Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesi 2021/611 E. 2021/2221 K. 02.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
19. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/611
KARAR NO: 2021/2221
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/04/2018
NUMARASI: 2018/280 2018/418
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 02/12/2021
Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/280 Esas, 2018/418 karar sayılı kararı dosyasında verilen karar istinaf incelemesi için dairemize tevzi edilmekle Dairemiz yukarıda belirtilen esas sırasına kaydı yapıldı. Dosya incelendi. Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkilleri ile davalı arasında imzalanan 13/01/2014 tarihli sözleşme ile Bahçeşehir semtinde inşa edilen … projesinde 131,43 m2 yüzölçümünde dükkanın bir kısmını peşin bir kısmınıda taksitleriyle ödeme şartıyla satın aldıklarını sözleşmeye göre 30/06/2015 tarihinde teslim edilecek olmasına karşı 10 aylık bir zaman geçmesine karşı halen tesliminin yapılmadığını, Küçükçekmece 1. Sulh Hukuk mahkemesinin 2016/3 değişik iş dosyasından mevcut durumunun tespitine ilişkin rapor alındığını sözleşmede gösterilen konumdan farklı bir konumda dükkanın gösterildiğini davanın proje değişikliği yapılarak sözleşmeye aykırı hareket ettiğini 19,97 metrekare den daha düşük ölçüde daha düşük dükkan teslim edildiğini, sözleşmede dükkanın yönetim planında hastane ve kafe olarak yer olacağının belirtildiğini, bu amaçla 52 metrekarelik teras alanının dükkana tahsis edileceğinin taahhüt edildiğini, bu şekilde fahiş fiyat verildiğini sözleşmenin 5. Maddesinde feshinde gecikme olması halinde cezai şart öngörüldüğünü belirterek geç teslim nedeniyle fazlaya ilişkin hakları saklı olmak üzere şimdilik 120.00 TL kira kaybı alacağının tahsilini, geç teslim nedeniyle sözleşmenin 5. Maddesi gereğince 326,181 TL cezai şart tazminat alacağın tahsilinin sözleşmede kararlaştırılan miktardan 19,97 m2 daha az yüzölçümünde dükkan yapıldığından ve terastan da tahsis yapılmadığından 217,128 TL bedelin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin davacılarla yapmış olduğu görüşmelerden dükkandan bir kısım yüzölçümü eksikliğini kabul ettiğini bu eksikliğin karşılığını ödemeyi vaat ettiğini ve teklifin halen geçerli olduğunu, geç teslimden kaynaklanan ödemelerle ilgili sözleşme hükümleri bulunduğu, müvekkilin üzerine düşen yükümlülüğü yerine getireceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 25/04/2018 tarih, 2018/280 Esas, 2018/418 Karar sayılı “Davacının davasının REDDİNE” kararı davacılar tarafından istinaf edilmiştir. Davacılar vekili, ilk derece mahkemesinin sözleşmenin geçersiz olması nedeniyle davayı esastan reddettiğini ancak verilen kararın hatalı olduğunu, dava konusu taşınmazın tapulu bir taşınmaz olarak değerlendirilmesinin hatalı olduğunu, sözleşmenin yapıldığı tarihte fiilen var olan bir taşınmaz bulunmadığını, ileride yapılması düşünülen inşaattan davacıya bağımsız bölüm tahsis edildiğini, yapılan sözleşmenin Yargıtay Hukuk genel kurulunun 2010/14-29 Esas 2010/328 Karar sayılı ilamına göre geçerli bir sözleşme olduğunu, sözleşmeden kaynaklanan taleplerin ileri sürülebilmesi için davalının edimini yerine getirmesinin şart olmadığını, davalının sözleşmenin geçersizliğini ileri sürmediğini, müvekkillerinin üzerine düşen tüm edimlerini yerine getirdiklerinin ileri sürerek istinaf talebinde bulunmuştur. İlk derece mahkemesi yapılan yargılama sonucunda, taraflar arasındaki sözleşmenin taşınmaz alım satımına ilişkin olduğunu bu nedenle resmi şekil şartına uygun olarak düzenlenmesi gerektiği, yargılamaya konu sözleşmenin adi yazılı şekilde düzenlenmiş olması nedeniyle geçersiz olduğu, geçersiz sözleşmeye istinaden davacı tarafın ifa talebinde bulunamayacağı gerekçesiyle açılan davayı reddetmiştir. Davalı vekili, dairemizde bulunan ve … AŞ’nin davalı olduğu benzer nitelikteki dosyalara sunduğu 05/05/2021 tarihli dilekçeleri ile davalı … AŞ hakkında Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/917 Esas sayılı dosyasında iflas kararı verildiğini, verilen kararın Bakırköy … İflas Dairesinin … İflas sayılı dosyasına kaydedildiğini, tasfiye işlemlerine başladığını, bu nedenler ile davanın İİK 194. Maddesi gereğince ikinci alacaklılar toplantısından 10 gün sonraya bırakılmasını, iflas kararı ile birlikte vekalet ilişkisi sona erdiğinden yapılacak işlemlerin iflas masasına bildirilmesini talep etmiştir. Dosya kapsamına giren belgelerden ilk derece mahkemesi tarafından esasa ilişkin karar verildikten sonra Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 30/03/2021 tarihli kararı ile … AŞ’nin 30/03/2021 günü 14.24 itibariyle iflasına karar verildiği, verilen karar gereği Bakırköy 1. İcra Dairesinin 2021/14 İflas sayılı dosyasında tasfiye işlemlerinin başlamış olduğu görülmektedir. İİK’nın 191. Maddesi; “Borçlunun iflas açıldıktan sonra masaya ait mallar üzerinde her türlü tasarrufu alacaklılara karşı hükümsüzdür. İflas açılmadan evvel borçlu tarafından imza edilmiş emre muharrer bir senet veya üzerine keşide olunmuş bir poliçe iflasın ilanından evvel vadesinde müflis tarafından ödenmiş olursa iflastan haberdar olmıyan ve ödemenin reddi halinde üçüncü bir şahsa rücu hakkını kullanabilecek vaziyette bulunan hamilden ödenen meblağ geri alınamaz.” şeklindedir. İİK’nın 226. Maddesi; “Masanın kanuni mümessili iflas idaresidir. İdare masanın menfaatlerini gözetmek ve tasfiyeyi yapmakla mükelleftir.