Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi 2021/1236 E. 2022/237 K. 15.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
2. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1236
KARAR NO: 2022/237
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/10/2018
NUMARASI: 2016/510 esas 2018/909 karar
DAVANIN KONUSU: Alacak (Taşınır Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 18/05/2016
KARAR TARİHİ: 15/02/2022
İstinaf yoluna başvuran tarafın/vekillerinin istinaf başvurusu üzerine Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/510 esas sayılı dosyası ve dava dosyasında verilen 10/10/2018 tarih ve 2018/909 Karar sayılı gerekçeli kararı incelendi. Ön inceleme raporunda belirtildiği üzere dosyada ön inceleme sonucu karar verilecek nitelikte bir eksikliğin bulunmadığı ve HMK 353. maddesi uyarınca duruşma yapılmaksızın usul yönünden incelenebileceği anlaşılmakla, dosya ve HMK 354. maddesi uyarınca yapılan görevlendirme gereği sunulan inceleme raporu incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Tarafların İddia ve Savunmaları: Davacı vekili, 06/07/2012 tarihli dava dilekçesi ile; davalı ile müvekkil şirketin 01/03/2007 tarihli kira sözleşmesi yapıldığını, bununla davalıya konteynır alanı olarak 108,00 m2′ lik kısmın tahsis edildiğini, yeniden inşa edilen … ünitesinin bitirilmesi aşamasında davalının konteynırının başka alana taşınmazının gündeme geldiğini, bu dönemde kendisine geçici olarak Marina Ek Binasında bulunan Burgaz Toplantı Odasının tahsis edildiğini, ancak davalının taşıma işini gerçekleştirmediğini, bunun üzerine kendisine Bakırköy … Noterliğinin 13/03/2012 tarihli ve … yevmiye nolu ihtarnamesinin gönderildiğini, davalının cevabi ihtarnamesi ile bunu kabul etmediğini bildirdiğini, davalının taşınmaza yaptığı müdahalenin önlenmesinin ve tahliyesi ile ecrimisil ödenmesinin gerektiğini, bu sebeple iş bu davayı açtıklarını belirtmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile; müvekkil şirketin davacı ile 21/09/2005 tarihli kira sözleşmesi ve distribütörlük sözleşmesi yaptığını, daha sonra sözleşmenin 01/03/2009 tarihinde yenilenip 28/02/2010 tarihine uzatıldığını, daha sonra müvekkile yeni inşaat nedeniyle Burgaz Toplantı Salonunun tahsis edildiğini, daha sonra kira bedelleri üzerinde anlaşılamadığını, taşınmazın yeni alanın inşaatı bitene kadar müvekkile tahsis edildiğini, açılan davanın reddinin gerektiğini bildirmiştir. İlk Derece Mahkemesi Kararı: Bakırköy 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2016/510 esas ve 2018/909 karar sayılı 10/10/2018 tarihli kararı ile; davacının meni müdahale davasının kabulüne, ecrimisil davasının kısmen kabulüne karar verilmiştir. Gerekçeli karar taraflara usulüne uygun tebliğ edilmiştir. İleri Sürülen İstinaf Sebepleri: Davalı süresi içerisinde gerekli harçları yatırarak istinaf talebinde bulunmuştur. İstinaf dilekçesi karşı tarafa tebliğ edilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesi ile; 06/11/2018 tarihinde dava konusu yerin tahliye edildiğini, tahliyeye ilişkin itirazlarının olmadığını, müvekkilin konteynır alanını 28/02/2010 tarihine kadar kira sözleşmesi ile kullandığını, yapılan inşaat nedeniyle yeni alanın teslimine kadar bila bedel toplantı salonunun tahsis edildiğini, … Projesinin tamamlanıp tamamlanmadığının belli olmadığını, bu yönde bir araştırmanın da bulunmadığını, mahkemenin dava konusu yerde keşif yapmadığını, bilirkişi heyetini yetkilendirdiğini, ancak bilirkişi incelemesi sırasında kendilerine haber verilmediğini, dava konusu yerin toplantı salonu olduğunu, belirlenen ecrimisil bedelinin fahiş olduğunu, davacı lehine hükmedilen