Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesi 2021/3166 E. 2021/2411 K. 21.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
19. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/3166
KARAR NO: 2021/2411
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 06/09/2021
NUMARASI: 2021/469 Esas – 2021/704 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 21/12/2021
İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 06/09/2021 tarihli, 2021/469 Esas, 2021/704 Karar sayılı dosyasında verilen karar istinaf incelemesi için dairemize tevzi edilmekle Dairemiz yukarıda belirtilen esas sırasına kaydı yapıldı.Dosya incelendi. Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkilinin davalı şirkete … hesabı açmak suretiyle 52.000,00 TL yatırdığını, müvekkilinin 18.11.2020 tarihinde para çakmak üzere sisteme giriş yapmak istediğinde sisteme giremediğini, hata mesajı aldığını, akabinde davalı şirketten aradığını bildirilen kişiler tarafından arandığını, sistemde arıza olduğu ve bilgileri paylaşmasının akabinde arızanın giderileceğinin bildirildiğini, müvekkilinin güvenerek doğrulama kodu ve şifresini paylaştığını ancak daha sonra sisteme girdiğinde hesaptaki paranın çekildiğini, müvekkilinin davalı firma ile bir türlü iletişime geçemediğini, hesap açılmadan önce internet sistemlerinin çok güvenilir olduğu yönünde davalı tarafından beyan edildiğini, müvekkilinin aldatılarak mağdur edildiğini, tüm uyarılara rağmen davalı tarafından ödeme yapılmadığını, alacağın tahsili amacıyla İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından takibe girişildiğini, davalının haksız ve kötü niyetli itirazı üzerine takibin durduğunu, davanın kabulüne, itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının iddialarını somutlaştırır delillerini sunmadığını, davanın husumetli tarafının müvekkili olmadığını, davacının bizzat kendisi tarafından paylaşılan şifre nedeniyle dolandırıldığından husumetin 3. kişilere yöneltilmesi gerektiğini, davacının sahte siteye giriş yapmaya çalıştığını, müvekkilinin bir kusurunun bulunmadığını, müvekkiline ait olmayan telefon numarasından davacının arandığını, davacının paylaşılmaması gereken bilgileri paylaştığını, bu bilgilerin müvekkilinin çalışanı dahil kimseyle paylaşılmaması gerektiğinin mesaj yoluyla davacıya bildirildiğini, müvekkiline ait bir güvenlik ihlali bulunmadığını, neticede davacının kendisinin taraflar arasındaki sözleşmeyi ihlal ederek kendi kusuruyla dolandırıcılık olayına sebebiyet verdiğini, bu nedenle zarara uğradığını, müvekkili aleyhine başlatılan icra takibinin haksız olduğunu, davacının tazminat talebinin reddi ile kötü niyetli başlatılan icra takibi nedeniyle %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir. İstinafa konu karar, İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 06/09/2021 tarihli 2021/469 Esas, 2021/704 Karar sayılı davanın görevsizlik nedeniyle reddine yönelik kararıdır. Davalı vekili, mahkeme kararının yerinde olmadığını, taraflar arasındaki uyuşmazlığın Türk Ticaret Kanunun 4.maddesinde sayılan ticari davalar arasında yer aldığını, bu nedenle Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olduğunu, taraflar arasındaki ilişkinin Tüketici Kanunu kapsamında değerlendirilemeyeceğini bu nedenle Asliye Hukuk Mahkemesine verilen görevsizlik kaarının yerinde olmadığını beyan ederek istinaf talebinde bulunmuştur.
