Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesi 2020/2444 E. 2023/2008 K. 13.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
19. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/2444
KARAR NO: 2023/2008
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/01/2020
NUMARASI: 2017/781 2020/14
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 13/10/2023
İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ 14/01/2020 tarihli ve 2017/781 Esas, 2020/14 Karar sayılı dosyasında verilen karar istinaf incelemesi için dairemize tevzi edilmekle Dairemiz yukarıda belirtilen esas sırasına kaydı yapıldı.Dosya incelendi. Davacı vekili dava dilekçesi ile, davalı aleyhine İstanbul …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icra takibinin başlatıldığını, yüklenici sözleşmesinden bakiye kalan ücret alacağının talep edildiğini, borçlu tarafın borcun dayanağı olan alacağın faturasının TL olarak düzenlendiğini, ancak takip esnasında Euro üzerinden talep olunduğunu, kayıtlara TL olarak yansıtıldığını ve takibin bu nedenle Euro olarak talep edilmesinin haksız olduğunu iddia ettiklerini, taraflar arasındaki sözleşmesinin Euro üzerinden olduğunu, borçlu tarafın takip öncesi kısmi ödemelerini de Euro olarak yaptığını, icra dosyasına sunulmuş bulunan belgelerde görüleceği üzere borçlu tarafa ödemeden sonra fark faturasının kesileceğinin iletildiğini, yapılan bir ticari iş nedeniyle gecikme halinde faiz doğacağının aşikar olduğunu, ister TL ister Euro olarak ödeme yapılsın, her durumda gecikmeden kaynaklı fark faizin doğacağının belli olduğunu, ayrıca fatura tarihinden itibaren takibe kadar yaklaşık 3 yıl geçtiğini ve fatura tutarı üzerinden TL olarak talepte bulunulsa dahi işleyecek ticari faiz oranının hesaplanması durumunda dahi yaklaşık olarak aynı bedele ulaşıldığını beyanla, haksız itirazın iptali ile takibin devamına, borçlu aleyhine %20 den aşağı olmamak üzere inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, davalının kayıtlarının incelenmesi sonucunda, davacıya ödenmesi gereken borç miktarının 29.746,51TL olduğunun tespit edildiğini ve bunu aşan miktar olan 13.312,55TLlik alacak tutarına kısmi olarak itiraz edildiğini, yapılan itirazın kötü niyetli olsaydı borcun tamamına itiraz edilebileceğini, ancak davalı tarafından davacı tarafa faiz ve masraflar dahil toplamda 34.915,05TL tutarında ödeme yapılarak, kabul edilen borç tutarının tamamının ödendiğini, bu ödemelere ilişkin banka dekontları bulunduğunu, ayrıca takibe dayanak ödeme emrinin ekinde davalıya gönderilen 05/12/2013 tarihli faturanın TL cinsinden tanzim edilmiş olup, bu doğrultuda alacaklının TL üzerinden talep ettiğini, dolayısıyla alacaklının, davalının cari hesaplarındaki kayıtlarının TL olarak işlendiğini, bu nedenle alaaklının kalan bakiye için yaptığı icra takibini Euro cinsinden yapmasının hukuka ve hakkaniyete aykırı olup kötü niyetli olduğunu beyanla, haksız davanın reddini talep etmiştir. İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesinin 14/01/2020 tarih, 2017/781 Esas, 2020/14 Karar sayılı kabul kararı davalı tarafından istinaf edilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle, mahkemece verilen kararın haksız ve mesnetsiz olduğunu, kaldırılması gerektiğini, davaya dayanak icra takibine ilişkin ödeme emri ekinde gönderilen faturanın Türk Lirası cinsinden düzenlendiği, bu faturaya istinaden davacıların davalıdan olan alacağının TL cinsinden talep ettiğinin anlaşıldığını, davalı kulüp kayıtları incelendiğinde borcun 29.746,51 TL olduğunu, bilahare bu borcun tamamının ödendiğini, davacıya herhangi bir borçlarının kalmadığını, davacı tarafından talep edilen kur farkına istinaden düzenlenen bir fatura bulunmadığını, mahkemece bu hususun değerlendirilmediğini, icra takibinde talep edilen işlemiş faizin yerinde olmadığını, likit bir alacak bulunmadığı için icra inkar tazminatına hükmedilmesinin hatalı olduğunu, kararın kaldırılmasını talep ederek kararı istinaf etmiştir.
