Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesi 2020/727 E. 2020/724 K. 01.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
19. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/727
KARAR NO: 2020/724
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 23/10/2019
NUMARASI: 2019/503 Esas – 2019/1312 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan Semenin Tenzili)
KARAR TARİHİ: 01/06/2020
İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin 23/10/2019 tarihli, 2019/503 Esas, 2019/1312 Karar sayılı dosyasında verilen karar istinaf incelemesi için dairemize tevzi edilmekle Dairemiz yukarıda belirtilen esas sırasına kaydı yapıldı. Dosya incelendi. Davacının dava dilekçesinde özetle; davacı müvekkillerinden … ile davalılardan … A.Ş. (…) arasında akdedilen Satış Vaadi Sözleşmesiyle … Projesi kapsamında 216.000 $ dolar bedelle 24 numaralı ve “69,91 brüt metrekareli Rezidans nitelikli bağımsız bölümün” müvekkile satılacağının kararlaştırıldığını, …Projesinin tamamlanmasını müteakip söz konusu proje Taşınmaz Satış Vaadi Sözleşmesinden davalılardan … A.Ş ile aralarında hukuki ve organik bağ olan diğer davalı …tarafından davacı müvekkile 05/08/2013 tarihinde Rezidans nitelikli iş yerinin devri gerçekleştirildiğini, Aynı şekilde diğer davacı müvekkillerinden, … ile davalılardan … A.Ş. (…) arasında akdedilen Beşiktaş … Noterliği’nin 18/04/2011 tarih ve … Yevmiye Nolu düzenleme şeklinde Satış Vaadi Sözleşmesiyle … Projesi kapsamında 216.000$ dolar bedelle … numaralı ve “61 brüt metre kareli Rezidans nitelikli bağımsız bölümün” müvekkile satılacağı kararlaştırıldığını, … Projesinin tamamlanmasını müteakip söz konusu proje ve Taşınmaz Satış Vaadi Sözleşmesinde davalılardan … A.Ş ile aralarında hukuki ve organik bağ olan diğer davalı …tarafından davacı müvekkile 13/08/2013 tarihinde Rezidans nitelikli iş yerinin devri gerçekleştirildiğini, Davacı müvekkilleri satın aldıkları bağımsız bölümleri ofis (iş yeri) olarak kullanmak amacıyla satın aldıklarını, müvekkilleri söz konusu taşınmazları satın almayı proje aşamasında karar verdiklerini, davalı şirketler tarafından müvekkilerine sunulan işyerine dair katalog planında, 60,91 m2 ve 61 m2 yazdığını , gerçekte ise teslimi yapılan taşınmazın bu metre karelerin altında olduğunu, Müvekkillerinin m2 hesabından eksik çıkan alan için müvekkilinin maddi zararının tam ve kesin olarak belirlenmesi mümkün olmadığından, tahkikat sırasında davacı müvekkillerin belirsiz maddi zararlarının-alacaklarının tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda taleplerinin arttırılmak üzere, şimdilik Müvekkillerine ayrı ayrı 10.000,00-TL maddi zararının dava tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile müvekkillerine ayrı ayrı verilmesine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin karşı tarafa yüklenmesini talep ile dava ettiği anlaşıldı. Davalı …vekilinin cevap dilekçesinde özetle; davacıların, diğer davalı … firmasından düzenleme şeklinde Noter Satış Vaadi Sözleşmesi ile satın almış olduğu bağımsız bölümleri, ofis olarak satın almış olduğunu, satış vaadi sözleşmesinde tapu senedinin üzerinde söz konusu bağımsız bölümlerin iddia edildiği şeklide ofis/işyeri olduğunu gösteren bilginin bulunmadığını, tapu senedinde taşınmazın niteliği residans olarak gösterilmiş olduğunu, davanın görev itirazlarının kabulü ile görevli ve yetkili İstanbul Tüketici Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerektiğini, davacıların, davaya konu taşınmazların tapusunu 05.08.2013 ve 13.08.2013 tarihlerinde müvekkili davalı …’den devralmış olduğunu, devraldıktan yaklaşık 5 yıl sonra davayı ikame ettiklerini, davaya konu taşınmazların fiili teslim tarihini diğer davalı ile davacılarda bilmekte olup bu tarihin daha önceki bir tarih olduğunun karine olduğunu, davacıların 4077 sayılı kanunda yazılı 30 günlük hak düşürücü sürede, iddia etmiş oldukları ayıbı bildirmedikleri/ve veya dava açmadıkları, bu nedenle davanın hak düşürücü/ süre zamanaşımı nedeni ile usulden reddi gerektiğini,davanın … bakımından husumetten reddini, davanın dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddini, haksız ve mesnetsiz açılan davanın esastan reddini, yargılama masrafları ve ücreti vekâletin davacılar üzerinde bırakılmasını, her türlü haklarının saklı kalması kaydı ile karar verilmesini talep ile cevap verdiği görüldü. Davalı … A.