Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesi 2022/437 E. 2022/506 K. 04.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
19. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/437
KARAR NO: 2022/506
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 04/11/2021
NUMARASI: 2020/255 Esas – 2021/1159 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ödünç Verme Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 04/03/2022
İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 04/11/2021 tarihli, 2020/255 Esas, 2021/1159 Karar sayılı dosyasında verilen karar istinaf incelemesi için dairemize tevzi edilmekle Dairemiz yukarıda belirtilen esas sırasına kaydı yapıldı. Dosya incelendi. Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalının, davalının müvekkilinin çocuklarının spor hocası olması nedeniyle arkadaşı olduğunu, bu vesile ile davalının ekonomik sıkıntı yaşadığı dönemde kendisine destek olmak için bir miktar borç verdiğini, taraflar arasında herhangi bir ticari ilişki veya iş ilişkisi olmadığını, tarafların söz konusu borcun bonolar vasıtası ile ödeneceğini kararlaştırdıklarını, bu doğrultuda davalı tarafından her ay belirli miktarlarda ödeme yapılması için sıralı olarak birçok bono düzenlendiğini, ilgili bonoların bir kısmının müvekkili tarafından İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibine konu edildiğini, takibe konu edilen bonoların zamanaşımına uğramamış olması dolayısıyla kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip yapıldığını, icra takibine konu edilen bonolar ile itirazın iptali istenilen icra takibine dayanak gösterilen bonoların sıralı bonolar olduğunu, davalı tarafından 2016 yılında başlatılan icra takibine itiraz edilmediğini, icra dosyasına ödeme yapıldığını, aynı borç ilişkisine dayanan aynı anda düzenlenen bonoların bir kısmının 2016 senesinde ödenmiş olmasına rağmen davaya konu icra takibine itiraz edilmiş olmasının davalının kötü niyetli olduğunun göstergesi olduğunu, müvekkilinin davalıdan halen alacağı bulunduğunu, ancak davalının borcunu ödemediğini, bu hususta kalan borç miktarına ilişkin İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının haksız ve kötü niyetli olarak takibe itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, tüm bu nedenlerle davalının haksız ve kötü niyetli itirazının iptali ile takibin devamına, davalının kötü niyetli olarak itiraz ettiğinden %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle ; müvekkilinin 2011 yılında davacıdan borç alığını, karşılığında sıralı senet düzenlediğini, borcunu ödemek isteyen müvekkilinin davacı ile anlaşarak davacının iş yerinde satış müdürü olarak işe başladığını ve sigortasız olarak çalıştırıldığını, müvekkilinin davacının iş yerinde işe başladığında piyasa koşullarına göre 3.000 TL maaş alması gerekirken 2.000 TL almayı kabul ederek bakiye 1.000 TL ‘nin davacıdan aldığı borcun taksiti olarak sayılması için davacı ile anlaştığını, çalıştığı 26 ay boyunca borcunun büyük bir kısmını bu şekilde davacıya ödediğini, ancak davacının kötü niyetli olarak müvekkili ile iş ilişkisini inkar ettiğini, müvekkilinin İstanbul 8. İş Mahkemesi’nin 2016/297 Esas sayılı dosyası ile davacıya karşı işçi ve işveren ilişkisinden kaynaklanan alacak davası açtığını ve mahkemece işçi-işveren ilişkisi kabul edilerek davanın kısmen kabulüne karar verildiğini ve kararın kesinleştiğini, kesinleşmiş mahkeme ilamına rağmen davacının dava dilekçesinde müvekkili ile olan iş ilişkisini inkar etmesinin kötü niyetli olduğunu, müvekkilinin 01/07/2011 – 01/09/2013 tarihleri arasında davacının iş yerinde çalışarak ayda 1.000 TL olmak üzere çalıştığı süre boyunca dava konusu borcunu ödediğini, davacının iş sözleşmesini haksız nedenlerle feshettiğini ve aradan üç yıl geçtikten sonra 2016 senesinde 11 senedi takip konusu yaparak İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile müvekkiline icra takibi başlattığını, müvekkilinin