Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesi 2019/713 E. 2021/2285 K. 03.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
19. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/713
KARAR NO: 2021/2285
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/04/2018
NUMARASI: 2017/162 2018/347
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 03/12/2021
İSTANBUL ANADOLU 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ 19/04/2018 tarihli ve 2017/162 Esas, 2018/347 Karar sayılı dosyasında verilen karar istinaf incelemesi için dairemize tevzi edilmekle Dairemiz yukarıda belirtilen esas sırasına kaydı yapıldı. Dosya incelendi. Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu senedin müvekkilinin arkadaşı olan Av. …’nın yapılan tedavisi neticesinde vefat etmiş olması ve cenazenin hastaneden verilmesi için şart koşulması sebebiyle verildiğini, “tedavi masraflarının Türkiye Barolar Birliği Başkanlığınca ödeneceğinin” müvekkili ve hastane tarafından bilindiğini, senedin iade edileceği inancı ile verildiğini, tedavi masrafı olan ve faturaya bağlanan tedavi ücreti Türkiye Barolar Birliği Başkanlığı tarafından İstanbul Barosuna gönderildiğini, ancak İstanbul Barosu tarafından hastaneye değil müteveffanın yasal mirasçılarına ödendiğini, müteveffanın yasal mirasçılarının da bu bedeli hastaneye ödemedikleri için müvekkil aleyhine takip yapıldığını, müvekkilinin yakın arkadaşı olan müteveffa …’nın, kanser rahatsızlığı sebebi ile davacı şirketin sahibi ve işleteni olduğu … Hastanesinde tedavi gördüğünü, Müteveffa … avukat olup, İstanbul Barosu mensubu olduğunu, davalı şirket, … bakım ve tedavisi için yapmış olduğu masraflar için düzenlemiş olduğu fatura ve tedaviye ilişkin rapor, epikriz vs. tüm evrakları, Türkiye Barolar Birliği Başkanlığı’na bizzat göndererek fatura bedelinin ödenmesini istediğini, davalı tarafın bu faturanın T.B.B. Başkanlığı tarafından ödeneceğini bilmesine rağmen, …’nın cenazesini teslim etmediğini ve teslim etmek için müvekkiline davaya konu edilen teminat senedini imzalattığını, müvekkilinin cenazeyi teslim alabilmek için ve ödemenin de Türkiye Barolar Birliği Başkanlığı tarafından ödeneceği kuvvetle muhtemel olduğundan teminat senedini imzalamak zorunda kaldığını, davalının hastane masraflarının ödenmesine ilişkin başvurusu üzerine, Türkiye Barolar Bilirliği Başkanlığı tarafından söz konusu fatura bedeli, kişi vefat etmiş olduğundan doğrudan hastaneye değil, müteveffanın üyesi olduğu İstanbul Barosu Başkanlığına gönderildiğini, T.B.B. Başkanlığı’nın fatura bedeline ilişkin olarak, İstanbul Barosu Başkanlığı’na göndermiş olduğu ödeme, İstanbul Barosu Başkanlığı tarafından müteveffanın yasal mirasçılarına verildiğini, davalı şirket tarafından müvekkil aleyhine, İstanbul Anadolu …İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası ile 26.08.2016 tanzim 20.09.2016 vade tarihli 90.500.-TL’sı bedelli bono için takip başlatıldığını, müvekkilin kötü niyetle başlatılan haksız takip sebebi ile telafisi zor zarara uğramasının engellenmesi için, takibin durdurulmasına yönelik tedbir kararı verilmesini, İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile takibe konu edilen teminat bonosundan dolayı, müvekkilin borçlu olmadığının tespitini ve senedin iadesini, müvekkilinin aleyhinde başlatılan kötü niyetli takip sebebiyle davalının en az %20 tazminata mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının takibe konu senedin teminat senedi olduğu iddiaları asılsız olduğunu, bu senet bizzat davacı tarafından mütevaffa …’nın müvekkili şirketin sahibi olduğu … Hastanesi’nde gördüğü tedaviye ilişkin doğan ücret borcu karşılığında müvekkil şirkete verildiğini, müvekkili hastane, ülke sınırları içerisindeki özel hastanelerin öncülerinden olduğunu, 1981 yılından beri faaliyet gösteren, deneyim ve yoğun bilgi birikimiyle, tıbbi etik değerlerine bağlı sağlık sektörünün en köklü kuruluşlarından olduğunu, mütevaffanın … 04.07.2016 tarihinden 26.08.2016 tarihine kadar müvekkili hastanenin yoğun bakımında yattığını, müvekkil hastanede yattığı 04.07.2016 tarihinden 29.07.2016 tarihine kadar olan dönem için 70.000-TL lik ara fatura kesilmiş müteveffa henüz sağ olduğu için bu bedel tarafından ödendiğini, 