Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesi 2022/693 E. 2022/667 K. 24.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
19. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/693
KARAR NO: 2022/667
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/03/2021
NUMARASI: 2014/1422 2021/223
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 24/03/2022
İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ 11/03/2021 tarihli ve 2014/1422 Esas, 2021/223 Karar sayılı dosyasında verilen karar istinaf incelemesi için dairemize tevzi edilmekle Dairemiz yukarıda belirtilen esas sırasına kaydı yapıldı. Dosya incelendi. Davacılar vekili, 21.08.2009 tarihli dava dilekçesi ile, müvekkilerinin evli olup … adında bir çocukları bulunmakta iken 29.10.2006 gününde Zeynep Kamil Hastanesi’nde … adında bir kız çocuklarının daha dünyaya geldiğini; hastanede boş vantilatör olmaması nedeniyle Zeynep Kamil Hastanesi’nin oluru ile bebek …’nin … Hastanesi’nin ambulansıyla … Hastanesi’ne nakledildiğini, bebek …’nin bu hastanede sağlıksız ve sağlığına kavuşamayacak bir konuma getirildiğini, hastanın solunum sıkıntısının devam etmesi üzerine ancak iki gün gecikme ile vantilatöre bağlanabildiği ve akciğere yönelik tedavilere başlandığını, menenjit taramasının yapılmadığını, yapılması gereken hemokül tür incelemesinin yapılmadığını; antibiyotiklerinin rastgele değiştirildiğini, menenjit tedavisine uygun cins ve dozda antibiyotik verilmemiş olduğunu; … Hastanesi’nde yapılan tetkik ve tedavilerinin yetersiz, uygunsuz ve hatalı olduğunun Adli Tıp Raporunda belirtildiğini; arıza nedeniyle sayısız ameliyatlar geçirdiğini ancak çocukta hiçbir gelişme olmadığını, davalı gerçek kişiler için kamu davası açıldığını, bebek …’nin dava esnasında 25.6.2009 tarihinde davalıların neden olduğu belirlenen hastalığından vefat etmiş olduğunu, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, anne ve baba için destekten yoksun kalma ve gider tazminatı olarak 10.000 TL maddi, baba için 150.000.00 TL , anne için 150.000.00 TL ve kardeş için 20.000.00 Tl olmak üzere toplam 330.000.00 TL maddi ve manevi tazminatın 25.6.2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalılar … Aş, … ve … vekili, müvekkili …’ın Başhekim olduğunu, hastanın birebir tedavisi ile ilgililenme konumunda olmadığını, müvekkili …’ın genel müdürlük görevini üstlenmiş, idari hizmet verdiğini, davanın bu şahıslar yönünden husumet yönünden reddi gerektiğini, tedavide bir kusuru olmayan hastanede tedavinin kusursuz uygulandığını savunarak davanın usul ve esastan reddini istemiştir. Davalı … vekili, davacıların müşterek çocuklarının 29.10.2006 tarihinde Zeynep Kamil Hastanesi’nde prematüre olarak sezeryan ile doğmuş, solunum sıkıntısı nedeniyle ve ilgili ünitede boş küvöz ve vantilatör olmadığından 30.10.2006 tarihinde … Hastanesi’ne ait ambulansla hastaneye sevk edildiğini,gelen hastanın her türlü tedavisinin hatasız, uygun ve yeterli olarak yapılıp, solunum sıkıntısının giderildiğini, babanın ısrarı üzerine tedavisi tamamlanmadan Zeynep Kamil Hastanesi’ne iade edildiğini, Adli Tıp Raporunu kabul etmediklerini savunarak davanın usûl ve esastan reddini istemiştir. İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi Mahkemesinin 11/03/2021 tarih, 2014/1422 Esas, 2021/223 Karar sayılı ”…’ın mirasçıları yönünden DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA, Diğer davalılar yönünden dava sübut bulmadığından REDDİNE” ilişkin kararı davacılar tarafından istinaf edilmiştir. Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle, mahkemece verilen kararın usul ve yasaya dosya içeriğine aykırı olduğunu, sanık … hakkında açılan ceza davasının zaman aşımı nedeniyle düşmesine karar verildiği, davalı …’ın beraat etmediğini, bu nedenle mahkemece vekilin sorumluluğu kapsamında araştırma yapılması gerektiğini, ayrıca adli tıp kurumundan özel hastanenin ve doktorun sorumluluğu yönünden mütalaa alınması gerektiğini, kararın kaldırılmasını talep ederek kararı istinaf etmiştir.
