Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesi 2022/813 E. 2022/878 K. 14.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
19. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/813
KARAR NO: 2022/878
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: TEKİRDAĞ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 06/12/2021
NUMARASI: 2021/977 2021/71
DAVANIN KONUSU: Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 14/04/2022
TEKİRDAĞ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ 06/12/2021 tarihli ve 2021/977 Esas, 2021/71 Karar sayılı dosyasında verilen karar istinaf incelemesi için dairemize tevzi edilmekle Dairemiz yukarıda belirtilen esas sırasına kaydı yapıldı. Dosya incelendi. Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı … ve şerikleri ile davalı … arasında, 15 Ekim 2015 tarihinde, Tekirdağ ili Çerkezköy ilçsi … mahallesi … ada … parsel sayılı taşınmazı satışı için yazılı şekilde arsa satış sözleşmesi akdedildiğini, bu sözleşmeye istinaden davacı …’ın davalıya ait banka hesabına 16.03.2016 tarihinde banka havalesi yoluyla 140.000,00 TL ödediğini, davalı …’ın ise aynı sözleşmeye istinaden 05.05.2016 tarihinde davalıya ait banka hesabına üç kalemde toplam 1.972.800,00 TL ödediğini, bu tarihten sonra davalı sürekli davacıları oyalayarak taşınmazı başka kişilere sattığını, tapuda devrettiğini, bu nedenle davacılara karşı olan borcunu yerine getirme imkanı kalmadığını, davalının, davacıların ödemiş oldukları bedelleri iade etmediğini, bu nedenlerle davalı …’ın, davacılardan aldığı bedeli haklı bir neden olmaksızın iade etmediği için fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 7500 TL’nin yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı …’a verilmesine, 7500 TL’nin yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı …’a verilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacılar tarafından tüm iddia ve beyanlarına itiraz ettiklerini, davacılardan … tarafından huzurda görülmekte olan dava dosyasındaki iddialar ile Çerkezköy 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/590 esas sayılı dosyasında yargılamanın sürmekte olduğunu, derdestlik itirazında bulunduklarını, bununla birlikte davanın yetkisiz mahkeme nezdinde açılmış olduğunu, iddia ve beyanları hiçbir şekilde kabul anlamına gelmemek kaydıyla davacılardan …’ın davanın daynaağı olarak kabul ettiği sözleşmede taraf olmaması nedeniyle husumet itirazlarının olduğunu, yine kabul anlamına gelmemek kaydıyla taleplerin zamanaşımına uğradığını, müvekkilinin davacı tarafa herhangi bir borcu bulunmadığını, kaldı ki davacı …’ın borçlu, müvekkilinin alacaklı olduğunu senette bu hususu ortaya koyduğunu, davacı tarafın hayatın olağan akışına uygun olmayan ve kendi beyanları ile çelişen taleplerde bulunduğunu, bu nedenlerle davacı tarafın taleplerinin haksız ve hukuka aykırı olması nedeniyle davanın reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir. Tekirdağ Asliye Ticaret Mahkemesi Mahkemesinin 06/12/2021 tarih, 2021/977 Esas, 2021/71 Karar sayılı görevsizlik kararı davalı tarafından istinaf edilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle, ticaret mahkemesince verilen görevsizlik kararın görev yönünden yerinde olmakla birlikte daha önce İstanbul BAM 19. Hukuk dairesinin kararı gereğince yetkili ve görevli mahkemenin Denizli asliye hukuk mahkemesi olması gerektiğini bu nedenle Çerkezköy asliye hukuk ve Tekirdağ asliye ticaret mahkemesi kararlarına itiraz ettiklerini, Çerkezköy 1. Asliye Hukuk Mahkemesince 13/03/2019 tarihli ara karar ile ihtiyati haciz kararı verildiğini ve icra müdürlüğünde işleme konulduğunu, takibin durdurulması için teminat mektubu verildiğini, hala mahkeme kasasına olduğunu, tehiri icra talepli istinaf edildiği için icranın durdurulmasın sağlamak amacıyla teminat mektubu sunulduğunu, bir borç için iki adet teminat mektubu bulunduğunu, görevli yetkili mahkemenin belirlenmesini ve 04/04/2019 tarihli teminat mektubunu kendilerine iadesini talep ederek kararı istinaf etmiştir.
