Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi 2019/259 E. 2019/721 K. 14.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
2. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/259
KARAR NO : 2019/721
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/12/2018
NUMARASI : 2018/1024 Esas 2018/1399 Karar
DAVANIN KONUSU: Elatmanın Önlenmesi- Ecrimisil
DAVA TARİHİ: 24/10/2018
KARAR TARİHİ: 14/05/2019
İstinaf yoluna başvuran tarafın/vekillerinin istinaf başvurusu üzerine Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/1024 esas sayılı dosyası ve dava dosyasında verilen 11/12/2018 tarih ve 2018/1399 Karar sayılı gerekçeli kararı incelendi.Ön inceleme raporunda belirtildiği üzere dosyada ön inceleme sonucu karar verilecek nitelikte bir eksikliğin bulunmadığı ve HMK 353. maddesi uyarınca duruşma yapılmaksızın usul yönünden incelenebileceği anlaşılmakla, dosya ve HMK 354. maddesi uyarınca yapılan görevlendirme gereği sunulan inceleme raporu incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Tarafların İddia ve Savunmaları:Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin dava konusu taşınmazın maliki olduğu, davalının ise müvekkili kooperatifin ortağı iken ihracına ilişkin Bakırköy 3.ATM’nin 2007/67 esas 2008/125 karar numaralı ilamı onaya Yargıtay 16.Hukuk Dairesi’nin 2010/2397 esas – 2830 karar sayılı ilamı ile kooperatif ortaklığından ihracının kesinleştiğini, buna rağmen kooperatife ait daireyi işgale devam ettiğini, bu nedenle 09.04.2010 tarihinden dava tarihine kadar aylık 300,00-TL’nin başlamak üzere ecri misil alacağının faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, davalının müdahalesinin men’ine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; 1996 yılından itibaren kooperatif ortağı olduğunu ve konutta oturduğunu, ihraç edilen ortaklar yerine yöneticiler tarafından tanıdıklarının alındığını, 03.06.2010 tarihinde 1163 sayılı kanunun 81. Maddesinde yapılan değişiklik uyarınca çıkma veya çıkarılma sebebi ile konutların geri alınamayacağını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesi Kararı:
Mahkemece; “1-Davanın göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeni ile HMK 114/1-c ve 115 maddeleri uyarınca göreve ilişkin dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine,
2-HMK 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın görevli BAKIRKÖY NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE gönderilmesine,” karar verilmiştir.
İleri Sürülen İstinaf Sebepleri:Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemenin kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davanın müdahalenin meni davası olduğunu, Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğuna ilişkin verilen kararın doğru olduğunu, ancak taşınmazın Küçükçekmece’de bulunduğunu, davalının adresi Küçükçekmece olduğunu, bu nedenle yetkili mahkemenin taşınmazın bulunduğu Küçükçekmece Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu belirterek mahkeme kararının kaldırılmasına, dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Gerekçe ve Sonuç:
HMK’nın 355. maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden hususlar hariç tutularak, istinaf neden ve gerekçeleri ile sınırlı olmak üzere yapılan incelemede;
Dava, mülkiyet hakkından kaynaklı elatmanın önlenmesi, taşınmazın tahliyesi ve ecrimisil talebine ilişkindir.