GEREKÇE: Dava, malpraktis (yanlış tıbbi tedavi) iddiasına dayanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, ceza mahkemesinde alınan adli tıp raporu ve yüksek sağlık şurası raporu doğrultusunda bir kısım davalılar yönünden davanın reddine, davalı …’ın mirasçıları yönünden davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği görülmüştür. HMK’nın 55.maddesi gereğince; taraflardan birinin ölümü halinde, mirasçılar mirası kabul veya reddetmemişse, bu hususta kanunda belirlenen süreler geçinceye kadar dava ertelenir. Mirasçılardan bazısı duruşmaya gelmezse, gelen mirasçıya, gelmeyen mirasçıların olurlarının alınması ya da TMK’nın 640. maddesi uyarınca terekeye temsilci atanması için süre verilir. Temsilci atanırsa temsilci huzuru ile davaya devam edilir. Mahkemece davalı yaşar ercan, yargılama sırasında vefat ettiği halde HMK 55. Maddesi kapsamında işlem yapılmadığı, taraf teşkili sağlanmadan karar verildiği anlaşılmaktadır. Yargılama süresince tarafların, taraf ve dava ehliyetine sahip bulunmaları usul hukukunun temel ilkelerindendir ve dava şartıdır. Yargılama sırasında taraflardan birinin ölmesi halinde, ölen tarafın ehliyeti sona ereceğinden, sadece bu kişinin mirasçıları tarafından (dava konusunun ölenin malvarlığına ilişkin olması ve dava sonunda verilecek hükmün olumlu veya olumsuz bir şekilde mirasçıların haklarını etkilemesi durumunda) davaya devam edilebilir. Bu halde, ölen tarafın mirasını reddetmeyen mirasçılarının, davayı mecburî dava arkadaşı olarak hep birlikte takip etmeleri gerekir. TMK.nun 28. maddesine göre, ölüm ile kişilik son bulur. yürütülen bir dava sonunda ölü kişi aleyhine hüküm kurulamaz. Davacının, vefat eden davalı hakkındaki davayı takip etmeyeceğini bildirmesi bu durumu değiştirmez.Bir davada davanın taraflarının yapılan hukuki işlemlerden haberdar olmaları, usulüne uygun olarak duruşma gününden haberdar olup hazır olabilmesi usulüne uygun tebligat yapılmasına bağlıdır. Aksi durumun, ilgilinin hak arama hürriyetini kısıtlayacağına şüphe yoktur. Bu nedenle davalı …’ın mirasçıları davaya dahil edilmesi yargılama sonucunda da gerekçeli kararın mirasçılara da tebliğ edilmesi gerekmektedir. HMK.’nun 297.maddesine aykırı olarak yazılan gerekçeli kararda davalı …’ın vefat ettiği belirtilmiş, mirasçıların açık kimliğinin yazılmadığı görülmüştür. HMK.’nun 297/b maddesinde hükmün kapsamı düzenlenmiştir. Buna göre, yargılama aşamasında mirasçılar belirlenerek , yazılan gerekçeli kararda tarafların ve davaya katılanların kimlikleri T.C. Kimlik numarası varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad ve soyadları ile adreslerinin yazılması gerekirken karar tarihinde ölü olduğu anlaşılan davalı yaşar gösterilerek gerekçeli karar düzenlenmesi usul ve yasaya aykırıdır. Kabule göre de, mahkemece adli tıp kurumu ve yüksek sağlık şurası raporlarına göre davanın reddine karar verilmişse de bu raporlar davacıların itirazlarını karşılamadığı gibi soyut ifadeler içerdiğinden hüküm kurmaya elverişli değildir. Mahkemece, üniversitelerin ana bilim dallarından seçilecek uzmanlardan oluşacak bir bilirkişi kuruluna dosya tevdi edilerek dosyada mevcut deliller ve raporlarla birlikte davalıların sorumlulukları bir bütün olarak değerlendirilip tıbbın gerek ve kurallarına göre olayda davalıların sorumluluğunu belirtecek ihmal ve hata bulunup bulunmadığı gösteren nedenlerini açıklayıcı taraf, mahkeme ve istinaf denetimine elverişli rapor alınmak suretiyle hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmelidir. Davacının istinaf talebi yerinde olup mahkemenin davanın reddine ilişkin karar bu sebeple doğru görülmemiştir. İstinaf talebinin kabulü ile kararın kaldırılarak yeniden yargılama yapılmak üzere dosyanın iadesine ilişkin aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacıların İstinaf talebinin KABULÜNE, İlk derece Mahkemesi KARARININ KALDIRILMASINA, Dosyanın, gerekçede belirtilen hususlara göre incelenerek sonucuna göre bir karar verilmek üzere mahkemesine İADESİNE, İstinaf kanun yolu başvurusu nedeniyle davacılardan alınması gereken harcın mahsubuyla artan 37,90 TL karar ve ilam harcı ve mükerrer yatırıldığı anlaşılan 162,10 TL istinaf başvuru harcının ilk derece mahkemesince talep halinde davacılara iadesine, İstinaf kanun yoluna başvuran davacılar tarafından yapılan 242,80 TL (istinaf başvuru harçları toplamı) ile 57,60 TL posta masrafı olmak üzere toplam 300,40 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacılara verilmesine, Davanın ve dosya üzerinde yapılan yargılamanın niteliği ve avukatlık asgari ücret tarifesi göz önünde bulundurularak aleyhine istinaf kanun yoluna başvurulan için vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, Karar tebliği, harç takibi ve avans iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,Dair; dosya üzerinde, tarafların ve vekillerin yokluğunda oy birliği ile KESİN olarak verilen karar, açıkça okundu.24/03/2022