Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesi 2020/61 E. 2020/239 K. 03.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
19. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/61
KARAR NO: 2020/239
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 20/02/2018
NUMARASI: 2016/692 Esas – 2018/133 Karar
DAVANIN KONUSU: Sigorta (Hayat Sigortası Kaynaklı)
KARAR TARİHİ: 03/02/2020
İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 20/02/2018 tarihli, 2016/692 Esas, 2018/133 Karar sayılı dosyasında verilen karar istinaf incelemesi için dairemize tevzi edilmekle Dairemiz yukarıda belirtilen esas sırasına kaydı yapıldı.Dosya incelendi. Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ” Davalı … Bankası A.Ş. İmes İstanbul şubesi, 02/04/2013 tarihinde muris … Konut Kredisi kullandırdığını, muris …, davalı bankanın … müşteri nolu mudisi olduğunu, aynı zamanda murisin maaş hesabı da davalı banka şubesinde bulunmakta olup, her ay maaşlar bu hesaba yattığını, dava dışı muris … konut kredisi sözleşmesine göre 02/04/2013 tarihinde 107.250 TL kredi kullandırıldığını, 161.573,98 TL toplam geri ödemesi planlanmış ve aylık sabit ödemeler halinde 1.344,71 TL tutar üzerinden 120 ay taksit yapıldığını, kredi kullandırımı sırasında davalı banka tarafından, Dask, Kredili konut sigortası ve Hayat sigortası poliçelerini acentesi olduğu … A.Ş. tarafından yaptırılması sağlandığını ve Poliçe tutarları murisin hesabından çekildiğini Davacıların murisi …, “akud miyokard enfarktüsü” nedeniyle 09/01/2016 tarihinde vefat ettiğini, bunun üzerine müvekkilinin, muhatap banka olan davalı … Bankası A.Ş. İmes şubesine başvuruda bulunduğunu, davalı banka şubesi, başvuru yapıldıktan sonra evrakların inceleneceğini, en kısa sürede tüm belgeleri toplayıp sigorta kapsamında ödeme yapacaklarını beyan ettiğini, aradan zaman geçmiş olmasına rağmen cevap alamayan müvekkilinin bankaya yazılı olarak başvuruda bulunduğunu, davalı banka şubesi cevaben kredi hayat sigortasının yenilenmediğini ve bu nedenle ödeme yapılamayacağını bildirdiğini, dava dışı muris … “aksine bir talimat verene kadar sigorta primlerinin ilgili dönemde ve yenilenecek poliçelerimin hesabımdan tahsil edifmesi için tam yetki veriyorum” şeklinde talimatının olduğunu, murisin hesabından bu talimat doğrultusunda 2014 yılında 3 farklı poliçe tutarı çekildiğini, ancak hayat sigortası çekilmediğini, Konut sigortası ve Dask’ı alan banka şubesi ve aynı zamanda sigorta acentesi olan davalının kusurlu olduğunu belirterek fazlaya ilişkin tüm hakkı saklı kalmak kaydıyla şimdilik 5.000 TL tazminatın avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, murisin vefat tarihi olan 09/01/2016 tarihinden itibaren mirasçı davacıların borçlu olmadığının tespitine, murisin vefat tarihi olan 09/01/2016 tarihinden sonra, dava tarihine kadar geçen sürede ve dava açıldıktan sonra dava kesinleşinceye kadar ödenen/ödenecek kredi taksit tutarlarının her birinin ödeme tarihlerinden itibaren başlamak üzere işleyecek avans faizi ile birlikte davacılara aynen iadesine, tüm yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı banka üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Huzurdaki davanın müvekkili bankaya açılması haksız olduğunu, davanın muhatabı hayat sigortasını yapan sigorta şirketi olduğunu, müvekkilinin banka sigorta işlemlerine yalnızca aracılık etmekte olduğunu, davanın husumet yönünden reddi gerektiğini, müvekkilinin müşteriye hayat sigortası yapma mecburiyeti bulunmadığını bu konuda bir taahhütte bulunması da söz konusu olmadığını, konut kredisi sözleşmesinin Sigorta başlıklı 15. Maddesinde ve sözleşme öncesi bilgi formunun 3. Maddesinde ” hayat sigortası ve konut sigortası gibi yapılması isteğe bağlı sigortaların tüketici talep etmedikçe yaptırılması zorunlu olmadığı” açıkça düzenlendiğini, davaya konu krediye ait tanzim edilen son poliçenin süresi 02/04/2015 tarihinde sona erdiğini, davacıların murisinin ise 09/01/2016 tarihinde vefat ettiğini, müteveffa kasten poliçesini yenilemediğini belirterek, davanın … A.Ş.’ne ihbarına, davanın öncelikle husumet yönünden reddine, haksız ve kanuni dayanaktan yoksun davanın usul ve esas yönlerinden reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesi ne karar verilmesini savunmuştur. İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 20/02/2018 tarih, 2016/692 Esas, 2018/133 Karar sayılı “Davacının davasının KISMEN KABUL, KISMEN REDDİNE” kararı davacı ve davalı taraflarca istinaf edilmiştir.