(Değişik: 6/6/1985-3222/27 md.) İdare, ikimilyar liraya kadar olan alacaklardan doğrudan doğruya, daha ziyade alacaklardan alacaklılar toplanmasının vereceği yetkiyle sulh olabilir ve tahkim yapabilir.” şeklindedir. İİK 194. Maddesi; “Acele haller müstesna olmak üzere müflisin davacı ve davalı olduğu hukuk davaları durur ve ancak alacaklıların ikinci toplanmasından on gün sonra devam olunabilir.Bu hüküm şeref ve haysiyete tecavüzden, vücut üzerinde ika olunan zararlardan doğan tazminat davaları ile evlenme, ahvali şahsiye veya nafaka işlerine müteallik ihtilaflara, rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takiplerle ilgili olarak açılmış olan hukuk davalarına tatbik olunmaz. Dava durduğu müddetçe zamanaşımı ve hakkı düşüren müddetler işlemez.” şeklindedir. İflasın açılması ile birlikte iflasına karar verilen tüzel kişiliğin dava ehliyeti devam etmekle birlikte İİK 191. Maddesi gereğince mal varlığına ilişkin olarak tasarrufta bulunma yetkisi ortadan kalkmakta bu yetki İİK 226. Maddesi gereğince iflas idaresine geçmektedir. İflas kararından önce, iflas edenin davalı olarak yer aldığı hukuk davaları iflas kararının açılmasıyla birlikte İİK 194. Maddesi gereğince ikinci alacaklar toplantısından 10 gün sonrasına kadar durur, duran yargılamalar ikinci alacaklar toplantısından 10 gün sonra devam edilebilir. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 06.04.2009 tarih 2007/15139 Esas 2009/4126 Karar sayılı ilamında, ilk derece mahkemesi tarafından karar verildikten sonra mahkeme kararı ile davalının iflasına karar verilmiş olması nedeniyle ” Davacı vekilinin asıl ve birleşen davada iki maddi tazminat istemine ilişkin temyiz itirazlarına gelince, dosya arasında bulunan ekli belgelerden davalılardan ….’nın karar tarihinden sonra iflas ettiği anlaşılmaktadır. İ.İ.K.nun 194 ncü maddesine göre, iflasın açılması, iflas masasına giren mal ve haklarla ilgili bilumum hukuk davalarını acele olanlar istisna olmak üzere ikinci alacaklılar toplantısından 10 gün sonraya kadar durdurur. Somut olayda, maddede sayılan istisnai hallerden biri bulunmamaktadır. Öte yandan, anılan bu hüküm, somut olayda olduğu gibi, temyiz aşamasında gerçekleşen iflas halinde de uygulanır. Bu durumda, mahkemece, bir ara kararı ile davanın ikinci alacaklılar toplantısından on gün sonraki bir tarihe kadar durmasına karar verilmek, o tarihten sonra davaya devam edilmek üzere hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir. Bozma neden ve şekline göre, davacı vekilinin asıl ve birleşen davada maddi tazminat istemine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.” şeklinde karar vermiştir. Yukarıda alınan İcra İflas Kanununun iflasın açılmasına ilişkin maddeleri ile Yargıtay kararı birlikte incelendiğinde ilk derece mahkemesi tarafından ikinci alacaklar toplantısına kadar davanın durdurulması, bu arada davalı … AŞ’ye ilişkin mal varlığının temsil yetkisi iflas idaresine geçmiş olduğundan usulüne uygun olarak taraf teşkilinin sağlanması gerekmektedir. HMK 114/1-d. Maddesi gereğince taraf ve dava ehliyeti dava şartlarından olduğundan davacılar vekilinin istinaf başvurusu incelenmeksizin İİK 194. Maddesi gereğince hüküm kaldırılarak ilk derece mahkemesine iadesine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesisi usul ve yasalara uygun görülmüştür.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacılar vekilinin istinaf başvurusu incelenmeksizin, Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/280 Esas, 2018/418 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, Dosyanın, gerekçede belirtilen hususlar çerçevesinde yeniden yargılama yapılmak üzere ilk derece mahkemesine İADESİNE, 59,30 TL maktu karar ve ilam harcının davalıdan ilk derece mahkemesince hazine adına tahsiline, İstinaf kanun yoluna başvuran davacılar tarafından yatırılan istinaf kanun yolu harcının talep halinde ilk derece mahkemesince kendisine iadesine, İstinaf kanun yoluna başvuru için yapılan yargılama giderlerinin esas karar ile birlikte ilk derece mahkemesince değerlendirilmesine, Davanın ve dosya üzerinde yapılan yargılamanın niteliği ve avukatlık asgari ücret tarifesi göz önünde bulundurularak istinaf kanun yoluna başvuran lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, Dair; dosya üzerinde, tarafların ve vekillerin yokluğunda oy birliği ile KESİN olarak verilen karar, açıkça okundu.02/12/2021