Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesi 2020/2313 E. 2020/1717 K. 19.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
19. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/2313
KARAR NO : 2020/1717
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/01/2018
NUMARASI : 2015/613 2018/80
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 19/11/2020
BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ 26/01/2018 tarihli ve 2015/613 Esas, 2018/80 Karar sayılı dosyasında verilen karar istinaf incelemesi için dairemize tevzi edilmekle Dairemiz yukarıda belirtilen esas sırasına kaydı yapıldı.
Dosya incelendi.Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili firmanın davalı kurumun açmış olduğu 02.10.2014 tarihli Pacs Sistemi Hizmet Alımı ihalesine katıldığını ve en uygun teklifi vermekle ihalenin üzerlerine kaldığını, ancak davalı kurum tarafından usul ve kanuna aykırı olarak sözleşmenin fesh edildiğini müvekkili firmanın uğradığı zararın 10.000TL’lik kısmının fazlaya ilişkin hak ve alacakları saklı kalmak kaydı ile dava tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte tahsiline, kurum lehine verilmiş olan … Güngören Çarşı Şubesine Ait 27.02.2015 tarih ve … mektup no’lu, 264.600TL miktarlı teminat mektubunun nakite çevrilmesinin tedbiren dava sonuna kadar durdurulmasını vekalet ücreti ve mahkeme masraflarının da davalıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı firmanın söz konusu ihalede düşük bir bedelle hizmet vermenin sonucu olarak hizmet aksamalarının yüksek toleransla kabul edilebilir düşüncesinin sağlık hizmetini kamusal anlamda ifa eden Hastane ve Sağlık sektörü açısından kabul edilemeyeceğini, dava dilekçesinde yer alan iddia ve beyanları kabul etmediklerini davanın reddini talep etmiştir.Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi Mahkemesinin 26/01/2018 tarih, 2015/613 Esas, 2018/80 Karar sayılı davanın reddine ilişkin kararı davacı tarafından istinaf edilmiştir.Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle, mahkemece eksik, yanlış ve hatalı tespit ve değerlendirme ile görevsizlik kararına hükmedildiğini, yapılan iş davacı bakımından ticari işletmesine ilişkin olduğu, davalı bakımından hizmet alımına ilişkin olduğu hususlarının doğru olduğunu, TTK 5/1. Maddesi gereğince asliye ticaret mahkemesinin görevli olduğunu, zira ticari işletme ile ilgili ihtilafın bulunduğunu, ticari bir dava söz konusu olduğundan ticaret mahkemesinin görevli olduğunu, kararın kaldırılmasını istinaf etmiştir.
GEREKÇE: Dava, taraflar arasındaki Pacs sistemi hizmet alım sözleşmesinin haksız feshi nedeniyle uğranılan zararın tazmini talebine ilişkindir. Mahkemece TTK 4 ve 16/2 maddeleri gereğince ticaret mahkemesinin görevsiz olduğu ve genel mahkemede davanın sonuçlandırılması gerektiği gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verildiği görülmüştür. Taraflar arasındaki sözleşme nitelik itibariyle hizmet alım sözleşmesi olup kamu ihalesi kapsamında imzalandığı sabittir. Davalı idare kamu kurumu olup tacir olduğundan bahsedilemez. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4.maddesinde hangi işlerin ticari dava olarak nitelendirilecekleri belirlendikten sonra anılan kanunun 5.maddesinde Ticaret Mahkemeleri’nin kuruluşu ve hangi mahkemelerin Ticaret Mahkemesi sıfatıyla bakacağı belirlendikten sonra Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir. Ticari davalar, mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür. Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır. Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez. Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür. Somut olayda davalının tacir olmaması mutlak ticari davanın söz konusu olmaması nedeniyle ticaret mahkemesi görevli değildir. Mahkemece görevsizlik kararı verilmesi usul ve yasaya uygun olup davacının istinaf talebinin reddine ilişkin aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle:Dairemiz ilk derece mahkemesi kararını hem maddi olay hem de hukuka uygunluk bakımından incelemeye tabii tutarak yapmış olduğu istinaf incelemesinde; İstinafa konu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından HMK 353/1-b maddesi gereğince davacının istinaf kanun yolu başvurusunun ESASTAN REDDİNE,İstinaf kanun yolu başvurusu için alınması gereken harç peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, Davanın ve dosya üzerinde yapılan yargılamanın niteliği ve avukatlık asgari ücret tarifesi göz önünde bulundurularak aleyhine istinaf kanun yoluna başvurulan için vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,İstinaf kanun yoluna başvuru için yapılan yargılama giderlerinin kanun yoluna başvuran davacı üzerinde bırakılmasına, artan kısmın talep halinde ilk derece mahkemesince yatırana iadesine,Dair; dosya üzerinde, tarafların ve vekillerin yokluğunda oy birliği ile KESİN olarak verilen karar, açıkça okundu.19/11/2020