Dosyanın incelenmesinde; dava konusu taşınmazın üzerinde bulunduğu taşınmazın davacı adına kayıtlı olduğu, davalının kooperatif üyesi iken ihraç kararı alındığı, davalının ihraç kararının iptali için dava açtığı, Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2007/67 Esas, 2008/125 Karar sayılı kararıyla davanın reddine karar verildiği, kararın Yargıtay 16. Hukuk Dairesi’nin 2010/2397 Esas, 2010/2830 Karar sayılı kararı ile onandığı, kararın 09/04/2014 tarihinde kesinleştiği, dosyaya diğer üyelerin açtığı davalara ilişkin karar ve mahkeme ilamları sunulduğu, davacının yargılanmanın iadesi talebinde bulunduğu, davanın reddine karar verildiği, kararın henüz kesinleşmediği, Mahkemece keşif yapılarak bilirkişiden ecrimisile ilişkin rapor alındığı, bilirkişinin raporunda talep edilebilecek ecrimisilin 40.020,00 TL olarak belirttiği, meni müdahale yönünden dairenin değeri konusunda tespit yapılmadığı, davacının 06/12/2017 tarihinde 25.000,00 TL olan dava değerinin 15.000,00 TL artırarak 40.000,00 TL olarak ıslah ettiği, davacının aylık 300,00 TL kira karşılığına davalının 06/06/2017 tarihli beyanında 300,00 TL altında ev kirası olmadığı şeklinde beyanda bulunduğu, mahkemenin iki tarafın aylık 300,00 TL beyanını esas alarak ecrimisil bedelinin resen hesapladığı, davacının davasının kısmen kabulü ile 21.201,84 TL ecrimisili dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, davalının dava konusu taşınmaza müdahalesinin menine, taşınmazdan tahliyesine karar verildiği anlaşılmıştır. Söz konusu karara karşı davalı vekilinin istinaf başvurusu üzerine dairemizin 16/10/2018 tarih, 2018/1290 esas, 2018/1779 karar sayılı kararı ile dava konusu taşınmazın dava tarihi itibariyle değeri ve ecrimisil toplamı üzerinden eksik harcın tamamlanması, Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğundan bahisle mahkeme kararının kaldırılmasına karar verildiği, mahkemece karar gereğince dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine, yasal süre içerisinde başvuru olması halinde dosyanın Bakırköy Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi ‘ne gönderilmesine karar verildiği anlaşılmıştır.Görev, yetki gibi hususlar usulü itirazlardır. Görev kamu düzenini ilgilendirdiğinden yargılamanın her aşamasında talep üzerine veya yargıç tarafından re’sen dikkate alınarak değerlendirme yapılabilir. Yetkinin kamu düzenine ilişkin olduğu hallerde de bu kural geçerlidir. Usulü itirazlardan öncelikle görev, daha sonra kamu düzenine ilişkin yetki hususu incelenir. Mahkemece karara uygun olarak görevsizlik kararı verilmiştir. Görevsiz olan bir mahkeme yetki değerlendirmesi yapamaz. Yetki değerlendirmesi ve incelenmesinin görevli mahkemece yapılması gerekir. “…görev kamu düzenine ilişkin olup açılmış bir davada hem görev hem de yetki itirazında bulunulduğu taktirde öncelikle görev konusu incelenerek karara bağlanır. Yetki itirazı hakkında ise ancak görevli mahkemede karar verilebilir. Bu nedenle mahkemece sadece görevsizlik kararı vermekle yetinilmesi gerekirken aynı zamanda yetkisizlik kararı da verilmiş olması doğru değildir. Kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir…” (Yargıtay 4. Hukuk Dairesi E. 2008/7135 K. 2008/8384 T. 18.6.2008) Ancak somut olayda; söz konusu olan yetki kuralı kesin yetki kuralı olup, kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemece resen gözetilmesi gerekir. Ayrıca kararı veren mahkeme ticaret mahkemesi olup, yetki yönünden taşınmazın bulunduğu yeri de kapsamaktadır. Dava taşınmazın bulunduğu yer dikkate alınarak görevsizlik kararı veren ticaret mahkemesinde açılmıştır. Bu nedenle kesin yetkili olup, görevsizlik kararı veren ticaret mahkemesinin yetki sınırları içerisinde kalan Küçükçekmece asliye hukuk mahkemesi yetkili ve görevli mahkeme olduğundan buna göre bir karar verilmelidir.
Yukarıdaki sebeplerle, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1.a.3 maddesi gereğince kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine duruşma yapmadan kesin olarak karar verilmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-İstinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin KABULÜ ile; Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 11/12/2018 tarih, 2018/1024 esas, 2018/1399 karar sayılı kararının HMK’nın 353/1.a.3 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın, davanın yeniden görülerek bir karar verilmek üzere mahalli mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3- Davalı tarafça yatırılan 35,90 TL istinaf peşin harcının karar kesinleştiğinde talep halinde ilk derece mahkemesince yatıran tarafa iadesine,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından istinaf kanun yoluna başvuran yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek kararda dikkate alınmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a bendi gereğince kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 14/05/2019