Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesi 2019/632 E. 2021/1664 K. 24.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
19. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/632
KARAR NO: 2021/1664
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/12/2018
NUMARASI: 2017/391 Esas – 2018/1196 Karar
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 24/09/2021
İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİnin 17/12/2018 tarihli, 2017/391 Esas, 2018/1196 Karar sayılı dosyasında verilen karar istinaf incelemesi için dairemize tevzi edilmekle Dairemiz yukarıda belirtilen esas sırasına kaydı yapıldı. Dosya incelendi. Davacı vekili dava dilekçesinde: müvekkilinin, davalıya dava konusu senet veya başka hiçbir borcunun bulunmadığını, aleyhine başlatılan haksız ve kötü niyetli icra takip ve haciz işlemleri nedeniyle icra tehdidi altında olduğunu belirterek davanın kabulü ile, dava konusu senet bedeli borç miktarı ödendiğinden, müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine, müvekkili tarafından karşılığı ödenmiş olan senedin ve İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra takibinin iptaline, kötü niyetli icra takibinde bulunan davalının alacak miktarının %20’sinden aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı taraf cevap dilekçesinde; uzun zamandır kredi kartı hesabına para yatırdığını, aradaki güven ilişkisine dayalı olarak kontör yükleme işinde kendi kredi kartının kullanıldığını, ancak davaya ve takibe konu bononun bu ilişkiden tamamen bağımsız olduğunu, söz konusu senedi davalı tarafa verilen borca karşılık alındığını, bu nedenle kredi kartı hesabına yapılan ödeme ile bir alakasının bulunmadığını, davacının yatırdığı paraların karşılıklarının tamamının kredi kartı üzerinden harcandığını, davacının haksız olarak icra takibine itiraz ettiğini, davacı tarafın, söz konusu senede ilişkin olmayan bir banka dekontu ile borçtan kurtulmaya çalıştığını, bu dekontun senet bedelinin ödendiğini göstermediğini, takibe konulan senedin 15.000,00 TL iken 16.000,00 TL ödenmesi ticari hayatın olağan akışına aykırı olduğuni, senedin vade tarihinden sonra yapılan ödemenin o senede ait olduğunun göstergesi olarak kabul edilemeyeceğini belirtilerek davanın reddine karar verilmesi talep etmiştir. İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 17/12/2018 tarih, 2017/391 Esas, 2018/1196 Karar sayılı”-Davanın reddine, Kötü niyet tazminatı talebinin reddine, ” kararı davacı tarafından istinaf edilmiştir. Davacı, kabul kararı verilmesi gerekirken verilen kararın yerinde olmadığı gerekçeleriyle istinaf talebinde bulunmuştur. Dava, menfi tespit isteminden kaynaklanmaktadır. İlk derece mahkemesi, davacı tarafın ticari defterlerin tamamını sunmadığı, bütünlük esası gereği defter ve kayıpların kendi lehine delil vasfına sahip olmadığı, davacının davalıya senetten kaynaklanan borcunu ödediği hususunu ispatlayamadığı, bonodaki imzaya her hangi bir itirazın bulunmadığı gerekçesiyle açılan davayı reddetmiştir. Davacının istinaf sebeplerinin incelenmesinde, senedin sonradan davalı tarafından doldurup doldurulmadığı hususunun araştırılmadığını, raporda 16.000,00 TL ödenildiğinin sabit olduğu, senedin ve yapılan ödemenin yapılan alışverişe ilişkin olduğu, yapılan ödemeyle ispat yükünün davalıya geçtiği gerekçesiyle verilen kararı istinaf etmiştir. Dosya kapsamında davaya konu olan senet mevcuttur. Bono mahiyetindeki senet incelendiğinde, düzenlenen tarihin 15/11/2014 olduğu, tediye tarihinin 29/12/2014 olduğu, bedelinin 15.000,00 TL olduğu görülmektedir. Senet metni incelendiğinde, dava konusu olan senedin bir borcun teminatı olup olmadığına ilişkin her hangi bir açıklama bulunmamaktadır. Dosya kapsamında alınan bilirkişi raporu incelendiğinde, davacının davalıyla 05/03/2015 tarihinde 16.000,00 TL tutarında bir ödeme yapmış olduğu görülmektedir ancak, dekontta söz konusu bedelin senede ilişkin olup olmadığı hususu belirtilmemiştir. Takibe konu senet miktarı ile havale miktarının farklı olması, senetteki tediye tarihi ile havale tarihi arasında 3 aydan fazla bir süre geçmiş olması, senet metninde senedin teminat senedi olduğuna ilişkin her hangi bir açıklamanın bulunmaması nedeniyle davacının iflasını ispatlayamadığı anlaşılmaktadır. Dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, mahkemece verilen kararın yerinde bulunduğu anlaşılmakla davacının tüm istinaf itirazları yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddi dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacının istinaf kanun yolu başvurusunun ESASTAN REDDİNE, İstinaf kanun yolu başvurusu için alınması gereken harcın mahsubuyla artan 34,90 TL’nin davacı tarafa ilk derece mahkemesince iadesine, Davanın ve dosya üzerinde yapılan yargılamanın niteliği ve avukatlık asgari ücret tarifesi göz önünde bulundurularak aleyhine istinaf kanun yoluna başvurulan için vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, İstinaf kanun yoluna başvuru için yapılan yargılama giderlerinin kanun yoluna başvuran davacı üzerinde bırakılmasına, artan kısmın talep halinde ilk derece mahkemesince yatırana iadesine, Karar tebliği, harç takibi ve avans iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine, Dair; dosya üzerinde, tarafların ve vekillerin yokluğunda oy birliği ile KESİN olarak verilen karar, açıkça okundu. 24/09/2021