Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesi 2020/408 E. 2022/2587 K. 06.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
19. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/408
KARAR NO: 2022/2587
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/06/2019
NUMARASI: 2017/525 Esas – 2019/559 Karar
DAVANIN KONUSU: Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Alacak)
KARAR TARİHİ: 06/12/2022
İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİnin 21/06/2019 tarihli, 2017/525 Esas, 2019/559 Karar sayılı dosyasında verilen karar istinaf incelemesi için dairemize tevzi edilmekle Dairemiz yukarıda belirtilen esas sırasına kaydı yapıldı.Dosya incelendi.Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirket lehine müvekkili bankanın külli halefi olduğu … tarafından okul yapım işini teminen verilen teminat mektubu nedeniyle, diğer davalı Maliye Bakanlığı Muhasebat Genel Müdürlüğüne bağlı Milli Eğitim Bakanlığı Merkez Saymanlık Müdürlüğünce 29.03.2016 tarihli … sayılı yazı ile, MEB İnşaat ve Emlak Dairesi Başkanlığı yazısı ilgi tutularak, davalı …AŞ’nin SGK borcu nedeniyle 14.09.1998 tarihli … no.lu teminat mektubunun güncel bakiyesi olarak 86.035,95 TL’nin tazmininin talep edildiğini, teminat konusu işin mektupta “…” sayılı proje olduğunu, ayrıca tazmin istenen işin teminat mektubunun temin ettiği iş olup olmadığının da bildirilmemiş olduğunu, bu işin (P12) kesin kabul tutanağının 18-19/05/2001 tarihinde düzenlendiğinin öğrenildiğini, teminat mektubunun 10 yıl geçmekle zamanaşımına uğradığını ve hükümsüz olduğunu, idari yargıda açılan davanın adli yargının görevli olduğu gerekçesiyle reddedildiği ve temyiz incelemesinden geçerek kesinleştiğini, bunun üzerine adli yargıda dava açıldığını, bu nedenle davalı idarenin tazmin isteyen işleminin iptali ile dava konusu teminat mektubundan dolayı davacının borçlu olmadığının tespitine, teminat mektubunun hükümsüz olduğunun tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı Maliye Bakanlığı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, idari işleri yapıp sürdürenin, lehine teminat mektubu verilen kurumun Milli Eğitim Bakanlığı, tazmini asıl talep edenin de SGK olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı Müflis …A.Ş. İflas İdaresince usulüne uygun tebligata rağmen davaya cevap verilmemiştir. İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 21/06/2019 tarih, 2017/525 Esas, 2019/559 Karar sayılı “-Müflis … San. A.Ş. aleyhine açılan davanın REDDİNE, Maliye Bakanlığı aleyhine açılan davanın KISMEN KABULÜNE, davacının 12/09/1998 tarihli, … no’lu teminat mektubu nedeniyle bu davalıya karşı tazmin talep edilen iş yönünden tazmin sorumluluğu olmadığı ve borçlu olmadığının tespitine, Maliye Bakanlığı’nın 29/03/2016 tarihli … sayılı işleminin iptaline, Anılan teminat mektubunun hükümsüzlüğüne karar verilmesi talebinin reddine,” kararı davacı ve davalı tarafından istinaf edilmiştir. Davacı, teminat mektubunun hükümsüzlüğüne karar verilmesi gerekirken bu taleplerinin reddine karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçeleriyle istinaf talebinde bulunmuştur. Davalı, davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabul kararı verilmesinin yerinde olmadığı gerekçeleriyle istinaf talebinde bulunmuştur. Dava, teminat mektubundan dolayı borçlu (tazmin sorumluluğu) olmadığının ve teminat mektubunun hükümsüzlüğünün tespiti ile, tazmin talepli işlemin iptali