Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesi 2019/3771 E. 2022/2066 K. 12.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
19. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/3771
KARAR NO: 2022/2066
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/05/2019
NUMARASI: 2016/1091 2019/447
DAVANIN KONUSU: Senetlerin İptali
KARAR TARİHİ: 12/10/2022
İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/1091 Esas, 2019/447 karar sayılı kararı dosyasında verilen karar istinaf incelemesi için dairemize tevzi edilmekle Dairemiz yukarıda belirtilen esas sırasına kaydı yapıldı.Dosya incelendi. Davacı vekili asıl ve birleşen davasında; davacı müvekkili ile davalı arasında 28.10.2015 tarihinde 2015/16, 2016/17 ve 2017/18 sezonları için geçerli olmak üzere “REKLAM VE TANITIM SÖZLEŞMESİ” adı altında bir sözleşme bağıtlandığını, davacının reklamının ve tanıtımının sağlanması maksadıyla davalının sözleşmede belirtilen süre içerisinde, … Takımının TFF Süper Lig ve Türkiye Kupası maçlarında giyeceği formalarda davacının isminin yer alması ve sözleşmede belirtilen diğer hakların sağlandığını, sözleşme çerçevesinde 2015/16 sezonu için sözleşme bedeli KDV dahil 9.000.000-TL, 2016/17 sezonu için 10.000.000 TL ve 2017/18 sezonu için 11.000.000 TL üzerinden anlaşma sağlandığını, 2015/16 sezonu için yapılacak 9.000.000 TL’lik bedelin ödenme şeklinin sözleşmede belirtildiğini, 2015/2016 dönemine ilişkin olmak üzere davacı müvekkilinin toplamda 3.983.702 TL değerindeki maliki olduğu taşınmazları davalıya devredildiğini, aynı sezonun kalan bakiye tutarı içinse toplam on dört adet senet tanzim edildiğini, davacının sözleşmenin devamı sürecinde edimlerini eksiksiz olarak yerine getirdiğini ancak bir kısım şirket yetkililerinin devlet yapılanmasına paralel örgüte yönelik yapılan soruşturma kapsamında ifadelerine başvurulmasının hemen akabinde ortada açılmış bir dava kesinleşmiş bir mahkeme ve tutuklama kararı olmamasına rağmen, davalı tarafın haksız ve mesnetsiz olarak Beyoğlu … Noterliği’nin 28.04.2016 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile sözleşmeyi feshettiğini, davacının Kartal … Noterliğinin 25.05.2016 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile davalı tarafın sözleşmenin feshine ilişkin olarak gönderdiği ihtarnameye cevap vererek itirazlarını belirttiklerini, davalı tarafça söz konusu ihtarnameye cevap verilmediği gibi taşınmazların ve senetlerin iade edilmediğini, davalı tarafça yapılan feshin sözleşmeye aykırı olduğu, konunun müzakere edilmediği, feshin sonuçlarına dair mutabakat oluşturulmadığını, söz konusu sözleşmeden beklenen yararın oynanan maç sayısından ziyade oynanan maçın önemine göre gerçekleştiğini, lig sonunda oynanan kupa, final ve derbi maçlarında yer alan sponsor reklamlarının aslında tüm sezon boyunca kullanılan sponsor reklamlarına eş ve belki daha çok fayda sağlandığını, kupa maçlarının şifresiz ulusal kanalda yayınlandığını ve dolayısıyla oldukça büyük bir kitleye ulaştığının tartışılmaz olduğunu, ücretinin alınmasına rağmen verilmeyen tek hizmetin bu maçlarla sınırlı olmadığını, davalı tarafın sözleşme ile yüklendiği diğer edimleride büyük ölçüde yerine getirmediğini, 2015/16 sezonunun 2/3’ündcn az maçta davacıya ait markanın formada taşındığı ve sözleşmede belirtilen hak ve uygulamalardan yararlanmadıklarını belirterek; asıl davada 7 adet, birleşen davada 7 adet olmak üzere 2015/2016 sezonu için davacıya verilen toplam 14 adet senedin iptali ile davalıya bu senetler nedeniyle borçlu olunmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; asıl gayesi Türkiye’yi iç savaşa sokup işgale hazır hale getirmek olan bir terör örgütüne finansal destek sağlamak suçuyla yapılan soruşturma kapsamında davacı şirketin sahibinin ve ortakları olan altı kişinin tüm malvarlıklarına el konulduğunu, ayrıca şirket ortağı …’nın soruşturma kapsamında 22 Nisanda tutuklandığını, konuyla ilgili Sulh Ceza Hakimliği tarafından verilen kararda örgütle bağlantı konusunda ifadelerin yer aldığı, davacı şirketin tüm bu olaylar akabinde “…'” şeklinde gazetelere ilan verdiklerini ve sürecin davacı şirkete TMSF tarafından kayyum atanması ile neticelendiğini, söz konusu soruşturmaya davacı şirketin ve bazı