Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
19. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/2614
KARAR NO: 2023/1944
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/03/2020
NUMARASI: 2019/194 2020/288
DAVANIN KONUSU: Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 06/10/2023
İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ 10/03/2020 tarihli ve 2019/194 Esas, 2020/288 Karar sayılı dosyasında verilen karar istinaf incelemesi için dairemize tevzi edilmekle Dairemiz yukarıda belirtilen esas sırasına kaydı yapıldı. Dosya incelendi. Davacı vekilinin Hopa Asliye Hukuk Mahkemesine Tüketici Mahkemesi sıfatı ile vermiş olduğu 18.10.2018 tarihli dava dilekçesinde özetle; “İthalatçısı … A.Ş. satıcısı … Kolektif Şti. olduğu, … Motor Nolu … şasi Nolu, ve … plaka numaralı, … Model otomobili 26.12.2016 tarihinde davalılardan … Kolektif Şti.’ den satın aldığını ve ticari taksi olarak kullandığını, 29.07.2018 günü saat 04.30 sıralarında oğlu olan …’nın sevk ve idaresindeki … plakalı ticari otomobil ile Hopa istikametinden Rize istikametine seyir halinde olduğunu, seyir halinde iken direksiyon hakimiyetini kaybettiğini, sonucunda Çayeli İlçesi … Mahallesi … istikametinde … Konutlarının tam karşısına denk gelen yerde ve gidiş istikametine göre yolun solunda bulunan orta refüjdeki bariyerlere çarpması sonucu tek taraflı yaralama, maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, kolluk Trafik Ekiplerince olay sonrasında düzenlenen 29.07.2018 tarihli olay yeri inceleme tutanağından da anlaşılacağı gibi, kaza sonrasında yediemin Otoparkına götürüldüğünü, olaya konu olan … plakalı … Marka araç üzerinde yapılan kontrollerde, aracın sol arka ve sağ ön lastiklerinin patlamış olduğunu, sol ön tekerde lastiğin tamamen çıkmış olduğunu, ve tekerlerin jant üzerinde oturmuş bulunduğunu, aracın sağ ve sol ön burunlarından daha fazla olmak suretiyle önden hasarlı olduğunu, ön camının çatlamış ve kırılmış bulunduğunu, kaputun sağ tarafından içeriye demir korkuluğun girmiş olduğunu, aracın sağ yan tarafından genel olarak hasarlı bulunduğunu, aracın içinde ön kısımda bulunan her iki yan hava yastıklarının açılmış olduğunu, araçta ön bölümde sürücü ile yolcu bölümlerinin kanlı bulunduğunu, aracın devir ve hız ibrelerinin sıfır konumunda bulunduğunu, araç vitesinin beşinci konumda olduğu yönünde tespitlerde bulunulduğunu, davacı adına kayıtlı olan ve kazaya karşılan dava konusu … plaka sayılı … marka aracın 29.07.2018 tarihli kaza nedeniyle “pert” olduğunu, meydana gelen kazada araç sürücüsü …’nın haricinde aracın ön yolcu koltuğunda oturan … ile aracın arka koltuğunda oturan …’da bulunduğunu, meydana gelen ve davaya konu aracın “pert” olmasına yol kazada ön hava yastıkları açılmadığını, kazaya karışan araç “pert” olacak derecede hasara uğradığını, bu kaza neticesinde sürücü ve yolcu koltuğunda oturan inşalar ölüm ile karşı karşıya kaldığını, yolcu ön koltuk hava yastıklarının açılmamış olması davaya konu aracın ayıplı hale getirdiğini, araçtaki bu ayıplı ise kaza sonrasında ortaya çıktığını, arz ve izah edilen nedenlerden ötürü, … plakalı otomobilin imalat kusuru (ayıplı mal) olduğu için aynısı ile değiştirilmesi veya fazlaya ilişkin talep ve dava haklan saklı kalmak kaydıyla şimdilik 99.900,00-TL araç bedelinin olay tarihinden sonra işleyecek ticari faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen davalılardan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin tüm talep ve dava haklarının saklı tutulmasına, yargılama giderleri ve ileride doğabilecek avukatlık vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini…” talep ve dava etmişlerdir. Davalılardan … A.