Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesi 2020/204 E. 2022/2701 K. 16.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
19. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/204
KARAR NO: 2022/2701
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/10/2018
NUMARASI: 2015/98 2018/712
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 16/12/2022
İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ 10/10/2018 tarihli ve 2015/98 Esas, 2018/712 Karar sayılı dosyasında verilen karar istinaf incelemesi için dairemize tevzi edilmekle Dairemiz yukarıda belirtilen esas sırasına kaydı yapıldı.Dosya incelendi. Davacı vekili dava dilekçesinde özetle,Davalı TMFS tarafından müvekkili aleyhine icra takibi başlatıldığını, müvekkilinin davalı yana herhangi bir borcu bulunmaması sebebi ile işbu menfi tespit davasını açma zaruretinin hasıl olduğunu, icra dosyası borçlusu … tarafından … A.Ş’den, 26/08/2010 tarihli kredi sözleşmesi ile … plakalı otomobil satın alındığını, müvekkili … satış kredisi kullanan …’nin kredi kefili olduğunu, kredi sözleşmesinin asıl borçlusu …i’nin ödeme güçlüğüne düşmesi ve kredi taksitlerini ödememesi sebebi ile 2000 yılı Temmuz, Eylül, Ekim ayları taksitleri müvekkili tarafından yatırıldığını, 28/07/2000 tarihinde 342.000.000,00TL, 14/09/2000 tarihinde 348.000.000,00 TL, 12/10/2000 tarihinde, 300.000.000,00 TL ödeme yapıldığını, kredi borçlusu … tarafından borçların ödenmemesi sebebi ile … A.Ş tarafından İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile müvekkili aleyhine icra takibi başlatıldığını, takip konusu alacak için daha önce banka tarafından yapılan ilk icra takibinde müvekkili borcu sona erdiği halde ve aynı alacağa ilişkin TMSF tarafından yapılan ikinci icra takibine de itiraz söz konusu iken davalı TMSF tarafından üçüncü kez haksız ve hukuka aykırı olarak takip başlatıldığı ve bu icra dosyası ile 09/09/2014 tarihinde müvekkili üzerine kayıtlı araçlar üzerine haciz işlemi uygulandığını, 2000 yılında borcun sona erdirilmiş olmasına rağmen aradan geçen 15 yıllık süreden sonra müvekkili aleyhine haksız ve hukuka aykırı olarak icra takipleri yapılması sebebi ile müvekkili gerek maddi gerekse manevi olarak zarar gördüğünü, davalı yana herhangi bir borçlarının bulunmadığının tespitini ve dava sürecinde icra baskısı altında borcu ödemek zorunda kalınması halinde istirdatını, icra dosyasında tüm hacizleri fekki ile neticede icra takibinin iptalini, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davalı yanı yükletilmesini talep ile dava açtıkları görüldü. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; …’ın …’ye kullandırılan aracın kredisinin kefili olduğunu, kredi borcunun ödenmemesi sebebiyle Eyüp … Noterliği vasıtası ile 15 Kasım 2000 tarih, … yevmiye numaralı ihtar çekilerek eski para ile 7.650.469,732 TL nin ödenmesini istediğini, dava dilekçesinde icra dosyalarından bahsedildiğini, bankaya el konulması esnasında bu dosyaların bulunamadığını, borcun da ödenmemesi sebebiyle asıl borçlu ve davacı müşterek borçlu müteselsil kefil hakkında yeni takip başladığını, takip başlatılırken banka döneminde uygulanan sözleşme faizler talep edildiğini, kurum kayıtlarına göre dosya borcunun kapanmadığını, fon alacakları ile alakalı olarak fon lehine bazı imtiyazların tanındığını, İcra ve İflas Kanununda yazılı tazminat ve cezaları fon alacakları ile alakalı olarak uygulanmamasını, ihalelere iştiraklerde teminat şartı aranmamasını, itirazların satış dışında takip işlemlerinin durdurulmasını, fona ödenmesi gereken bedellerin sıra cetvelinin kesinleşmesi beklenmeksizin ödenmesini, resen görülecek sebeplerle davanın reddini, muhakeme masraflarının karşı taraf üzerine yükletilmesini talep ile cevap verdiği görüldü. İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi Mahkemesinin /10/10/2018 tarih, 2015/98 Esas, 2018/712 Karar sayılı kabul kararı davalı tarafca istinaf edilmiştir.Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle, huzurdaki dosyaya konu alacak ilişkisinde davacının yediemin değil müşterek borçlu ve müteselsil kefil olduğunu, alınan arabayı iade etmekle yükümlülüğünün bittiğinin düşünüldüğünü, icra dosyasındaki borcun birşeyin teslimine ilişkin olmayıp para borcu olduğunu, bu nedenle alınan şeyin teslim edilmesiyle borcun kapanmadığını, bilirkişi raporunda belirtildiği gibi aracın o dönemdeki değeri tespit edilip buna göre saklama yapılması gerektiği halde mahkemece herhangi bir araştırma yapılmadığını, mahkeme kararının kaldırılmasını talep ederek istinaf etmiştir.