yönetim kurulu üyelerinin isminin karışmış olması, şirketin ve ortaklarının tüm malvarlığına el konması ve şirket sahibinin tutuklanması durumunun davalı şirket ve … bağlı ortaklarının marka değerine ve ticari itibarına çok ciddi şekilde zarar verici hale geldiğini, hal böyle olunca sözleşmenin devamı, davacı şirketin isim ve logosunun, davalı şirket marka ve logosu ile birlikte ilişkilendirilmesi anlamına geleceğini, bunun kabulünün söz konusu olmadığını, dolayısıyla davacının kusuru nedeniyle kendilerinden hizmet ilişkisinin sürdürülmesinin beklenemeyeceğini, bu yönüyle yapılan feshin haklı olduğunu, sponsorluk sözleşmelerinin maç üzerinden değil bir futbol sezonu üzerinden yapıldığını, davacı tarafından yerine getirilmediği iddia olunan edimlerin kullanım hakkının davacının tasarrufunda olan bir konu olduğunu, davacının fesih tarihine kadar tüm sözleşmesel haklarını eksiksiz olarak hatta fazlasıyla yerine getirdiğini ve davacı şirketin tüm taleplerinin karşılandığını, fesih tarihinin 2015/16 sezonunun bitimine çok kısa bir süre kaldığında gerçekleştiğini belirterek açılan davaların reddini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; davalı kulübün sözleşmeyi feshetmesinin haklı nedene dayandığı ve sponsorluk sözleşmesinin sezon üzerinden yapıldığı belirlemesi ile asıl ve birleşen davaların reddine dair karar verilmiş; bu karar davacı şirket vekili tarafından istinaf edilmiştir.Davacı şirket vekili istinaf dilekçesinde özetle; bilirkişi raporlarının karara dayanak teşkil edecek mahiyette olmadığını, eksik inceleme ve hatalı gerekçe ile karar verildiğini, sözleşmenin 5.maddesinde davalının sözleşmeyi feshetmesinin ancak mücbir sebep halinde ve mücbir sebebin 30 günden fazla sürmesi halinde mümkün olduğunu, mahkemece şirket ortakları hakkında soruşturma başlatılmış olmasının davalı açısından haklı fesih sebebi olarak kabul edilmesinin hukukun temel ilkesi olan masumiyet karinesine açıkça aykırılık teşkil ettiğini, haksız fesihten sonraki maçlarda davacı müvekkil şirketin sponsorluk sözleşmesine dayalı haklarının kullanmadığı hususu değerlendirilmeksizin davanın reddini doğru olmadığını, mahkeme değerlendirmesinin hatalı olduğunu, sözleşmenin feshedildiği tarihin sezon için önemi kesinlikle göz önüne alınmadığını, sözleşmenin devam ettiği dönem sezon ortası olup, bu maçların izlenme oranları sıralamalara bile giremezken, sezonun final maçı olan Galatasaray / Fenarbahçe maçının birinci sırayı aldığını, bu durum aslında davacının sponsorluk sözleşmesinden beklediği faydanın süre ile orantılı olarak dağılmadığı, sözleşmedeki edimlerinin ve faydanın süre ile doğrudan orantılanarak değerlendirilemeyeceğini ortaya koyduğunu, müvekkili şirket tarafından alınmamış bir hizmete ilişkin ödenen bedelin iadesi gerektiğini belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılıp davaların kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Asıl ve birleşen dava, taraflar arasında yapılan reklam/sponsorluk sözleşmesinin feshi olgusuna dayalı verilmeyen hizmet nedeniyle senetlerin iptali ve borçlu olunmadığının tespiti isteğine ilişkindir. Taraflar arasında 23.10.2015 tarihinde imza edilen “Reklam ve Tanıtım Sözleşmesi” nin 2. maddesi ile davalı kulüp, davacı şirketin reklam ve tanıtımının sağlanması amacıyla, sözleşmede belirtilen süre içerisinde … takımının Spor Toto Süper Lig ve Türkiye Kupası maçlarındaki formasında isminin yer almasını ve sözleşmede belirtilen diğer hakları sağlamayı; buna karşılık davacı şirket de sözleşmede kararlaştırılan reklam bedelini, belirtilen şartlarda nakden ve malen ödemeyi kabul ve taahhüt etmiştir. Reklam ve Tanıtım sözleşmesinin 2015/2016, 2016/2017 ve 2017/2018 sezonlarına ilişkin olarak yapıldığı, davalı spor kulübü tarafından sözleşmenin 28.04.2016 tarihli noter evrakı ile feshedilmesi nedeniyle 2015/2016 sezona ilişkin reklam ücretinin ödenmesi hususunda taraflar arasında ihtilaf ortaya çıktığı, bu kapsamda verilen senetlerin iptalinin eldeki davada ileri sürüldüğü anlaşılmaktadır. Sözleşmenin, …nın Yükümlülükleri ( Reklam Ücreti ve Ödeme Şekli ) başlıklı 3.2. maddesinde davacı şirket, 2015/2016 sezonu için bu sözleşme ile kendisine sağlanacak olan haklar karşılığında nitelikleri belirtilen 3.983.703 TL tutarındaki taşınmazların mülkiyetini davalıya geçirmeyi vaad edip, bu sezona ilişkin bakiye bedelin ifası kapsamında dava konusu yapılan toplam 5.016.297 TL tutarlı 31.10.2016’dan başlayıp her ay için ayrı ayrı düzenlenmiş sonuncusu 30.11.2017 vade tarihli senetleri davalı kulübe vermiştir. Dosya kapsamına göre taşınmazların devir işlemlerinin yapıldığı anlaşılmaktadır. 