Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesi 2021/1965 E. 2021/1761 K. 06.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
19. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1965
KARAR NO: 2021/1761
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 11/11/2020
NUMARASI: 2019/487 Esas – 2020/536 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 06/10/2021
İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesinin 11/11/2020 tarihli, 2019/487 Esas, 2020/536 Karar sayılı dosyasında verilen karar istinaf incelemesi için dairemize tevzi edilmekle Dairemiz yukarıda belirtilen esas sırasına kaydı yapıldı. Dosya incelendi. Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, Davalı-borçlu ile müvekkil alacaklı şirket arasında 08/09/2017 tarihli baskı makinelerinin kiralanmasına dair kiralama sözleşmesi yapıldığını, kira süresi 60 ay ve aylık birim kira bedeli 345 Euro + KDV , aylık toplam kira bedelinin ise 20.700 Euro + KDV olarak anlaşıldığını, yapılacak servis hizmetinde ayrıca kopya başı da ücret alınacağını, yine makinelere ve ödeme bilgileri de sözleşmeye eklendiğini, yine aynı tarihte servis sözleşmesi de imzalandığını, davalı firmanın 28/08/2018 tarihinde davacıya bir mektup gönderdiğini ve sözleşmenin 19.maddesini öngörülemeyen sebep olarak gerekçe göstererek sözleşmeyi feshettiğini belirttiğini, davalı firmaya çalışılan dönemde imzalanan sözleşmeye göre pek çok fatura kesildiğini, bu faturalardan henüz ödenmemiş olan ve toplam 144.133,42 TL lik asıl alacak için İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icra takibi açıldığını ve alacağın muaccel olmasına rağmen davalı tarafın itiraz ettiğini takibin durduğunu, davalı tarafın haksız bir nedenle sözleşmeyi feshettiğini, davacı müvekkilin yurdışında parça ve ekipman getirtmekte olduğunu, kur artışının davacı tarafa herhangi bir katkısı bulunmadığını, alacağın likit olduğunu ve faturalar ile borçlu tarafın ödeme yükümlülüğünü açık olduğunu, gerek icra takibinde belirtilen ve ekte dava dosyasına sunulmuş olan sözleşmelerin ve irsaliyeli faturalardan anlaşılacağı üzere taraflar arasında borç doğuran geçerli bir hukuki ilişki ve sözleşmenin mevcut olduğunu, davalı tarafın muaccel hale gelen ödeme yükümlülüğünü yerine getirmediğini, borçlunun itirazının haksız olduğunu kötü niyetli olduğunu, icra takibini uzatmak maksadıyla borca itiraz ettiğini, bu nedenle borçlunun itirazının iptaline, takibin devamına ve borçlunun haksız itirazı sonucu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere inkar tazminatına çarptırılmasına, mahkeme masraf ve vekalet ücretinin karşı tarafa hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili vermiş olduğu tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davanın dayanağı olan İstanbul … İcra Müdürlüğünde başlatılmış olan takibin taraflar arasında kiralama ve servis sözleşmesi olduğunu, “sözleşmenin ifa edileceği yer” olan İzmir İcra Müdürlüğünün ve İzmir Mahkemelerinin yetkili olduğunun görüldüğünü, icra müdürlüğüne vermiş oldukları 21/01/2019 tarihli itiraz dilekçelerinde yetki itirazında bulunduklarını, işbu davada da İzmir Mahkemelerinin yetkili olduğunu ve yetki itirazları doğrultusunda mahkemece yetkisizlik kararı verilmesini talep etmiştir. İstinafa konu karar, İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesinin 11/11/2020 tarihli 2019/487 Esas, 2020/536 Karar sayılı davanın görevsizlik nedeniyle usulden reddine yönelik kararıdır. Davacı vekili, ilk derece mahkemesinin görevsizlik kararının yerinde olmadığını, taraflar arasındaki ilişkinin ticari bir iş olduğunu, görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, müvekkilinin ticari işletmesi gereği mal sattığını, TTK.’nun 3.maddesindeki ticari iş kapsamında her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili uyuşmazlığın çözümünde Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğunu beyan ederek istinaf talebinde bulunmuştur.
GEREKÇE:Taraflar arasında akdi ilişki kurulduğu hususunda uyuşmazlık yoktur. Uyuşmazlık, icra takibine yapılan itirazın iptalinin gerekip gerekmediği, akdi ilişkiden kaynaklı davacı şirketin davalı üniversiteden alacağının bulunup bulunmadığı ve miktarı ile uyuşmazlığın çözümünde hangi mahkemenin görevli olacağı hususundadır. İlk derece mahkemesince TTK.’nun 16/2 maddesi gereğince kamu tüzel kişisi olan davalının tacir sıfatının bulunmadığı dolayısıyla taraflar arasındaki uyuşmazlığın mutlak ve nispi nitelikte ticari dava olmadığından bahisle Asliye Hukuk Mahkemesine görevsizlik kararı verildiği görülmüştür. Türk Ticaret Kanunun 4. maddesi ve 5/2. maddesi ile özel yasalarda hangi davaların ticari dava olduğu açıkça yazılmıştır. Mutlak ticari davalarda tarafların tacir olup olmadığına bakılmaksızın ticari nitelikte olduğunu kabul edilen davalardır. Nispi ticari davalar ise her iki taraf için ticari sayılan konulardan doğan davalardır. Nispi ticari davadan söz edebilmek için iki koşulun bir arada olması gerekir. Birinci koşul her iki tarafın da tacir olması, ikinci koşul ise dava konusu uyuşmazlığın tarafların ticari işletmesi ile ilgili olmasıdır. İstinafa konu davada, davacı şirket olup tacir sıfatını taşımakla beraber davalı üniversite kamu tüzel kişisi olup tacir sıfatı bulunmamaktadır. Dolayısıyla TTK.’nun 16/2 maddesindeki düzenleme kapsamında da davalı üniversitenin tacir sıfatı bulunmadığı açıktır. Bu nedenle ilk derece mahkemesince verilen görevsizlik kararı yerindedir. Ancak gerekçeli karar yazılırken davada taraf olan şirket ve üniversitenin, davacı ve davalı sıfatlarının yanlış yazıldığı anlaşılmış fakat bu maddi hatanın kararın sonuca etkisi olmadığından bu hususa işaret edinilmekle yetinilmiştir. Açıklanan tüm bu nedenlerle aşağıdaki şekilde hüküm tesisi usul ve yasalara uygun görülmüştür.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Dairemiz ilk derece mahkemesi kararını hem maddi olay hem de hukuka uygunluk bakımından incelemeye tabii tutarak yapmış olduğu istinaf incelemesinde; İstinafa konu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından HMK 353/1-b maddesi gereğince davacının istinaf kanun yolu başvurusunun ESASTAN REDDİNE, Harç peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, Davanın ve dosya üzerinde yapılan yargılamanın niteliği ve avukatlık asgari ücret tarifesi göz önünde bulundurularak aleyhine istinaf kanun yoluna başvurulan için vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, İstinaf kanun yoluna başvuru için yapılan yargılama giderlerinin kanun yoluna başvuran davacı üzerinde bırakılmasına, artan kısmın talep halinde ilk derece mahkemesince yatırana iadesine, Dair; dosya üzerinde, tarafların ve vekillerin yokluğunda oy birliği ile KESİN olarak verilen karar, açıkça okundu. 06/10/2021