icra dairesine ödeme yaparak borcunun hepsini ödediğini, böylece müvekkilinin davacıya karşı hiçbir borcu kalmadığını, dava konusu takibe dayanak gösterilen senetlerin vade tarihlerinin müvekkilinin davacı iş yerinde çalıştığı süreleri kapsadığını ve hepsinin ödendiğini, ödeme olgusunun inkar edilerek davacının müvekkiline karşı icra takibi başlatmasının ve itirazın iptali davası açmasının hukuki dayanaktan yoksun olup hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin işçilik alacakları davasını kazanması nedeniyle davacının müvekkilini zor durumda bırakmak istediğini, çıkar sağlamak ve kendince intikam almak amacıyla kötü niyetli olarak müvekkili aleyhine icra takibi başlattığını, dava konusu takibe konu edilen senetlerin bedeli ödenmiş olduğundan infaz edilen İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına konulmadığını, aynı borç ilişkisine konu senetlerin ilk başlatılan takipte yer almayıp dava konusu takibe konu edilmiş olmasının davacının kötü niyetli olduğunu ve takibin açıkça kötü niyetli olarak başlatıldığını gösterdiğini, tüm bu nedenlerle haksız ve mesnetsiz davanın reddini, davacının kötü niyetli olması nedeniyle icra takibine konu meblağın %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir. İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 4.11.2021 tarih, 2020/255 Esas,2021/1159 Karar sayılı ” Göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan HMK’nun 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine, Yasal sürede başvurulması halinde dosyanın görevli İstanbul Anadolu Nöbetçi İş Mahkemesine gönderilmesine, kararı davacı tarafından istinaf edilmiştir. Davacı, görevsizlik kararının doğru olmadığı gerekçeleriyle istinaf talebinde bulunmuştur. Davacı, davalıya borç verdiğini, davalının borç karşılığında verdiği bonoları ödemediğini, alacağının tahsili istemiyle başlattığı icra takibine davalının haksız itirazının iptali istemiyle eldeki davayı açmıştır. Mahkemece, taraflar arasında, daha önceden, iş sözleşmesinden kaynaklı, işçi – işveren ilişkisi bulunduğu , taraflar arasında işçi işveren ilişkisi olduğunun her ne kadar davacı tarafından inkar edilse de İstanbul Anadolu 8.İş Mahkemesinin 2016/297 E-2019/83K. numaralı ilamıyla hükme bağlandığı ve hükmün İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinin 2019/1284 E.-2019/888K sayılı ilamıyla istinaf talepleri reddedilmekle kesinleştiği, davaya konu yapılan bonoların da, taraflar arasındaki işçi – işveren ilişkisinin devam ettiği süreç içerisinde verildiği konusunda bir tartışma olmadığı, davalının; davaya konu bonoların bedelini davacının iş yerinde 26 ay sigortasız olarak çalışmak suretiyle ödediğini iddia ettiği, somut uyuşmazlığa konu olan bonoların incelenmesi açısından da, öncelikle, taraflar arasındaki iş sözleşmesinin hukuken değerlendirilmesinin gerektiği, bu durumun da, taraflar arasındaki temel ilişkinin, sona ermiş olsa dahi, işçi – işveren ilişkisi olduğunu ortaya koyduğu, bu kabule göre de, mevcut uyuşmazlıkta görevli mahkemenin İş Mahkemeleri olacağı açılan davanın iş mahkemeleri görevli olmakla görevsizlik sebebiyle usulden reddine karar verilmiştir. Dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, mahkemece verilen kararın yerinde bulunduğu anlaşılmakla davacının tüm istinaf itirazları yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacının istinaf kanun yolu başvurularının ESASTAN REDDİNE, İstinaf başvurusu sebebiyle alınması gereken harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, İstinaf başvurusu sebebiyle davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kanun yoluna başvuran davacı üzerinde bırakılmasına, İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, Karar tebliği, harç takibi ve avans iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine, Dair; dosya üzerinde, tarafların ve vekillerin yokluğunda oy birliği ile KESİN olarak verilen karar, açıkça okundu.04/03/2022