2015/2016 sezonunun bitiş tarihi 31 Mayıs 2016 olup davalı kulüp sezonun bitimine az bir süre kala 28.04.2016 tarihinde keşide ettiği ihtarnamesi ve ” Ancak 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu ve 6415 sayılı Terörizm Finansmanının Önlenmesi Hakkında Kanun ve diğer ilgili mevzuat çerçevesinde, terör örgütüne finansman sağlamam isnatlarından dolayı yürütülmekte olan soruşturmaya, şirketinizin ve bazı yönetim kurulu üyelerinizin isminin karışmış olması nedeniyle aramızda akdedilmiş olan sözleşmeyi devam ettirmemiz imkansız hale gelmiştir. Zira anılan soruşturmaya, şirket yöneticilerinizin adının karışması ve bu nedenle şirket ismi ve logonuzun, kendi marka ve logomuz ile birlikte ilişkilendirilmesi hali, müvekkil şirket ve Galatasaray bağlı ortaklıklarının marka değerine ve ticari itibarına ciddi zarar verir hale gelmiştir … şirketimiz ile camiamızın menfaatlare göz önünde bulundurularak” gerekçesi ile 28.10.2015 tarihinde imzalanmış Reklam ve Tanıtım Sözleşmesini tek taraflı olarak feshetmiştir. Taraflar arasındaki sözleşme kendine özgü düzenlemeleri bulunmakla birlikte her iki tarafa borç yükleyen sözleşmelerden olması, bedel karşılığı yükümlenilen edimin süreklilik arz etmesi gibi nedenlerle genel kanun niteliğindeki Borçlar Kanunun “Hizmet Sözleşmelerini” düzenleyen hükümlerinin kıyas yoluyla olayda uygulanması gerektiği değerlendirilmiştir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 434. maddesi “Taraflardan her biri, haklı sebeplerle sözleşmeyi derhâl feshedebilir. Sözleşmeyi fesheden taraf, fesih sebebini yazılı olarak bildirmek zorundadır. Sözleşmeyi fesheden taraftan, dürüstlük kurallarına göre hizmet ilişkisini sürdürmesi beklenemeyen bütün durum ve koşullar, haklı sebep sayılır.“ düzenlemesi mevcut olup, davalı kulüp tarafından davacı keşide edilen ve az yukarıda belirtilen fesih sebeplerinin kamuoyuna malolmuş durum ve koşullar nedeniyle haklı olduğu, tarafları sözleşme ilişkisi ile bağlı tutmanın davalı kulüp bakımından olumsuz sonuçlar doğuracağı, bu haliyle feshin haklı nedene dayandığı anlaşılmaktadır. Haklı feshin sonuçları TBK’nun 437. maddesinde düzenlenmiş olup, haklı fesih sebepleri, taraflardan birinin sözleşmeye uymamasından doğmuşsa o taraf, sebep olduğu zararı, hizmet ilişkisine dayanan bütün haklar göz önünde tutularak, tamamen gidermekle yükümlüdür. Buna göre taraflar arasındaki 2015/2016 sezonunun bitimine az bir süre kala davalı tarafından haklı nedenle feshedilen sözleşme nedeniyle anılan yasal düzenleme de değerlendirildiğinde mahkemece sözleşmenin maç üzerinden değil sezon üzerinden yapıldığı kabulü ile sonuca gidilmiş olmasında usul ve yasaya aykırı bir yön görülmemiştir. Davacı taraf istinafında haklı değildir. Açıklanan tüm bu nedenlerle aşağıdaki şekilde hüküm tesisi usul ve yasalara uygun görülmüştür.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Dairemiz ilk derece mahkemesi kararını hem maddi olay hem de hukuka uygunluk bakımından incelemeye tabii tutarak yapmış olduğu istinaf incelemesinde; İstinafa konu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından HMK 353/1-b maddesi gereğince davacının istinaf kanun yolu başvurusunun ESASTAN REDDİNE, Davacı harçtan muaf olduğundan istinaf başvurusu nedeni ile harç alınmasına yer olmadığına, Davanın ve dosya üzerinde yapılan yargılamanın niteliği ve avukatlık asgari ücret tarifesi göz önünde bulundurularak aleyhine istinaf kanun yoluna başvurulan için vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, İstinaf kanun yoluna başvuru için yapılan yargılama giderlerinin kanun yoluna başvuran davacı üzerinde bırakılmasına, artan kısmın talep halinde ilk derece mahkemesince yatırana iadesine, Dair; dosya üzerinde yapılan yargılama sonunda HMK 361/1 maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği karar verildi. 12/10/2022