istemine yöneliktir.Mahkemece, tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda dava konusu teminat mektubu, MEB ve Maliye Bakanlığı ile SGK yazışmaları, taraf ihtarnameleri, MEB ve SGK’dan alınan yazı cevapları ve ekleri, SGK ödeme emirleri, davalı şirketin iş sahibi MEB’dan aldığı ihaleler kapsamında yüklendiği projelere ilişkin belgeler toplanmış, davalı Maliye Bakanlığı vekilinin husumete ilişkin itirazına, davacıdan tazmin talebinde bulunan kamu tüzel kişisi bu davalı olduğundan itibar edilmemiş, dava konusu teminat mektubunun kesin ve süresiz bir mektup olduğu, davacının teminat mektubunun zamanaşımına uğradığına dair iddiası yönünden ise, süresiz bile olsa temin edilen riskin gerçekleştiği ve risk konusu alacağın/borcun muaccel hale geldiği tarihten itibaren 10 yıllık zamanaşımı başlayacağından, davalı kurum açısından riskin gerçekleştiği tarih olarak en erken SGK’nın borç bildirimi ve teminat mektubunun paraya çevrilmesini talep ettiği tarih olan 16/03/2016 tarihi kabul edilebileceğinden dava tarihi itibariyle zamanaşımının dolduğundan sözedilemeyeceği kanaatiyle bu iddia kabul edilmemiş, dosyada mevcut yazışmalardan anlaşıldığı üzere, davalı müflis şirketin MEB adına … paket numarasıyla yaptığı 4 adet ilköğretim okulu projesi bulunmaktadır. Bunlar dosyaya getirtilen MEB İnşaat Emlak Dairesi Bşk.nın 09.09.2016 tarihli … sayılı yazısında proje numaralarıyla birlikte açıklanmış,. Ayrıca bu işe ilişkin kesin kabul tutanağı da dosyaya getirtilmiş, Bu proje numarası altında yapılan inşaatlar “İzmir-Balçova-… İÖO, İzmir-Bornova-… İÖO, İzmir-Bornova-… İÖO ve İzmir-Konak-… İÖO” yapım işleri olup, dava konusu teminat mektubunun temin ettiği işin bu proje numaralı iş olduğu mektuptan açıkça anlaşıldığı, dava konusu iptali istenen yazının dayanağı olan MEB İnşaat Emlak Daire Başkanlığı yazısının dayanağı, SGK’nın 01/03/2016 tarihli … sayılı olan ve MEB’e 16/03/2016’da kaydedildiği anlaşılan borç bildirim yazısı olduğu, bu yazıda, davalı müflis şirketin … sicil sayılı İlköğretim Okul İnşaatı işyerine ait sigorta prim borcundan bahsedilmektedir. Bu borcun dayanağı SGK ödeme emirleri dosyaya celbedilmiş ve incelendiğinde, “… Mah. … Okulu-Buca/İZMİR” adresinde yapılan projeye ilişkin borç olduğu tespit edilmiştir. Bu işin paket proje numarasının ise, dosyada mevcut olan ve SGK yazısı ekinde gönderilen, MEB Yatırımlar ve Tesisler Dairesi Başkanlığının SSK’ya yazdığı 16/11/2001 tarihli 13530 sayılı yazıda “…” olarak açıkça belirtildiği, aynı yazı ekinde, SGK’nin P39 sayılı proje için paraya çevrilmesini talep ettiği teminat mektubu tutarı 55.769.960.000 (Eski) TL olarak belirtilmekte olup, davalının tazmin talep ettiği dava konusu teminat mektubu tutarı ise 115.512.920.000 (Eski) TL olup, her iki projenin SGK işyeri sicil no.ları da farklı olup P12’nin sicil no. …, P39’un sicil no. … olup, bu farklılıklar da tazmin talebinin yanlış teminat mektubundan istendiğini kanıtladığı, sonuç itibariyle, davalı kurumun tazmin talep ettiği borç, davalının halefi olduğu …’ın 14.09.1998 tarihli 59705 sayılı teminat mektubunun temin ettiği işe ilişkin gerçekleşen bir risk olmadığı, bu nedenle davacı bu borçtan dolayı dava konusu teminat mektubunu tazminle sorumlu tutulamayacağını, bu nedenle, dava dilekçesindeki talebin karşılanması ve her taleple ilgili olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi zorunluluğu ve amacıyla, idari yargı mercilerinden verilmiş ve kesinleşmiş