Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesi 2022/2052 E. 2023/1276 K. 02.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
19. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/2052
KARAR NO: 2023/1276
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/03/2022
NUMARASI: 2021/491 2022/209
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 02/06/2023
İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ 09/03/2022 tarihli ve 2021/491 Esas, 2022/209 Karar sayılı dosyasında verilen karar istinaf incelemesi için dairemize tevzi edilmekle Dairemiz yukarıda belirtilen esas sırasına kaydı yapıldı. Dosya incelendi. Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin … plakalı aracın satışı için Beyoğlu …. Noterliği’nin 02.04.2021 tarih ve … yevmiye nolu vekaleti ile davalı …’ı vekil tayin ettiğini, davalı …’ın aracı Eyüpsultan … Noterliği’nin 02.04.2021 tarih ve … yevmiye nolu satış sözleşmesi ile diğer davalı … San. Ve Tic. Ltd. Şti.’ye vekaleten sattığını, davalıların satış bedelini müvekkiline ödememesi üzerine davalılar aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalıların takibe itiraz etmeleri üzerine takibin durdurulduğunu, davalıların itirazının haksız olduğunu bu nedenle itirazın iptali ile takibin devamına, %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının davaya konu tüm iddia ve beyanlarında haksız olduğunu, maddi gerçeği saklayan davacının müvekkiline karşı kötü niyetli olarak huzurdaki davayı açtığını, davalının aracını satması için müvekkili İbrahim’e teslim ettiği veya aracı müvekkil İbrahim yahut şirkete sattığı iddialarının gerçek dışı olduğunu, zira müvekkil …’ın da müvekkili … şirket yetkililerinin de hiçbir zaman davacı şirketinin yetkilileri, temsilcileri, sahipleri, ortakları veya herhangi bir çalışanını bugüne kadar hiç görmemiş ve kendileri ile hiçbir şekilde, başka bir iş için dahil dava konusu aracın alım satımı husunda görüşmediğini, davacı şirket yetkilileri ile müvekkillerinin birbirlerini tanımadığını, müvekkili …’ın dava konusu aracı davacı şirketten değil aracı müvekkille getirip satarak ve satış bedelini de nakden elden alan … isimli şahıstan satın aldığını, müvekkili … yönünden yetkisizlik ve görevsizlik kararı verilmesini, davaya bakmakla yetili ve görevli mahkemenin Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunu, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 09/03/2022 tarih, 2021/491 Esas, 2022/209 Karar sayılı ”Davalı … … Ltd. Şti açısından açılmış olan davanın Pasif Husumet Yokluğundan Reddine, Davalı … aleyhine açılan davanın Kısmen Kabulü İle; Davalının İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasına konu alacağa yönelik itirazının 364.233,53 TL asıl alacak bakımından iptali ile takip talepnamesindeki şartlarla takibin Devamına, Fazlaya İlişkin Kısmın Reddine” ilişkin kararı davacı tarafından istinaf edilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle, mahkemece davalı şirket açısından davanın pasif husumet yokluğu sebebiyle reddine karar verilmesi yönünden kararı hatalı olduğunu, satıcı … ile alıcı … şirketi arasındaki bu satışın muvazaalı olduğunu, aracı şirket adına vekaleten alan … ile davalı İbrahimin akraba olduklarını ve hepsinin oto alım satım işiyle uğraştığını, aracın kısa sürede birkaç defa el değiştirdiğini, taraflar arasında organik bağın olması satışın muvazaalı olması ve tarafların birlikte davacıyı zarar uğratmak amacıyla hareket etmeleri nedeniyle davalı şirketin sorumlu tutulması gerektiğini, kararın kaldırılmasını ve davanın her iki davalı yönünden kabulüne karar verilmesini talep ederek kararı istinaf etmiştir.
