Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
19. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1440
KARAR NO : 2023/586
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/03/2020
NUMARASI : 2019/673 2020/283
DAVANIN KONUSU : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 13/03/2023
BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ 12/03/2020 tarihli ve 2019/673 Esas, 2020/283 Karar sayılı dosyasında verilen karar istinaf incelemesi için dairemize tevzi edilmekle Dairemiz yukarıda belirtilen esas sırasına kaydı yapıldı.
Dosya incelendi.
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı şirkete FETÖ/PDY suç örgütüne yönelik gerçekleştirilen soruşturmalar kapsamında 674 sayılı KHK gereğince TMSF kayyım olarak atandığını, halen TMSF tarafından atana kayyımın yönetim kurulu tarafından yönetildiğini, müvekkili şirkete 23/11/2016 tarihli KEP bildirimi ve 03/11/2016 tarihli 6573-1 sayılı ve 03/11/2016 tarihli 6573-2 sayılı EPDK kararları ile …Antalya Akseki Büyükalan 1 GES Projesi ile…Van Arısu GES tesislerine ilişkin ön lisans verildiğini, verilen ön lisans sürelerinin EPDK tarafından 03/05/2019 tarihine kadar uzatıldığını, 22/04/2019 tarihli “Ges Katkı Payı Anlaşması” ve 22/04/2019 tarihli “GES Katkı Payı Anlaşması” sözleşmeleri için yasal yükümlülük olmamasına rağmen hukuka aykırı tahsil edilen toplam 1.069.823,48 TL’nin ödemenin yapıldığı tarihten itibaren hesaplanacak T.C.Merkez Bankasının kısa vadeli krediler için uyguladığı avans faiz oranına göre faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, davalının arabulucu görüşmesine katılmamış olması sebebiyle lehine yargılama giderleri ve vekalet ücreti tayin edilmemesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; GES Katkı Payı Anlaşmaları kapsamında … Elektrik Üretim Sanayi ve Ticaret A.Ş.’ce katkı payı tutarının binde 9,48’i üzerinden hesaplanan … Antalya Akseki Büyükyalan 1 GES için 252.888,48 TL tutarında ve … Van Arısu GES için 816.939,00 TL tutarında damga vergisi yatırıldığını, öncelikle dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddine, yargı yolu husumet itirazlarının kabulüne, zamanaşımına uğramış haksız davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi Mahkemesinin 13.03.2020 tarih, 2019/673 Esas, 2020/283 Karar sayılı husumet nedeniyle usulden red kararı davacı tarafından istinaf edilmiştir.Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle, mahkemece verilen kararın hukuka ve yasal düzenlemelere aykırı olduğunu, husumetin davalıya yöneltilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığını, 6446 sayılı yasanın geçici 4. Maddesi gereğince davacı şirketin damga vergisinden muaf olduğunu, davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, arabuluculuk kanunu yönetmeliğinin 25. Maddesi gereğince arabuculuk görüşmesine katılmayan taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesinin hukuka ve yasal düzenlemelere aykırı olduğunu, bu nedenle kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep ederek kararı istinaf etmiştir.
GEREKÇE: Dava; taraflar arasındaki 22/04/2019 tarihli “Ges Katkı Payı Anlaşması” ve 22/04/2019 tarihli “GES Katkı Payı Anlaşması” sözleşmeleri kapsamında davalı tarafından davacıdan haksız olarak alındığı iddia olunan damga vergisinin tahsili talebine ilişkindir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda “…davacının alacak olarak nitelendirdiği toplam 1.069.823,48 TL damga vergisinin Vergi Dairesine yatırılması nedeni ile ticari alacak olarak değerlendirilip alacak davası açıldığı anlaşılmış olup bir an taraflar arasındaki 22.04.2019 tarihli “Ges Katkı Payı Anlaşması” (… Van Arısu GES/VAN tesisi) ve 22.04.2019 tarihli “GES Katkı Payı Anlaşması”(… Antalya Akseki Büyükalan 1 GES Tesisi) sözleşmeleri için yasal yükümlülük olmamasına rağmen hukuka aykırı tahsil edildiği kabul edilse dahi davalının davacı şirket tarafından ödenen damga vergisinin yasal süresi içerisinde Vergi Dairesine beyan edilerek ödendiği, davalı kurum bünyesinde kalmadığı ve husumet mercinin…A.Ş. değil VERGİ İDARESİ olması gerektiği dikkate alınarak davalı Türkiye Elektrik İletişim A.Ş.’ne husumet yöneltilmesinin mümkün olmadığı…” gerekçesiyle davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verildiği görülmüştür.Davacı dava dilekçesinde ve istinaf talebinde davalı idarenin 6446 sayılı yasanın geçici 4. Maddesine aykırı olarak kendisinden damga vergisi aldığını iddia etmektedir. 