GEREKÇE: Dava, davacılar ile davalı arasındaki harici gayrimenkul satış sözleşmesi gereği yapılan ödemelerin, davalının taşınmazı başkasına devretmesi nedeniyle iade talebine ilişkindir. Dava Çerkezköy asliye hukuk mahkemesine açılmış, mahkemenin derdestlik nedeniyle usulden red kararı vermesi üzerine yapılan istinaf talebinde dairemizin 2018/1844 – 1233 sayılı kararıyla derdestlik bulunmadığı için işin esası incelenmek üzere karar kaldırılarak mahkemesine iade edilmiş, Çerkezköy asliye hukuk mahkemesi 2018/741 Esas, 2019/536 Karar ile davanın kabulüne karar verilmiş, kararın istinaf edilmesi üzerine dairemizin 2020/2061 Esas, 2021/836 Karar sayılı kararıyla HMK 6. Maddesi ve bağlantılı dosyanın durumu göz önüne alınarak mahkemenin yetkisiz olduğundan bahisle yetkisizlik kararı verilmesi ve Denizli asliye hukuk mahkemesine gönderilmesi hususunda karar kaldırılarak mahkemesine iade edilmiş, Çerkezköy 1. asliye hukuk mahkemesi 2021/145 Esas, 2021/545 Karar sayılı kararıyla Tekirdağ asliye ticaret mahkemesi kurulduğundan bahisle dosyanın ticaret mahkemesine devrine karar verilmiş, bu karar istinaf edilmeksizin kesinleşmiş, Tekirdağ asliye ticaret mahkemesi de 2021/977 Esas, 2021/71 Karar sayılı kararıyla Çerkezköy 1. Asliye hukuk Mahkemesinin görevli olduğu belirtilerek görevsizlik kararı verildiği görülmüştür. Ayrıca Çerkezköy 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin devir kararından önce 28/06/2021 tarihli ara kararıyla davalı vekilinin teminat iadesi talebinin reddine ilişkin ara karar davalı tarafça istinaf edilmiş, dairemizin 2021/2189 Esas, 2021/1862 Karar sayılı kararıyla istinaf kısmen kabul edilerek 26/07/2019 tarihli teminat mektubunun davalıya iadesine karar verildiği görülmüştür. İstinafa son olarak gelen Tekirdağ asliye ticaret mahkemesinin görevsizlik kararıdır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4.maddesinde hangi işlerin ticari dava olarak nitelendirilecekleri belirlendikten sonra anılan kanunun 5.maddesinde Ticaret Mahkemeleri’nin kuruluşu ve hangi mahkemelerin Ticaret Mahkemesi sıfatıyla bakacağı belirlendikten sonra Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir. Ticari davalar, mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür. Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır. Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez. Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür. Somut olayda davacının tacir olmaması mutlak ticari davanın söz konusu olmaması nedeniyle ticaret mahkemesi görevli değildir. Mahkemece verilen görevsizlik kararı usul ve yasaya uygundur. Çerkezköy asliye hukuk mahkemesi ticaret mahkemesine devir kararında ticaret mahkemesi sıfatıyla davaya bakıldığını, ticaret mahkemesi kurulması nedeniyle devir kararı verildiğini belirtmiş ise de davanın ticaret mahkemesi sıfatıyla görülmediği, tensip veya duruşma ara kararlarında bu hususta bir hüküm bulunmadığı, kaldı ki davanın asliye hukuk mahkemesinin görev alanında olup yukarıda bahsedilen aşamalarda dairemizce yapılan istinaf incelemelerinde de göreve ilişkin eleştiri bulunmadığı açıktır. Davalı istinafında her ne kadar yetki yönünden de karar verilmesini talep etmiş ise de yetkisizlik kararının görevli mahkemece verilmesi gerektiğinden dosya Çerkezköy 1. Asliye Hukuk Mahkemesine gönderildiğinde dairemizin 2020/2061 Esas, 2021/836 Karar sayılı kararı gereğince işlem yapması yasal zorunluluktur. İstinaf dilekçesinde belirtilen teminat iadesine ilişkin incelemenin daha önce dairemizce yapıldığı yukarıda açıklanmıştır. Bu nedenle davalının tüm istinaf taleplerinin reddine ilişkin aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Dairemiz ilk derece mahkemesi kararını hem maddi olay hem de hukuka uygunluk bakımından incelemeye tabii tutarak yapmış olduğu istinaf incelemesinde; İstinafa konu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından HMK 353/1-b maddesi gereğince davalının istinaf kanun yolu başvurusunun ESASTAN REDDİNE, İstinaf kanun yolu başvurusu için alınması gereken harç peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, Davanın ve dosya üzerinde yapılan yargılamanın niteliği ve avukatlık asgari ücret tarifesi göz önünde bulundurularak aleyhine istinaf kanun yoluna başvurulan için vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, İstinaf kanun yoluna başvuru için yapılan yargılama giderlerinin kanun yoluna başvuran davalı üzerinde bırakılmasına, artan kısmın talep halinde ilk derece mahkemesince yatırana iadesine, Dair; dosya üzerinde, tarafların ve vekillerin yokluğunda oy birliği ile KESİN olarak verilen karar, açıkça okundu. 14/04/2022