Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi 2019/1001 E. 2019/1527 K. 12.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
2. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1001
KARAR NO : 2019/1527
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/12/2016
NUMARASI : 2014/696 Esas, 2016/830 Karar
DAVANIN KONUSU: Haksız İşgal Tazminatı (Ecrimisil)
DAVA TARİHİ: 12/09/2014
KARAR TARİHİ: 12/11/2019
İstinaf yoluna başvuran davacı vekili ile davalı … vekilinin istinaf başvurusu üzerine Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/696 Esas dosyası ve dava dosyasında verilen 06/12/2016 tarih ve 2016/830 Karar sayılı gerekçeli kararı incelendi.Ön inceleme raporunda belirtildiği üzere dosyada ön inceleme sonucu karar verilecek nitelikte bir eksikliğin bulunmadığı anlaşılmakla, dosya ve HMK 354. maddesi uyarınca yapılan görevlendirme gereği sunulan inceleme raporu incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :Tarafların İddia ve Savunmaları: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Dava dışı müvekkil banka borçlusu; … Tic. Ltd.Şti.nin borçlarına karşılık davalı … tarafından müvekkili banka lehine ipotek tesisi edilen, davalı … adına kayıtılı taşınmazın, icra yolu ile satışa çıktığı ve yapılan ihale sonucu alacağa mahsuben 02/05/2005 tarihinde müvekkili banka tarafından satın alınıp 22/01/2008 tarihinde tapuda davacı banka adına tescil edildiği, taşınmazın tescil işleminden sonra işgal edenler ile ilgili tespit yaptırıldığı, İİK 135 maddesi gereğince taşımazı kullanan …’a tahliye emri gönderildiği, 19/02/2008 tarihinde taşınmazı boşaltıp teslim ettiği, müvekkili bankanın eski malike ve kiracıya kira/ ecrimisil bedellerinin ödenmemesinden dolayı icra takibine geçildiği, davalılardan …’e tebligat yapılamadığı, diğer davalı …’ın itirazda bulunduğu ancak ödendiğine dair belge ibraz edemediği, davalı …’ın taşınmazın ihale tarihi olan 02/05/2005 tarihi ile tahliye ettiği 19/02/2008 tarihleri arasında taşımazın 2 yıl 9 ay 19 gün kullandığı, hesaplanan toplam 112.100,00-TL’si kira / Ecrimisl bedelinin müvekkile ödenmediğini belirterek, davalı … ve … 2 yıl 9 ay 19 günün karşılığı olarak toplam 112.100,00-TL’nin aylık tahakkuk tarihlerinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken müteselsilen tahsili, mahkeme masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini, dava ve talep etmiştir.Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu mecurun kiralarının …’e ödendiğini, davacı tarafın tek taraflı olarak belirlediği kira bedeli ve artışının talep edilen faiz ve oranların hakkaniyete aykırı olduğunu, ayrıca bedeli istenen alacakların zaman aşımına uğradığını, aynı alacağa ilişkin birden fazla takip bulunduğu bundan dolayı davanın derdestlik nedeni ile de reddi gerektiği, ecrimisilden sorumlu kişinin … olduğunu, bu alacak borç ilişkisindeki tüm yükümlülükleri yerine getirdiğini, mecurun satıldığı tarihin gerçeği yansıtmadığı, davacının ancak tapu devrinden sonra kira isteyebileceğini, ifade ederek belirtilen ve ayrca resen göz önünde bulundurulacak gerekçelerle davanın reddini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesi Kararı:Mahkemece; “1-Davanın davalı … bakımından ve diğer davalı … bakımından Kısmen Kabulüne, Kısmen Reddine,2-Davacının; davalı …’den 106.501,00-TL alacaklı olduğuna, davacının alacağına dava tarihinden itibaren yasal faiz uygulanarak davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine, 3-Davalı … aleyhindeki davanın öğrenmesinin gerçekleştiği tahliye ihtarındaki mehilin bittiği 27/07/2007 tarihinden talebe konu 19/02/2008 arasındaki süredeki kiraya isabet eden 23.480,00-TL’lik kısım bakımından kabulüne, aşan kısma ve süreye dair talebin reddine,-Davalı … Aşkın’ın diğer davalının sorumlu