G E R E K Ç E : Davacıların murisinin kullandığı tüketici kredisi sözleşmesi ile ilgili hayat sigortasının sonraki yıllarda yenilenmemesi sebebiyle davalı bankanın sorumluluğunun tespiti davalı banka ve şubesinin kusuru sebebiyle davacıların uğradığı zararın giderilmesi, borçlu olmadıklarının tespiti talebiyle Asliye Ticaret Mahkemesine açılan davada yapılan yargılama sonucunda davanın esası ile ilgili karar verilmiştir.Verilen kararın taraflarca istinaf edilmesi üzerine dairemize tevzi edilmiştir. 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 3. Maddesine göre tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişidir. Tüketici işlemi ise; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık vb. sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder. 6502 Sayılı Yasanın 73. maddesi, bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür.Dosya kapsamına göre davacıların murisi davalı banka ile 02/04/2013 tarihinde kredi sözleşmesi yapmıştır. Sözleşmenin konut kredisi olduğu, tüketici sözleşmesi niteliği taşıdığı, taraflar arasındaki ilişkinin tüketici ilişkisi olduğu 6502 Sayılı Yasa 3. Maddesi gereğince, taraflar arasındaki uyuşmazlıkta 6502 Sayılı Yasa hükümlerinin uygulanması gerektiği anlaşılmıştır. 6100 Sayılı HMK 114/c. Maddesi gereğince “görev” dava şartlarındandır. Ayrıca görev konusu kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında resen göz önüne alınması gerekli olduğundan istinaf talepleri incelenmeksizin ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir. Açıklanan tüm bu nedenlerle aşağıdaki şekilde hüküm tesisi usul ve yasalara uygun görülmüştür. HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;İstinaf sebepleri incelenmeksizin; İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/692 Esas 2018/133 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,Dosyanın, gerekçede belirtilen hususlar çerçevesinde yeniden yargılama yapılmak üzere ilk derece mahkemesine İADESİNE,Davalı banka tarafından istinaf kanun yolu başvurusu için yatırılan harçtan maktu harcın mahsubuyla fazla yatırıldığı anlaşılan 8,25 TL harcın talep halinde davalı bankaya iadesine,Davacılar tarafından istinaf kanun yolu başvurusu için yatırılan harçtan maktu harcın mahsubuyla fazla yatırıldığı anlaşılan 115,70 TL harcın talep halinde davacılara iadesine,İstinaf kanun yoluna başvuru için yapılan yargılama giderlerinin esas karar ile birlikte ilk derece mahkemesince değerlendirilmesine,Davanın ve dosya üzerinde yapılan yargılamanın niteliği ve avukatlık asgari ücret tarifesi göz önünde bulundurularak istinaf kanun yoluna başvuran lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,Dair; dosya üzerinde, tarafların ve vekillerin yokluğunda oy birliği ile KESİN olarak verilen karar, açıkça okundu. 03/02/2020