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu Geçici 4.maddesi “… 2 (b) Üretim tesislerinin yatırım döneminde, üretim tesisleriyle ilgili yapılan işlemler harçtan ve düzenlenen kâğıtlar damga vergisinden müstesnadır…(5) Ek: 21/3/2018-7103/85 md.) Birinci fıkrada belirtilen tarihe kadar uygulanmak üzere, önlisans sahibi tüzel kişilerin, önlisansın geçerlilik süresi içerisinde bu önlisans kapsamında kuracağı üretim tesisleriyle ilgili yaptıkları işlemler harçtan, bu işlemlere ilişkin düzenlenen kâğıtlar damga vergisinden müstesnadır.” düzenlemektedir. Dosyaya ibraz edilen bilirkişi raporundan Davacı şirketin ödemiş olduğu toplam 1.069.823,48.-TL. Damga Vergisinin Davalı tarafça müteselsil sorumluluk nedeni ile tahsil edip bağlı bulunduğu Vergi Dairesine yasal süresi içerisinde beyan edilerek ödenmesi nedeni ile yatırılan tutarın davalı şirketin bünyesinde kalmadığı anlaşılmaktadır. Yukarıda belirtilen yasa maddesi gereğince davacının damga resim ve harcından muaf olması hususu ilgili vergi dairesi tarafından değerlendirilmesi gereken bir durumdur. Söz konusu ödeme, vergi idaresi tarafından, muafiyet nedeniyle davalıya iade edilmiş değildir. Böyle bir iddia ve bilgi de bulunmamaktadır. Bu nedenle davalıya damga vergisinin iadesi hususunda husumet yöneltilemez. Davalının, Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 25. Maddesi uyarınca arabuluculuk görüşmesine katılmayan taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesinin hukuka ve yasal düzenlemelere aykırı olduğuna ilişkin istinaf talebine gelince, Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliğinin 25/9. maddesinde “Taraflardan birinin geçerli bir mazeret göstermeksizin ilk toplantıya katılmaması sebebiyle arabuluculuk faaliyetinin sona ermesi durumunda toplantıya katılmayan taraf, son tutanakta belirtilir ve bu taraf davada kısmen veya tamamen haklı çıksa bile yargılama giderinin tamamından sorumlu tutulur. Ayrıca bu taraf lehine vekâlet ücretine hükmedilmez. Her iki tarafın da ilk toplantıya katılmaması sebebiyle sona eren arabuluculuk faaliyeti üzerine açılacak davalarda tarafların yaptıkları yargılama giderleri kendi üzerlerinde bırakılır. …” denilmek suretiyle arabuluculuk faaliyetine katılmayan tarafın davasında haklı çıkması durumunda dahi yargılama giderlerinden sorumlu tutulacağının düzenlendiği görülmektedir. Bunun yanında 7036 sayılı Kanun’un gerekçesinde de, “…Büro tarafından kendisine verilen iletişim bilgileri itibarıyla araştırma yapmak ve taraflara ulaşmaya çalışmak arabulucunun sorumluluğundadır. Arabulucu bu adreslere tam anlamıyla ulaşmaksızın taraflara ulaşılamadığı gerekçesiyle faaliyeti sonlandırdığında mahkemece bu iletişim adreslerinin doğru olduğu ve bu adreslerden taraflara ulaşılabileceği tespit edilse bile dosya yeniden arabulucuya iade edilmemeli ve mahkemece dava görülmeye devam edilmelidir.” şeklinde ifadelere yer verilmiştir. Dosyaya ibraz edilen arabuluculuk son tutanağında, davalının adresi araştırılmaksızın ve bildirilen adrese davetiye çıkartılmayıp mail adresine bilgi gönderildiği belirtilmekle davalı tarafın mazeretsiz toplantıya katılmadığından bahsedilemez. Bu nedenle davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi yerindedir. Dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, tüm dosya kapsamıyla anlaşılmış olup, ayrıca alınan bilirkişi raporunun taraf, mahkeme ve istinaf kanun yolu denetimine olanak sağlayacak şekilde düzenlenip, hükme esas alınmaya yeterli olduğu, mahkemece verilen kararın yerinde bulunduğu anlaşılmakla davacının tüm istinaf itirazları yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle:
Dairemiz ilk derece mahkemesi kararını hem maddi olay hem de hukuka uygunluk bakımından incelemeye tabii tutarak yapmış olduğu istinaf incelemesinde; İstinafa konu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından HMK 353/1-b maddesi gereğince davacının istinaf kanun yolu başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
İstinaf kanun yolu başvurusu için alınması gereken harcın mahsubuyla eksik 125,50 TL’nin davacıdan ilk derece mahkemesince hazine adına tahsiline,
Davanın ve dosya üzerinde yapılan yargılamanın niteliği ve avukatlık asgari ücret tarifesi göz önünde bulundurularak aleyhine istinaf kanun yoluna başvurulan için vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
İstinaf kanun yoluna başvuru için yapılan yargılama giderlerinin kanun yoluna başvuran davacı üzerinde bırakılmasına, artan kısmın talep halinde ilk derece mahkemesince yatırana iadesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme ve müzakere sonucunda HMK 361. madde uyarınca kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde verilecek dilekçe ile Yargıtay’ın ilgili hukuk dairesi nezdinde temyizi kabil olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 13/03/2023