harç ve yargılama giderlerinin hatalı olduğunu, mahkeme kararının kaldırılmasının gerektiğini bildirmiştir. Davacı vekili istinafa cevap dilekçesi ile; bilirkişi raporunun ve mahkeme kararının hukuk kurallarına uygun olduğunu, istinaf talebinin reddinin gerektiğini bildirmiştir. Gerekçe Ve Sonuç: HMK’nın 355. Maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden hususlar hariç tutularak, istinaf neden ve gerekçeleri ile sınırlı olmak üzere yapılan incelemede; Dava, elatmanın önlenmesi, tahliye ve ecrimisil istemine ilişkindir. TMK’nın 683/1. maddesinde, mülkiyet hakkı sahibinin hak ve yetkileri düzenlenmiş olup, “Bir şeye malik olan kimse, hukuk düzeninin sınırları içinde, o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir.” Aynı maddenin ikinci fıkrasında ise, mülkiyet hakkının malikine sağladığı dava çeşitlerinden ikisi düzenlenmiş olup, “Malik, malını haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı istihkak davası açabileceği gibi, her türlü haksız elatmanın önlenmesini de dava edebilir.” Bu maddeye göre malik, aktif yetki kapsamında mülkiyet hakkına konu olan eşya üzerinde kanuni sınırları içinde dilediği gibi tasarrufta bulunma; hem de pasif yetki kapsamında mülkiyet hakkına konu olan eşyayı üçüncü kişilerce yapılacak saldırılara karşı koruma haklarına sahiptir. Müdahalenin men’ine ilişkin bu dava ayni bir dava olup, tecavüz devam ettiği sürece açılabilir. Davacı dava konusu şeyin maliki olduğunu ve mülkiyet hakkına davalı tarafından el atıldığını ispatla yükümlüdür. Davalı ise, davacının malik olmadığını ya da davacının mülkiyet hakkına el atmadığını, el atmanın sona erdiğini ispat edebilir. Ecrimisil, malikinin rızası dışında taşınmazının gerçek veya tüzel kişilerce işgal veya tasarruf edilmesi sebebiyle ödenen tazminattır. Malikinin rızası dışında taşınmazı eline geçiren, elinde tutan veya her ne şekilde olursa olsun bu malı kullanan veya tasarrufunda bulunduran gerçek veya tüzel kişiler de fuzuli şagil(işgalci) denir. TMK’nın 995. maddesine göre kötüniyetli zilyet, geri vermekle yükümlü olduğu şeyi haksız olarak alıkoymuş olmasından doğan tazminatı karşılamak zorundadır. Davalı iyiniyetli ise, tazminatla yükümlü olmayacak, suiniyetli ise sorumlu kılınacaktır. Rızaya dayalı kullanımda kötü niyet söz konusu olamaz. Ayrıca, taşınmazı kullanan kişi, haklı bir sebebe dayandığına inanarak veya bir edim karşılığı ya da davacının rızası dahilinde kullandığından bahisle yararlanmayı sürdürüyorsa (harici satış, fiili taksim, kira sözleşmesi vs.), rızanın ortadan kalkması veya tarafların aldıklarını iade etmesine kadar taşınmazı elinde bulundurma haksız ve kötü niyetli kullanım olarak kabul edilemez. Kişinin bu kullanımı haksız ve kötü niyetli bulunmadığından tazminat ile de sorumlu tutulamaz. 25.05.1938 tarih ve 29/10 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ve Yargıtay’ın aynı yoldaki yerleşmiş içtihatları uyarınca ecrimisil davaları beş yıllık zamanaşımına tabi olup bu beş yıllık süre dava tarihinden geriye doğru işlemeye başlar. Davacı, davalı ile yaptığı 01/03/2007 başlangıç tarihli 28/02/2009 bitiş tarihli distribütörlük sözleşmesinin bir örneğini dosya içerisine sunmuştur. Bakırköy … Noterliğinin 13/03/2012 tarihli ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile, davacının muhatap … A.