GEREKÇE: Dava, alacağı devreden ile davalı kulüp arasındaki yüklenici sözleşmesi gereğince bakiye kalan ücret alacağının tahsili için başlatılan icra takibine davalının kısmi itirazı üzerine açılan itirazın iptali talebine ilişkindir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda ”…Yapılan yargılama, davacı tarafın iddiaları, davalının beyanları, tanzim olunan bilirkişi raporu ve tüm dosya birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasında 15/10/2013 tarihli yüklenici sözleşmesinin imzalandığı, sözleşmenin İşin bedeli ve ödeme planı başlıklı 5.maddesine işin bedelinin EURO cinsinden belirlendiği, fatura ve sözleşme bedelinin KDV dahil toplamının 27.730-EU olduğu, takip tarihine kadar yapılan ödemelerin mahsubu sonucunda davacının davalıdan 10.980-EURO alacaklı olduğu, takipten sonra 19/04/2017 tarihinde 17.000-TL (6.658,15 EU) ve 12/05/2017 tarihinde 12.746,51-TL (3.383,77 EU) ödeme yapıldığı, bu ödemelerin mahsup edildikten sonra davacının 3.383,77 EU bakiye alacağının kaldığı, davacının talep edebileceği işlemiş faiz miktarı bilirkişilerce 2.334,68 EU hesaplandığı ancak takipte 2.107,86 EU olarak talep edildiği, Sözleşmede iş bedelinin UE cinsinden belirlenmiş olması nedeniyle davacının alacağını EU cinsinden talep edebileceği,bu itibarla takip tarihi itibarı ile davacının davalıdan 10.980-EURO Asıl alacak ve 2.107,86 EU (taleple bağlı olarak) işlemiş faiz talep edebileceği, takipten sonra davadan önce 19/04/2017 tarihinde 17.000-TL (6.658,15 EU) ve 12/05/2017 tarihinde 12.746,51-TL (3.383,77 EU) ödemelerin infazda dikkate alınması gerektiği, bu ödemelerin mahsubundan sonra davacının davalıdan 3.383,77 EU asıl alacak ve 2.107,86 EU işlemiş faiz alacağı bulunduğu, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %9,75 yasal faiz işletilebileceği anlaşılmakla davanın kabulüne, alacak belirlenebilir olduğundan itiraz edilen tutarın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine…” gerekçesiyle davanın kabulüne karar verildiği görülmüştür. Dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, tüm dosya kapsamıyla anlaşılmış olup, ayrıca alınan bilirkişi raporunun taraf, mahkeme ve istinaf kanun yolu denetimine olanak sağlayacak şekilde düzenlenip, hükme esas alınmaya yeterli olduğu, taraflar arasındaki sözleşme bedelinin euro üzerinden belirlendiği, icra takibinin dayanağının sözleşme olduğu, asıl alacağa uygulanan faizin 3095 sayılı yasanın 4a maddesine göre hesaplandığı bu hesaplamanın hukuka uygun olduğu, mahkemece verilen kararın yerinde bulunduğu anlaşılmakla davalının tüm istinaf itirazları yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Dairemiz ilk derece mahkemesi kararını hem maddi olay hem de hukuka uygunluk bakımından incelemeye tabii tutarak yapmış olduğu istinaf incelemesinde; İstinafa konu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından HMK 353/1-b maddesi gereğince davalının istinaf kanun yolu başvurusunun ESASTAN REDDİNE, İstinaf kanun yolu başvurusu için alınması gereken harcın mahsubuyla eksik 682,04 TL’nin davalıdan ilk derece mahkemesince hazine adına tahsiline, Davanın ve dosya üzerinde yapılan yargılamanın niteliği ve avukatlık asgari ücret tarifesi göz önünde bulundurularak aleyhine istinaf kanun yoluna başvurulan için vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, İstinaf kanun yoluna başvuru için yapılan yargılama giderlerinin kanun yoluna başvuran davalı üzerinde bırakılmasına, artan kısmın talep halinde ilk derece mahkemesince yatırana iadesine, Dair; dosya üzerinde, tarafların ve vekillerin yokluğunda oy birliği ile KESİN olarak verilen karar, açıkça okundu. 13/10/2023