Ş. tarafından sunulan 02.01.2019 tarihli cevap dilekçesinde özetle; “…Dava konusu somut olayı ilgili yasa çerçevesinde değerlendirildiğinde, öncelikle davaya konu araçta herhangi bir üretim kaynaklı sorun olmadığını, dava konusu araç fabrika üretiminden kalite kontrol testlerini sorunsuz ve eksiksiz olarak tamamladığını, bayi kanalına teslim edildiğini, davacı tarafından yapılan kaza anına kadar araç sorunsuz bir biçimde kullanılmaya devam ettiğini, öte yandan davacının araç geçmişi incelendiğinde 2 yıl gibi uzun bir dönemde ticari amaçla kullanılmasına karşın garantiden sadece bir işlemi bulunduğunu, bu bağlamda, aracın ayıplı olduğunun iddia edilmesi hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, nihayetinde ayıbın varlığını kesinlikle kabul etmediklerini, araçtan faydalanılmadığını veyahut ayıplı olduğuna yönelik gerçeklikle bağdaşan herhangi bir durum söz konusu olmadığını, bu itibarla açıkladıkları sebeplerle haksız davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, hava yastıklarının tetiklenmesi için gereken minimum çarpma hızının araç boyuna doğrultusunda 25km/Saat’in üzerinde (negatif ivme yaklaşık 1,8 g) olduğunu, aracın önünden 30 derecelik bir açı altındaki doğrultudan darbe alması gerektiğini, bu anlamda Airbağ sistemi, halk arasında yaygın ve yanlış olarak düşünülenin aksine her çarpma/ çarpışmada aktif hale geçen sistemler olmadığını, emniyet kemeri ile kademeli olarak tasarlanmış son kertede hayat kurtarmayı amaçlayan güvenlik sistemleri olduğunu, haya yastığı sisteminin çalışması için öncelikle emniyet kemerlerinin takılı olması gerektiğini, zira hava yastığı emniyet kemerinin takılı olması halinde devreye giren ikincil nitelikte bir koruma önlemi olduğunu, öte yandan, araçlarda airbag sistemlerinin aktif hale geçebilmesi için, çarpma şiddetinin karşıdan belirli bir açı ve şiddette olması ve dolayısıyla gerekli negatif ivmelenmenin gerçekleşmesi gerektiğini, kaldı ki davacı taraf aracın 2 sene gibi uzunca bir süre sorunsuz bir şekilde kullandığını, 2 senelik süre zarfında aracın airbag şikâyetinde bulunmadığını, tüm bu sebeplerle davacının esas yönünden reddedilmesi gerektiğini, açıklanan nedenlerle, dava konusu aracın ticari nitelik taşıması ve ticari amaçla kullanılmakta olması nedeniyle görevsizlik kararı verilmesini, ticari nitelik taşıyan satım ilişkisi uyarınca davanın zamanaşımı nedeniyle reddine, hak düşürücü nitelikteki yasal ihbar ve muayene yükümlülüğüne uyulmamış olmakla davanın reddine, esas yönünden haksız ve mesnetsiz olan davanın reddine, yargılama giderleri ile yasal vekâlet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini…” beyan ve talep etmiştir. Davalılardan … Kolektif Şirketi tarafından sunulan 15.01.2019 tarihli cevap dilekçesinde özetle ; “…Davaya konu araçta üretim kaynaklı herhangi bir sorun olmadığını, araç fabrika üretiminden kalite kontrol testlerini sorunsuz ve eksiksiz olarak tamamladığını ve satışa sunulduğunu, davacı tarafından davalı şirketten aracı satın aldığını, davacı yapılan kaza anına kadar aracı sorunsuz bir şekilde kullandığını, aracın ticari amaçlı olarak kullanıldığını, 2 yıllık kullanım süresi boyunca herhangi bir arıza vermediğini, davacının araçtan faydalanmaması gibi bir durumun hiç yaşanmadığını, araçta herhangi bir üretim hatası olmadığı görüldüğünü, bu bağlamda aracın ayıplı olduğunu iteri sürmek kötü niyetin göstergesi olduğunu, araç elektronik olarak incelendiğinde ön hava yastık dirençlerinin standart değerler içinde olduğu tespit edildiğini, kaza sonrasında aracın ön tarafı incelendiğini, sağ ve sol şasi kollarında ve tampon traversinde herhangi bir darbe olmadığı görüldüğünü, ön hava yastıklarının açılması için ön taraftan sağ ve sol 30 derecelik açı içerisinde direk bir darbe olması gerektiğini, ayrıca darbenin düşük şiddetle olması halinde sürücünün kontrolü kaybetmeyip aracı daha fazla zarar görmekten koruyabileceği düşüncesiyle hava yastığının şişerek sürücüyü tamamen kontrolden alıkoyması istenmediğini, hava yastığı sisteminin çalışması için öncelikle emniyet kemerinin