Ş’ ye, 01/03/2007 tarihli sözleşme ile 108,00 m2′ lik konteynır alanı kullanımı için anlaşma yapıldığını, ancak yeniden inşa edilen … nedeniyle konteynır alanının başka bir alana taşınmasının gündeme geldiğini, bu nedenle ilgili şirkete geçici süreyle kullanması için Burgaz Toplantı Odasının tahsis edildiğini, muhatap şirketin yeni alanda yer kiralamak ve taşınma konusunda herhangi bir girişiminin olmadığının belirlendiğini, bu sebeple Burgaz Toplantı Odasının ihtarnamenin tebliği tarihinden itibaren 15 gün içinde terk edilmesini aksi halde yasal yollara başvurulacağını bildirmiş, ihtarname muhataba 15/03/2012 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davacı, davalı şirkete yeni inşa edilen yerde faaliyetini sürdüreceği alanları belirlemesi ve kira sözleşmesi yapılması için 15/06/2011 tarihinde, 29/04/2011 tarihinde ve 12/09/2011 tarihinde bildirimlerde bulunmuştur. Davalı, 07/12/2011 tarihli yazısı ile … nolu 65,2 m2 alanlı balkon rezidansı kiralamak istediğini davacıya bildirmiştir. Davacı ise, taşınmaz için 5 yıllık kiralama sözleşmesi yapılmak istendiğini, 1. yıl m2 kiralama bedelinin 25 Euro olduğunu davalıya bildirmiştir. Davalı, davacı ile yaptığı 01/03/2009 başlangıç tarihli 28/02/2010 bitiş tarihli distribütör sözleşmesinin bir örneğini dosya içerisine sunmuştur. Distribütör sözleşmesinin 5/4. Maddesinde, sözleşmenin uzatılması yönünde işverenin yazılı beyanı yok ise süre sonunda hiçbir ihtar ve ihbara gerek olmaksızın distribütör kendisine tahsis edilen alanı tahliye etmek ile yükümlüdür şeklinde düzenleme yapıldığı anlaşılmıştır. Bakırköy 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2012/323 esas ve 2021/433 karar sayılı ilamı ile, Asliye Ticaret Mahkemesine görevsizlik kararı verilmiştir. Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/241 esas ve 2013/187 karar sayılı ilamı ile, Sulh Hukuk Mahkemesine görevsizlik kararı verilmiştir. Bakırköy 5. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2013/447 esas ve 2013/657 karar sayılı ilamı ile, Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesine karşı görevsizlik kararı verilmiştir. Yargıtay 20. Hukuk Dairesi’nin 21/04/2016 tarihli 2015/8384 esas ve 2016/4875 karar sayılı ilamı ile, Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin yargı yeri olarak belirlenmesine karar verilmiştir. 21/04/2011 tarihli tutanak ile, … A.Ş’ ye ait konteynırın üst otoparkta bulunan yere taşınacağı, ilgili şirketin … Projesinde yeni kiralık alan hazır olana kadar geçici olarak … binasında bulunan Burgaz Toplantı odasında faaliyet sürdüreceği, distribütör şirketin … Projesinde yeni alan kiralamak istediği takdirde, yeni kiralık alanın kendisine teslimi ile Burgaz Toplantı Odasının kullanımının sona ereceği, yeni alanın kiralanmasına kadar toplantı odasının bila bedel kullanılacağı belirtilmiştir. Mahkemece, bilirkişi heyetine yetki vermiştir. İnşaat mühendisi, gayrimenkul değerlendirme uzmanı ve hukukçu bilirkişiden oluşan heyet raporlarında; taşınmazı ve kullanım alanlarını fotoğraflayarak, taraf beyanlarını, sözleşmeleri, ihtarnameleri, yerinde yaptıkları tespitleri belirtip, toplantı salonu için 15/04/2012 ile 06/07/2012 tarihleri arasında oluşan ecrimisil bedelinin 15.187,00 TL olduğunu bildirmiştir. Davalı, bilirkişi raporuna itiraz dilekçesi sunmuştur. Bilirkişi heyeti ek raporu ile, dava konusu toplantı odasının dava tarihi itibarıyla değerinin 150.000,00 TL olduğunu bildirmiştir. Davacı ıslah dilekçesi verip 5 yıl için 364.542,66 TL ecrimisil talep etmiş ve harç tamamlama işlemi yapmıştır. TBK’nın 379. maddesine göre kulanım ödüncü (ariyet), “ödünç verenin bir şeyin karşılıksız olarak kullanılmasını ödünç alana bırakmayı ve ödünç alanın da o şeyi kullandıktan sonra geri vermeyi üstlendiği sözleşmedir.” TBK’nın 383/1. maddesine göre, “Kullanma için belirli bir süre öngörülmemişse, ödünç alanın, ödünç konusunu sözleşme uyarınca kullanmış olmasıyla veya kullanabilecek kadar bir zaman geçmesiyle sözleşme sona