GEREKÇE: Dava, dava dışı asıl borçlu tarafından kullanılan kredinin ödenmemesi nedeniyle kefil olan davacı aleyhine başlatılan icra takibine konu alacakla ilgili borçlu olmadığının tespiti talebine ilişkindir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda “Davalı TMSF tarafından davacı … aleyhine başlatılan İstanbul … İcra Müdürlüğünün 28/10/2005 tarihli …-… esas sayılı dosyası ve İstanbul … İcra Müdürlüğünün 26/06/2013 tarihli … esas sayılı dosyası kapsamında talep edilen alacağın tespiti için davalı banka defter, kayıt ve belgelerinin incelenmesi ve … plakalı sayılı aracın akıbeti bankaya teslim tarihini takiben yapılması gereken değer tespiti/kıymet taktiri veya satış bedelinin tespit edilmesi gerektiği, davalı bankanın aracın akıbetini kanıtlayamadığı, bu sebeple davalı TMSF’nin aracın teslim aldığı andaki değerinin faizi ile birlikte tüm alacağını karşıladığının kabulü gerekeceği, aksinin davalı tarafça ispatlanamadığı anlaşıldığından davacının davasının kabulüne, davacı borçlunun davalı alacaklıya borçlu olmadığının tespitine ve icranın eski haline iadesine…” karar verildiği görülmüştür.Dosya kapsamında yapılan incelemede, 03/11/2016 tarihli bilirkişi raporunda “Davalı … tarafından davacı … aleyhine başlatılan İstanbul … İcra Müdüriüğü’nün 28.10.2005 Tarihli, … Esas sayılı dosyası ve İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün 26.06.2013 Tarihli, … Esas sayılı dosyası kapsamında talep edilen alacağın tespiti için davalı Banka defter, kayıt ve belgelerinin incelenmesi ve … Plaka sayılı aracın akıbeti, Bankaya teslim tarihini takriben değer tespiti/kıymet takdiri veya satış bedelinin tespit edilmesi gerektiği..” belirtildiği halde bu yönde bir inceleme yapılmadığı, eksik inceleme neticesinde karar verildiği anlaşılmaktadır. Mahkeme aynı bilirkişi raporuna dayanarak yaparak ispat külfeti yönünden hatalı tespit yapmıştır. Aracın teslim tarihindeki değerinin borcu karşılamaya yeterli olup olmadığını ispat davacıya aittir zira borcun tamamının ödendiğini iddia eden davacıdır. Kefil olan davacının, aracı alacaklı bankaya teslim yetkisinin olup olmadığı, teslim edildiği tespit edilen araçla ilgili ne tür işlem yapıldığı, aracın akıbetinin ne olduğu araştırılmamıştır. Aracın halen mevcut olmaması, trafikte kaydının bulunmaması hususları, ortalama değerinin tespit edilmesini engel değildir. Davacının davaya ve takibe dayanak kredi borcuyla ilgili yaptığı ödemeler, araç davalı bankaya (teslim edilmişse de kayden devredilip devredilmediği anlaşılamamakla) devredilmişse devir tarihindeki değeri tespit edilip borçtan mahsup edilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekmektedir. Bu nedenle davalının istinaf talebinin kısmen kabulü ile kararın kaldırılarak mahkemesine iadesine ilişkin aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle:Davalının İstinaf talebinin KABULÜNE,İlk derece Mahkemesi KARARININ KALDIRILMASINA, Dosyanın, gerekçede belirtilen hususlara göre incelenerek sonucuna göre bir karar verilmek üzere mahkemesine İADESİNE,İstinaf kanun yolu başvurusu nedeniyle alınması gereken 80,70 TL istinaf karar ve ilam harcının davacıdan ilk derece mahkemesince hazine adına tahsiline, İstinaf kanun yoluna başvuran davalı tarafından yapılan 32,50 TL (posta masrafı) yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, Davanın ve dosya üzerinde yapılan yargılamanın niteliği ve avukatlık asgari ücret tarifesi göz önünde bulundurularak aleyhine istinaf kanun yoluna başvurulan için vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,Karar tebliği, harç takibi ve avans iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,Dair; dosya üzerinde, tarafların ve vekillerin yokluğunda oy birliği ile KESİN olarak verilen karar, açıkça okundu. 16/12/2022