticari hayatını olumsuz etkilediğinden uğranılan 10.000-TL manevi zararın davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalının taşınmazı 15.01.2018 tarihinde tahliye ettiği uyuşmazlık konusu değildir. Özetle, davacı maliki olduğu taşınmazı ihtara rağmen boşaltmayan davalının haksız işgalci olarak tasarruf etmeye devam etmesi ve kullanımı engellemek amacıyla önalım davası açması nedeniyle davacı şirketin uğradığı maddi ve manevi zararın tazminini talep etmiştir. Yargıtay 1. Hukuk Dairesi’nin 19.01.2016 tarih ve 2016/495 E. – 2016/544 K. sayılı kararında; “…Dava, mülkiyet hakkına dayalı el atmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir. Mahkemece, kira ilişkisinden söz edilmek ve davanın sulh hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiği belirtilmek suretiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Ne var ki, eldeki dava, davalının çekişme konusu taşınmazı fuzulen işgal ettiğinden bahisle açıldığına göre; anılan isteğin 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu hükümlerinden kaynaklandığı ve uyuşmazlığın çözümünün 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 2/1. maddesi uyarınca asliye hukuk mahkemesinin görevinde bulunduğu kuşkusuzdur. Görev, kamu düzeniyle ilgili olup, yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınması zorunlu bir usul kuralıdır.Hâl böyle olunca, işin esasının incelenmesi, taraflar arasında hukuken geçerli bir kira ilişkisinin varlığının saptanması halinde davanın reddedilmesi, aksi halde el atmanın önlenmesi ve ecrimisil yönlerinden bir karar verilmesi gerekirken, yazılı biçimde hüküm kurulması doğru değildir…” denilmiştir. Bu durum karşısında; iddianın ileri sürülüş biçimi ve içeriği dikkate alındığında, açıkça, taşınmazın kira sözleşmesinin bitiminde teslim edilmeyerek haksız kullanımı, haksız dava açılması ve haksız tedbir uygulanması nedenleriyle ticari olarak uğranılan maddi ve manevi zararın tazmini talep edilmiş olmasına göre, taraflar arasında kira ilişkisinin sona erdiği, kira sözleşmesine dayalı bir alacak talebinin söz konusu olmadığı, tarafların tacir olduğu ve davanın esasını her iki tarafın ticari işletmesini ilgilendiren uyuşmazlık konularının oluşturduğu anlaşıldığından uyuşmazlığın TTK hükümleri ve genel hükümler çerçevesinde ve tarafların delilleri eksiksiz toplanarak taşınmaza el atmanın ve haksız kullanımın vaki olup olmadığı, davalının kullanımının haklı ve hukuki bir ilişkiye dayanıp dayanmadığı, davacının zarar tazmini talebinde haklı olup olmadığı, yanı sıra davalı tarafından açılan tapu iptal ve tescil davası nedeniyle davacının tazminat talep hakkının bulunup bulunmadığı hususlarının irdelenmesi suretiyle çözümlenmesi gerektiği açıktır. Bu durum karşısında HMK 2. Maddesi hükmü gereği davaya bakma görevinin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğu, görevsizlik kararının hukuka uygun olmadığı dikkate alınarak istinaf başvurusun yerinde olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Bu nedenle istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1.a.3. maddesi gereğince kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-İstinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin KABULÜ ile; Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 23/09/2021 tarih ve 2020/534 Esas, 2021/809 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1.a.3. maddesi gereği KALDIRILMASINA,2-Dosyanın, davanın yeniden görülerek bir karar verilmek üzere mahalli mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,3-İstinaf talebinde bulunan davalı tarafından yatırılan 59,30 TL istinaf peşin harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince istinaf talebinde bulunan davalıya iadesine,4-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1.g. bendi gereğince kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.11/10/2022