olduğu 106.501,00-TL’lik kısmın 23.480,00-TL’lik kısmından müteselsilen sorumlu olduğuna, bu davalının sorumlu olduğu 23.480,00-TL’nin dava tarihinden itibaren kira alacağı vasfı gözetilerek yasal faizi ile tahsiline, ” karar verilmiştir. İleri Sürülen İstinaf Sebepleri:Davacı vekili ile davalı … vekili tarafından süresinde istinaf yoluna başvurulmuş olup, davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Yerel mahkemece verilen kararda müvekkili banka alacağının eksik hesaplandığını, faiz oranı ve faiz başlangıç tarihilerinin hatalı alındığını, müvekkili bankanın ecrimisil alacağından davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.Davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; Yerel mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, vekalet ücretinin reddedilen kısım üzerinden hesaplanmadığını, müvekkilinin kiracılık sıfatı ile iyiniyetli olduğunu, kendisine herhangi bir bildirim yapılmadığını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak reddine karar verilmesini talep etmiştir.Gerekçe ve Sonuç:HMK’nın 355. Maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden hususlar hariç tutularak, istinaf neden ve gerekçeleri ile sınırlı olmak üzere yapılan incelemede;Dava, mülkiyet hakkına dayalı münhasıran haksız işgal sebebiyle ecrimisil istemine ilişkindir.TMK’nın 995. maddesine göre kötüniyetli zilyet, geri vermekle yükümlü olduğu şeyi haksız olarak alıkoymuş olmasından doğan tazminatı karşılamak zorundadır. Davalı iyiniyetli ise, tazminatla yükümlü olmayacak, suiniyetli ise sorumlu kılınacaktır. Rızaya dayalı kullanımda kötü niyet söz konusu olamaz. Ayrıca, taşınmazı kullanan kişi, haklı bir sebebe dayandığına inanarak veya bir edim karşılığı ya da davacının rızası dahilinde kullandığından bahisle yararlanmayı sürdürüyorsa (harici satış, fiili taksim, kira sözleşmesi vs.), rızanın ortadan kalkması veya tarafların aldıklarını iade etmesine kadar taşınmazı elinde bulundurma haksız ve kötü niyetli kullanım olarak kabul edilemez. Kişinin bu kullanımı haksız ve kötü niyetli bulunmadığından tazminat ile de sorumlu tutulamaz. 25.05.1938 tarih ve 29/10 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ve Yargıtay’ın aynı yoldaki yerleşmiş içtihatları uyarınca ecrimisil davaları beş yıllık zamanaşımına tabi olup bu beş yıllık süre dava tarihinden geriye doğru işlemeye başlar. Davacı vekili, davalı … adına kayıtlı taşınmazın, icra yolu ile yapılan ihale sonucu alacağa mahsuben 02/05/2005 tarihinde müvekkili banka tarafından satın alındığını, 22/01/2008 tarihinde tapuda tescil edildiğini, taşınmazın tescil işleminden sonra İİK’nın 135 maddesi gereğince taşımazı kullanan …’a tahliye emri gönderildiğini, 19/02/2008 tarihinde taşınmazı boşaltıp teslim ettiğini, davalı …’ın taşınmazın ihale tarihi olan 02/05/2005 tarihi ile tahliye ettiği 19/02/2008 tarihleri arasında taşımazın 2 yıl 9 ay 19 gün kullandığı, hesaplanan toplam 112.100,00-TL’si ecrimisil bedelinin davalı … ve …aylık tahakkuk tarihlerinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte müştereken müteselsilen tahsilini dava ve talep etmiştir.Mahkemece “davalı … yönünden dava konusu tüm dönem için 106.501,00-TL, davalı … yönünden ise tahliye ihtarındaki mehilin bittiği 27/07/2007 tarihinden talebe konu 19/02/2008 arasındaki süre için 23.480,00-TL’lik kısımdan müteselsilen sorumlu tutulmak suretiyle” davanın kısmen kabulüne, dava tarihinden itibaren yasal faize karar verilmiştir. Çözümlenmesi gereken husus davalı …’ın taşınmazı kullanımının dayanağı olan kira akdinin geçerli olup olmadığı ve buna bağlı olarak haksız kullanımın söz konusu olup olmadığıdır. İİK 135/2 maddesine göre; taşınmaz borçlu tarafından veya hacizden evvelki bir tarihte yapıldığı resmi bir belge ile belgelenmiş bir