takılı olması gerektiğini, zira hava yastığı emniyet kemerinin takılı olması halinde devreye giren ikincil nitelikteki korumanın önemli olduğunu, öte yandan hava yastığı siteminin aktif hale gelebilmesi için çarpma şiddetinin belirli bir açı ve şiddette olması gerektiğini, bu talep son derece kötü niyetli olmasının yanında böyle bir talebin hukuken dinlenebilir bir tarafı olmadığını, bu nedenle davanın reddi gerektiğini, açıklanan neden ve resen gözetilecek nedenlerle, öncelikle görev, yetki zamanaşımı ve hak düşürücü süre itirazlarını dikkate alınarak esasa girilmeksizin davanın usulden reddine karar verilmesini, sayın mahkemenizin aksi kanaatte ise esasa ilişkin itirazları doğrultusunda haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini…” talep etmiştir. İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesinin 10/03/2020 tarih, 2019/194 Esas, 2020/288 Karar sayılı red kararı davacı tarafından istinaf edilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle, mahkemece verilen kararın usul ve yasaya, hakkaniyete aykırı olduğunu, bilirkişi kurulu raporunun teknik olarak ve içerik olarak hatalı olduğunu, kazanın oluş şekli dikkate alındığında araçtaki ön hava yastıklarının açılması gerektiğini, raporun dava konusu somut olayı aydınlatmaya yeterli ve hüküm kurmaya elverişli olmadığını, kararın kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini talep ederek kararı istinaf etmiştir.
GEREKÇE: Dava, davacının davalı … kolektif şirketinden satın aldığı araçtaki ayıp nedeniyle aracın misliyle değiştirilmesi veya araç bedelinin ticari faiziyle davalılardan tahsili talebine ilişkindir. Mahkemece taraf delilleri toplanılmış, bilirkişi raporu alınmış ve yapılan yargılama sonucunda ”…Açıklanan hususlar çerçevesinde dava konusu aracın yandan aldığı darbeler sonucu ya hava yastıklarının açılmış oldukları, ön hava yastıklarının açılmasını tetikleyecek darbenin bulunmadığı, hava yastıklarında arıza olduğu yönünde önceden yanan uyarı ışığının yanmadığı, aracı aldığı darbenin açısına göre hava yastıklarının açılmasının gerekmediği, bu nedenle açılmamış olması nedeni, ile araçta üretim hatasından söz edilemeyeceği mahkememizce atanan teknik bilirkişice belirlenmiştir. Tüm bu nedenlerle Teknik bilirkişinin saptamalarında yer bulan anlatımına nazaran davacı istemlerinin kabul koşullarının oluşmadığı kanaatine varılmış olmakla davanın reddine..” gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği görülmüştür.Dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, tüm dosya kapsamıyla anlaşılmış olup, ayrıca alınan bilirkişi raporunun taraf, mahkeme ve istinaf kanun yolu denetimine olanak sağlayacak şekilde düzenlenip, hükme esas alınmaya yeterli olduğu, mahkemece verilen kararın yerinde bulunduğu anlaşılmakla davacının tüm istinaf itirazları yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Dairemiz ilk derece mahkemesi kararını hem maddi olay hem de hukuka uygunluk bakımından incelemeye tabii tutarak yapmış olduğu istinaf incelemesinde; İstinafa konu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından HMK 353/1-b maddesi gereğince davacının istinaf kanun yolu başvurusunun ESASTAN REDDİNE, İstinaf kanun yolu başvurusu için alınması gereken harcın mahsubuyla eksik 215,45 TL’nin davacıdan ilk derece mahkemesince hazine adına tahsiline, Davanın ve dosya üzerinde yapılan yargılamanın niteliği ve avukatlık asgari ücret tarifesi göz önünde bulundurularak aleyhine istinaf kanun yoluna başvurulan için vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, İstinaf kanun yoluna başvuru için yapılan yargılama giderlerinin kanun yoluna başvuran davacı üzerinde bırakılmasına, artan kısmın talep halinde ilk derece mahkemesince yatırana iadesine, Dair; dosya üzerinde, tarafların ve vekillerin yokluğunda oy birliği ile KESİN olarak verilen karar, açıkça okundu.06/10/2023