GEREKÇE: Davacı, davalı …’e araç satış yetkisini içeren vekaletname verdiğini davalı …’in anılan vekaletnameye istinaden davacıya ait aracı sattığını, ancak davalının satışını yaptığı aracın bedelini ödemediğini, davalıların birlikte hareket ettiklerini ileri sürerek tahsili için başlattığı icra takibine davalıların itirazı üzerine itirazın iptaline ilişkin eldeki davayı açmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “…davacının davalıya işleteni olduğu aracın satılması konusunda yetki verdiği, davalı …’ın bu aracı sattığı ve ancak satış bedelini davacıya teslim ettiğini ispat edemediği, davalı tarafından davacıya teklif edilen ve davacı şirket yetkilisince de eda edilen yemin ile taraflar arasındaki ilişkinin davalının iddia ettiği şekilde gelişmediği anlaşıldığından, keza vekilin özen yükümü kapsamında davalının davacıya ait aracı satış tarihindeki bedeli üzerinden satması gerektiğinden aksi özen yükümüne aykırılık teşkil ettiğinden bilirkişi tarafından tespit edilen rayiç bedel esas olmak üzere ve davacı tarafından davalı şirketin araç satış bedelinden sorumluluğunu gerektiren bir muvazaa ilişkisi de subut bulmadığından sözleşmeden kaynaklanan sorumlulukta nispilik prensibi esas olduğundan davalı … Ltd. Şti açısından açılmış olan davanın pasif husumet yokluğundan reddine, davalı … aleyhine açılan davanın kısmen kabulü ile, davalının İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasına konu alacağa yönelik itirazının 364.233,53 TL asıl alacak bakımından iptali ile takip talepnamesindeki şartlarla takibin devamına, fazlaya ilişkin kısmın reddine, İİK m.67/2 kapsamında 72.846,00 TL tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine…” gerekçesiyle davalı … şirketi yönünden davanın pasif husumet nedeniyle reddine, davalı … yönünden davanın kısmen kabulüne karar verildiği görülmüştür. İddianın ileri sürülüş şekli ve dayanılan olgular çerçevesinde, davacıların isteminin; davalı …’in vekalet görevini kötüye kullanması, özellikle de vekilin özen ve sadakatle iş görme ve hesap verme yükümlülüğüne aykırı davranması hukuksal nedenine dayandırıldığı açıktır.Davacı taraf davalılar arasında işbirliği olduğunu ve muvazaalı işlem yaptıklarını iddia ederek satış bedelinin her iki davalıdan tahsili gerektiğini ileri sürmekte ise de dosya kapsamından bu iddiasını ispatlayamadığı anlaşılmaktadır. Yazılı delil niteliğindeki satış sözleşmesinde satış bedelinin davalı vekil tarafından alıcıdan alındığı belirtilmiş aksi ispatlanamamıştır.Dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, tüm dosya kapsamıyla anlaşılmış olup, ayrıca alınan bilirkişi raporunun taraf, mahkeme ve istinaf kanun yolu denetimine olanak sağlayacak şekilde düzenlenip, hükme esas alınmaya yeterli olduğu, mahkemece verilen kararın yerinde bulunduğu anlaşılmakla davacının tüm istinaf itirazları yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Dairemiz ilk derece mahkemesi kararını hem maddi olay hem de hukuka uygunluk bakımından incelemeye tabii tutarak yapmış olduğu istinaf incelemesinde; İstinafa konu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından HMK 353/1-b maddesi gereğince davacının istinaf kanun yolu başvurusunun ESASTAN REDDİNE, İstinaf kanun yolu başvurusu için alınması gereken harcın mahsubuyla eksik 99,20 TL’nin davacıdan ilk derece mahkemesince hazine adına tahsiline, Davanın ve dosya üzerinde yapılan yargılamanın niteliği ve avukatlık asgari ücret tarifesi göz önünde bulundurularak aleyhine istinaf kanun yoluna başvurulan için vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, İstinaf kanun yoluna başvuru için yapılan yargılama giderlerinin kanun yoluna başvuran davacı üzerinde bırakılmasına, artan kısmın talep halinde ilk derece mahkemesince yatırana iadesine, Dosya üzerinden yapılan inceleme ve müzakere sonucunda HMK 361. madde uyarınca kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde verilecek dilekçe ile Yargıtay’ın ilgili hukuk dairesi nezdinde temyizi kabil olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 02/06/2023