GEREKÇE: Taraflar arasında kripto para alım satımıyla ilgili akdi ilişki kurulduğu hususunda uyuşmazlık yoktur. Uyuşmazlık, davalı şirketin bu akdi ilişki kapsamında yaptığı işlemler sebebiyle davacının zararının oluşup oluşmadığı, davaya konu edilen bedelin çekilmesi nedeniyle davalı şirketin kusurunun bulunup bulunmadığı, çekilen bu miktar yönünden yapılan icra takibine itirazın iptalinin gerekip gerekmediği, taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümünde hangi mahkemenin görevli olacağı hususundadır. İlk derece mahkemesince, ” …27 Haziran 2013 tarih ve 28690 sayılı Resmî Gazetede 6493 sayılı “Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri, Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşları Hakkında Kanun” yürürlüğe girdiği, ödeme ve elektronik para hizmetlerine bir mevzuat alt yapısı oluşturulmaya çalışıldığı belirtilmiş olup, dava dilekçesi içeriğinden, davacının yatırım/ kazanç amaçlı söz konusu kripto parayı satın aldığı anlaşılmaktadır. Vergi müdürlüğünden celbedilen müzekkere cevabına göre davacı tacir değildir. Diğer yandan davacı tarafın işlemi dijital paralardan gelir elde etmeye yönelik olduğundan tüketici işlemi olarak kabul edilemez.” Anılan hüküm uyarınca yatırım amaçlı işlem yapan davacı tüketici olarak kabul edilemeyeceği gibi, kripto para alım satım işlemine aracılık eden davalı şirket Banka olmadığından, işlem bankacılık işlemi olarak nitelendirilemeyecektir. Diğer taraftan, aynı Kanunun 73. maddesi hükmüne göre; “Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevlidir. Ayrıca, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4.maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın, Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesi’nin bakacağı yönünde düzenleme olması gerekmektedir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/II. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez. Zira, Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı, ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Buna göre işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 16. HUKUK DAİRESİ DOSYA NO: 2021/269 Esas KARAR NO: 2021/338 18/02/2021 kararı emsal nitelikte olup görevli mahkemesinin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğu vurgulanmıştır. Somut uyuşmazlıkta, yukarıda ayrıntılı şekilde açıklanan nedenlerle anılan Kanun kapsamında tüketici işleminden söz etmek mümkün olmadığı, Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesi gereğince ticari dava niteliği bulunmadığı da dikkate alınarak, davaya genel mahkemede bakılması gerekmekte olup uyuşmazlığın çözümünde görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesi görevli olduğu….” gerekçeleriyle görevsizlik kararı verdiği görülmüştür. Taraflar arasındaki kripto para alım satımına aracılık işleminden kaynaklı uyuşmazlık söz konusudur. TTK.’nda mutlak ve nispi ticari davanın tanımı yapılmıştır. İlk derece mahkemesinin gerekçesinde de belirtildiği gibi uyuşmazlık, mutlak ve nispi ticari dava niteliğini taşımamaktadır. Davacının yatırım amaçlı alması sebebiyle yine taraflar arasındaki uyuşmazlık tüketici işlemi olmadığı gibi davacının tüketici sıfatı da bulunmamaktadır. Bu nedenle Tüketici Mahkemeleri de görevli değildir. Dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, mahkemece verilen kararın yerinde bulunduğu anlaşılmakla davalının tüm istinaf itirazları yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir. Açıklanan tüm bu nedenlerle aşağıdaki şekilde hüküm tesisi usul ve yasalara uygun görülmüştür.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Dairemiz ilk derece mahkemesi kararını hem maddi olay hem de hukuka uygunluk bakımından incelemeye tabii tutarak yapmış olduğu istinaf incelemesinde; İstinafa konu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından HMK 353/1-b maddesi gereğince davalının istinaf kanun yolu başvurusunun ESASTAN REDDİNE, Harç peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, Davanın ve dosya üzerinde yapılan yargılamanın niteliği ve avukatlık asgari ücret tarifesi göz önünde bulundurularak aleyhine istinaf kanun yoluna başvurulan için vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, İstinaf kanun yoluna başvuru için yapılan yargılama giderlerinin kanun yoluna başvuran davalı üzerinde bırakılmasına, artan kısmın talep halinde ilk derece mahkemesince yatırana iadesine,Dair; dosya üzerinde, tarafların ve vekillerin yokluğunda oy birliği ile KESİN olarak verilen karar, açıkça okundu. 21/12/2021