Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesi 2021/457 E. 2021/478 K. 05.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
19. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/457
KARAR NO: 2021/478
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 23/10/2020
NUMARASI: 2020/529 Esas – 2020/681 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 05/03/2021
Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 23/10/2020 tarihli, 2020/529 Esas, 2020/681 Karar sayılı dosyasında verilen karar istinaf incelemesi için dairemize tevzi edilmekle Dairemiz yukarıda belirtilen esas sırasına kaydı yapıldı.Dosya incelendi. Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın dava dilekçesinde özetle; davalının bünyelerinde 4. Bölge olarak adlandırılan bölgede çöp toplama işinde çalışan personellerden emekli olan ve emekliliğe hak kazananlara kıdem tazminatı ödediklerini, bu tazminat yükümlülüğünün aslında kendileri olmadığını, bunun sorumlusunun müvekkilinin olduğunu iddia ederek, dosya borcu kadar kıdem tazminatı miktarını müvekkilinin hakediş alacağından mahsup yapmak suretiyle kendilerine irad kaydettiklerini ve kendilerinde olan teminat mektuplarının da iade edildiğini, davalının itirazında belirttiği mahsup işleminin tamamen keyfi bir şekilde ihkakı hak mahiyetindedir ve hiçbir hukuki temele ve yasa hükmüne dayanmadığını, davalının keyfi iradesi ile mahsup işlemini yapması hukuka aykırı ve ihmal olduğunu, davalı müvekkilinden alacaklı olduğu kanaatindeyse o takdirde kendilerinin emanetinde olan kesin banka teminat mektubunda irad kaydetmesi gerekeceğini, ancak teminat mektuplarını iade edip, hakediş alacağımızı keyfi olarak mahsup edip irad kaydetmek, usule aykırı olmanın yanı sıra esas yönden de hukuki dayanağı olmadığını, davalı aleyhine Bakırköy …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu beyanla itirazın iptaline, davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 23/10/2020 tarih, 2020/529 Esas, 2020/681 Karar sayılı “Mahkememizin görevli olmaması nedeniyle, HMK’nun 114/.1.(c).b,115. maddeleri gereğince davanın dava şartı yokluğundan reddine, mahkememizin görevsizliğine,” kararı davalı tarafından istinaf edilmiştir. Davalı, idare mahkemelerinin görevli olduğunu, verilen görevsizlik kararının yerinde olmadığı gerekçeleriyle istinaf talebinde bulunmuştur. Davacı, davalı ile imzaladığı sözleşme uyarınca davalının hak ediş alacaklarından işçilerin kıdem tazminatı miktarlarını kesmesinin doğru olmadığını, davalı aleyhine alacaklarının tahsili istemiyle başlatılan icra takibine davalının haksız itirazının iptali istemiyle eldeki davayı açmıştır. Mahkemece, taraflar arasındaki davada görevli olmadıklarını, davalının tacir olmadığından 6102 sayılı TTKnun 4/1 maddesi hükmü uyarınca görevli mahkemenin de Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu gerekçeleriyle görevsizlik kararı verilmiştir. Davalının istinaf talebinin incelenmesinde, Taraflar arasındaki esasa ilişkin uyuşmazlığın çözümünden önce, davada HMK’nın 355. maddesi gereğince kamu düzeni nedeniyle re’sen dikkate alınması gereken usule ilişkin aykırılıkların mevcut olup olmadığının tespiti gereklidir. Usule ilişkin aykırılıklar konusunda da öncelikli olarak ve mahkemece re’sen dikkate alınması gereken husus ise, mahkemenin görevli olup olmadığı sorunudur. Zira görev, kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece kendiliğinden dikkate alınabileceği gibi, taraflarca da davanın her aşamasında ileri sürülebilir. Tüm dosya kapsamına göre eldeki bu davanın ticari bir dava niteliği taşımadığı, taraflar arasındaki ilişkinin ticari ilişki olmadığı, TTK.4 ve 5.maddelerinde tarif edilen ticari davalardan sayılmadığı, görev hususunun re’sen göz önüne alınması gerektiğinden, taraflar arasındaki sözleşmeye ilişkin TTK’nun 4.maddesinde yazılı olan başka bir deyişle TBK’nuna atıf yaptığı sözleşmelerden olmadığı gibi bu davada davalı tarafın tacir olmayıp bir kamu kurumu olduğu, hal böyle olunca da TTK 4.maddesinde tarif edilen her iki tarafında ticari işletmesiyle ilgili olma şartının bulunmadığından nispi ticari dava olarak da kabulünün mümkün bulunmadığından ticaret mahkemesi eldeki davada görevli değildir. Dava, asıl(üst) ve alt işveren arasındaki sözleşmeden doğan alacağın tahsili talebine ilişkin olup, davaya bakmakla görevli mahkeme genel nitelikteki Asliye Hukuk Mahkemesi’dir. Davacı ile davalı arasında imzalanan sözleşmeden kaynaklanan bu davada kamu hukukundan kaynaklanan ve idari yargıda görülmesi gereken idari bir işlem veya hizmet söz konusu da değildir. Hal böyle olunca mahkemece verilen görevsizlik kararı usul ve yasaya uygun bulunmuştur. İstinaf sebepleri ve dosya kapsamında yapılan incelemede verilen karar ve gerekçesi göz önüne alındığında ilk derece mahkemesinin kararı usul ve yasaya uygun olduğundan davalının istinaf talepleri yerinde görülmemiş olup aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalının İstinaf kanun yolu başvurusunun ESASTAN REDDİNE, İstinaf başvurusu sebebiyle davalı tarafından yatırılan harcın mahsubu ile eksik alınan 4,90 TL karar ve ilam harcının davalıdan ilk derece mahkemesince hazine adına tahsiline, İstinaf başvurusu sebebiyle davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kanun yoluna başvuran davalı üzerinde bırakılmasına, İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, Karar tebliği, harç takibi ve avans iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine, Dair; dosya üzerinde, tarafların ve vekillerin yokluğunda oy birliği ile KESİN olarak verilen karar, açıkça okundu.05/03/2021