akde dayanmayarak başkaları tarafından işgal edilmekte ise onbeş gün içinde tahliyesi için borçluya veya işgal edene bir tahliye emri tebliğ edilir. Bu müddet içinde tahliye edilmezse zorla çıkarılıp taşınmaz alıcıya teslim olunur.Kural olarak taşınmaz mülkiyetinin kazanılması için yasada tescil şart kılınmıştır. Nitekim TMK 705/1. maddesine göre, taşınmaz mülkiyetinin kazanılması tescille olur. TMK 705/2. maddesine göre ise, “Miras, mahkeme kararı, cebrî icra, işgal, kamulaştırma hâlleri ile kanunda öngörülen diğer hâllerde, mülkiyet tescilden önce kazanılır. Ancak bu hallerde malikin tasarruf işlemleri yapabilmesi mülkiyetin tapu kütüğüne tescil edilmiş olmasına bağlıdır.” şeklindeki hükümle tescil dışı mülkiyetin kazanılmasına dair istisnalar düzenlenmiştir.Buna göre; davacının ihale tarihinde mülkiyeti kazandığı sabittir. Davalı … tarafından taşınmazı kira akdine dayalı kullandığı iddia edilmiş olup, kira sözleşmesi ibraz edilmiş değildir. Kira sözleşmesinin yazılı olması bir geçerlilik şartı olmadığından kira ilişkisinin varlığına delil teşkil edebilecek ödenen kiraların miktarı, ödeme makbuzları ya da banka dekontları gibi delil de bulunmamaktadır. Davalı 05/05/2005 tarihinde taşınmazı kiraladığını ve kira bedellerini de diğer davalı …’e ödediğini beyan etmiş ise de, bu beyanı ispatlanmış değildir. Ayrıca davalının beyanı dikkate alındığında kira akdi 05.05.2005 tarihli olduğuna göre 02/05/2005 ihale tarihinden sonra yapıldığından İİK’nın 135/2. maddesine göre geçerli bir kira akdi değildir. Buradan hareketle ihale alıcısı davacı malik karşısında davalının taşınmazdaki kullanımının geçerli akdi ya da hukuki bir sebebe dayanmadığı, davalının haksız işgalci konumunda olduğu sonucuna varıldığından ecrimisilden sorumlu tutulması gerekmektedir. İİK’nın 135/2 maddesinde, bu tip işgalcilere ihtarname tebliğ edileceği, tahliye için 15 gün süre verileceği düzenlenmiş olup, ecrimisilin bu sürenin sonu ile tahliye tarihi arasındaki dönem için talep edilebileceği açıktır. Yargıtay 1. Hukuk Dairesi, E. 2019/1534- K. 2019/2933 sayılı, 13.5.2019 tarihli kararına göre “…4721 Sayılı TMK’nin 705.maddesinde “Miras, mahkeme kararı, cebri …, işgal, kamulaştırma halleri ile kanunda öngörülen diğer hallerde, mülkiyet tescilden önce kazanılır. Ancak, bu hallerde malikin tasarruf işlemleri yapabilmesi, mülkiyetin tapu kütüğüne tescil edilmiş olmasına bağlıdır.” denilerek, mülkiyetin kazanılması ve tescil koşulları düzenlenmiştir, … İflas Kanunu’nun 134/1 maddesinde ise “… dairesi tarafından taşınmaz kendisine ihale edilen alıcı, o taşınmazın mülkiyetini iktisap etmiş olur. İhale kesinleşinceye kadar taşınmazın ne şekilde muhafaza ve idare edileceği … dairesi tarafından kararlaştırılır.” hükmüyle, cebri ihale sonucu mülkiyetin kazanılması ve ihale kesinleşinceye kadar taşınmazın idare ve korunma şekli belirlenmiştir.Bu yasal düzenlemelere göre ihale ile taşınmazı satın alan kişi veya kurum taşınmazın mülkiyetini ihalenin kesinleşmesi halinde ihale tarihinde kazanmış olur.Somut uyuşmazlıkta, cebri ihale 20.03.2012 tarihinde yapılmış olup davalılardan … tarafından açılan ihalenin feshi davası reddedilerek 20.12.2013 tarihinde kesinleşmiştir. Bu durumda, ihale alıcısı davalı …’e mülkiyetin 20.12.2013 tarihinde geçtiği ve ihale tarihinden itibaren davalı-karşı davacının ecrimisil isteyebileceği açıktır.