olan “idari işlemin iptal davası değil adli yargı görevine giren talep ve dava olduğu” şeklindeki karar da dikkate alınarak, davalı kurumun tazmin talebine ilişkin işleminin iptaliyle birlikte, davacının tazmin talep edilen iş (proje) yönünden davalı kuruma borçlu olmadığının tespitine karar vermek gerektiği, ancak dava konusu teminat mektubunun temin ettiği iş yönünden bir tazmin talebi bulunmadığı anlaşılmakla, P12 no.lu projeye ilişkin teminat riskinin bulunup bulunmadığı, teminat mektubunun hükümsüz olup olmadığı konuları davamızın konusu olmadığından, anılan teminat mektubunun hükümsüz kalıp kalmadığı hususu ancak temin ettiği işle ilgili bir tazmin talebi olur ve dava konusu yapılırsa tartışılabileceğinden, dava dışı iş yönünden bağlayıcı hüküm kurulması hukuken doğru olmadığından, ayrıca teminat mektubunun zamanaşımına uğramadığı da tespit edildiğinden, davacının teminat mektubunun hükümsüz olduğunun tespitine karar verilmesi isteminin reddine karar verilmiş ve tazmin sorumluluğu bulunmadığına dair hüküm kurulurken sadece “tazmin talep edilen iş” yönünden hüküm kurulduğu özellikle vurgulanarak, bu davalı yönünden hüküm “davanın kısmen kabulü” şeklinde kurulmuş ise de, davacının aynı sonucu ve talebi (borçlu olmadığının tespiti) amaçlayan iki iddiasından biri yerinde görülerek (mektubun temin etmediği iş nedeniyle tazmin istenmesi) dava bu sebeple kabul edilmiş ise de, mektubun zamanaşımına uğradığı ve hükümsüz olduğu iddiası ve bu durumun tespiti talebi yukarıda açıklanan gerekçeyle yerinde görülmediğinden, HMK uyarınca davacının her talebinin hükümde karşılanması ve olumlu veya olumsuz bir hüküm kurulması mecburiyeti nedeniyle, aslında aynı sonuç talebe yönelik olan bu talebi açısından red hükmü kurulmuş, ancak bu hüküm davacının davasında kısmen haksız olduğu gerekçesiyle değil açıklanan bu gerekçeyle kurulduğundan, reddedilen talep yönünden davalı yararına vekalet ücreti ve yargılama gideri hükmedilmemiş diğer davalı müflis yüklenici …AŞ teminat mektubunun muhatabı değil lehdarı olduğundan, muhatabın tazmin talebi yönünden davacı ile davalı kurum arasındaki garanti ilişkisinde kendisine husumet yöneltilmesini gerektiren bir durum bulunmadığından, husumet hususu ise 6100 sayılı HMK’da dava şartları arasında düzenlenmemekle HMK 115/2’ye göre usulden red hükmü kurulamayacağından, bu davalı yönünden davanın reddine karar verilmiştir. Dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, hükme esas alınmaya yeterli olduğu, mahkemece verilen kararın yerinde bulunduğu anlaşılmakla davacı ve davalılardan Maliye Bakanlığı’nın tüm istinaf itirazları yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle:Davacı ve davalının istinaf kanun yolu başvurusunun ESASTAN REDDİNE,İstinaf başvurusu sebebiyle davacı tarafından eksik yatırdığı anlaşılan 4,50 TL maktu karar ve ilam harcının davacıdan hazine adına tahsiline, İstinaf başvurusu sebebiyle davalı tarafından yatırılan harcın peşin olarak yatırıldığı anlaşıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, İstinaf başvurusu sebebiyle taraflar tarafından yapılan yargılama giderlerinin kanun yoluna başvuranlar üzerinde bırakılmasına,İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, Karar tebliği, harç takibi ve avans iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine, Dair; dosya üzerinde, tarafların ve vekillerin yokluğunda oy birliği ile KESİN olarak verilen karar, açıkça okundu.06/12/2022