Ş. Vekilinin cevap dilekçesinde özetle; dosyaya sunulan satış vaadi sözleşmesinde de rezidans niteliğindeki dava konusu bağımsız bölümleri konut olarak kullanmak üzere sözleşmeye girdiğini, davacılarca dosyaya ibraz edilen tapu senedi başlıklı belgelerde “Bağımsız Bölümün Niteliği” kısmındaki “Rezidans” ibaresinden de anlaşıldığını, davacılarca dosyaya sunulan faturalarda sözleşme konusu bağımsız bölümlerin satımlarına %1 KDV uygulandığının görüldüğünü, bahsi geçen yerlerin işyeri değil konut olarak inşa edilip satıldığını, davacılar dava dilekçesinin hiçbir yerinde tacir olduklarını ve dava konusu sözleşmelerin kendilerinin ticari işletmelerini ilgilendiren ticari iş olduğunu ileri sürmemekte olduğunu, fazlaya ilişkin her türlü talep ve dava haklarının saklı kalması kaydıyla, uyuşmazlığa bakmakla görevli Mahkeme Tüketici Mahkemeleri olduğundan Mahkemenin görevsizliğini, davacıların davalarının tefrikini, ayıp ihbar süresi geçmiş olduğundan davanın esastan reddini, ayıpli ifa olmadığından davanın esastan reddini, vekalet ücreti de dahil olmak üzere her türlü yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ile cevap verdiği görüldü. İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 23.10.2019 tarih, 2019/503 Esas, 2019/1312 Karar sayılı “Davanın Mahkememizin görevsizliği nedeniyle HMK.nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince usulden reddine,Karar kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize başvurularak dilekçe verilmesi halinde dosyanın bu davaya bakmakla görevli İstanbul Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine Gönderilmesine, HMK’ nun 331/2 maddesi gereğince görevsizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerine o mahkemenin hükmedeceği, gönderme kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmemiş ise talep üzerine davanın açıldığı mahkemenin dosya üzerinden bu durumu tespit ile davacıyı yargılama giderlerini ödemeye mahkum edeceği ön görüldüğünden yargılama giderleri konusunda bu aşamada bir karar verilmesine yer olmadığına, kararı davalılardan … A.Ş. Tarafından istinaf edilmiştir. Davalı , görevsizlik kararı verildiği halde lehlerine vekalet ücretine hükmedilmemiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçeleriyle istinaf talebinde bulunmuştur. Davalının istinaf talebinin incelenmesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Esastan Sonuçlanmayan Davada Yargılama Gideri” başlığı altındaki 331. maddesinin 2.fıkrasındaki”görevsizlik, yetkisizlik veya gönderme kararlarından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi halinde, yargılama giderlerine o mahkeme hükmeder” düzenlemesi uyarınca görevsizlik kararı sonucu verilen ret kararları henüz davayı esastan sonuçlandırmadığından davaya bir başka mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderine de o mahkemece hükmolunmalıdır. 323/ğ. maddesi gereğince yargılama giderlerinden sayılan vekâlet ücretine de görevsizlik kararında ayrıca hükmolunamaz.Dosya içeriğine göre, mahkemece, yukarıda açıklanan hususlar göz önüne alınarak davacı aleyhine yargılama gideri ve davalı lehine vekalet ücreti takdir edilmemesi ve yargılama giderlerinin görevli mahkemeye bırakılması usul ve yasaya uygun bulunmuştur. İstinaf sebepleri ve dosya kapsamında yapılan incelemede verilen karar ve gerekçesi, göz önüne alındığında ilk derece mahkemesinin kararı usul ve yasaya uygun olduğundan davalının istinaf talepleri yerinde görülmemiş olup aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalının İstinaf kanun yolu başvurusunun ESASTAN REDDİNE, İstinaf kanun yolu sebebiyle davalı tarafından yatırılan harcın mahsubu ile eksik yatırılan 10,00 TL harcın ilk derece mahkemesince alınmasına,
İstinaf kanun yolu sebebiyle davalı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, Dair; dosya üzerinde, tarafların ve vekillerin yokluğunda oy birliği ile KESİN olarak verilen karar, açıkça okundu.01/06/2020