İİK’nun 135/2. maddesinde ise “Taşınmaz borçlu tarafından veya hacizden evvelki bir tarihte yapıldığı resmi bir belge ile belgelenmiş bir akte dayanmayarak başkaları tarafından işgal edilmekte ise onbeş gün içinde tahliyesi için borçluya veya işgal edene bir tahliye emri tebliğ edilir. Bu müddet içinde tahliye edilmezse zorla çıkarılıp taşınmaz alıcıya teslim olunur” denilmiştir. Anılan yasa hükmüne göre, ihale yoluyla satılan taşınmazın kayıt maliki dışındaki üçüncü kişiler tarafından işgali halinde uygulanma olanağı bulmaktadır.Alıcıya ihale edilen taşınmaz kayıt maliki dışındaki kişi ya da kişiler tarafından işgal edilmekte ise İİK’nun 135/2 maddesindeki açıklamaları içeren ihtarnamenin işgalciye gönderilerek 15 günlük süre tanınması ondan sonra ecrimisil isteğinde bulunulması gereklidir…”Somut olayda; dava konusu taşınmazın 02/05/2005 tarihindeki ihale sonucu davacının mülkiyetine geçtiği, taşınmazda işgalci konumunda bulunan davalı …’a taşınmazın 15 gün içinde tahliyesi için İcra müdürlüğünce gönderilen tahliye emrinin 11/07/2007 tarihinde tebliğ edildiği, 19/02/2008 tarihinde taşınmazın tahliye edildiği anlaşıldığından bu davalının 27.07.2007- 19.02. 2008 tarihleri arasındaki süre için hesaplanan ecrimisilden müteselsilen sorumlu olacağı anlaşılmıştır. Diğer davalının ise ihale tarihinden itibaren dava konusu tüm süre yönünden sorumlu olduğu açıktır. Davacı aylık tahakkuk tarihlerinden itibaren işleyecek avans faize hükmedilmesini talep etmiş, mahkemece dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmiştir. Ecrimisil davalarında haksız işgalin niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması ve haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekmektedir. Kural olarak ecrimisil isteğini içeren davalarda talep olması halinde, bilirkişi tarafından her yıl için saptanan ecrimisil miktarına, tahakkuk tarihleri olan dönem sonlarından itibaren yasal oranda işleyecek kademeli faize hükmedilmesi gerektiğinde şüphe yoktur. Kademeli faiz talebi yoksa yalnızca faiz talep edilmiş ise dava tarihinden itibaren yasal faize hükmolunabilir. Bu nedenle davacı vekilinin aylık tahakkuk tarihlerinden itibaren faiz talebi yerinde olmamakla birlikte, tahakkuk tarihi olan dönem sonlarından itibaren faize hükmedilmemesi doğru görülmemiştir. Ancak haksız fiil niteliğinde ecrimisil alacağına avans faizi yerine yasal faiz uygulaması ise doğrudur.Dava kısmen kabul edilmiş olup davacı yönünden reddedilen toplam miktar üzerinden davalılar yararına vekâlet ücreti hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, müteselsil borçlu olan davalı …’in kendisinin sorumlu tutulmadığı ancak davacı yararına kabul edilen ve hüküm altına alınan miktar üzerinden vekalet ücreti verilmesi talebinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır. Bu nedenlerle mahkemece verilen davanın kısmen kabulüne dair kararda hukuka aykırılık bulunmadığı, davacı vekilinin faize ilişkin istinaf sebebinin yerinde olduğu, davalı vekilinin istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Kabule göre ise; davalıların ikisi yönünden müteselsilen sorumlu oldukları kısım yönünden tek harca ve vekalet ücretine hükmedilerek davalıların müteselsil sorumlu tutulmaları gerekirken ayrı ayrı davalı … aleyhine harç ve vekalet ücretine hükmedilmesi doğru değilse de, sorumluluğa ilişkin hükmün aleyhine istinaf yoluna başvurulmadığından bu yönden bir istinaf incelemesi yapılmamış, aynı şekilde karar verilmiştir.Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1.b.1. maddesi gereğince reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK 353/1.b.2. maddesi gereğince kararın kaldırılmasına, yeniden esas hakkında davanın kısmen kabulüne ve bilirkişi raporundaki dönemlere göre dönem sonlarından itibaren kademeli yasal faize hükmedilmesine dair temyiz yasa yolu açık olmak üzere karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle:A-Davalı … vekilinin Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 06/12/2016 tarih ve 2014/696 Esas, 2016/830 Karar sayılı ilamına yönelen istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1. maddesi gereği esastan REDDİNE,-İstinaf kanun yoluna başvuran davalı