Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesi 2019/399 E. 2019/595 K. 07.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
19. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/399
KARAR NO : 2019/595
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 22/11/2018
NUMARASI : 2018/799 Esas – 2018/1114 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 07/03/2019
İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin 22/11/2018 tarihli, 2018/799 Esas, 2018/1114 Karar sayılı dosyasında verilen karar istinaf incelemesi için dairemize tevzi edilmekle Dairemiz yukarıda belirtilen esas sırasına kaydı yapıldı.
Dosya incelendi.
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, Müvekkilleri ile …… ili, …. İlçesi, ….. Mah. …. ada, …. pafta, …… parsel ……. Projesinde 6. Kat 44 numaralı bağımsız bölümün satışı için Sözleşme imzalandığını, sözleşme’nin bir tarafı her iki davacı olup diğer tarafı davalı tarafta olduğunu, anılan Sözleşme gereğince taşınmaz 127,00 m2 olarak teslim edilecek iken çok daha az bir metrekare olarak teslim edildiğini, 1 numaralı müvekkilleri ile …. ili, ….. İlçesi, ….. Mah. ….. ada, …. pafta, ….. parsel …… Projesinde ….. Kat ,….. numaralı bağımsız bölümün satışı için Sözleşme imzalandığını, taşınmaz 95,45 m2 olarak teslim edilecek iken çok daha az bir metrekare olarak teslim edildiğini, yargılama sürecinde ortaya çıkacak nedenlerle fazlaya ilişkin dava, talep, şikayet, takip vb gibi her türlü haklarımıza saklı kalmak kaydı ile; davanın kabulü ile, taşınmazın Sözleşmede belirtilen ölçülerde teslim edilmesi halinde taşınmazın edeceği değer ile şu anda eksik olarak teslim edilmesi nedeni ile taşınmazın değeri arasındaki fark ile Sözleşme gereğince eksik teslimat yapılan m2 oranı hesaplanarak satış bedeli üzerinden yüzdesel olarak bu eksik teslimat oranının hesaplanması sonucu ortaya çıkacak olan bedelden hangisi yüksek çıkar ise bu bedelin taşınmazların teslim tarihinden itibaren işleyecek bankaların uyguladığı en yüksek faizin Sözleşmede kararlaştırılmış dolar üzerinden işletilerek Müvekkillere verilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; fazlaya ilişkin her türlü talep ve dava haklarımız saklı kalmak kaydıyla, dava dilekçesinde açık bir şekilde talep sonucu yer almadığından, HMK M.119/2 gereği davanın açılmamış sayılmasına, mahkeme aksi kanaatteyse, dava şartı eksikliği (gider avansı) ve usulsüz delil bildirimi sebeplerinden ötürü davanın usulden reddine, uyuşmazlığa bakmakla görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesi (şartları mevcutsa tüketici mahkemesi) olduğundan, mahkemenizin görevsizliğine, ayıp ihbar süresi geçmiş olduğundan, davanın esastan reddine veya ayıplı ifa olmadığından, davanın esastan reddine, vekâlet ücreti de dâhil olmak üzere her türlü yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İstinafa konu karar, İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin 22/11/2018 tarihli 2018/799 Esas, 2018/1114 Karar sayılı dosyasında verilen ” görev yönünden usulden reddine ” yönelik kararıdır. Davalı vekili, ilk derece mahkemesi kararının yerinde olmadığını, taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümünde tüketici mahkemelerinin değil Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğunu, 44 ve 78 numaralı taşınmazların satın alındığını beyan ederek istinaf talebinde bulunmuştur.
GEREKÇE :Taraflar arasındaki akdi ilişkinin kurulduğu hususunda uyuşmazlık yoktur. Uyuşmazlığın çözümünde hangi mahkemenin görevli olduğu hususunda uyuşmazlık söz konusudur. İlk derece mahkemesince taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümünde Tüketici Mahkemelerinin görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı verildiği görülmüştür. Davalı vekili istinaf dilekçesinde Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğunu beyan etmiştir. 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 3. Maddesine göre tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiye, tüketici işlemi; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık vb. sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder. 6502 Sayılı Yasanın 73. maddesi, bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür. Bir hukuki işlemin sadece 6502 Sayılı Yasada düzenlenmiş olması tek başına o işlemden kaynaklanan uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde görülmesini gerektirmez. Bir hukuki işlemin 6502 Sayılı Yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için taraflardan birinin tüketici olması gerekir. Bu kapsamda yapılan incelemede davacıların bir taşınmazı ortak aldığı diğer taşınmazın da davalılardan biri tarafından tek başına satın aldığı nazara alındığında davacıların ticari ve mesleki amaçla hareket ettiğinin kabulü gerekmiş ve tüketici sıfatlarının bulunmadığı anlaşılmıştır. İlk derece mahkemesinin Tüketici Mahkemesine vermiş olduğu görevsizlik kararı yerinde değildir. Ancak taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümünde Ticaret Mahkemeleri de görevli değildir. Zira bir davanın ticaret mahkemesinde görülebilmesi için mutlak veya nispi ticari dava olması gerekir. Hangi davaların ticari dava olduğu Ticaret Kanunun 4. ve 5/2. maddeleri ile özel yasalarda düzenlenmiştir. Bir davanın mutlak ticari dava sayılabilmesi için Ticaret Kanunun 4. maddesininde 1-6 bentlerindeki davalardan olması, nispi ticari dava sayılabilmesi için de, davanın her iki tarafının tacir olması ayrıca dava konusu uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili bulunması gerekir. Bu nedenle de bu kapsamda yapılan incelemede ise Ticaret Mahkemelerinin görevli olmadığı sabittir. Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümünde yukarıdaki gerekçelerde göz önünde bulundurulduğunda Asliye Hukuk Mahkemeleri görevlidir. Açıklanan tüm bu nedenlerle aşağıdaki şekilde hüküm tesisi usul ve yasalara uygun görülmüştür.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;Davalının istinaf talebinin KABULÜNE,İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/799 Esas 2018/1114 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,Dosyanın, gerekçede belirtilen hususlar çerçevesinde yeniden yargılama yapılmak üzere ilk derece mahkemesine İADESİNE,Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğunun tespitine, 44,40 TL maktu karar ve ilam harcının davacılardan ilk derece mahkemesince hazine adına tahsiline, İstinaf kanun yoluna başvuran davalı tarafından yatırılan istinaf kanun yolu harcının talep halinde ilk derece mahkemesince kendisine iadesine,İstinaf kanun yoluna başvuru için yapılan yargılama giderlerinin esas karar ile birlikte ilk derece mahkemesince değerlendirilmesine,Davanın ve dosya üzerinde yapılan yargılamanın niteliği ve avukatlık asgari ücret tarifesi göz önünde bulundurularak aleyhine istinaf kanun yoluna başvurulan için vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,Dair; dosya üzerinde, tarafların ve vekillerin yokluğunda oy birliği ile KESİN olarak verilen karar, açıkça okundu. 07/03/2019