erer.” “…çekişme konusu taşınmaza davacının 11.6.1993 tarihinden beri malik olduğu, davalı İ.’in ise teknik bilirkişinin raporu ekinde yer alan krokide (C) ile gösterilen bölümü uzun yıllardır kullandığı keşfen sabittir. Kaldı ki bu husus davacının da kabulündedir. Davacı bu süre içerisinde davalı tarafa bir ihtar veya uyarı da yapmış değildir. Öyle ise, taraflar arasındaki ilişkinin BK’nın 299. maddesinde öngörülen (6098 Sayılı TBK’nın 379 maddesi) ariyet akdi (kullanım ödüncü) niteliği taşıdığı kuşkusuzdur. Bilindiği üzere ariyet akdi sözlü yapılabileceği gibi yazılı da yapılabilir ve aynı zamanda muayyen bir müddet için yapılabileceği gibi aynı Kanunun 303. maddesi uyarınca (6098 Sayılı TBK’nın 383 maddesi) gayrimuayyen bir müddet içinde yapılması da olanaklıdır. Ariyet veren şeyi, ne müddetini ne de niçin kullanılacağını tayin etmeyerek vermiş ise dilediği vakit geri alabileceği BK’nın 304. maddesi hükmü (6098 Sayılı TBK’nın 384. maddesi) gereğidir. Bu durumda dava açılmakla muvafakatin geri alındığı ve BK’nın 304. maddesi (6098 Sayılı TBK’nın 384. maddesi) gereğince de akdin feshedildiği kabul edilmelidir…” (Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E. 2012/13603 K. 2013/1519 T. 7.2.2013) Somut olayda; dava konusu taşınmazın Ataköy Marina Park alanı olduğu, davacı şirket ile davalı şirketin burada 108,00 m2’lik konteynır alanı için distribütörlük sözleşmesi yaptığı sözleşmenin 2005 yılında başlayıp 2 kere yinelendiği, son sözleşmenin bitiş tarihinin 28/02/2010 olduğu ancak …’ ının yenilenmesi ve taşınması faaliyeti nedeniyle davalı şirkete … binasında bulunan Burgaz Toplantı odasının geçici kullanımı için imkan sağlandığı, bu konuda 21/04/2011 tarihli tutanak düzenlendiği, tutanak ile yeni alanın kiralanmasına kadar toplantı odasının bila bedel kullanılacağının belirtildiği, tarafların karşılıklı yazışmaları ve görüşmeleri sonucunda yeni alan için kira sözleşmesi yapılamadığı, davacının Bakırköy … Noterliğinin 13/03/2012 tarihli ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile davalıdan geçici kullanıma verilen yeri tahliye etmesini istediği, ihtarnamenin muhataba 15/03/2012 tarihinde tebliğ edildiği, ihtarnamede 15 günlük süre ön görüldüğü, bu haliyle davacının TBK 379 ve 383. Maddeleri uyarınca geçici kullanımı sonlandırdığı, davalının taşınmazı 06/11/2018 tarihinde tahliye ettiği, bilirkişi raporunun denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğu, davalının ihtarname tebliği tarihinden sonraki kullanımının akdi veya kanuni dayanağının bulunmadığı, davalının meni müdahale yönünden istinafının olmadığı, mahkemenin kabul ve ret oranına göre yaptığı yargılama gideri ve vekalet ücreti hesaplamasının hukuk kurallarına uygun olduğu anlaşılmıştır. Açıklanan nedenlerle, ilk derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olup, istinaf nedenleri yerinde görülmediğinden 6100 sayılı HMK’nun 353/1.b.1. maddesi uyarınca başvurunun esastan reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/510 Esas sayılı dosyasında verilen 10/10/2018 tarih ve 2018/909 Karar sayılı gerekçeli kararına yönelik davalı tarafından yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-İstinaf başvurusu reddedildiğinden; alınması gereken 1.037,42 TL nispi harçtan peşin alınan 260,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 777,42 TL istinaf harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, Harç tahsil müzekkeresinin İlk Derece Mahkemesince ilgili Vergi Dairesine yazılmasına, 3-İstinaf eden tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına istinaf vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verilmiştir. 15/02/2022