tarafça yapılan istinaf masraflarının üzerinde bırakılmasına,-İstinaf başvurusu reddedildiğinden; alınması gereken 1.603,91 TL harçtan peşin alınan 400,98 TL harç mahsup edildiğinde kalan 1.202,93 TL istinaf harcının davalı …’dan tahsili ile Hazineye İrat Kaydına, Harç tahsil müzekkeresinin temyiz edilen dosyalarda Dairemizce, temyiz edilmeden kesinleşen dosyalarda İlk Derece Mahkemesince ilgili Vergi Dairesine yazılmasına,B-Davacı vekilinin istinaf taleplerinin esastan KABULÜ ile; Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 06/12/2016 tarih ve 2014/696 Esas, 2016/830 Karar sayılı ilamının HMK’nın 353/1.b.2. maddesi gereği KALDIRILMASINA, aşağıdaki şekilde yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına;1-Davanın KISMEN KABULÜ ile, 05/05/2005-04/05/2006 tarihleri arası için 36.000,00 TL, 05/05/2006-04/05/2007 tarihleri arası için 37.536,00 TL, 05/05/2007-04/02/2008 tarihleri arası için 31.230,00 TL ve 05/02/2008-19/02/2008 tarihleri arası için 1.735,00 TL olmak üzere toplam 106.501,00 TL olan ecrimisil bedelinin tamamından …, bu miktarın içinde yer alan 27/07/2007-26/01/2008 tarihleri arası için 20.820,00 TL ve 27/01/2008-19/02/2008 tarihleri arası için 2.660,00 TL olmak üzere toplam 23.480,00 TL’lik kısmından davalılar … ve … müteselsilen sorumlu olmak üzere dönem sonlarından itibaren işleyecek kademeli yasal faizi ile davalılardan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,2-Hüküm altına alınan alacak miktarı üzerinden hesaplanan 7.275,08 TL nispi harcın 5.671,17 TL’sinin davalı …’den, 1.603,91 TL’sinin ise davalı … tahsili ile Hazineye İrat Kaydına, Harç tahsil müzekkeresinin temyiz edilen dosyalarda Dairemizce, temyiz edilmeden kesinleşen dosyalarda İlk Derece Mahkemesince ilgili Vergi Dairesine yazılmasına, İlk Derece Mahkemesince davalı … yönünden 16/08/2018 tarihinde 1.603,91 TL harç yazıldığı anlaşıldığından bu davalı yönünden yeniden harç tahsil müzekkeresi yazılmasına yer olmadığına, 3-Davalı … yönünden kabul edilen miktar üzerinden Avukatlık Ücret Tarifesine göre hesaplanan toplam 11.270,08 TL nispi vekalet ücretinin davalı … tahsili ile davacıya verilmesine,4-Davalı … yönünden kabul edilen miktar üzerinden Avukatlık Ücret Tarifesine göre hesaplanan toplam 2.871,60 TL nispi vekalet ücretinin davalı …’dan tahsili ile davacıya verilmesine,5-Reddedilen miktar üzerinden Avukatlık Ücret Tarifesine göre hesaplanan 2.725,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı … verilmesine,6-Taraflar tarafından yatırılan gider avansından arta kalan bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde İlk Derece Mahkemesince taraflara iadesine,7-Davacı tarafından yapılan yargılama giderleri olan; 170,80 TL keşif harcı, 1.950,50 TL bilirkişi, keşif, tebligat ve posta ücreti toplamı 2.121,30 TL yargılama gideri üzerinden kabul ve redde göre oranlama yolu ile hesaplanan 2.015,24 TL yargılama giderinin 1.571,88 TL’sinin davalı …’den, 443,36 TL’sinin davalılar Nesrin Aşkın ve …’den müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, C-Davacının istinaf talebinin kabulü nedeniyle davacı tarafından yatırılan 35,90 TL istinaf peşin harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde İlk Derece Mahkemesince davacıya iadesine, D-Duruşma açılmadan karar verilmekle taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,E-Davacı tarafından yatırılan 98,10 TL istinaf başvuru harcı ile 111,50 TL posta masrafları toplamı 209,60 TL’nin 163,48 TL’sinin davalı …’den, 46,12 TL’sinin davalılar … ve …’den müteselsilen davacıya verilmesine, F-Kararın HMK’nın 301. maddesi gereği taraflara re’sen tebliğe çıkarılmasına,G-Dosyanın karar kesinleştikten sonra mahkemesine iadesine,Dair, HMK’nın 362/1-a. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.12/11/2019