Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesi 2022/1726 E. 2022/1633 K. 06.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
19. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1726
KARAR NO: 2022/1633
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 27/10/2021
NUMARASI: 2021/600 Esas – 2021/1030 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 06/07/2022
Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 27/10/2021 tarihli, 2021/600 Esas, 2021/1030 Karar sayılı dosyasında verilen karar istinaf incelemesi için dairemize tevzi edilmekle Dairemiz yukarıda belirtilen esas sırasına kaydı yapıldı.Dosya incelendi. Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, Davalının Küçükçekmece Sefaköy İlçesinde kuyumculuk sektöründe faaliyet gösterdiğini, davalı ile müvekkil arasında 15-20 yıllık bir dönem arkadaşlık ilişkisi mevcut olduğunu, altının Türk Halkı için güvenilir bir yatırım aracı olduğunu, son yıllarda altının TL karşısında %400 değer kazandığını, müvekkilin davalının kuyumculuk sektöründeki deneyimi ve altının devamlı kaybettirmeyen bir yatırım vasıtası olması nedeniyle davalının söz ve vaatlerine inandığını, davalının müvekkile yatırımlarını altında değerlendirmesi halinde yüksek kazanç elde edeceğini, müvekkilin yatırımlarına yön vermeye çalıştığını, kar payı vereceğini iddia ettiğini, müvekkilin davalının ısrarı üzerine 50.150,00 TL yi hesabından çekerek davalıya teslim ettiğini, müvekkilin kendi adına ciro edilmiş bulunan 20.000,00 TL ve 30.000,00 TL bedelli çekleri kendisine teslim ederek HAS ALTIN olarak değerlendirilmek üzere davalıya teslim ettiklerini, söz konusu tutarların davalıya teslim edilirken 2018 yılı Mayıs-Haziran ayı itibariyle söz konusu meblağlara ihtiyacı olabileceği, kızına araba almak istediği, bu tarihlerde iade almak üzere paranın teslim edileceği hususunun taraflar arasında kararlaştırıldığını, taraflar arasında kararlaştırılan tarihte para iadesi talep edilmişse de davalı tarafından bu talebe yanıt gelmediğini, bunun üzerine noterden ihtarname çekildiğini, ihtara cevap verilmemesi üzerine icra takibine başlandığını, davalının itirazı üzerine takibin durdurulduğunu, bunun üzerine davalı aleyhine suç duyurusunda bulunulduğunu, bu sebeplerle itirazın iptali ile takibin devamına, davalının müvekkilin yoksun kaldığı yıllık %15 kar payı ödemesine, haksız itiraz nedeniyle davalının %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. İstinafa konu karar, Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 27/10/2021 tarihli 2021/600 Esas, 2021/1030 Karar sayılı davanın görevsizlik nedeniyle reddine yönelik kararıdır. Davalı vekili, mahkemenin görevsizlik kararının yerinde olmadığını, ön inceleme duruşmalarından müvekkilinin haberi olmadığını, mahkemece Asliye Hukuk Mahkemesine verilen görevsizlik kararının gerekli ve detaylı araştırma yapılmadan verildiğini beyan ederek istinaf talebinde bulunmuştur.
GEREKÇE:Taraflar arasındaki uyuşmazlık, ödünç sözleşmesinden kaynaklı verildiği iddia edilen bedellerin idesine yönelik yapılan icra takibine itirazın yerinde olup olmadığı ve uyuşmazlığın çözümünde hangi mahkemenin görevli olacağı hususundadır. İlk derece mahkemesince ” ….Davanın altın emanet bedeline dayalı olarak başlatılan icra takibine vaki itirazın İİK’nun 67.maddesi gereğince iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatı istemine ilişkin olduğu, 6102 sayılı TTK nun 4/1 maddesinde her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağının hüküm altına alındığı, buna göre bir uyuşmazlığın ticari nitelikte olabilmesi için her iki tarafın da ticari işletmesini ilgilendirmesi yahut aynı maddenin alt bentlerinde düzenlenen istisnalardan birine dahil olması gerektiği, Mahkememizce tarafların tacir olup olmadıkları hususunda Vergi Dairesi’ne yazı yazıldığı, Küçükçekmece Vergi Dairesine yazılan yazıya verilen cevapta davacının mükellefiyet kaydının olmadığı, tacir sıfatını taşımadığı, Halkalı Vergi Dairesine yazılan yazıya verilen cevapta; davalının ikinci sınıf tüccar olduğu, VUK 193. Madde gereği işletme hesabı defteri tuttuğunun bildirildiği, dolayısıyla davalının TTK anlamında tacir olmadığı anlaşılmakla; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun “Görevin Belirlenmesi ve Niteliği” başlıklı 1. maddesinde, mahkemelerin görevinin ancak kanunla düzenleneceği ve göreve ilişkin kuralların kamu düzeninden olduğu belirlendiğinden bu hususun mahkemelerce yargılamanın her aşamasında kendiliğinden dikkate alınması gerektiği….” gerekçeleriyle davanın görevsizlik nedeniyle reddine karar verildiği görülmüştür. Bir uyuşmazlığın Ticaret Mahkemelerinde görülebilmesi için mutlak veya nispi ticari dava olması gerekir. Hangi davaların ticari dava olduğu Ticaret Kanunun 4. ve 5/2. maddeleri ile özel yasalarda düzenlenmiştir. Bir davanın mutlak ticari dava sayılabilmesi için Ticaret Kanunun 4. maddesininde 1-6 bentlerindeki davalardan olması, nispi ticari dava sayılabilmesi için de, davanın her iki tarafının tacir olması ayrıca dava konusu uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili bulunması gerekir. Ticaret Kanunun 5. Fıkrasına ilişkin 26/06/2012 tarihinde 6335 sayılı kanun ile yapılan değişiklikle Asliye Hukuk – Ticaret Mahkemesi arasındaki ilişki iş bölümü değil, görev ilişkisi olarak değerlendirilmesi gerektiği ve resen nazara alınacağını düzenlemiştir. Görev hususu kamu düzenine ilişkindir bu nedenle mahkemenin resen nazara alması gerekir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık mutlak ticari dava olmadığı gibi nispi ticari dava da değildir. Mahkemece de yapılan araştırmada tarafların tacir sıfatının bulunmadığı anlaşılmıştır. Bu nedenle ilk derece mahkemesinin Asliye Hukuk Mahkemesine verdiği görevsizlik kararının yerinde olduğu anlaşılmakla davalının istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir. Açıklanan tüm bu nedenlerle aşağıdaki şekilde hüküm tesisi usul ve yasalara uygun görülmüştür.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Dairemiz ilk derece mahkemesi kararını hem maddi olay hem de hukuka uygunluk bakımından incelemeye tabii tutarak yapmış olduğu istinaf incelemesinde; İstinafa konu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından HMK 353/1-b maddesi gereğince davalının istinaf kanun yolu başvurusunun ESASTAN REDDİNE,Harç peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, Davanın ve dosya üzerinde yapılan yargılamanın niteliği ve avukatlık asgari ücret tarifesi göz önünde bulundurularak aleyhine istinaf kanun yoluna başvurulan için vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, İstinaf kanun yoluna başvuru için yapılan yargılama giderlerinin kanun yoluna başvuran davalı üzerinde bırakılmasına, artan kısmın talep halinde ilk derece mahkemesince yatırana iadesine, Dair; dosya üzerinde, tarafların ve vekillerin yokluğunda oy birliği ile KESİN olarak verilen karar, açıkça okundu. 06/07/2022