29.07.2016 tarihinden 26.08.2016 tarihine dek olan II.dönem 31.08.2016 tarih … sıra nolu 90.500-TL lik fatura bedeline karşılık olarak müvekkili hastaneye herhangi bir ödeme yapılmadığını, davacı tarafın dava dilekçesinde …’nın tedavi masraflarının Türkiye Barolar Birliği Başkanlığınca ödeneceğini söyleyerek bahse konu senedi teminat amaçlı verdiğini belirttiğini, müvekkil şirketin TBB ile bir anlaşmasının olmayışı ve TBB tarafından müvekkil hastaneye doğrudan bir ödeme yapılmamış olması bu iddiaların yersiz ve borçtan kurtarıcı beyanlar olduğunu açıkça gösterdiğini, davacının müvekkili hastaneye borcu bulunduğunu, davacı taraf senedin varlığını kabul ettiğini, davacı taraf senet üzerindeki imzanın kendisine ait olduğunu kabul ettiğini, davacı taraf senedin doğuş nedenini kabul ettiğini, davacı taraf ücrette mutabık kalarak senedi imzaladığını kabul ettiğini, davacı taraf senet bedelini ve hastane masraflarını ödemediğini kabul ettiğini, bu nedenlerle davacı tarafın borçlu olduğu ve sebepten soyut borç ikrarı mevcut olduğundan haksız davanın reddini, davacının %40 icra inkar tazminat ödemeye mahkum edilmesini ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi Mahkemesinin 19/04/2018 tarih, 2017/162 Esas, 2018/347 Karar sayılı red kararı davacı tarafından istinaf edilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle, mahkemece verilen kararın yasaya ve usule aykırı olduğunu, davacının müteveffanın kanuni mirasçısı olmadığını, hastane giderlerinin sorumlusu olmadığını, T.B.B.’den hastane masraflarının karşılığı olarak gönderilen meblağı mirasçıların aldığını, davalı hastaneye hastane masraflarını temin maksadıyla verilen senedin teminat senedi olduğunu, kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiş kararı istinaf etmiştir.
GEREKÇE: Dava, teminat senedi olduğu iddia olunan kambiyo senedinin karşı tarafça icra takibine konulması nedeniyle söz konusu icra takibine konu borcun olmadığının tespitine ilişkindir. Mahkemece taraf delilleri toplanılmış, icra dosyası celbedilmiş ve davacının davaya dayanak kambiyo senedinin teminat senedi olduğunu ispatlayamaması nedeniyle davanın reddine karar verildiği görülmüştür. Dosyanın yapılan incelemesinde davacının arkadaşı olan kişinin hastanede vefatı sonrasında hastane masrafları için davacının hastane yönetimini verdiği senedin incelenmesinden senet üzerinde teminat senedi olduğuna ilişkin herhangi bir açıklama bulunmadığı, söz konusu senedin teminat senedi olduğuna dair başkaca bir yazılı delil getirilmediği sabittir. Hastane yönetiminin vefat eden kişiye ait faturayı T.B.B’ye göndermesi söz konusu senedin teminat senedi olduğu ve temin edilen alacağın karşılandığı anlamına gelmemektedir. Kaldı ki davacı gerek yargılama sırasında gerek istinaf dilekçesinde baro tarafından ödemenin mirasçılara yapıldığını belirtmiştir. Dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, tüm dosya kapsamıyla anlaşılmış olup, mahkemece verilen kararın yerinde bulunduğu anlaşılmakla davacının tüm istinaf itirazları yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Dairemiz ilk derece mahkemesi kararını hem maddi olay hem de hukuka uygunluk bakımından incelemeye tabii tutarak yapmış olduğu istinaf incelemesinde; İstinafa konu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından HMK 353/1-b maddesi gereğince davacının istinaf kanun yolu başvurusunun ESASTAN REDDİNE, İstinaf kanun yolu başvurusu için alınması gereken harcın mahsubuyla eksik 14,9 TL’nin davacıdan ilk derece mahkemesince hazine adına tahsiline, Davanın ve dosya üzerinde yapılan yargılamanın niteliği ve avukatlık asgari ücret tarifesi göz önünde bulundurularak aleyhine istinaf kanun yoluna başvurulan için vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, İstinaf kanun yoluna başvuru için yapılan yargılama giderlerinin kanun yoluna başvuran davacı üzerinde bırakılmasına, artan kısmın talep halinde ilk derece mahkemesince yatırana iadesine, Dosya üzerinden yapılan inceleme ve müzakere sonucunda HMK 361. madde uyarınca kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde verilecek dilekçe ile Yargıtay’ın ilgili hukuk dairesi nezdinde temyizi kabil olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 03/12/2021