Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesi 2020/2133 E. 2023/1405 K. 22.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
19. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/2133
KARAR NO: 2023/1405
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/12/2019
NUMARASI: 2018/364 2019/1335
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Rücuen Tazminat)
KARAR TARİHİ: 22/06/2023
İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ 12/12/2019 tarihli ve 2018/364 Esas, 2019/1335 Karar sayılı dosyasında verilen karar istinaf incelemesi için dairemize tevzi edilmekle Dairemiz yukarıda belirtilen esas sırasına kaydı yapıldı. Dosya incelendi. Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkil idarenin alt işvereni olan davalı … Hizm. San. Ltd. Ştı. çalışanı, … tarafından İstanbul 6. İş Mahkemesinin 2016/648 E. Sayılı dosyası ile alacak davası açıldığını, davanın Mahkemenin 2017/121 karar sayılı kararı ile kısmen kabulü ile sonuçlandığını, İstanbul … İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyası ile müvekkili aleyhine başlatılan icra takibine müvekkil idare tarafından 22.382,96-TL ödeme yapılmak zorunda kalındığını, iş davalarında davacı işçilerin bu davalarda davalı şirketlerin işçisi olduğundan asıl sorumluluğun davalı ile idare arasında düzenlenen sözleşme bükümleri uyarınca işçilerin özlük haklarından davalının sorumlu olduğunu, müvekkilinin sorumlu tutulmasının nedeninin İş Kanunun 2. maddesine göre, asıl işveren konumunda olması olduğunu, bu nedenle müvekkili idare tarafından yapılan ödemenin Borçlar Kanunu 167. ve 168.maddelerine göre alacaklının haklarına halefiyeti gereği rücuen tazmini ile ödenen miktarların cebri icra yolu ile tahsil tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte tahsilini talep etme zarureti hasıl olduğunu, müvekkil idare ile yüklenici davalı arasındaki sözleşme hükümlerine göre meydana gelebilecek hukuki ve cezai sorumluluğun yüklenici firmaya ait olduğunu beyanla, fazlaya dair haklan saklı kalmak kaydıyla idare tarafından icra dosyasına yatırılan 22.382,96-TL’nin cebri icra yolu ile tahsil tarihlerinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, karar verilmesini, talep ve dava etmiştir. İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 12/12/2019 tarih, 2018/364 Esas, 2019/1335 Karar sayılı ”Davanın kısmen kabulü kısmen reddi ile 11.191,48 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine dair, Alacak likit olmadığından icra inkar tazminatının reddine” ilişkin kararı davacı tarafından istinaf edilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle, mahkemece verilen kararın yerinde olmadığını, dava dışı işçilerin işçi alacaklarından asıl sorumluluğun davalı ile idare arasında düzenlenen sözleşme hükümleri gereğince müteahhit firmanın sorumlu olduğunu, idare tarafından yapılan ödemenin TBK 167 ve 168. Maddeleri gereğince halifiyet gereği davalıdan tahsilinin gerektiği, taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine göre sorumluluğun yüklenici firmaya ait olduğunu, kararın kaldırılmasını talep ederek istinaf etmiştir.
GEREKÇE: Dava, yanlar arasındaki hizmet alım sözleşmesi sebebi ile asıl işveren ile alt işveren ilişkisine dayalı olarak davacı idare tarafından dava dışı işçiye ödenen işçilik alacağının tahsili istemine ilişkin olup; mahkemece dosyaya kazandırılan bilirkişi raporuna göre tamı tamına ve dönemleri ile sorumluluk esasına göre yukarıda belirtildiği şekilde hüküm ihdas edilmiştir. Hizmet alım sözleşmeleri; ihale şartları ile belirlenen işin sözleşmede kararlaştırılan bedel ile yapılmasının üstlenildiği sözleşmelerdir. Bu sözleşme türünde yüklenicinin edimi, hizmetin kendi işçisi ile yerine getirilmesi, işverenin edimi ise sözleşme bedelinin ödenmesidir. Sözleşme kapsamında yapılması gereken iş yüklenici işçisi tarafından yerine getirilecektir. İş akdinin yüklenici ile işçi arasında yapıldığı hususu ihtilaflı değildir. SGK kayıtları da bu hususu doğrulamaktadır. Hizmet alımı tip sözleşmelerinde işverenin, yüklenici tarafından çalıştırılan işçinin ücretinin ödenmesi, sosyal haklarının takibi gibi denetim dışında işçiye karşı bir sorumluluğu yoktur. İşveren ile yüklenicinin İş Kanunu’na göre işçiye karşı müteselsilen sorumlu olmasına rağmen rücu ilişkisinde taraflar arasında imzalanan sözleşmenin uygulanması sözleşme hukukunun en temel ilkelerindendir. İşçilik alacakları işveren tarafından ödenen işçinin; yüklenici işçisi olması, sözleşme ücretine işçinin ücret ve sosyal haklarının dahil olması, işverenin işçilik alacaklarından sorumlu olacağına dair sözleşmede bir hüküm bulunmaması hususları nazara alındığında davacı işverenin işçiyi çalıştıran yüklenicilerden ödediği bedeli ve ferilerinin tamamını talep etme hakkı bulunduğunun kabulü gerekir. Hizmet alım ihaleleri aynı yüklenici tarafından alındığı gibi, değişik yükleniciler tarafından da alınabilmektedir. Bu halde işyeri devri suretiyle işçiler yeni yükleniciye devredildiği için hizmet akitleri kesintiye uğramadan devam etmekte ve işçilik alacakları da bu doğrultuda hesaplanmaktadır. İşçiye ödenen kıdem tazminatı iş sözleşmesinin feshedildiği tarihteki giydirilmiş ücret üzerinden hesaplanmakta olup, bu kıdem tazminatının tamamından işçiyi çalıştırdıkları dönemle orantılı olarak yükleniciler işverene karşı sorumludurlar. Yıllık izinler kullanılmadığı takdirde iş sözleşmesinin feshi ile ücrete dönüşmektedir. Sözleşmeyi feshedenin son yüklenici olduğu ve yıllık izinlerinde bu fesih ile ücrete dönüştüğü gözönüne alındığında yıllık izin ücretinden son yüklenici sorumlu olacaktır. İhbar tazminatından son işveren sorumludur. Bunların dışında hafta tatil ücreti, ücret alacağı, fazla mesai ücreti gibi işçiye ödenen tazminatlardan yükleniciler işverene karşı işçiyi çalıştırdıkları dönemle sınırlı olarak sorumlu olacaklardır. İşveren tarafından bu ödemelerin feri mahiyetinde yapılan ödemeler de aynı esasla yüklenicilerden tahsil edilebilecektir. ( Yargıtay 6.Hukuk Dairesi 23.12.2021 tarih 2021/1394 E., 2021/2540 K.) Somut olay emsal Yargıtay içtihadi uygulamaları ve taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine göre ele alındığında; davacının işçilik alacağına ilişkin ihbar tazminatı dışında yapmış olduğu ödeme nedeniyle, işçinin altişveren bünyesinde çalıştığı dönemle sınırlı olacak şekilde belirlenecek miktarın tamamını davalı müteahhite rücu edebilmesi mümkündür. Bu nedenle davanın istinaf talebi yerinde olup kararın kaldırılarak davanın kabulüne ilişkin aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacının istinaf talebinin KABULÜNE, İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 12/12/2019 tarih, 2018/364 Esas, 2019/1335 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, Davacının davasının KABULÜ ile, 22.382,96 TL’nin ödeme tarihlerinden (bu miktarın 11.810,00 TL’sinin 21/11/2017 tarihinden, 10.279,36 TL’sinin 01/12/2018 tarihinden, 293,60 TL’sinin 08/12/2018 tarihinden) itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, İlk derece yargılaması nedeni ile dava değeri üzerinden hesaplanan ve alınması gerekli 1.528,98 TL karar ve ilam harcının ilk derece mahkemesince davalıdan alınarak hazineye irad kaydına, Davacı tarafından yapılan toplam 834,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Davacı kendisini ilk derece mahkemesince vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT uyarınca tayin ve takdir olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Davacı tarafından yatırılan gider avansından kalan miktarının istem halinde ilk derece mahkemesince davacıya iadesine, İstinaf kanun yolu başvurusu nedeni ile davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının talebi halinde ilk derece mahkemesince kendisine iadesine,İstinaf kanun yolu başvurusu nedeni ile alınması gereken 179,90 TL istinaf karar ve ilam harcının davalıdan ilk derece mahkemesince hazine adına tahsiline, İstinaf kanun yolu başvurusu nedeni ile davacı tarafından yapılan 34,30 TL (posta gideri) yargılama giderinin ilk derece mahkemesince davalıdan alınarak davacıya verilmesine, İstinaf başvurusu nedeni ile yapılan yargılamanın niteliği ve A.A.Ü.T. hükümleri göz önünde bulundurularak davacı vekili için vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, Hem ilk derece yargılaması hem de istinaf başvurusu üzerine yapılan yargılama nedeni ile tarafların yatırmış oldukları gider avanslarından artan kısımların ilk derece mahkemesince talep halinde taraflara iadesine,Dair; dosya üzerinde, tarafların ve vekillerin yokluğunda oy birliği ile KESİN olarak verilen karar, açıkça okundu. 22/06/2023